9 Nisan
- mutlunecmettin
- 9 Nis
- 12 dakikada okunur
ABD'de federal yargıç gözaltındaki Türk öğrenci Öztürk'le ilgili davada taraflardan ek delil istedi
ABD'de, Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Öztürk'le ilgili Vermont eyaletinde görülen davada Federal Bölge Yargıcı Sessions, yargılamanın devamı için taraflardan ek delil sunmalarını istedi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Vermont Bölge Yargıcı William Sessions, 25 Mart'ta, Massachusetts eyaletinde gözaltına alınarak Louisiana eyaletine götürülen Rümeysa Öztürk'le ilgili davanın ilk duruşmasında iki tarafın savunmalarını dinleyerek bilgi edindi.
Massachusetts’teki federal yargıcın kararı üzerine hafta sonu, yaklaşık iki haftadır gözaltında tutulduğu Louisiana’dan yaşadığı bölgeye daha yakın Vermont’a getirilen Öztürk, buradaki ilk duruşmaya çıkarılmadı. Federal Yargıç William Sessions, iki tarafın avukatlarını dinledikten sonra bu davanın alışılmışın dışında içeriğe sahip olduğunu belirterek, taraflara daha fazla belge ve bilgi toplamalarını tavsiye etti.
Duruşmaya telefonla katılan Öztürk’ün avukatı Ramzi Kassem, müvekkilinin kaçma veya topluma zarar verme riskinin bulunmadığını savunarak tutuksuz yargılanmasını talep etti.
ABD yönetiminin avukatı ise Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası'nı ihlal ettiğini öne sürdüğü Türk öğrencinin davasının görülmesi konusunda acele edilmemesi gerektiğini savundu.
Avukatları dinleyen Sessions, iki tarafın da toplayacağı ek delilleri 11 Nisan'a kadar mahkemeye sunmalarını isteyerek 14 Nisan'da ikinci duruşmanın yapılmasına karar verdi.
Federal yargıç, ayrıca taraflardan birinin talebi durumunda Rümeysa Öztürk’ün mahkemede savunma yapmasını isteyebileceğini belirtti.
Öztürk'ün gözaltına alınması
Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesinde doktora eğitimi alan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk, 25 Mart akşamı arkadaşlarıyla iftar yapmaya giderken yüzleri maskeli 6 Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlisi tarafından gözaltına alınmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini açıklamıştı.
Rubio, "Hamas destekçisi" ve (İsrail karşıtı) "deliler" olarak nitelediği 300'den fazla yabancı öğrencinin vizesinin iptal edildiğini belirtmişti.
ABD’de federal yargıç, ICE görevlilerince gözaltına alınan Türk öğrenci Öztürk'ün sınır dışı edilmesine karşı durdurma kararı almıştı.
Massachusetts Bölge Yargıcı Denise Casper, 4 Nisan Cuma geç saatlerde avukatların dilekçelerini incelemesinin ardından hazırladığı raporda, Louisiana'da tutulan Öztürk'ün yargılanmasının Vermont eyaletinde yapılmasının uygun olduğunu belirtmişti.
Casper, kararına gerekçe olarak Öztürk'ün avukatlarının 25 Mart gecesi mahkemeye dilekçe sunduğu saatlerde Türk öğrencinin ICE görevlileri tarafından Vermont'ta tutuluyor olmasını, henüz Louisiana'ya transfer edilmemiş olmasını göstermişti.
Kaynak: AA
Türkiye ile çatışmak istemiyoruz' diyen Netanyahu: Trump iki ülke arasında orta yolu bulabilir
ABD Başkanı Trump ile İsrail lideri Netanyahu arasında Oval Ofis'teki görüşme başladı. Netanyahu burada yaptığı açıklamada "Türkiye ile çatışma istemiyoruz. ABD'nin ilişkileri çok iyi" dedi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ağırladı. İkilinin ortak basın toplantısında Netanyahu, Türkiye ya da başka bir ülkenin Suriye'yi İsrail'e karşı bir üs olarak kullanmasını istemediklerini söyledi.
