top of page

15 2

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 2 gün önce
  • 19 dakikada okunur

Netanyahu'dan Suriye'ye saldırıları genişletme tehdidi

İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye'deki Dürzileri korumakla yükümlü olduklarını ve bu nedenle yoğun saldırılar düzenlediklerini belirtti. Netanyahu, "Umarım daha fazlasını yapmak zorunda kalmayız, bu büyük ölçüde Şam'ın neyi yapacağı ya da yapmayacağına bağlı" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye'ye yoğun saldırılar gerçekleştirdiklerini belirterek "Şam yönetiminin tavrına bağlı" olarak saldırıları genişletme tehdidinde bulundu. İsrail Başbakanlık Ofisi, Başbakan Netanyahu'nun Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile işgal altındaki Batı Şeria'da Ürdün Vadisi'ndeki Ultra-Ortodoks Yahudi (Haredi) İsrail ordusu birliğini ziyaretinde yaptığı konuşmayı yayınladı.

Netanyahu, Suriye'de faaliyet gösterdiklerini ve Suriye'nin güneybatısını "silahsızlandırılmış hale getirmek zorunda olduklarını" iddia etti. Suriye'nin "İsrail için ikinci bir Lübnan'a dönüşmesine izin vermeyeceklerini" ileri süren Netanyahu, Suriye'deki Dürzileri korumakla da yükümlü olduklarını savundu.

"Şam'ın neyi yapacağı ya da yapmayacağına bağlı"

Netanyahu, Suriye'ye yoğun saldırılar düzenlediklerini belirterek "Umarım daha fazlasını yapmak zorunda kalmayız, bu büyük ölçüde Şam'ın neyi yapacağı ya da yapmayacağına bağlı" sözleriyle Suriye'ye saldırıları genişletme tehdidinde bulundu.

Kaynak: AA


Cesaretin sembolü olmuştu: Gisèle Pelicot, Fransa’nın en yüksek onur nişanına layık görüldü

Eşi tarafından yıllarca ilaçla uyutulup eve getirilen yabancıların tecavüzüne uğradığı ortaya çıkan ve toplumda ses getirmek için davanın açık görülmesini tercih eden Gisèle Pelicot, Fransa'nın en üst düzey nişanı olan 'Legion D'Honneur'e layık görüldü

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

2024’te Fransa’yı sarsan cinsel saldırı davasıyla dünya çapında tanınan Gisèle Pelicot, Fransa’nın en yüksek ulusal nişanı olan Légion d’honneur (Onur Nişanı) ile ödüllendirildi. Pelicot, bu nişana layık görülen toplam 589 kişi arasında yer aldı.

Onur Nişanı nedir?

1802 yılında Napolyon Bonaparte tarafından kurulan ve yılda iki kez verilen bu prestijli nişan, Fransa’ya kültürel, bilimsel, sanatsal, askeri ya da sivil alanlarda olağanüstü katkıda bulunan kişi ve kurumlara veriliyor. Bu yıl açıklanan listede “kamu yararı için çaba gösteren” 589 kişi ödüllendirildi: 497’si şövalye, 68’i subay, 18’i komutan, 4’ü büyük subay ve 2’si büyük haç sahibi oldu. Ödüle layık görülenler arasında tarihçi Mona Ozouf, eski Anayasa Konseyi Başkanı Pierre Mazeaud, New York Modern Sanat Müzesi (MoMA) direktörü Glenn Lowry ve Fransa’da sporda cinsel şiddetle mücadelede simge haline gelen eski buz pateni şampiyonu Sarah Abitbol da bulunuyor. mücadelede simgeleşen buz pateni şampiyonu Sarah Abitbol da yer aldı.

“Utanç yer değiştirsin” diyerek kapalı oturumu reddetmişti

Gisèle Pelicot’un bu nişana layık görülmesi, yalnızca kişisel cesaretinin değil, aynı zamanda cinsel şiddete karşı yürüttüğü toplumsal mücadelenin bir simgesi olarak değerlendiriliyor. 2024 sonbaharında eski eşi Dominique Pelicot ve 50 erkeğin yargılandığı davada, Pelicot kapalı oturumu reddederek “Utanç yer değiştirsin” demiş ve tüm dünyanın tanıklığında, uyuşturularak iradesi dışında maruz kaldığı sistematik cinsel saldırıları anlatmıştı. Bu cesur tavrı sayesinde sıradan görünümlü erkeklerin de fail olabileceğini göstererek, cinsel şiddet algısında toplumsal bir kırılma yarattı. Davanın sonunda eski eşi 20 yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer sanıklar da üç yıl (iki yılı ertelenmiş) ile 15 yıl arasında değişen cezalara mahkûm edildi. Bazı sanıklar karara itiraz etti.

Mücadelesi kitap oluyor

Pelicot, 2025’in Nisan ayında Time dergisi tarafından “Yılın En Etkili 100 Kişisi” arasında gösterildi. 27 Ocak 2026’da ise anı kitabı yirmi dilde aynı anda yayımlanacak.


Lavrov: Trump, AB ve NATO'nun ahlaksız baskısı altında

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Moskova yönetiminin 50 gün içinde Ukrayna ile bir anlaşmaya varamaması halinde gümrük tarifelerini yüzde 100 artıracağını açıklayan ABD Başkanı Trump'ın 'AB ve NATO yönetiminin ahlaksız baskısı altında kaldığını' savundu

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Avrupa Birliği (AB) ve NATO yönetiminin baskısı altına kaldığını savunarak, "ABD Başkanının neye göre hareket ettiğini anlamak istiyoruz" dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Lavrov, Çin'in Tiençin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Dışişleri Bakanlar Konseyi Toplantısı'na katıldı. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Lavrov, ABD Başkanı Trump'ın, "Rusya'nın 50 gün içinde Ukrayna ile bir anlaşmaya varamaması halinde vergileri yüzde 100 artıracağı" yönündeki açıklamasını değerlendirdi.

Lavrov, "Trump'ın 50 günle ilgili açıklamasının arkasında ne olduğunu anlamak istiyoruz. Daha önce 24 saat, sonra 100 gün söylenmişti. Bunları daha önce duyduk. Gerçekten ABD Başkanının neye göre hareket ettiğini anlamak istiyoruz" ifadelerini kullandı. NATO ve AB'nin, ABD yönetimini etkilediğine işaret eden Lavrov, "Trump'ın AB ve NATO yönetiminin muazzam, hatta ahlaksız baskısı altında kaldığı açık. NATO ile AB, (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenski'nin taleplerini destekliyor ve ona modern silahlar sağlamaya devam ediyor" diye konuştu.

