16-2
- mutlunecmettin
- 16 Tem
- 14 dakikada okunur
ABD ile Endonezya ile ticaret anlaşması yaptı, Trump detayları paylaştı
ABD Başkanı Trump, Endonezya ile ticaret anlaşması yaptıklarını duyurdu. "Onlar yüzde 19 gümrük vergisi ödeyecek, biz ise hiçbir şey ödemeyeceğiz" diyen Trump, anlaşma kapsamında Endonezya'nın ABD'den tarım ürünleri ve enerjinin yanı sıra 50 Boeing uçağı satın alacağını belirtti
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, Endonezya ile vardıkları ticaret anlaşması kapsamında, bu ülkeden yapılan ithalata yüzde 19 gümrük vergisi uygulayacaklarını ancak ABD'nin Endonezya'ya gönderdiği ürünlere tarife uygulanmayacağını bildirdi. Trump, Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Endonezya ile herkes için harika bir anlaşma yapıldı. Çok saygıdeğer Başkanlarıyla doğrudan görüştüm" ifadelerini kullandı.
15 milyar dolarlık enerji, 4,5 milyar dolarlık tarım ürünü ve 50 Boeing alım taahhüdü
Bir sonraki mesajında anlaşmanın detaylarını paylaşan Trump, Endonezya'nın ABD'den 15 milyar dolarlık enerji, 4,5 milyar dolarlık tarım ürünü ve çoğu "777" olmak üzere 50 Boeing uçağı almayı taahhüt ettiğini bildirdi. ABD'li çiftçilerin ilk kez 280 milyondan fazla insanın yaşadığı Endonezya pazarına "tam ve eksiksiz erişime" sahip olacağına dikkati çeken Trump, şunları kaydetti: "Buna ek olarak, Endonezya bize ihraç ettiği tüm mallar için yüzde 19'luk bir tarife ödeyecek, ABD'nin Endonezya'ya ihracatına ise tarife ve tarife dışı engeller olmayacak. Daha yüksek tarife uygulanan bir ülkeden herhangi bir aktarma söz konusu olursa, bu Endonezya'nın ödediği tarife üzerine eklenecek." Trump, Endonezya'ya dostluğu ve ABD'nin ticaret açığını dengeleme taahhüdü için teşekkür etti.
"Hindistan'la da benzer bir anlaşma yapılacak"
Öte yandan, Beyaz Saray'da basın mensuplarının konuya ilişkin sorusunu yanıtlayan Trump, "Anlaşma yaptık, Endonezya'ya tam erişimimiz olacak. Onlar yüzde 19 (tarife) ödeyecek, biz ise hiçbir şey ödemeyeceğiz" diye konuştu. Trump, bunun her iki taraf için de iyi bir anlaşma olduğunu düşündüğünü belirterek, başka anlaşmaların da duyurulacağını söyledi. Hindistan ile de benzer bir anlaşma yapılacağını dile getiren Trump, "Bu ülkelerin hiçbirine erişimimiz yoktu. İnsanlarımız içeri giremiyordu. Şimdi ise gümrük vergileriyle yaptığımız şey sayesinde erişimimiz var." değerlendirmesinde bulundu.
"AB'yle ilerleme kaydediyoruz"
Trump, Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen ticaret müzakerelerine dair soru üzerine de AB ile konuştuklarını ve ilerleme kaydettiklerini bildirdi. AB ile zaten bir anlaşmaları olduğunu ifade eden Trump, AB'ye yönelik 1 Ağustos'tan itibaren yüzde 30 tarife uygulanacağını bildiren mektubu "anlaşma" olarak nitelendirdi. Trump, AB'nin yıllardır ticaret konusunda ABD'ye kötü davrandığını öne sürerek, "Bence sonunda herkes memnun olacak." dedi.
Endonezya'ya 'tarife mektubu' gönderilmişti
ABD, mayıs ayında önce İngiltere ile daha sonra da Çin ile anlaşmaya varmıştı. Trump, bu ay başında ise Vietnam ile ticaret anlaşması yapıldığını duyurmuştu. Trump, 9 Temmuz'da sona eren tarife erteleme süresini 1 Ağustos'a uzatmış, ülkelere "ABD ile ticaret yapabilmek için ödemeleri gereken" gümrük vergisi oranlarını içeren mektupları göndermeye başlamıştı.
Endonezya'ya yönelik mektubunda da Trump, bu ülkeye 1 Ağustos'tan itibaren sektörel tarifelerden ayrı olarak yüzde 32 tarife uygulanacağını açıklamıştı. Trump, mektuplarda 'belki' düzeltmeler yapılabileceğini belirterek, "Bu tarifeler, ülkenizle olan ilişkilerimize bağlı olarak yukarı ya da aşağı doğru değiştirilebilir." ifadesini kullanmıştı.