İran, İsrail ve ticaret konularını görüştüklerini söyleyen Trump kendisini, "İsrail'in görebileceği en iyi başkan" olarak tanımladı.
Netanyahu ise ilk sözlerinde ABD Başkanı'na teşekkür ederek Trump'ı "İsrail'in ve Yahudilerin önemli bir dostu" olarak tarif etti. Gazze'de tutulan rehinelerin serbest bırakılması konusunu da görüştüklerini söyleyen Netanyahu, Hamas ile yeni bir anlaşmanın üzerinde çalıştıklarını da ekledi.
ABD Türkiye'nin bir dostu
Basın toplantısında, Netanyahu görüştükleri bir konunun da Suriye olduğunu dile getirdi. Netanyahu, "Türkiye ya da başka bir ülkenin, Suriye'yi İsrail'e karşı bir saldırı üssü olarak kullanmasını istemiyoruz" dedi ve ABD'nin Türkiye'nin bir dostu olduğunu ekledi.
İsrail Başbakanı, "Türkiye ile bu çatışmanın nasıl önlenebileceğini de konuştuk" dedi ve Trump'ın b
u doğrultuda arabulucu olabileceğini kaydetti.
Trump'ın basına yansıttığı konulardan bir diğeri de İran ile nükleer müzakereler oldu. ABD Başkanı, Tahran'la doğrudan görüşmeleri sürdürdüklerini belirterek, "Cumartesi günü çok büyük bir toplantımız olacak" dedi.
Trump, Netanyahu'nun görüşme sırasında İsrail mallarına uygulanan %17'lik gümrük vergisinin kaldırılması ya da azaltılması konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Trump bu konuda “emin” olmadığını söyledi ve ardından ABD'nin İsrail'e yılda 4 milyar dolar yardım yaptığından bahsetti.
Trump, "Anlaşma yapmak, malum olanı yapmaktan iyidir" dedi ama ne kast ettiğini açıklamadı.Görüşmelerin başarılı olmasının "İran'ın çıkarına olacağını" da ekledi.Trump daha sonra tekrar, "İran'la belki de anlaşma yapacağız, bu çok iyi olur" dedi ve en yüksek kademeden temsilcilerin Tahran'la doğrudan iletişimde olduğunu söyledi.
Trump: Erdoğan 2000 yıldır yapılamayanı başardı
Türkiy'nin Suriye'deki durumuna ilişkin gelen bir soru üzerine Trump şu dikkat çeken açıklamayı yaptı:
"İsmi Erdoğan olan bir lider var. Çok iyi ilişkilerimiz var. Ben onu seviyorum, o da beni seviyor. Erdoğan'ı sevdiğimi söylediğim için basın çok sinirleniyor. Çok güçlü ve akıllı birisi. Rahibi de geri aldık. Netanyahu'ya söyledim, 'Türkiye ile problemin varsa çözebiliriz' dedim. Ona (Erdoğan'a) '2000 yıldır yapamadığını yaptın, Suriye'yi aldın' dedim. Herkesin makul olması lazım, (Netanyahu'ya) senin de makul olman lazım"
Zuckerberg, Beyaz Saray yakınlarında 23 milyon dolarlık malikane aldı
Meta'nın Üst Yöneticisi (CEO) Mark Zuckerberg'in Beyaz Saray yakınlarında 23 milyon dolar değerinde malikane satın aldığı ifade edildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
New York Post gazetesinin, ismi açıklanmayan Meta sözcüsüne dayandırdığı habere göre, Zuckerberg, başkent Washington DC'de 23 milyon dolara malikane satın aldı.
Sözcü, Meta Amerikan teknoloji liderliğine ilişkin politikalar üzerinde çalıştığı sürece Zuckerberg'in bu malikanede daha fazla zaman geçireceğini belirtti.