"ABD'yi de yaptırımlar silsilesine çekmeye çalışıyorlar"

Lavrov, AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırım uyguladığına dikkati çekerek, bu yaptırımların ilk önce Avrupa'nın ekonomisine zarar verdiğini vurguladı. Lavrov, "ABD'yi de yaptırımlar silsilesine çekmeye çalışıyorlar. Trump, Avrupa'nın bunların bedelini ödeyeceğini çok açık bir şekilde söyledi. Rusya'ya karşı çok sayıda yaptırım uygulanıyor. Bunların üstesinden geliyoruz ve geleceğimizden eminim." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'nın kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğine dikkati çeken Lavrov, şunları kaydetti: "Ülkemizin ulusal çıkarlarını ve güvenliğini tehlikeye atacak şekilde asla hareket etmiyoruz. (Ukrayna'da) Özel askeri operasyonun amacı da tam olarak bundan ibarettir. NATO'nun yıllardır sınırlarımızda oluşturduğu tehditlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Rusya bu konuda defalarca uyarıda bulundu. Devlet Başkanımız da bu konuyu birçok kez dile getirdi ancak maalesef dikkate alınmadı."

"İstanbul formatındaki müzakereler geçerliliğini yitirmedi"

Lavrov, Ukrayna tarafından "İstanbul formatındaki müzakerelerin geçerliliğini yitirdiği" yönünde açıklamalar yapıldığını aktararak, "Eğer onlar (Ukraynalı yetkililer) böyle düşünüyorlar ise bu onların kendi vatandaşlarına saygı duymadıklarını ve anlaşmak istemediklerini gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna tarafının üçüncü tur müzakerelerin yapılması konusunu açıklamalarında dile getirmediğini söyleyen Lavrov, Avrupalı liderlerin, Ukrayna'nın Rusya ile müzakere etmesini yasakladığına işaret etti.

Lavrov, "İstanbul formatı geçerliliğini yitirmedi. Devlet Başkanımızın oluşturduğu plan doğrultusunda hareket ediyoruz. Bu plan, Rusya'nın güvenlik alanında meşru çıkarlarının ve Ukrayna'da Rus ve Rusça konuşan vatandaşların haklarının sağlanmasını içeriyor" dedi. Rusya ile Ukrayna'nın birbirlerine barış anlaşmasına dair memorandum taslaklarını sunduklarına dikkati çeken Lavrov, bunların birbirine zıt olduğunu belirtti. Lavrov, "Çelişkili yaklaşımlara rağmen her zaman konuşma için imkan var" diye konuştu.

"İran'ın zenginleştirilmiş uranyumla ilgili hakları ihlal edilmemeli"

Lavrov, İranlı mevkidaşı Abbas Erakçi ile yaptığı görüşmede, İran'ın nükleer programı etrafında oluşan krizi istişare ettiklerini dile getirerek, "İran'ın uzun yıllar önce aldığı kararlara saygı gösterilerek, krizin siyasi ve diplomatik araçlarla barışçıl çözümüne ulaşılmasına yönelik gerçekçi yaklaşımlar ele alındı" dedi. İran'ın daha önce nükleer silaha sahip olma fikrinden resmen vazgeçtiğine dikkati çeken Lavrov, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanları dahil kimsenin bunun aksini doğrulayan kanıtlar sunmadığını dile getirdi.

Lavrov, İran'ın zenginleştirilmiş uranyumla ilgili haklarının ihlal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu konuda atılabilecek adımları İranlı yetkililerle temaslarında istişare etmeye devam edeceklerini kaydetti. Ayrıca Lavrov, İran tarafının, ABD ve İsrail saldırılarında yıkılan altyapının yeniden inşası için ŞİÖ ülkelerinden destek talep etmediğini söyledi.


İspanyol hükümeti Lamine Yamal'ın peşine düştü

FC Barcelona’nın genç üyesi Lamine Yamal’ın 18. doğum günü partisi basında yankı uyandırmıştı. Partisinde cücelik sendromlu bireyleri eğlence amaçlı kullandığı iddia edilen futbolcu, “engelli bireylere karşı onur kırıcı saldırı” suçlamasıyla karşı karşıya

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Genç futbolcu Lamine Yamal’ın düzenlediği şatafatlı 18. yaş partisi medyada çokça konuşulmuştu.Barselona yakınlarında bir özel mülkte düzenlenen mafya temalı partinin 200’e yakın davetli listesi ünlü futbolcular ve sanatçılardan oluşuyordu. Sosyal medyada “yılın partisi” olarak adlandırılan kutlamanın detayları ise tartışma yarattı.

İspanya Sosyal Haklar Bakanlığı, 15 Temmuz Salı günü yaptığı açıklamada, engelli bireylerin onurunun ihlal edilip edilmediğinin araştırılması için savcılıkla temasa geçtiğini duyurdu. Bu adımın nedeni ise bir etkinlikte, kutlamaları canlandırmak amacıyla işe alındığı bildirilen cüce sanatçıların yer almasıydı.

Etkinliğe FC Barcelona ve İspanya milli takımından bazı takım arkadaşlarının yanı sıra spor ve müzik dünyasından ünlü isimler de katıldı. Konukların parti sırasında video çekmesine izin verilmedi. Ancak, partinin düzenlendiği villanın dışından çekilmiş bir video sosyal medyada ortaya çıktı.

Yamal, davetlileri eğlendirmeleri amaçlı cücelik sendromlu bireylerden oluşan bir eğlence grubunu partiye davet etmişti. Sonraki gün ise Akondroplazi, İskelet Displazileri ve Nanizmli Kişiler Derneği (ADEE), futbolcuyu kınayan bir paylaşım yapmış ve hakkında yasal işlem yapılmasını talep etmişti. 

Derneğin başkanı Carolina Puente, “21. yüzyılda cücelik sendromu olan kişileri özel partilerde eğlence amaçlı kullanmak, özellikle Lamine Yamal gibi popüler bir figürün bunu yapması kabul edilemez” demişti.