Kaynak: AA
Pentagon Aspen Güvenlik Forumu'nda konuşacak üst düzey askeri yetkilileri geri çekti
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in, her yıl Demokrat ve Cumhuriyetçi kanattan isimlerin katıldığı ülkedeki Aspen Güvenlik Forumu'nun değerlerinin "Pentagon'la örtüşmediği" gerekçesiyle, bu yıl üst düzey askeri yetkililerin forumda konuşmalarına izin vermediği bildirildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Kingsley Wilson, "Just the News" haber portalına konuyla ilgili açıklama yaptı.
Wilson, söz konusu forum için "Küreselleşmenin kötülüğünü, büyük ülkemize karşı küçümsemeyi ve ABD Başkanı'na karşı nefreti teşvik ediyor" diyerek, aralarında Deniz Kuvvetleri Komutanı ve ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Komutanı'nın da bulunduğu yaklaşık bir düzine üst düzey Pentagon yetkilisinin konuşma programından geri çekildiğini belirtti.
Wilson, foruma eski Başkan Joe Biden dönemi yetkililerinin davet edildiğine işaret ederek "Pentagon'un, yurt dışında kaosun, yurt içinde ise başarısızlığın mimarı olan eski yetkilileri davet eden bir örgütü meşrulaştırmakla hiçbir ilgisi yoktur" ifadesini kullandı.
Pentagon Sözcüsü Sean Parnell de daha sonra Fox News'e, "Savunma Bakanlığının üst düzey yetkilileri, değerleri Pentagon değerleriyle örtüşmediği için artık Aspen Güvenlik Forumu'na katılmayacaklar." şeklinde ek açıklama yaptı.
Forumu düzenleyen Aspen Enstitüsü de Pentagon yetkililerinin geri çekilmesiyle ilgili açıklamasında, "Aspen Güvenlik Forumu, on yıldan uzun süredir, ulusal güvenlik konularında deneyim ve farklı bakış açıları getiren üst düzey yetkilileri (Cumhuriyetçi ve Demokrat, sivil ve askeri), üst düzey yabancı yetkilileri ve uzmanları ağırlıyor. Pentagon'un katılımını özleyeceğiz, davetlerimiz hala açık" ifadelerini paylaştı.
İki gün sürecek forumda, Donald Trump yönetiminden Esir İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da konuşmacı olarak yer alıyor.
George W. Bush dönemi Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, Biden dönemi eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, eski Ulusal Güvenlik Konseyi Koordinatörü Brett McGurk gibi isimler başta olmak üzere önceki yönetimlerden de üst düzey isimler forumun konuşmacı listesinde bulunuyor.
Aspen Enstitüsü, resmi sitesinde, Colorado eyaletinin Aspen yerleşkesinde yıllık düzenlenen etkinliği "ABD'deki en önemli ulusal güvenlik ve dış politika forumu" olarak tanımlıyor.
Suriye'nin Süveyda kırsalındaki Mar Mihail Kilisesi kundaklandı
Suriye'nin güneyindeki Süveyda ili kırsalında Mar Mihail Kilisesi, kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından ateşe verildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Suriye'de silahlı bir grup, Süveyda ilinin kuzeyindeki Sura el-Kebira köyündeki Mar Mihail Kilisesi'ni kundakladı. Köy sakinlerinin müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alındı. Kilisenin tarihi yapısında tahribat oluştu.
Süveyda'da iki gün önce Dürzi grupların Bedevi Arap aşiretlerine ait bazı araçlara el koyduğu iddiaları üzerine taraflar arasında başlayan ve şiddetlenen çatışmalarda en az 30 kişi ölmüş, 100 kişi yaralanmıştı.
Trump Pennsylvania'da 92 milyar dolardan fazla yatırım yapılacağını açıkladı
ABD Başkanı Donald Trump, Pennsylvania eyaletinde 56 milyar dolardan fazla yeni enerji altyapısı ve 36 milyar dolardan fazla yeni veri merkezi projesi yatırımı yapılacağını bildirdi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Trump, Pennsylvania Enerji ve İnovasyon Zirvesi'nde "eyalet tarihindeki en büyük yatırım paketini" açıklayacaklarını söyledi.
Önde gelen 20 teknoloji ve enerji şirketinin Pennsylvania'da 92 milyar dolardan fazla yatırım yapacağını duyuran Trump, "Bu, eyalet halkı ve ABD için gerçekten zafer dolu bir gün" değerlendirmesinde bulundu.