Beyaz Saray'a arabayla yaklaşık 15 dakika uzaklıkta bulunan malikane, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in resmi konutuna da yürüme mesafesinde yer alıyor.
Amerikan Politico dergisinde, 1430 metrekarelik malikane, "Washington tarihinde satılan en pahalı üçüncü ev" olarak nitelendirildi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenine katılan iş insanları arasında yer alan Amazon'un kurucusu Jeff Bezos dahil birçok ABD'li teknoloji devinin, Washington'da milyon dolarlık evlere sahip olduğu biliniyor.
Trump'ın 6 Ocak 2021'deki Kongre baskını nedeniyle Facebook hesabının kapatılmasının ardından kendisine "sansür uygulandığı" gerekçesiyle açtığı davada Meta ile anlaşmaya varıldığı ve Meta'nın yaklaşık 25 milyon dolar ödemeyi kabul ettiği bildirilmişti.
Trump, uyguladığı tarifelerle ülkesinin haftada milyarlarca dolar gelir elde ettiğini öne sürdü
ABD Başkanı Trump, diğer ülkelere uyguladığı tarifelerle milyarlarca dolar gelir elde edildiğini belirterek, ülkesinde petrol fiyatlarının, faiz oranlarının ve gıda fiyatlarının düştüğünü ileri sürdü
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social sosyal medya platformundan konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD'de petrol ve gıda fiyatlarının, faiz oranları ile enflasyonun düştüğünü savunan Trump, uyguladığı gümrük tarifeleri sayesinde ülkesinin 'bir haftada milyarlarca dolar gelir' elde ettiğini öne sürdü.
Trump, ekonomisi "çöküşte" olan Çin'in ABD'ye yüzde 34 ek gümrük vergisi koymasına rağmen bu geliri elde ettiklerini belirtti. Ülkelerin ABD'nin 'nimetlerinden yıllardır yararlanıp yeterince kazandıklarını' ifade eden Trump, eski ABD yönetimlerinin 'buna izin verdikleri için suçlanmaları' gerektiğini savundu.
Trump'ın uyguladığı tarifeler
Trump, 2 Nisan'da ABD'ye ithal edilen tüm ürünlere ek gümrük vergileri getiren kararnameyi imzalamıştı. Kararname kapsamında ABD'nin birçok ticaret partnerine uyguladığı tarife oranları, yüzde 10 ila yüzde 50 arasında değişiyor. Pek çok ülke ve AB, Trump'ın tarifelerine tepki göstermiş, bu oranların ABD ile müzakere edileceğini bildirmişti.
Almanya Ekonomi Bakanı'ndan AB'ye çağrı: Trump'ın gümrük vergilerine karşı birlikte hareket edilmeli
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Habeck, Avrupa Birliği'nin, ABD ile yaşadığı gümrük vergisi anlaşmazlığında güçlü bir pozisyona sahip olduğunu savunarak, AB'nin ABD gümrük vergilerine birlikte yanıt vermesi çağrısında bulundu
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, Lüksemburg'da 27 AB üyesi ülkenin ticaret bakanlarının katılacağı toplantı öncesi yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni özel gümrük tarifelerini değerlendirdi. AB’nin, ABD ile yaşadığı gümrük vergisi anlaşmazlığında güçlü bir pozisyona sahip olduğunu savunan Habeck, AB'nin ABD gümrük vergilerine birlikte yanıt vermesi çağrısında bulundu.
"Hasar daha da büyük olabilir"
Habeck, AB'nin birlik içinde hareket edip, Trump tarafından bölünmeye izin vermezse güçlü bir konumda olacağına işaret ederek “Borsalar halihazırda çökmüş durumda ve hasar daha da büyük olabilir. Bu nedenle açık, kararlı ve ihtiyatlı bir şekilde hareket etmek önemlidir. Bu da güçlü bir konumda olduğumuzun farkına varmak anlamına gelir. Amerika ise zayıf bir konumda" ifadelerini kullandı.