Derneğin futbolcudan şikayetçi olması ardından İspanyol hükümeti tarafından parti hakkında inceleme başlatıldı. Partide yer alması için işe alınan eğlence grubunun bir üyesi ise İspanyol radyo istasyonu RAC1’e verdiği röportajda dernek üyelerine katılmadığını ve kimsenin ona saygısızlık etmediğini belirtmişti. İsmini vermek istemeyen üye: “Biz kendini sevdiği işe adamış normal insanlarız” demiş ve ADEE’nin “işlerine zarar verdiğini” dile getirmişti. 

Kaynak: Gazete Oksijen


BM Raportörü: AB, İsrail ile ortaklık anlaşmasını askıya almakla yükümlü

Francesca Albanese: İşgal, apartheid ve soykırımla ayrılmaz şekilde bağlantılı bir ekonomiyle ticaret ilişkisini sürdürmek, suça ortak olmak demektir

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Birleşmiş Milletler'in işgal altındaki Filistin topraklarından sorumlu Özel Raportörü Francesca Albanese, AB'nin yasal olarak İsrail'le Ortaklık Anlaşması'nı askıya almakla "yükümlü" olduğunu ifade etti.  Tel Aviv'in insan haklarını ihlal edip etmediğini tartışmanın "gereksiz ve gülünç" olduğunu belirten Albanese, bu konunun Uluslararası Adalet Divanı ve çok sayıda BM kuruluşu tarafından karara bağlandığının altını çizdi.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, işgal altındaki Filistin topraklarında insan haklarını ihlal ettiği tespit edilen İsrail'e karşı yaptırımları tartışmak üzere, Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplandı. Toplantıdan bir yaptırım kararı çıkıp çıkmayacağı tartışılırken BM Raportörü Albanese, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi


Kaja Kallas'ın AB-Güney Komşuluk Bölgesi Bakanlar Toplantısı'nı "tarihi" olarak nitelendirmesine tepki gösterdi. 


X hesabı üzerinden paylaşımlarda bulunan Albanese, “Tarihi' olacak olan soykırımın sona ermesine, İsrail’in bitmek bilmeyen işgalinin ve apartheid rejiminin kaldırılmasına ve Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) süreçleri esas alınarak adaletin ve hesap verebilirliğin başlamasına vesile olan bir görüşme olurdu" ifadesini kullandı. 

"AB Dışişleri Konseyi, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nı askıya alma konusunda yasal olarak yükümlüdür" vurgusunda bulunan Albanese, İsrail'in 2000 yılından imzalanan ortaklık anlaşmasının insan haklarına uygun hareket etmeyi şart koşan 2. maddesinin ihlal edildiğini ifade etti. 

2023 ile 2024 arasında AB’nin İsrail’e mal ihracatı 1,2 milyar euro arttığını hatırlatan Albanese, "İşgal, apartheid ve soykırımla ayrılmaz şekilde bağlantılı bir ekonomiyle ticaret ilişkisini sürdürmek, suça ortak olmak demektir. Bu, uluslararası hukuk düzeninin çöküşüne göz yummak anlamına gelir. Bu, İsrail’in son 21 ayda öldürdüğü 17.000’den fazla çocuğun, aç kalan ailelerine bir torba un götürmeye çalışırken katledilen yüzlerce Filistinlinin ve daha nicelerinin vicdani sorumluluğunu Avrupa Birliği’nin omuzlarına yüklemek demektir" ifadelerini kullandı. 

AB, kamuoyundan yükselen çağrıların ardından Hollanda'nın teklifi üzerine, 20 Mayıs'ta İsrail ile Ortaklık Anlaşması'nı "insan haklarına ve uluslararası hukuka uyma" şartı kapsamında incelemeye almıştı. Ayrıca geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği, Gazze'deki insani durumu iyileştirmek amacıyla İsrail ile bir anlaşmaya vardı. Anlaşma kapsamında yardım tırlarının sayısının artırılması, sınır geçiş noktalarının ve belirli yardım koridorlarının açılması yer alıyor.



İspanya’da sokağa inen aşırı sağcı gruplar “göçmen avı” başlattı

İspanya'nın güneyindeki Torre Pacheco kentinde 68 yaşındaki emekli bir vatandaşa Faslı göçmenlerin saldırması ardından başlayan protestolar üç gündür devam ediyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Sabah yürüyüşünü yaparken 9 Temmuz günü üç Faslı göçmen tarafından saldırıya uğrayan emekli vatandaş Domingo (68), basına saldırı anını anlattı. Yolda yürürken bir anda önüne çıkan üç kişi tarafından nedensizce darp edildiğini ve “kolunda saati ve cebinde evinin anahtarı olmasına rağmen” sadece fiziksel şiddete uğradığını açıkladı. Röportajın basına yansıması sonrasında belediye, 11 Temmuz’da şehirde şiddet karşıtı bir miting düzenledi. Fakat, aşırı sağcı gruplar mitingi bastı. 

Barışçıl bir şekilde başlayan mitinge bölgede yaşayan Faslı halk “Birlikte yaşama evet, suça hayır” gibi sloganlarla destek verdi. El Español’un haberine göre, bir kısım İspanyol onları alkışlarken diğer bir kısım ise Franco yanlısı sloganlar atarak Faslı gruba hakaret etmeye başladı. Polis eşliğinde alandan çıkartılmak isteyen Faslı gruba hakaretler devam etti ve çıkan tartışmalar sonucunda Faslı bir genç yaralandı. 

Gece boyunca aşırı sağcı gruplar ve Faslı gençlik arasında çatışmalar devam etti. Cuma akşamından beri nüfusunun üçte birini yabancıların oluşturduğu tarım şehrinde göçmen karşıtı protestolar devam ediyor. 

Aşırı sağcı örgüt “Deport Them Now”/Hemen Onları Sınır Dışı Edin, Telegram üzerinden sahibi Kuzey Afrikalı olan mağazaları yakma mesajı verdi. Grupta birçok göçmenin adları ve adresleri paylaşıldı. Yabancı düşmanı gruplar, Domingo’nun saldırganlarından intikam almak adına şehirde “göçmen avı” ilan etti. 

Aşırı sağ parti VOX lideri José Angel Antelo, şehirde göçmenlere karşı şiddeti kınamadan olayları “sınırları boş bırakanların” suçu olarak nitelendirdi. 

İspanya’nın diğer bölgelerinden protestolara katılmak için Torre Pacheco’ya gelen aşırı sağcı neo-nazi gruplar, göçmenlerin yaşadığı alanlara molotof kokteylleri ve sopalarda saldırı düzenledi. 