Trump, bugün verilen yatırım taahhütlerinin, geleceğin Pennsylvania'da, ABD'de tasarlanmasını, inşa edilmesini ve üretilmesini sağlayacağını vurguladı.
"Amerika'nın kaderinin her sektöre hükmetmek ve her teknolojide ilk olmak olduğuna inanıyoruz" diye konuşan Trump, buna yapay zeka alanında "dünyanın bir numaralı süper gücü" olmanın da dahil olduğunu ifade etti.
Trump, ABD'nin yapay zeka alanında Çin'in çok önünde olduğunu savunarak, Çin ve diğer ülkelerin yapay zeka konusunda Amerika'yı yakalamak için yarıştığını ama buna izin vermeyeceklerini söyledi.
Bugün açıklanan yatırımların 56 milyar dolardan fazla yeni enerji altyapısı ve 36 milyar dolardan fazla yeni veri merkezi projesini kapsadığını bildiren Trump, "Önümüzdeki haftalarda, bundan çok daha fazlası açıklanacak." diye konuştu.
"Pazarını ABD'ye açmayanlar ciddi gümrük vergisi ödeyecek"
Trump, yakında yeni ticaret anlaşmaları açıklayabileceklerini ifade ederek, "Yaparsak yaparız, yapmazsak da sorun değil. Çünkü 'yüzde x tarife ödeyeceksiniz' diye gönderdiğimiz mektuplardan çok memnunum." dedi.
Pek çok ülkenin pazarını ABD'ye açacağını söyleyen Trump, açmayanların çok ciddi gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağını kaydetti.
Kaynak: AA
Trump'tan geri adım: Zelenski Moskova'ya vurmamalı
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, başkent Moskova'ya saldırı düzenlememesi gerektiğini belirtti
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'dan Pensilvanya'ya hareketi öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Zelenskiy'nin Rusya'nın başkentini vurup vuramayacağı yönündeki soru üzerine Trump, "Hayır, Moskova'yı hedef almamalı” dedi.
Ukrayna'ya uzun menzilli füzeler göndereceği iddialarını reddeden Trump, Rusya'nın, 50 gün içinde Ukrayna ile ateşkes yapmaması halinde ikincil tarifeleri uygulama tehdidini yineledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı hayal kırıklığı yaşadığını söyleyen Trump, "Son üç ayda birçok savaşı çözdüm ama henüz bu savaşı çözemedim. Bu bir Biden savaşı, Trump savaşı değil. Hepimizi bu karmaşadan kurtarmaya çalışmak için buradayım” diye konuştu.
Trump, "Ukrayna'nın tarafında mısınız?" sorusuna ise ‘kimsenin tarafında değil, insanlık tarafında’ olduğu yanıtını verdi. Trump, “Binlerce insanın öldürülmesini durdurmak istiyorum. Öldürmeyi durdurun. Ukrayna-Rusya Savaşı'nda katliamın durmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump, Adalet Bakanı Pam Bondi'nin, milyarder iş insanı Jeffrey Epstein'ın suç dosyasında kendi adının da olduğunu söyleyip söylemediği sorulduğunda “Hayır” cevabını verdi.
Öte yandan Trump birkaç gün önce Zelenski'ye 'Moskova ve St. Petersburg'u vurabilir misiniz?' sorusunu yöneltmiş, Zelenski ise gerekli silahlar sağlanırsa yapacaklarını iletmişti.
Kaynak: DHA
İki haftada dört asker: İsrail ordusunda intiharlar artıyor
İsrail'in kuzeyindeki bir birlikte Nahal Tugayı'ndan bir askerin intihar etmesiyle, son iki haftada intihar eden asker sayısı dörde yükseldi. İsrail askerleri arasında intihar oranı yükselirken, IDF resmi verileri paylaşmayı reddediyor
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, Nahal Tugayı'nda görevli bir askerin Pazartesi günü ülkenin kuzeyindeki bir üste intihar ettiği belirtildi.
Tel Aviv merkezli Haaretz gazetesinin haberine göre son iki haftada, iki zorunlu asker ve uzun süreli yedek askerlik görevinden terhis olan iki yedek askerin de intihar ettiği bilgisi verildi. Ordunun olayları soruşturduğu ve bulguların askeri savcılığa iletileceği kaydedildi.