Habeck, "ABD'ye karşı eğer her ülke ayrı ayrı hareket eder ve buradaki kırmızı şarapla, oradaki viski ve çam fıstığıyla ilgili bir sorunla vakit geçirirse, o zaman çabalarımızın hepsi boşa gidecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Piyasalar sarsılmaya devam ediyor: 5 soruda Trump'ın tarifeleri sonrası merak edilenler
Trump'ın açıkladığı tarifeler belirsizlik kaynağı olmaya devam ederken, bu yönde atılan ve atılacak karşı misilleme adımları risk algısının yüksek kalmasına neden oluyor. İşte tarife belirsizliğine ilişkin merak edilen 5 soru ve cevapları...
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump'ın izlediği korumacı ticaret politikasına paralel açıkladığı karşılıklılık esaslı tarifelerin ardından artan risk algısı, küresel pay piyasalarını sarsmaya devam ediyor. Bilgiye göre, Trump'ın açıkladığı tarifeler belirsizlik kaynağı olmaya devam ederken, bu yönde atılan ve atılacak karşı misilleme adımları risk algısının yüksek kalmasına neden oluyor.
Haftanın ilk gününde küresel pay piyasalarında derin bir satış baskısı etkili olurken, Asya tarafından başlayan satış baskısı etkisi diğer borsalarda da devam etti. Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 7,7 düşüşle 31.187 puandan, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 5,6 azalışla 2.328 puandan, Çin'de Şanghay Bileşik Endeksi yüzde 7,3 kayıpla 3.096 puandan, Hong Kong'da Hang Seng endeksi ise yüzde 13,2 değer kaybıyla 19.828 puandan kapandı.
Asya borsalarına paralel Avrupa borsaları da güne satıcılı başladı. Avrupa'da Stoxx 600'da yer alan şirketlerin yaklaşık yüzde 97'sinin hisse fiyatları geriledi. Almanya'da DAX 40 endeksindeki kayıp açılışın ardından yüzde 7,1'e ulaşırken, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 6,3, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 5,1 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 7,4 değer kaybetti.
Söz konusu satışlara neden olan tarife belirsizliğine ilişkin merak edilen 5 soru ve cevapları şöyle:
1-)Donald Trump'ın göreve gelmesiyle ne değişti?
Trump'ın 5 Kasım 2024'teki ABD Başkanlık seçimlerinde seçilmesinin ardından 20 Ocak 2025'te göreve başlamasıyla ABD'nin küresel ticaret stratejisi değişerek daha korumacı bir hal aldı.
Trump'ın adaylık zamanlarında dış ticaret açığını düşürme vaadine paralel olarak yatırımcıların gündemi tarife söylemleriyle meşgul olmaya başladı. 20 Ocak sonrası dönemde ise ardı ardına gelen tarife söylemleri küresel piyasalarda risk algısının fitilini ateşledi. Yatırımcılar için sık sık tekrarlanan tarife söylemleri piyasaların ve varlık fiyatlamalarının ana gündem maddesi oldu.
2-)Tarife piyasalar için ne demek?
ABD Başkanı Trump'ın tarife söylemi piyasalar için ürünlerde ek fiyat artışını gündeme getirdi. ABD'ye yurt dışından ithal edilen ürünlerin fiyatlarının artmasıyla talebin azalması ve bu doğrultuda dış ticaret açığının düşürülmesi, aynı zamanda da yerli üretimin özendirilmesi hedefleniyor.
Bu fiyat hareketi ülkelerin ve şirketlerin imalat ve ticaret stratejilerini temelden etkiliyor. Yurt dışında üretim yapan birçok ABD'li şirket tarifeler sonrasında ek gümrük vergisi giderleriyle karşılaşılacak. Bu durum temel manada tüm şirketlerin ve ülkelerin gelecek projeksiyonlarında değişimi tetikliyor. Başta merkez bankaları olmak üzere değişen şartlar küresel ekonomik görünüme yönelik belirsizlikleri artırıyor.