Murcia bölgesi Hükümet Delegesi Mariola Guevara, 14 Temmuz gecesi Domingo’ya saldırdığı iddia edilen kişilerden birinin daha yakalanması ile birlikte saldırı ve sonrasındaki protestolara dair 10 kişinin tutuklandığını bildirdi. 

Kaynak: Gazete Oksijen



İsrail uçakları Süveyda'da Suriye ordusunu vurdu

AA'nın yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Suriye ordusuna ait uçak savarlar (ZU23) hava sahasında bulunan İsrail'e ait uçaklara ve insansız hava araçlarına (İHA) karşılık verdi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

İsrail'e ait savaş uçaklarının Suriye'nin güneyindeki Süveyda kent merkezine düzenlediği hava saldırılarında 2 kişi yaralandı.

Suriye'nin resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre, İsrail savaş uçakları Süveyda ilinin kent merkezini hedef aldı.

Haberde, düzenlenen hava saldırısında 2 kişinin yaralandığı ve Suriye ordusuna ait bir tankın da vurulduğu aktarıldı.

AA muhabirinin yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, İsrail, Süveyda ilinin kuzeybatısındaki şehir girişine hava saldırıları düzenledi.

Yerel kaynaklardan edilen bilgilere göre, Suriye ordusuna ait uçak savarlar (ZU23) hava sahasında bulunan İsrail'e ait uçaklara ve insansız hava araçlarına (İHA) karşılık verdi.

Öte yandan İsrail'e ait savaş uçakları, Dera iline bağlı İzra ilçesinde Savunma Bakanlığına ait bir askeri konvoyu birden fazla hava saldırısıyla hedef aldı.

Dera’daki saldırıya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmazken, can kaybına dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı.

Öğle saatlerinde Süveyda kent merkezine giren Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birliklerle "yasa dışı silahlı gruplar" arasında bazı mahallelerde şiddetli çatışmalar yaşandığı bildiriliyor.

Süveyda olayları

Süveyda'da iki gün önce Dürzi grupların Bedevi Arap aşiretlerine ait bazı araçlara el koymasının ardından küçük çaplı silahlı çatışmalar başlamıştı.

Taraflar karşılıklı olarak bazı sivilleri kaçırıp alıkoyarken çatışmalar şiddetlenmiş, en az 30 kişi ölmüş, 100 kişi yaralanmıştı.

Bunun üzerine çatışmaları durdurmak amacıyla Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birlikler bölgeye çok sayıda asker ve askeri takviye sevk etmişti.

Savunma ve İçişleri Bakanlığına ait konvoylara düzenlenen saldırılarda 18 asker hayatını kaybetmiş, 9 asker rehin alınmıştı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye’nin güneyine yönelik saldırılarını “Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz, İsrail kenarda durmayacak" sözleriyle savunmuştu.

Bu açıklamanın ardından İsrail, Süveyda ili çevresinde konuşlanan Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına ait birliklerin konvoylarının yakınlarına toplam beş hava saldırısı düzenlemişti.

Kaynak: AA


Trump'ın Zelenski'ye sorduğu soru kriz çıkardı: Moskova'nın cevabı iki NATO ülkesine savaş açmak olabilir

Washington, Ukrayna’ya uzun menzilli JASSM füzelerini gizlice ulaştırmayı planlıyor. Öyle ki Trump Zelenski'nin açık açık bu füzelerle Moskova ve St. Petersburg'u vurmasını istiyor. Rusya'nın böyle bir hamleye karşılığı ise iki farklı NATO ülkesine birden savaş açmak olabilir

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, günlerdir “nefes kesecek” bir Rusya açıklaması yapacağını duyuruyordu. “14 Temmuz Pazartesi günü bir açıklama yapacağım, dünya şok olacak” sözleri Washington’daki siyasi kulisleri hareketlendirdi. Trump’ın en yakın destekçilerinden Senatör Lindsey Graham da bu söyleme katılarak beklentileri iyice yükseltti.

Ancak Pazartesi günü geldiğinde, “bomba” etkisi bekleyenler hayal kırıklığı yaşadı. Trump, Ukrayna’ya yapılacak silah yardımlarının Avrupa ülkelerinin omzuna yükleneceğini tekrarladı ve ABD ile NATO’nun bu konuda anlaştığını açıkladı. Bununla birlikte Trump, Kiev’e Avrupa üzerinden 17 adet Patriot hava savunma sistemi sağlanacağı sözünü verdi.

Ukrayna’nın elinde savaşın başında

12 adet Patriot bataryası bulunuyordu.

Rusya son üç yılda bunların 10’unu imha etmeyi başardı. Yeni sevkiyatlarla birlikte

Kiev’in bugün 7 Patriot bataryasına sahip olduğu tahmin ediliyor. Ancak Trump’ın vadettiği

17 yeni sistem, bu sayının iki katından fazla. 

JASSM özellikleri:

  • Uzunluk: 4,27 metre

  • Ağırlık: 1.020 kg

  • Savaş başlığı: 540 kg (108 kg patlayıcı)

  • Menzil: Standart JASSM 370 km, JASSM-ER modeli 926 km; bazı kaynaklara göre 1.100 km üzerinde

  • Fırlatma platformları: F-16 dahil çok sayıda savaş uçağı

Ukrayna’ya bugüne dek verilen ATACMS füzelerinin menzili 300 kilometre civarındaydı. JASSM, bu kapasiteyi neredeyse 1,5 katına çıkarıyor. Fakat eğer Kiev’e geliştirilmiş JASSM-ER modeli verilirse, bu Rusya topraklarının çok daha derinlerine yönelik saldırı ihtimalini doğurabilir.

Moskova’dan sert uyarı

Rusya da söz konusu olası sevkiyatlara karşı hazırlık mesajları veriyor. Yerel medyaya göre, Kremlin, Buk-M3, S-400, Tor-M2 ve Pantsir-SM gibi modern hava savunma sistemlerinin bu füzeleri tespit edip imha etme kapasitesine sahip olduğunu vurguluyor.

Ayrıca Rusya, hipersonik Kinjal ve uzun menzilli Kalibr füzeleriyle Ukrayna’daki F-16 üslerini vurabileceğini ve JASSM’lerin

Polonya ya da Romanya üzerinden nakliyesi sırasında hedef alınabileceğini ima etti.

Rus medyası böyle bir hamlenin her iki ülkeye de savaş açmak olduğunu dile getiriyor. Moskova, JASSM’lerin NATO ülkelerindeki depolarda bekletilmesi halinde, bu tesislerin doğrudan hedef alınabileceğini de açıkça dile getiriyor.