İntihar vakalarında belirgin artış
Çatışmaların başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana aktif görevdeki askerler arasında intihar oranında önemli bir artış yaşandı. 7 Ekim 2023'ten aynı yılın sonuna kadar yedi asker intihar ederken, 2024'te 21 asker yaşamına son verdi. Bu yılın başından beri ise en az 15 askerin daha intihar ettiği bildirildi. 2018-2022 yılları arasında ise yıllık asker intiharı sayısı 9 ila 14 arasında değişiyordu.
İsrail, intihar sayılarına ilişkin resmi verileri paylaşmayı reddediyor ve intihar sayısındaki artışı, özellikle yedekler olmak üzere hizmet veren personel sayısındaki önemli artışa bağlıyor. Nitekim, 7 Ekim'den bu yana intiharların çoğu aktif görevdeki yedek askerler arasında yaşandı.
Ordu kaynaklarına göre, vakaların dökümü, savaşın başlangıcından bu yana kişisel nedenlere bağlı intihar sayısında bir azalma olduğunu, buna karşılık muharebeye bağlı intiharların arttığını gösteriyor. Bu durum, intihar eden askerlerin önemli bir yüzdesinin muharebede ciddi olaylara maruz kaldığını ve bunun zihinsel durumlarını etkilediğini ortaya koyuyor.
Resmi rakamların ötesinde
Ancak ordunun verileri, aktif görevde olmayan askerlerin intiharlarını içermiyor. Haaretz gazetesinin bulgularına göre, Gazze'ye yönelik saldırıların başlamasından bu yana en az 12 kişi, askeri hizmetleri nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılan zihinsel sorunlar nedeniyle intihar etti. Bu vakaların bazıları 7 Ekim'den bu yana savaşta görev yapan askerlerken, diğerleri daha önceki savaşlarda görev yapmış, akıl sağlığı sorunları olan gazilerdi.
Aktif görevdeyken intihar edenlerin aksine, gazi intiharlarını takip eden bir kurum bulunmuyor. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile mücadele eden kişilere yardım eden kuruluşlar, muharebe ile ilgili intihar sayısının resmi rakamdan daha yüksek olduğunu, çünkü çoğu vakanın rapor edilmediğini belirtiyor.
Sayılar günden güne artıyor
Geçen hafta, Golani Tugayı'ndan bir asker, askeri polis tarafından sorgulandıktan sonra Sde Teiman üssünde intihar etti. Asker, bir ay önce başlatılan bir soruşturmayla ilgili olarak sorgulanmak üzere Gazze Şeridi'nden arkadaşlarıyla birlikte üsse gelmişti. Soruşturmanın ardından komutanları, askerin askeri tüfeğine el koymaya karar verdi. Birkaç saat sonra, sabahın erken saatlerinde, uyuyan bir arkadaşının tüfeğini alarak intihar etti ve geride bir intihar notu bıraktı. Soruşturmanın, askerin görev sırasındaki davranışlarıyla ilgili olmadığı ve sosyal medyadaki söylentilerin aksine, Filistinlilere taciz veya zarar verme iddiasıyla soruşturulmadığı belirtildi.
Askerin yakın bir arkadaşı, geçen ay güney Gazze'deki Han Yunus yakınlarında zırhlı bir personel taşıyıcıya bağlı patlayıcı bir cihazın infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden yedi asker arasındaydı.
Birkaç gün önce ise, yaklaşık bir yıldır yedek askerlik yapan ve travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konulan 24 yaşındaki Safedli Daniel Edri, kendini yakarak intihar etti. Edri'nin cesedi, Safed yakınlarındaki Biriya ormanında yanmış bir arabanın içinde bulundu. Edri, Şubat ayında Savunma Bakanlığı'nın rehabilitasyon dairesi tarafından "yaralı gazi" olarak tanınmıştı ve son aylarda profesyonellere intihar düşünceleri ve dürtülerinden muzdarip olduğunu ve zihinsel durumunun kötüleştiğini söylemişti. Yaklaşık iki ay önce, Edri Safed'deki Ziv Tıp Merkezi acil servisine gitmiş, yaşadıklarını ayrıntılı olarak anlatmış ve psikiyatri servisine yatırılmayı talep etmişti. Ancak hastane personeli, kendisi için bir tehdit oluşturmadığına inanmış ve eve gönderilmişti.
Savaş travmaları askerleri etkiliyor
Safedli 24 yaşındaki Edri, Gazze ve Lübnan'da yaklaşık bir yıl boyunca aktif görevde bulunmuştu. Ayrıca, Edri'nin çocukluk arkadaşlarından ikisi, 7 Ekim 2023'teki Nova müzik festivali katliamında hayatını kaybetmişti; bu kayıp, zihinsel durumunu derinden etkilemişti.