3-)Karşılıklılık esaslı tarifeler neleri değiştirecek?
Geçen hafta ABD yönetiminin ilan ettiği karşılıklılık esaslı tarifelerle birlikte ABD'nin ticaret partnerlerine olan dış ticaret açığının önemli ölçüde azaltılması hedefleniyor. ABD'nin dış ticaret açığı, ocak ayında 130,7 milyar dolarla rekor seviyeye yükselmişti. Son açıklanan verilere göre ABD'nin şubat ayında Avrupa Birliği'ne (AB) karşı verdiği mal ticareti açığı 30,9 milyar dolar olurken, Çin'e 26,6 milyar dolar mal ticareti açığı verildi.
Geçen hafta Trump'ın imzaladığı kararname kapsamında, ABD'nin birçok ticaret partnerinden ithal edilen mallara yüzde 10 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda tarife uygulanmaya başlandı. Buna göre, Avrupa Birliği'ne (AB) yüzde 20, Çin'e yüzde 34, Vietnam'a yüzde 46, Tayvan'a yüzde 32, Japonya'ya yüzde 24, Hindistan'a yüzde 26, Güney Kore'ye yüzde 25, Tayland'a yüzde 36, İsviçre'ye yüzde 31, Endonezya'ya yüzde 32, Malezya'ya yüzde 24, Kamboçya'ya yüzde 49, Güney Afrika'ya yüzde 30, Bangladeş'e yüzde 37 ve İsrail'e yüzde 17 tarife getirildi.
4-)Risk algısı neden yükseliyor?
ABD'nin üst üste gelen tarife açıklamaları küresel ekonomi üzerindeki tahminleri zorlaştırırken, ülkelerden gelen ve beklenen misilleme açıklamaları ticaret savaşlarının şiddetlenebileceğine yönelik öngörüleri güçlendiriyor. Ucuz iş gücü, lojistik ve gelişmiş imalat altyapısı gibi farklı avantajları olan Çin, Vietnam ve Tayvan gibi merkezlerin tarifelerden ciddi şekilde etkilenmesi, başta ilgili ülkelerin endeksleri olmak üzere tüm pay piyasalarında risk algısının yüksek seviyelerde kalmasını sağlıyor.
5-)Tarifeler ve satış baskısı sonrası ne oldu?
2 Nisan 2025 Çarşamba günü ABD piyasaları kapandıktan sonra Trump'ın karşılıklılık esaslı tarifelerini açıklanmasının ardından perşembe günü Asya borsalarından başlayan satış dalgası derinleşerek devam etti. Piyasaların yeni haftaya başlamasıyla birlikte söz konusu satıcılı seyir derinleşerek tüm büyük endekslere yayıldı.
Ülkelerin 5 yıllık kredi risk primleri (CDS) bu süreçte yükselirken, yatırımcıların güvenli liman varlıklara yönelmesiyle küresel tahvil talebi artış kaydetti. Dünya genelinde tahvil faizleri ciddi şekilde azaldı. Benzer piyasa hareketleri Ağustos 2024'te küresel resesyon endişeleriyle oluşan satış baskısında da izlenmişti.
Bloomberg: Piyasanın endişelerine rağmen Trump geri adım atmıyor
Bloomberg Trump yönetiminin, küresel piyasalarda 5,4 trilyon dolarlık kayba yol açan gümrük tarifelerine rağmen geri adım atmadığını yazdı. Trump ve ekibi, ekonomik sarsıntılara karşın tarifelerin kalıcı olacağını ve bu sürecin sonunda ABD’nin ‘yeniden zenginleşeceğini’ savunuyor
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Bloomberg’in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump ve ekonomi ekibi, son günlerde yaşanan küresel piyasa çalkantısına rağmen, enflasyon ve resesyon endişelerini geri çevirdi. Trump, geçen hafta açıklanan kapsamlı gümrük tarifelerinin arkasında dururken, piyasada yaşanan sert dalgalanmalara rağmen ise geri adım atmadı. Aksine, ekonomik bir "patlama"nın yaklaştığını savundu.