Yeni bir gerilim hattı mı?

Eğer Washington, JASSM füzelerinin sevkiyatına onay verirse, bu adım Batı’nın Ukrayna’nın füze kapasitesini ciddi şekilde artırmasından öte bir anlam taşıyacak: NATO’nun savaşı Rusya topraklarının içlerine taşıma stratejisinde yeni bir sayfa açması.

Kremlin yetkilileri, “Amerikan uzmanları olmadan JASSM’ler etkin bir şekilde kullanılamaz” diyerek bu tür bir yardımın doğrudan NATO müdahalesi sayılacağı uyarısında bulundu.

Trump’ın kamuoyuna yalnızca Patriot vaat etmesi, Pentagon’un gerilimi sınırlı tutma çabası olarak yorumlanıyor. Military Watch’taki “sızıntılar” ise Moskova’nın tepkisini ölçmek için bir taktik ya da Rus hava savunmasını iç bölgelere yayma girişimi olabilir.

Rusya’nın kozları: Kh-69 ve Kh-101

Moskova’nın elinde, JASSM ile rekabet edebilecek ve hatta bazı yönleriyle üstünlük sağlayan füzeler bulunuyor:

  • Kh-69: 500 km menzil, 800 kg ağırlık, 300 kg savaş başlığı. Düşük irtifada uçarak radar tespitinden kaçabiliyor.

  • Kh-101: 5.500 km menzil, 400-430 kg savaş başlığı. Nükleer versiyonu olan Kh-102, 250 kilotonluk bir termonükleer başlık taşıyabiliyor.

Bu füzeler, Ukrayna’daki nokta atışı saldırılarda halihazırda aktif olarak kullanılıyor. Rus yetkililer, “Batı’nın yeni adımları daha sert tepkilere yol açar” uyarısını yineliyor.

Kaynak: Gazete Oksijen


Kremlin: Trump’ın açıklamaları çok ciddi, analiz için zamana ihtiyacımız var

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov "Trump’ın açıklamaları çok ciddi. İçerisinde şahsen Putin'e yönelik ifadeler bulunuyor. Washington'da söylenenleri analiz etmek için kesinlikle zamana ihtiyacımız var" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik son açıklamalarına ilişkin başkent Moskova’da gazetecilere açıklamalarda bulundu.

ABD, NATO ve Brüksel’de Ukrayna’ya ilave silah sevkiyatına yönelik alınan kararları eleştiren Peskov, "Bu alınan kararların, Ukrayna tarafından barış işareti yerine savaşın devam edilmesine yönelik bir sinyal olarak algılandığından şüphe yoktur" ifadesini kullandı.

"Kesinlikle zamana ihtiyacımız var"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, "gerek görmesi" halinde Trump’a yanıt vereceğine işaret eden Peskov "Trump’ın açıklamaları çok ciddi. İçerisinde şahsen Putin'e yönelik ifadeler bulunuyor. Washington'da söylenenleri analiz etmek için kesinlikle zamana ihtiyacımız var" diye konuştu.

ABD basınında çıkan, Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile "Moskova ve St. Petersburg’a olası saldırıları" ele aldığına yönelik haberleri değerlendiren Peskov, "Bu tür söylemler ortaya yeni çıkmadı" dedi.

Peskov, Rusya’nın, Ukrayna ile üçüncü tur müzakerelere başlamaya hazır olduğunu ve Ukrayna’dan takvim konusunda teklif beklediklerinin altını çizdi.

Trump ne demişti?

ABD Başkanı Trump, dün, 50 gün içinde Ukrayna ile bir anlaşmaya varamaması halinde Rusya'ya uygulanan gümrük tarifelerini yüzde 100 artıracağını, Ukrayna’ya ilave Patriot hava savunma sistemleri gönderileceğini açıklamıştı.

Kaynak: AA


First Lady Macron hakkındaki 'cinsiyet' dedikodularını en üst mahkemeye taşıdı

Fransa'nın First Lady'nin hakkında "eskiden erkek olduğu" şeklinde dezenformasyon yapan iki kişi temyiz mahkemesinde beraat etmişti

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Fransa'nın First Lady’si Brigitte Macron, kendisi hakkında “eskiden erkek olduğuna” dair asılsız iddialarda bulunan iki kadının beraat kararına karşı, davayı ülkenin en yüksek temyiz mahkemesi olan Yargıtay’a taşıdı.  

Brigitte Macron’un cinsiyet kimliğine ilişkin dezenformasyon uzun yıllardır sosyal medyada dolaşıyor. Macron, Aralık 2021’de YouTube’da yayınlanan bir videonun ardından iki kadın hakkında iftira davası açtı. Söz konusu videoda, Brigitte Macron’un aslında “Jean-Michel Trogneux” adında bir erkek olduğu ve daha sonra cinsiyet değiştirerek Emmanuel Macron’la evlendiği ileri sürülüyordu. Ancak Jean-Michel Trogneux, Brigitte Macron’un gerçek hayattaki erkek kardeşi. 

Videoda, kendisini “spiritüel medyum” olarak tanıtan Amandine Roy, "bağımsız gazeteci" olduğunu söyleyen Natacha Rey ile dört saatlik bir röportaj gerçekleştiriyor. Devlete ait bir “yalan” ve “aldatmaca”yı ortaya çıkardığını öne süren Rey’in iddiası, özellikle ABD'deki komplo teorisyenleri arasında hızla yayıldı. Geçen yıl Eylül ayında görülen davada ilk derece mahkemesi, iki kadını Brigitte Macron’a 8.000 euro, erkek kardeşine ise 5.000 euro tazminat ödemeye mahkûm etti. 

Ardından Paris Temyiz Mahkemesi, 10 Temmuz’da görülen duruşmada Brigitte Macron’un trans kadın olduğu yönünde dezenformasyonda bulunan iki kadın hakkındaki mahkumiyet kararını bozdu. Brigitte Macron’un avukatı Jean Ennochi, 13 Temmuz Pazar günü bir açıklama yaparak, Macron’un ve erkek kardeşinin beraat kararının bozulması için Yargıtay’a başvurduğunu bildirdi. (AFP)


Epstein'in müşteri listesi MAGA hareketini ikiye böldü

Trump’ın seçim döneminde “Epstein dosyalarını açıklama” vaadi MAGA tabanında infiale yol açtı. Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı rapor, komplo teorilerini çürütürken Trump’a destek veren isimler Bondi’nin görevden alınmasını talep ediyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump'ın başkan olmadan önce söylediği en büyük vaatlerinden biri seçilmesi durumunda Epstein'in listesinde adı geçen isimleri açıklamadı. Geride kalan 7 ayda Epstein ile ilgili birçok skandal patlak verdi. Trump'ın Elon Musk ile arası bozulunca Musk adeta Trump'ı tehdit eder gibi sosyal medyadan Epstein ve Trump'ın yan yana olduğu fotoğrafı dahi paylaştı.