Terhis olduktan sonra, düşen askerlerin cesetleri de dahil olmak üzere birçok travmatik olaya tanık olduğunu anlatmıştı. Edri, sağlık uzmanlarına, bu deneyimlerin görüntüleri ve kokularının kendisine musallat olduğunu ve ani seslerin şiddetli anksiyeteyi tetiklediğini söylemişti.
Halkın resmi verilere güveni azalıyor
2021 yılında IDF, önleyici programlar aracılığıyla intihar oranlarını yüzde 75 oranında azalttığını iddia etmişti, ancak bu rakamların doğruluğu daha önce sorgulanmıştı. Aynı yıl, İsrail Demokrasi Enstitüsü'nden Profesör Tamar Hermann, Knesset'in IDF Personel Alt Komitesi'ne, "IDF'nin önleme ve müdahale çabalarına ilişkin sunulan bilgilere, halkın bu konuda IDF'ye olan güven eksikliği göz önüne alındığında şaşırdığını" söylemişti.
Enstitü tarafından yapılan anketler, halkın IDF'nin intihar raporlamasına olan güveninin 2020'de yüzde 46'dan 2021'de yüzde 38'e düştüğünü ortaya koydu. Güvensizlik özellikle genç İsrailliler arasında belirgindi. 18-24 yaş arası kişilerin sadece yüzde 29'u bu konuda IDF'ye güven duyarken, 55 yaş ve üzerindekilerin yüzde 44'ü güven duyduğunu belirtmişti.
IDF, tarihsel olarak İsrail'deki genel nüfusa ve küresel diğer ordulara kıyasla daha düşük intihar oranları bildirmişti.
Kaynak: Gazete Oksijen
Trump denklemi çözdü: İşte Ukrayna'ya silah göndermenin yeni yolu
ABD Başkanı Trump, Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri gönderilmesi için Avrupa’daki NATO müttefiklerini ikna etmeye çalışıyor. Plan kapsamında Avrupa ülkeleri envanterlerindeki silahları Ukrayna’ya verecek, ABD ise yerine Amerikan üretimi sistemler satacak
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’yı silahlandırmanın yolunu sonunda buldu. Avrupa’daki müttefiklerden kendi silahlarını bağışlamalarını istemek ve ardından onların yerine Amerikan üretimi sistemler satmak.
Şimdi ise asıl zorluk başlıyor; Ukrayna’nın uzun süredir talep ettiği Patriot hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere, hangi ülkelerin envanterindeki kritik silahları teslim edeceğine karar verilmesi gerekiyor.
“Üst düzey silahlar üreteceğiz ve bunlar NATO’ya gönderilecek” diyen Trump, Pazartesi günü Oval Ofis’te yaptığı açıklamada Ukrayna’ya bazı Patriot sistemlerinin “önümüzdeki günlerde” ulaşacağını duyurdu.
Ancak Trump, Ukrayna’ya destek konusunda Cumhuriyetçi Parti içinde yükselen muhalefetle karşı karşıya.Yüksek maliyetli Patriot sistemleri, Ukrayna şehirlerine yönelik Rus balistik füzelerini imha etmede etkili oldu ve şu anda ABD’nin birçok müttefiki tarafından da talep ediliyor.
Trump yönetimi, Avrupa ülkelerinin Patriot dışında başka taarruz silahları da göndermesi için sinyal verdi. Ancak Trump, Ukrayna’nın Moskova’ya saldırmaması gerektiğini vurguladı.
'Bu işlerde ayrıntılar gizlidir'
Trump ile NATO Genel Sekreteri Mark Rutte arasında son günlerde şekillenen plana, Ukrayna ve Batılı müttefikler temkinli bir iyimserlikle yaklaşıyor. Kiev ve diğer başkentler, daha önce Rusya lideri Vladimir Putin hakkında övgü dolu ifadeler kullanan Trump’taki bu ton değişimini memnuniyetle karşıladı.
Ancak yetkililere göre Trump, yalnızca bir çerçeve sundu; planın detayları henüz netleşmiş değil. ABD ve Avrupa’dan 10 üst düzey yetkili, Ukrayna’ya sağlanacak desteğin kapsamının, önümüzdeki müzakerelerde hangi ekipmanların kimin tarafından verileceğine bağlı olduğunu belirtti.
“Bu işlerde şeytan ayrıntıda gizlidir” diyen bir Kuzey Avrupa büyükelçisi, sürecin zorluğuna dikkat çekti.
'Kim patriot verecek?'