Trump, pazar günü Air Force One’da gazetecilere yaptığı açıklamada kararlı bir tavırla, “Yeniden zengin bir ulus olacağız – hem de hiç olmadığımız kadar,” dedi. ABD’nin tüm avantajlara sahip olduğunu söyleyen Trump, ticaret açığı tamamen ortadan kalkmadıkça, yüksek tarifeleri kaldırmayacağını da vurguladı.
Yönetimi de geri adım atmıyor
Trump’ın açıklamaları, aynı gün televizyon kanallarına çıkarak Başkan’ın politikasını savunan üst düzey ekonomi yetkililerinin söylemleriyle paralellik gösterdi. Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Beyaz Saray Ticaret Danışmanı Peter Navarro, gümrük tarifelerinin arkasında durarak, piyasanın tepkilerine rağmen bu politikadan geri adım atılmayacağını belirtti.
Lutnick, CBS kanalında yaptığı açıklamada, “Tarifeler geliyor, Başkan bunu açıkladı ve bu konuda ciddi,” ifadelerini kullandı. Bessent ise NBC’de katıldığı programda, “Resesyon fiyatlamamızı gerektiren bir neden görmüyorum,” dedi. Bu açıklama, JPMorgan’ın 2025’te ABD’nin resesyona gireceğine dair tahminiyle çelişti.
Açıklamalar sert düşüşlerin ardından geldi
Trump yönetiminin söylemleri, piyasaların sert satışlarla sarsıldığı bir haftaya girildiği sırada geldi. S&P 500 endeksi vadeli işlemleri pazar akşamı yüzde 4,4 düşerken, önceki iki günde yaşanan yüzde 10’luk kayıp ile endeks 11 ayın en düşük seviyesini gördü.
Trump, özellikle Çin ve Avrupa Birliği’ni hedef alırken, bazı ülkelerle yapılan ticaret anlaşmalarında ABD’nin ticaret açığı ortadan kaldırılmadıkça anlaşma imzalamayacağını belirtti. “Benim için açık, kayıptır,” diyen Trump, fazlalık verilmediği sürece anlaşma yapılmayacağını yineledi.
'En büyük dördüncü çöküş'
Tarife kararının açıklanmasının ardından iki gün içinde küresel piyasaların toplamda 5,4 trilyon dolar değer kaybettiği belirtilirken, ekonomistler bu düşüşün 1987 borsa krizi, 2008 finansal çöküş ve 2020 pandemi krizi sonrasındaki en büyük dördüncü çöküş olduğunu ifade ediyor.
Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, artan tarifelerin beklenenden daha büyük bir enflasyon baskısı yaratacağını ve büyümeyi yavaşlatacağını söylerken, Trump’ın ekonomi ekibi bu görüşe katılmadıklarını belirtti.
Beyaz Saray yetkilileri, uzun vadede bu politikaların ABD’ye yatırım çekerek üretimi ülkeye geri getireceğini ve ekonomik bağımsızlık sağlayacağını savunuyor. Ancak eski yetkililer, olası bir resesyonun Trump’ın diğer ekonomik hedeflerini riske atabileceği uyarısında bulunuyor.
Trump’ın tarifeleri Asya borsalarını vuruyor: 'Adeta kan banyosu'
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni gümrük tarifeleri, Asya piyasalarında sert düşüşlere yol açtı. Bugün, Şanghay’dan Tokyo’ya, Sidney’den Hong Kong’a kadar birçok borsa haftaya kayıplarla başladı. BBC’ye konuşan bir analist durumu “Adeta bir kan banyosu” sözleriyle özetledi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Asya ülkeleri, küresel pazarda satılan ürünlerin önemli bir bölümünü üretiyor. Bu nedenle uygulanan yeni tarifeler, bölge ekonomilerini doğrudan etkiliyor. Aynı zamanda, olası bir küresel ticaret savaşının ABD ekonomisinde yavaşlamaya, hatta resesyona neden olabileceği endişesi, piyasalardaki düşüşü derinleştiriyor.