Ancak ABD Adalet Bakanlığı’nın geçtiğimiz hafta yayımladığı rapor, Epstein’ın ölümü ve “müşteri listesi” hakkında süregelen komplo teorilerini boşa çıkararak MAGA hareketinde öfke patlamasına yol açtı. Trump’ın, yıllar içinde Epstein ile bağlantıları hakkındaki sorulara verdiği muğlak yanıtlar, bu krizle birlikte yeniden gündeme taşınmış oldu.

'Seçmenler bunun için oy verdi'

Bu sonuçlar, Epstein’in ölümünden bu yana Trump’a en yakın isimler tarafından da dillendirilen sayısız komplo teorisini boşa çıkardı.

MAGA hareketinin önde gelen isimlerinden Laura Loomer, Politico’ya yaptığı açıklamada, “Seçmenler Trump’a oy verirken Epstein dosyalarının açıklanmasını bir vaat olarak gördü. Taban mutsuz ve bu konu ortadan kalkmayacak” dedi.

'Masamda duruyor inceleyeceğim'

Trump’ın Adalet Bakanı Pam Bondi, Fox News’a şubat ayında verdiği bir röportajda Epstein’in “müşteri listesi” için “Masamın üzerinde duruyor, inceleyeceğim” demişti. Ancak bakanlığın raporu sonrası Bondi, MAGA cephesinin hedefi haline geldi. Loomer ve birçok isim Trump’tan Bondi’yi görevden almasını talep ediyor.

Trump ise kabine toplantısında Bondi’yi savunarak, “Hala Jeffrey Epstein hakkında mı konuşuyorsunuz? Bu adam yıllardır konuşuluyor. Texas var, başka meseleler var ama hâlâ bu herifle mi uğraşıyoruz? İnanılmaz” ifadelerini kullandı.

Truth Social hesabından cumartesi gecesi yaptığı uzun bir paylaşımda Trump, “Pam Bondi’ye saldırıyorlar ama o FANTASTİK bir iş çıkarıyor. PAM BONDİ İŞİNİ YAPSIN — HARİKA BİRİ!” diye yazdı.

'Epstein bir anahtar'

Ancak Trump’ın ısrarla savunduğu Bondi, MAGA hareketinin sert eleştirilerinden kurtulabilmiş değil. Turning Point USA’nın hafta sonu düzenlediği bir konferansta eski Fox News sunucusu Megyn Kelly, Bondi’yi “bu hikayenin kötü karakteri” olarak nitelendirdi.

Kelly, “Ya Bondi o zaman doğruyu söylüyordu ya da şimdi, ikisi birden olamaz” diyerek bu konunun “Trump’a ara seçimlerde kaybettirebileceğini” söyledi.

Trump’ın eski başstratejisti Steve Bannon da konferansta yaptığı konuşmada, “Epstein; sadece kişiler değil, kurumlar, istihbarat örgütleri ve hükümetler arasındaki bağlantıları ortaya çıkarabilecek bir anahtar” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Gazete Oksijen


Çin’de sansür: Kadın yazarlar homoerotik içerikli romanları nedeniyle gözaltına alındı

Geçtiğimiz yıldan beri onlarca kadın yazar, eşcinsel içerikli hikayeler yazdıkları gerekçesiyle Çinli güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Le Monde’a verdiği röportajda, kimliğini gizli tutmak isteyen bir yazar 50’den fazla kadın yazarın gözaltına alındığını söylüyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

50'ye yakın Çinli kadın yazar, internet üzerinden yayınladıkları homoerotik içerikli romanlar nedeniyle gözaltına alındı. Japonya çıkışlı Boys’ Love/Erkeklerin Aşkı adlı kurgusal akımdan esinlenen romanlar, Tayvan merkezli Haitang sitesinde yayınlanıyordu. Para karşılığında üye olunan siteye Çinli kullanıcılar sansür filtreleri kaldıran bir yazılım kullanarak erişiyorlar. 

Boys’ Love; kadınlara özgü tasarlanmış, iki erkek arasında geçen erotika hikayeleri içeriyor. Çoğunlukla Çinli kadınlar tarafından okunan bu romanlar dünya çapında da ilgi çekmeye başlamıştı. Akım; mangalarda resmedilen kadın vücutlarının erkek yazarlar tarafından fantezileştirilip, kadın karakterlerin cinsiyetçi bir şekilde tasvir edilmesine karşı bir tepki olarak 1990’ların başında ortaya çıktı. 

Çin hükümeti kanunda erotik içerikli paylaşımları yasaklıyor. Kâr amaçlı erotik içerikli materyal yayınlamak Çin’de ömür boyu hapis cezasına bile yol açabilecek bir suç sayılıyor. Verilen cezalar materyalin erişilebilirliği ve sağladığı kazanca göre değişiyor. 2018’de Tianyi kullanıcı adıyla bilinen bir kadın yazar 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 

Birçok yazar güvenlik gerekçesiyle açıklama yapmaktan kaçındığı için tutuklu kadın yazarların kesin sayısı bilinmiyor. Yun Jian adlı yazarın eşi, eşinin Aralık ayında 4 buçuk yıllık bir hapis cezasına ve elde ettiği kazançlarının iki katına eşdeğer bir para cezasına çarptırıldığını açıklamıştı.

Doğum oranlarının düşüşüne cevap olarak Çin hükümeti son yıllarda geleneksel aile modelini teşvik etmek için çalışıyor. Devlet Başkanı Şi Cinping, 2023’te kadın örgütlerini “Çin’in geleneksel değerlerini teşvik etmeye ve yeni bir aile ve çocuk sahibi olma kültürünü desteklemeye” çağırmıştı. Ülkede son yıllarda özellikle yabancı basın içerikleri ağır bir şekilde sansürleniyor.