Rutte, Pazartesi günü Oval Ofis’te Trump ile yaptığı görüşmede Finlandiya, Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda ve Kanada’nın silah satın alma planına katılmaya istekli olduğunu söyledi. Ancak bu ülkelerdeki üst düzey diplomatlar, planın ayrıntılarını Trump’ın açıklamasıyla birlikte öğrendiklerini ifade etti.
“Hiç kimsenin önceden detaylar hakkında bilgilendirildiğini sanmıyorum. Bence Beyaz Saray içinde bile ne anlama geldiğini yeni yeni anlamaya başladılar” diyen bir Avrupa büyükelçisi, kaotik süreci özetledi.
Eski NATO Daimi Temsilcisi Kurt Volker, Trump’ın Ukrayna’ya destek ile Cumhuriyetçi tabanın siyasi gerçekleri arasında bir denge bulduğunu belirtti. Avrupa’nın ABD silahlarının mali yükünü üstlenmesinin, Trump’ın kampanya dönemindeki “Müttefikler daha fazla ödemeli” söylemiyle tutarlı olduğunu söyledi.
Volker’a göre Ukrayna, nihayetinde 12-13 Patriot bataryası alabilir; ancak bunların teslim edilmesi bir yılı bulabilir.
NATO yetkilileri, teslimatların Almanya’daki NATO Güvenlik Yardımı ve Eğitim Merkezi aracılığıyla koordine edileceğini kaydetti. “Almanya, Norveç, Danimarka, Hollanda, İsveç, Birleşik Krallık, Kanada ve Finlandiya bu girişimi destekleyeceklerini açıkladı. Ayrıntılar hâlâ görüşülüyor” dedi.
'Avrupa'da gerginlik'
Trump’ın Avrupa ülkelerine maliyet yükünü devreden planı, kıtada hafif bir rahatsızlık yarattı.
“Bu silahlar için biz para ödüyorsak, bu bizim desteğimizdir” diyen AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, Trump’ın kararını memnuniyetle karşıladığını ancak sahiplenmesine itiraz etti. “Eğer silahları siz vermiyorsanız, bunun adı sizin desteğiniz değildir” diye konuştu.
Trump, bir NATO üyesinin 17 Patriot sistemine sahip olduğunu ve bunların bir kısmının Ukrayna’ya gideceğini açıkladı. Ancak ABD dışındaki hiçbir NATO üyesinin bu sayıda Patriot bataryasına sahip olmaması, Trump’ın ya yanlış bilgi verdiği ya da yalnızca belirli Patriot bileşenlerini kastettiği yönünde spekülasyonlara yol açtı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Patriot sistemlerinin Ukrayna’ya gönderilmesini ABD ile görüşeceklerini ancak teslimatların birkaç ay süreceğini söyledi. Bu da Ukrayna’nın stratejik olarak önemli yaz aylarında Patriot koruması alamayacağı anlamına geliyor.
ABD Savunma Bakanlığı, yorum için Reuters’a yaptığı açıklamada Trump’ın Pazartesi günkü sözlerini hatırlattı. Beyaz Saray, Ukrayna ve Rusya’nın Washington’daki büyükelçilikleri ise yorum taleplerine yanıt vermedi.
Trump, Rutte ile görüşmesinde “Konuşmak bir yere kadar… Artık harekete geçme ve sonuç alma zamanı” dedi. Ancak yetkililer, planın hâlâ belirsiz olduğunu vurguluyor. Bir ABD’li yetkili, “Şimdi esas iş başlıyor” dedi.
Kaynak: Gazete Oksijen
Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birlikler bölgeye çok sayıda asker ve askeri takviye sevk etmişti. Savunma ve İçişleri Bakanlığına ait konvoylara düzenlenen saldırılarda 18 asker hayatını kaybetmiş, 9 asker rehin alınmıştı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye’nin güneyine yönelik saldırılarını “Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz, İsrail kenarda durmayacak" sözleriyle savunmuştu. Bu açıklamanın ardından İsrail, Süveyda ili çevresinde konuşlanan Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına ait birliklerin konvoylarının yakınlarına toplam beş hava saldırısı düzenlemişti.
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Merhef Ebu Kasra, bugün yaptığı açıklamada, Süveyda'da ateşkes ilan edildiğini duyurmuştu.
Kaynak: AA
Eurofighter'ı üreten şirketten Türkiye açıklaması
İngiliz savunma sanayi şirketi BAE Systems, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın da dahil olduğu 150 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı siparişi beklediğini açıkladı
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İngiliz savunma sanayi devi BAE Systems, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu üç ülkeden Eurofighter Typhoon savaş uçağı siparişi almayı beklediğini açıkladı.