Asya borsalarında başlayan sert düşüş bugün, haftanın ilk işlem gününde de hız kesmeden devam ediyor. Japonya'da Nikkei 225 endeksi %6,91 oranında değer kaybederken, Çin ana karasında Şanghay Bileşik Endeksi %6,50 düştü. Hong Kong'da Hang Seng endeksi %11,05 gibi rekor seviyede gerilerken, Güney Kore'de Kospi endeksi %5,20 oranında düşüş yaşadı. Bu veriler, bölge ekonomilerinin ABD'nin yeni tarifelerine ve artan küresel resesyon endişelerine ne denli hassas olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Malezya'nın Bursa Malaysia Endeksi ise %4,3, Avustralya'nın ASX 200 Endeksi %4,2, Filipinler'in PSEi Endeksi %4, Hindistan'ın BSE Sensex Endeksi %3,8, Yeni Zelanda'nın NZX 50 Endeksi ise %3,6 oranında değer kaybetti.
'Enflasyon ve resesyon beklentileri körükleniyor'
BBC'ye konuşan FTSE Russell’dan Julia Lee, “Tarifeler, enflasyon ve resesyon beklentilerini körüklüyor” diyerek endişelerin boyutuna dikkat çekti. ABD ekonomisinde yaşanabilecek ciddi bir yavaşlama, bölge ülkeleri açısından büyük önem taşıyor. Zira ABD, Asya ihracatının en büyük pazarlarından biri.
Vanguard yatırım firmasının Asya-Pasifik başekonomisti Qian Wang ise “Asya, ABD'nin tarife artışlarının faturasını en ağır şekilde ödüyor. Müzakere ihtimali olsa da, yüksek tarifelerden oluşan yeni düzen artık kalıcı hale geldi. Bu durum, özellikle küçük ve dışa açık ekonomiler için hem kısa hem uzun vadede olumsuz sonuçlar doğuracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cuma günü Çin’in Trump’ın tarifelerine karşılık vermesiyle birlikte küresel piyasalarda düşüşler hız kazandı. ABD'deki üç büyük endeksin tamamı yüzde 5’in üzerinde değer kaybetti. S&P 500 neredeyse yüzde 6 düşerek 2020'den bu yana en kötü haftalık performansını sergiledi. İngiltere’de FTSE 100 endeksi yaklaşık yüzde 5 düştü ve son beş yılın en büyük kaybını yaşadı. Almanya ve Fransa borsalarında da benzer düşüşler kaydedildi.
Julia Lee ayrıca, piyasalardaki düşüşün sürebileceği uyarısında bulundu: “ABD vadeli işlemlerindeki düşüş, Wall Street’te de sert bir seans yaşanabileceğine işaret ediyor.”
Trump'ın her ülkeden yapılan ithalata yönelik yüzde 10’luk ek vergi kararı, küresel piyasalarda büyük bir çalkantıya yol açtı. Çin, Avrupa Birliği ve Vietnam gibi önemli ticaret ortaklarından gelen ürünlere uygulanan daha yüksek oranlar, piyasalardaki baskıyı artırıyor.