Büyük kısmı 20’li yaşlarındaki kadınlardan oluşan yazarlar ise Çin hükümetinin baskıcı politikalarının “kadınların cinsel özgürlüğünü kısıtlamayı” amaçladığını dile getiriyor. Birçok kadın yazar utanç verici koşullar altında gözaltına alındıklarını ve polis tarafından psikolojik baskıya uğradıklarını söylüyor. 

Bazı kaynaklar ise güvenlik güçlerinin son yıllardaki tutuklamalarının polis departmanlarının ekonomik fon açıklarından ileri geldiğini öne sürüyor. İnternet kullanıcılarının iddialarına göre polisler, yerel yönetimin gelirlerini artırmak amacıyla yetki alanlarının dışında soruşturmalara yöneldiler. 

Kaynak: Gazete Oksijen


Zelenski'den Trump'a teşekkür: “Kalıcı barış için birlikte çalışacağız”

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya milyarlarca dolarlık silah yardımı sözü verdi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de ABD’nin bu desteği için teşekkür ederek “Kalıcı barış için birlikte çalışacağız” mesajı verdi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, dün NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile Beyaz Saray’da bir araya gelmişti. Trump, görüşme sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ve milyarlarca dolarlık ABD silahının Ukrayna'ya gideceğini açıklamıştı.

"Çok iyi bir görüşme oldu"

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, dün yaptığı açıklamada, Trump ile Ukrayna'ya yeni silahlar vereceğini açıklamasının ardından görüştüğünü ve kendisine desteği için teşekkür ettiğini söyledi.

Zelenski, "Çok iyi bir görüşme oldu. Kendisine Ukrayna'yı desteklemeye ve ölümleri durdurmak ve kalıcı ve adil bir barış tesis etmek için birlikte çalışmaya devam etmeye hazır olduğu için teşekkür ettim" diye yazdı.

Zelenski, Trump ile daha sık konuşmak ve “adımlarını koordine etmeye devam etmek” konusunda anlaştıklarını söyledi.

Kaynak: ANKA


Suriye'de Bedeviler ile Dürziler arasında gerilim: 99 ölü

Suriye’nin güneyindeki Süveyda ilinde, üç gün süren çatışmaların ardından Savunma Bakanlığına bağlı birliklerin durumu kontrol altına almak amacıyla kente girmeye başladığı bildirildi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA, Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi’ne dayandırdığı haberinde, "Ordu birlikleri Süveyda kentine girmeye başladı." ifadelerine yer verdi.

Süveyda olayları

Süveyda'da iki gün önce Dürzi grupların Bedevi Arap aşiretlerine ait bazı araçlara el koymasının ardından küçük çaplı silahlı çatışmalar başlamıştı.

Taraflar karşılıklı olarak bazı sivilleri kaçırıp alıkoyarken çatışmalar şiddetlenmiş, Dürzi gruplar ile Bedevi Arap aşiretlerden az 99 kişi ölmüş, 100 kişi yaralanmıştı.

Bunun üzerine, çatışmaları durdurmak amacıyla Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birlikler bölgeye çok sayıda takviye asker sevk etmişti.

Çatışmaları durdurmak için Savunma ve İçişleri Bakanlığına ait konvoylara "yasa dışı gruplar" tarafından düzenlenen saldırılarda 18 asker hayatını kaybetmiş, 9 asker ise rehin alınmıştı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise Suriye’nin güneyine yönelik gerçekleştirdikleri saldırıları, "Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz, İsrail kenarda durmayacak." sözleriyle savunmuştu.

Bu açıklamanın ardından İsrail, Süveyda ili çevresinde konuşlanan Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına ait birliklerin konvoylarının yakınlarına toplam beş hava saldırısı düzenlemişti.

Kaynak: Gazete Oksijen


Pentagon'un açıklaması sonrası ABD'li şirketin hisseleri %50 arttı

Teksas’taki yeni tesisi ve Pentagon’un milyarlarca dolarlık desteğiyle MP Materials, ABD’yi nadir toprak mıknatısı üretiminde küresel bir oyuncu yapma yolunda ilerliyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Dünyanın nadir toprak mıknatıslarının %90’ını kontrol eden Çin, son aylarda Batılı şirketlere erişimi kısıtlayarak Ford ve Tesla gibi devleri sarstı ve ABD’yi masaya oturtmaya zorladı. Şimdi ise Teksas’taki bir sanayi tesisinde, baştan aşağı koruyucu giysiler giyen işçiler, 1.800 derece Fahrenheit’e (yaklaşık 982°C) kadar ısıtılmış erimiş metalin içine dev kepçeler daldırıyor.

Ürettikleri şey, Amerika’nın on yıllardır ticari ölçekte neredeyse hiç üretmediği bir ürün: nadir toprak metalleri. Bu fabrika, MP Materials’ın Çin’in küresel hakimiyetine meydan okuyacak bir Amerikan devi yaratma iddiasının en görünür işareti.

Pentagon’un desteğiyle ivme kazanan şirket, bir milyar doları aşan yatırımıyla ABD’nin kritik mıknatıs ihtiyacını karşılamak için tedarik zincirini tamamlamaya çalışıyor.

Pentagon’dan dev yatırım

Kaliforniya’daki bir madeni kontrol eden MP Materials, Batı Yarımküre’nin en büyük nadir toprak kaynağına sahip. Şirket, Teksas’taki tesisini genişleterek ve Pentagon’dan aldığı taze yatırımla, bu mineralleri yüksek kaliteli mıknatıslara dönüştürme yolunda hızla ilerliyor.

Geçen hafta ABD Savunma Bakanlığı, şirkete yüz milyonlarca dolarlık yatırım yaparak en büyük hissedarı oldu. Bu anlaşmayla MP Materials, yıllık mıknatıs üretim kapasitesini 1.000 tondan 10.000 tona çıkarmayı planlıyor. Şimdilik yeni fabrikanın adı: “10x.”

Beyaz Saray sözcüsü, bu anlaşmanın “Amerika’nın yerli nadir toprak endüstrisini yeniden inşa etme yolunda büyük bir adım” olduğunu söyledi. Haber sonrası şirketin hisseleri %50’ye yakın artış gösterdi ve bu yıl toplamda üç katına çıktı.

Çin’in kartları hala güçlü

Nadir toprak mıknatısları, cep telefonlarından arabalara, nükleer denizaltılara kadar her şeyde kullanılıyor ve neredeyse tamamı Çin’de üretiliyor.