Şirketin havacılık faaliyetlerinden sorumlu yöneticisi Richard Hamilton, Lancashire’daki Warton tesisinde yaptığı açıklamada, “İngiltere hükümeti ile çeşitli siparişler üzerine çalışıyoruz” dedi.
Hamilton, müzakerelerin satışla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı sorusuna ise, “Evet, elbette” yanıtını verdi. Hamilton’un açıklamasına göre, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın da dahil olduğu toplam 150 adet Eurofighter Typhoon uçağı siparişe konu ediliyor.
Öte yandan, BAE Systems’in kaç adet ihracat siparişi alacağı yakından izleniyor. Sendika temsilcileri, yeni siparişlerin alınamaması halinde üretimin 2030’lu yıllarda durabileceği uyarısında bulunmuştu.
Satış gerçekleşmezse İngiliz savunma sanayisi çökebilir
İngiltere’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı üretimi, yeni siparişlerin gelmemesi nedeniyle durma noktasına geldi. Bu durum, ülkenin kritik havacılık sanayii becerilerini kaybetme riski doğurdu.
BAE Systems’in Lancashire’daki Warton fabrikasında onlarca yıldır montajı yapılan Typhoon’un son uçağı, Katar’ın 2017’de verdiği 5 milyar sterlinlik sipariş kapsamında teslim edilmek üzere hazırlanıyor. Fabrikadaki üretim hattı ise neredeyse tamamen durdu.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bir yetkili “Hangarda bekleyen bir uçak var ancak birkaç parçanın gelmesini ve boyanmayı bekliyor. Büyük montaj işleri ise bitti; artık çalışan kalmadı,”
İki ülkeden alım isteği gelmedi
İngiltere hükümeti 2009’dan bu yana yeni Typhoon siparişi vermezken, Suudi Arabistan ve Katar’dan gelmesi beklenen ek ihracat siparişleri de henüz kesinleşmedi. Yeni siparişler alınmazsa, İngiltere’nin Global Combat Air Programme (GCAP) çerçevesinde bir sonraki nesil savaş uçaklarını üretme yetkinliği ciddi bir tehdit altına girecek.
Unite Sendikası Genel Sekreteri Sharon Graham, “Savunma harcamalarını ‘İngiliz büyümesi, İngiliz işleri, İngiliz becerileri, İngiliz inovasyonu’ vaadiyle birleştireceğini söyleyen bir hükümetin bunu nasıl göz göre göre yaptığını işçiler sorgulayacaktır,” dedi. Graham, bakanları “kendi savaş uçaklarımızı üretmeyi bırakmanın” yaratacağı riskler konusunda defalarca uyardığını da belirtti.
Typhoon, BAE, Airbus ve Leonardo’nun yer aldığı bir Avrupa konsorsiyumu tarafından üretiliyor. Her şirket uçakların farklı parçalarını üretirken, son montaj işlemleri sipariş veren veya ihracat anlaşmasına liderlik eden ülkenin fabrikasında yapılıyor.
İsrail ordusu Şam'da genelkurmay binasını vurdu
İsrail ordusunun saldırısı Süveyde'de yaşanan çatışmaların ardından geldi. Tel Aviv ayrıca Suriye sınırına takviye birlik gönderme kararı aldı
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail ordusu, Suriye'nin başkenti Şam'da genelkurmay binasını vurdu.
Tel Aviv'den yapılan açıklamada, genelkurmay binasının girişinin vurulduğu ifade edildi. İsrail'e ait insansız hava araçları ayrıca Dürzi nüfusun yoğun olduğu Süveyde'ye yönelik de saldırı gerçekleştirdi.
Saldırılar Süveyde'de son günlerde Dürzi gruplarla Suriye ordusuna bağlı güçler arasında yaşanan çatışmaların ardından geldi.
İsrail ordusu Suriye sınırına takviye birlik gönderiyor
İsrail ordusu, Suriye sınırındaki güvenlik çitine takviye birlikler göndereceğini açıkladı.
Açıklama, İsrail’in Suriye ordusunu Süveyde vilayetinden çekilmemesi halinde hedef almaya devam edeceği yönündeki tehdidinin ardından geldi.
Salı günü varılan ateşkesin çökmesinin ardından, bugün Süveyde’de Suriye hükümet güçleri ile Dürzi silahlı gruplar arasındaki çatışmalar devam etti.