Çin'den ABD çıkışı: Tarifeleri istismarı, ülkeleri kalkınma haklarından yoksun bırakıyor
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, çok taraflılığı korumak amacıyla uluslararası toplumla birlikte çalışmaya hazır olduklarını belirtti. Çin'den yapılan açıklamada, "ABD'nin tarifeleri istismarı, ülkeleri kalkınma haklarından yoksun bırakıyor" denildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Çin, ABD'nin "karşılıklı tarifeler" kapsamında ülkelere getirdiği ek gümrük tarifelerinin en çok az gelişmiş ülkeleri etkileyeceğini, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarını derinleştireceğini, bunun ülkeleri kalkınma haklarından yoksun bırakmak anlamına geldiğini bildirdi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, Pekin'de düzenlenen olağan basın toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump'ın 4 Nisan'da duyurduğu tarife artışlarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
ABD'nin "karşılıklılık" kisvesi altında "hegemonik" bir adım attığını, başka ülkelerin meşru çıkarlarını yok sayarak kendi bencil çıkarlarına hizmet ettiğini ve "önce Amerika" anlayışını uluslararası kuralların önüne koyduğunu savunan Sözcü Lin, "Bu, tek taraflılığın, korumacılığın ve ekonomik zorbalığın tipik örneğidir." dedi.
Lin, ABD'nin tarife artışlarının ülkeler arasındaki refah uçurumu artıracağına ve bundan en ağır darbeyi daha az gelişmiş ülkelerin yiyeceğine işaret ederek, "ABD'nin tarifeleri istismarı, ülkeleri, özellikle de 'Küresel Güney' ülkelerini, kalkınma haklarından yoksun bırakıyor." ifadesini kullandı.
Çinli sözcü, tarifelerin yaratacağı eşitsizliklerin Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşma çabalarına büyük zarar vereceğini vurguladı.
Ülkeler arasında açık işbirliğinin tarihin eğilimi ve karşılıklı faydanın hakların ortak isteği olduğunu ifade eden Lin, "Kalkınma, az sayıda ülkelerin ayrıcalığı değil tüm ülkelerin evrensel hakkıdır." şeklinde konuştu.
- Trump'ın "karşılıklı tarife" artışı ve Çin'in tepkisi
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin 5 Nisan'dan itibaren diğer ülkelere karşılıklı tarifeler uygulayacağını, temel tarife oranı yüzde 10'un üzerine, gümrük tarifeleri ile "kur manipülasyonu ve ticaret önündeki diğer engelleri" hesaba katarak ülkeye göre değişen oranda gümrük tarifleri açıklamıştı.
Daha sonra söz konusu oranların, gerçek tarifelere göre değil ABD'nin ilgili ülkeye verdiği dış ticaret açığına göre hesaplandığı anlaşılmıştı.
Bu kapsamda Çin'e yüzde 10 "evrensel tarifeye" ilave olarak yüzde 24 "karşılıklı tarife" olmak üzere toplam yüzde 34 ek gümrük tarifesi getirileceği bildirilmişti.
Yeni tarife artışlarıyla ABD'nin Çin'den ithal ürünlere uyguladığı asgari gümrük tarifesi yüzde 54'e kadar çıkmıştı.
Çin, ABD'nin tarife artışlarına tepki gösteren ilk ülke olmuş, yüzde 34'lük tarife artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurmuştu.
Pekin yönetimi, ayrıca, Dünya Ticaret Örgütünde ABD aleyhine dava açmış, bazı nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlama getirmiş ve ABD şirketlerine yönelik yaptırımlar açıklamıştı.
İran: 'Trump'ın istediği şekilde müzakere olmayacak'
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, ABD Başkanı Donald Trump'ın istediği şekilde doğrudan müzakerelere girmeyeceklerini söyledi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, başkent Tahran'da düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin dış politika gündemi ve bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu. Bekayi, ABD ile Başkan Donald Trump'ın istediği şekilde doğrudan müzakerelere girmeyeceklerini ve önerdikleri dolaylı müzakere formatı için Washington'ın kararını beklediklerini belirtti.
Bekayi, ABD ile müzakere ihtimaliyle ilgili, “İran'ın yanıt mektubu ABD'ye iletildi. ABD'nin bu konudaki kararını bekliyoruz. Diğer tarafların dolaylı müzakereleri ilerletmedeki katılımlarının sicili açıktır. Böyle bir süreç şekillenirse, Umman bu görev için başlıca aday olacaktır” dedi.
Kaynak: DHA
Comments