Pekin, ucuz kimyasalları, teknik eğitimli dev işgücünü ve toksik madencilik atıklarını göze alabilen yaklaşımıyla Batılı rakipleri uzun süredir saf dışı bırakıyor. Ayrıca Çin, stratejik nadir toprak teknolojilerinin ihracatını yasakladı ve bilim insanlarının bilgi sızdırmasını önlemek için bir liste hazırlıyor.

Geçen nisan ayında Çin, nadir toprak mıknatısı alıcılarının askeri bağlantıları olmadığını kanıtlayan ayrıntılı ihracat başvuruları sunmasını zorunlu kıldı. Bu süreçteki gecikmeler Ford’un SUV fabrikasını geçici olarak kapatmasına yol açtı ve sektör genelinde paniğe neden oldu.

Ford CEO’su Jim Farley, geçen ay yaptığı bir açıklamada “Çin olmadan yüksek güçlü mıknatıs alamıyoruz” dedi.

Hedef: Çin bağımlılığına sona erdirmek

MP Materials, bu tedarik krizinin ortasında Pentagon’un desteğiyle öncü bir konuma geldi. Şirket, üretim ekipmanlarını Çin yerine Kuzey Amerika ve Avrupa’dan temin ederek tedarik zincirindeki olası engelleri minimize etti. Ancak bu, maliyeti artırdı ve teslim sürelerini uzattı.Anlaşma kapsamında Pentagon, MP’nin Teksas’taki tesisinin kapasitesini üç katına çıkaracak ve ikinci, daha büyük bir fabrikanın inşasına destek verecek. ABD ordusu, üretilen mıknatısların yalnızca bir kısmını talep edecek; geri kalanlar ise otomobil üreticileri gibi ticari müşterilere satılabilecek.Hızlı büyüme zorluklar

Şirketin hikayesi, Amerikan üreticilerinin sektörü yeniden canlandırma çabalarındaki engelleri de ortaya koyuyor. MP Materials’ın CEO’su James Litinsky ve operasyon şefi Michael Rosenthal, sektöre tesadüfen girdi.

Kaliforniya’daki Mountain Pass madeninin önceki sahibi Molycorp, 2015’te iflas etmişti. Litinsky ve Rosenthal, madeni stratejik bir varlık olarak gördü ve 2017’de kontrolü ele geçirdi. Ancak sorun büyüktü:

Çin dışında neredeyse hiç kimse nadir toprak elementlerini uygun maliyetle işleyemiyordu. Şirket, Çinli nadir toprak şirketi Shenghe Resources ile bir anlaşma yaparak ön finansman sağladı ve kazandığı gelirle kendi işleme operasyonlarını inşa etmeye başladı.

Sektör ne diyor?

Bazı Batılı rakipler, hükümetin tek bir şirkete ağır yatırım yapmasının uzun vadede rekabeti zayıflatabileceğini savunuyor. Bir nadir toprak şirketinin yöneticisi, “Hükümet kazananları ve kaybedenleri seçiyor, büyük bir bahsi MP üzerine oynamış görünüyorlar” dedi.

Litinsky ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“MP’nin güvence altına alınması sektörün tamamı için iyi. Önümüzde çok büyük büyüme fırsatları var.”

Kaynak: Gazete Oksijen


ABD Yüksek Mahkemesi'nden Trump'ın Eğitim Bakanlığı'ndaki tasfiye planına onay

ABD Yüksek Mahkemesi, Başkan Donald Trump'ın Eğitim Bakanlığından yaklaşık 1400 çalışanın işten çıkarılması yönündeki planının önünü açan bir karar aldı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Yüksek Mahkemesi, bugün aldığı kararla Trump yönetiminin tasfiye planına karşı verilen alt mahkeme kararını askıya aldı. Eğitim Bakanlığı'ndaki işten çıkarma sürecinin yeniden başlamasına imkan tanıyacak karar için gerekçe açıklanmadı.

ABD yönetiminin başvurusuyla açılan davada Massachusetts eyaletinde görevli federal yargıç Myong Joun'un kararını askıya alan Yüksek Mahkeme, tasfiye sürecini tekrar başlattı ve Eğitim Bakanlığı'ndan yaklaşık 1400 kişinin işten çıkarılmasının önünü açtı.

Trump'ın vaatleri arasındaydı

ABD Başkanı Donald Trump, ikinci döneminde "federal bürokrasi ve israfı azaltmak" yönünde politikalar benimseyeceğini duyurmuş ve göreve başladığı günden itibaren başta Adalet Bakanlığı olmak üzere farklı federal kurumlarda görev yapan birçok kişinin görevine son vermişti.

ABD Eğitim Bakanlığı, "yeniden yapılanma süreci" kapsamında bünyesindeki sivil çalışanların 1300'ünü işten çıkarmayı planladığını duyurmuştu.

ABD Başkanı Trump, 20 Mart'ta imzaladığı kararnameyle Eğitim Bakanlığı'nın kapatılma sürecini başlattığını açıklamış ve eğitim süreçlerinin tamamen eyaletlere bırakılacağını duyurmuştu.

ABD'de federal yargıç Myong Joun ise Başkan Donald Trump'ın Eğitim Bakanlığı'nı kapatmaya yönelik kararını durdurarak kurumdan çıkarılan kişilerin de işe geri alınmasına hükmetmişti.

Trump'ın Eğitim Bakanlığını kapatabilmesi için Senato'dan en az 60 oy alması ve bunun için demokratların oyuna da ihtiyaç duyacağını belirten uzmanlar, bu durumun pek mümkün olmadığı, bunun yerine Eğitim Bakanlığının başına temsili birinin atanmasının, Bakanlığı Trump dönemi boyunca etkisiz hale getirebileceği görüşünde.​​​​​​​




 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
17

Savaşları bitireceğim' demişti: Trump'ın ilk 5 ayındaki saldırı sayısı, Biden'ın 4 yılını geçti ABD Başkanı Trump, ikinci döneminde...

 
 
 
Dürziler

Muvafak Tarif, Suriye'de "Kararlı" Bir İsrail Harekatı Çağrısında Bulundu Mowafaq Tarif, İsrail'i Suriye'deki Dürzileri Korumaya Çağırdı...

 
 
 
16-2

ABD ile Endonezya ile ticaret anlaşması yaptı, Trump detayları paylaştı ABD Başkanı Trump, Endonezya ile ticaret anlaşması yaptıklarını...

 
 
 

Commenti


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page