Kaynak: Gazete Oksijen
Savaşları bitireceğim' demişti: Trump'ın ilk 5 ayındaki saldırı sayısı, Biden'ın 4 yılını geçti
ABD Başkanı Trump, ikinci döneminde Yemen’den İran’a 529 hava saldırısı düzenleyerek Biden’ın dört yıllık bilançosuna yaklaştı. “Güç yoluyla barış” stratejisi MAGA tabanında bile tartışma yarattı.
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk beş ayında Joe Biden’ın dört yıllık görev süresince düzenlediği toplam hava saldırısı sayısına neredeyse yetişti. Trump’ın Yemen’deki Husilere ve Somali’deki İslamcı gruplar yönelik saldırıları Biden'ınkinden çok daha sert olurken, Irak, Suriye ve son olarak İran’a da hava operasyonları emri verdi.
Seçim kampanyasında Amerikan askerlerini yurtdışındaki çatışmalardan çekme sözü veren Trump, göreve geldiğinden bu yana ülkenin hava saldırılarını keskin bir şekilde artırdı. Silahlı Çatışma Konum ve Olay Veri Projesi (ACLED) verilerine göre, Trump göreve geldiğinden bu yana 529 hava saldırısı düzenlendi. Bu sayı, Biden’ın dört yıllık başkanlık döneminde kaydedilen 555 hava saldırısına neredeyse eşit.
Biden döneminde zaten hedef alınan Suriye, Irak, Yemen ve Somali’deki operasyonlar devam ederken, Trump İran’ın nükleer programına yönelik saldırılarla yeni bir cephe açtı.
Trump’ın hava saldırıları Biden’ı geride bıraktı
Trump’ın ikinci döneminde düzenlenen saldırıların büyük kısmı, Kızıldeniz’deki ticari gemilere tehdit oluşturan İran destekli Husi militanlarını hedef alan Yemen operasyonlarından oluşuyor. ACLED verilerine göre, Ocak ayından bu yana Yemen’de 470 saldırı gerçekleştirildi.
Mart ayında Somali’de DEAŞ ve Eş-Şebab unsurlarına yönelik saldırılar artırıldı. Beyaz Saray, Mart ayında Somali’de bir DEAŞ saldırı planlayıcısının öldürüldüğünü duyurdu.
Trump ayrıca, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarla da dikkat çekti. Haziran ayında Fordow ve Natanz’daki yeraltı zenginleştirme tesislerine, derin sığınakları hedef almak üzere tasarlanan 13 tonluk GBU-57 bombalarıyla saldırılar düzenlendi. Trump, operasyonu “tarihteki en başarılı askeri saldırılardan biri” olarak nitelendirirken, Pentagon’un ilk değerlendirmesi hasarın sınırlı olduğunu öne sürdü.
“Güç yoluyla barış” stratejisi
Trump, bu yoğun askeri yaklaşımının “güç yoluyla barış” stratejisini yansıttığını savundu. “Başarıyı sadece kazandığımız savaşlarla değil, önlediğimiz savaşlarla da ölçeceğiz. Bunun adı güç yoluyla barış,” dedi.
Ancak Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımını benimseyen destekçileri arasında dış askeri müdahalelerin doğru bir strateji olup olmadığı konusunda görüş ayrılıkları var. Cumhuriyetçi vekil Marjorie Taylor Greene, “Artık yabancı savaşlardan bıktım” diyerek Trump’a eleştiride bulunurken, son yapılan anketler Trump’ın çekirdek MAGA tabanının %84’ünün saldırıları desteklediğini gösterdi.
Saldırılar hızlandı, asker sayısı azaldı
Trump yönetimi, Suriye’deki Amerikan askerlerinin sayısını 2.000’den 500’e düşürürken hava saldırılarını artırdı. Irak’ta Mart ayında düzenlenen bir hava saldırısında DEAŞ'ın küresel operasyonlardan sorumlu iki numaralı ismi öldürüldü.
Prof. Raleigh, “Trump, ABD’nin ‘sonsuz savaşlarını’ bitirme sözü verdi ama bu sözünü yerine getirmenin yolunu nadiren açıkladı,” dedi ve ekledi: “İlk aylardaki tablo, çatışmaları başlamadan veya uzamadan önce ezici bir güçle bastırmayı tercih ettiğini gösteriyor.”
ABD ordusunun hızla ve sert biçimde hareket ettiğini vurgulayan Raleigh, bu yaklaşımın sivil kayıplar, müttefikler arasında koordinasyon endişeleri ve Amerikan Kongresi’nde yürütmenin yetkileri konularında tartışmaları alevlendirdiğini belirtti.
Kaynak: Gazete Oksijen


Yorumlar