top of page

2 Haziran

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 3 gün önce
  • 16 dakikada okunur

Rusya: Ukrayna'nın Rus askeri hava üslerine saldırısında bazı uçaklar alev aldı

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'nın bugün Murmansk, İrkutsk, İvanovo, Ryazan ve Amur bölgelerindeki askeri hava üslerine FPV insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırı düzenlediğini ve bazı uçakların alev aldığını duyurdu

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Rusya Savunma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ukrayna'nın bugün FPV İHA'larla ülkedeki askeri üsleri hedef alan saldırılarına ilişkin değerlendirmelere yer verildi.

Açıklamada, "Bugün Kiev rejimi, Murmansk, İrkutsk, İvanovo, Ryazan ve Amur bölgelerindeki askeri hava üslerine FPV İHA'larla terör saldırıları düzenledi." ifadesi kullanıldı.

İvanovo, Ryazan ve Amur bölgelerindeki askeri havaalanlarına yönelik saldırıların püskürtüldüğü belirtilen açıklamada, "Murmansk ve İrkutsk bölgelerinde, havaalanlarına yakın bir bölgeden FPV İHA'larının fırlatılması neticesinde birkaç uçak alev aldı" denildi.

Saldırılar neticesinde çıkan alevlerin söndürüldüğü ve hayatını kaybeden personel olmadığı aktarılan açıklamada, "terör" saldırılarına katılan bazı kişilerin gözaltına alındığı kaydedildi.


İlk görüntü geldi: Tarihin en büyük FPV dron operasyonu | Ukrayna 40 Rus uçağını nasıl yok etti? İşte bütün detaylar

Ukrayna, Rusya’nın derinliklerindeki hava üslerine yönelik bir operasyon gerçekleştirdi. Kargo kamyonlarına gizlenen FPV dronelar, uzaktan kontrolle havalanarak stratejik bombardıman uçaklarını vurdu. Operasyon öncesi tüm Ukraynalı ekip ülkeye döndü

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna, Rusya’nın stratejik hava kuvvetlerine yönelik gerçekleştirdiği büyük saldırının ayrıntılarını paylaştı. Ukrayna Savunma İstihbaratı tarafından yayımlanan görüntüler, Rus topraklarına sızdırılan droneların nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi. Ukrayna kaynakları bu saldırıya 18 aydır hazırlandıklarını ve droneların kullanımında yapay zekadan yardım aldıklarını ifade ediyor.

Askeri üsse dronları Ruslar soktu

Ukraynalı ekipler, FPV (birinci şahıs görüşlü) droneları modifiye edilmiş kargo kamyonlarının içindeki özel ahşap bölmelere yerleştirerek gizlice Rusya’ya soktu. Kamyonlar, operasyon hakkında hiçbir bilgisi olmayan Rus sürücüler tarafından Rus hava üslerinin yakınlarına kadar taşındı.

Hedef bölgelerde, kamyonların tavanları uzaktan kumanda ile açıldı ve içeride gizlenen dronelar havalanarak Rusya’nın uzun menzilli bombardıman uçaklarını hedef aldı.

Ukrayna kaynaklarına göre, operasyonu yürüten tüm personel saldırıdan önce Ukrayna’ya döndü. Saldırı, uzaktan kumanda ile gerçekleştirildi. Söz konusu saldırı, Rusya'nın stratejik hava gücüne büyük darbe olarak değerlendiriliyor.

Saldırı hakkında detaylı bilgiler

Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Rusya’ya ait 40’tan fazla stratejik bombardıman uçağının imha edildiğini duyurdu. Saldırıların Belaya, Olenya, Ivanovo ve Dyagilevo’daki hava üslerini hedef aldığı, ayrıca Murmansk yakınlarındaki Severomorsk nükleer denizaltı üssünde büyük patlamalar yaşandığı bildirildi. Uçakların ayrıca nükleer başlıklı füze taşıdığı da belirtiliyor.

SBU, "Düşman uçakları Rusya'da toplu halde yanıyor" açıklamasında bulunurken, zararın 2 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.


Rusya'nın en derinine SİHA saldırısı: 40'dan fazla savaş uçağı yok edildi

Ukrayna, Rusya'nın derinliklerindeki hava üslerine düzenlediği saldırılarda 40’tan fazla stratejik bombardıman uçağını vurduğunu açıkladı. Sibirya ve Murmansk’taki üslerde büyük hasar olduğu bildiriliyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Rusya’ya ait 40’tan fazla stratejik bombardıman uçağının hedef alındığını ve büyük oranda imha edildiğini duyurdu. SBU tarafından yapılan açıklamada, “Düşman bombardıman uçakları Rusya’da toplu halde yanıyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklamaya göre, Ukrayna “düşman bombardıman uçaklarını yok etmeye yönelik geniş çaplı bir özel operasyon” yürütüyor. Operasyon kapsamında 40’tan fazla uçağın vurulduğu kaydedildi. Bağımsız kaynaklar Rusya kanadı için zararın 2 milyar dolar civarında olduğunu ifade ediyor. Saldırının nasıl organize edildiği net değil; fakat kullanılan dronların küçük boyutları göz önüne alındığında içeriden (Rusya içinden) başlatılmış olması muhtemel.

Sibirya'daki üssü vurdular

Ukrayna, Sibirya’daki İrkutsk bölgesinde yer alan Belaya hava üssüne düzenlenen SİHA saldırısına ait olduğunu öne sürdüğü görüntüleri de paylaştı. Görüntülerde üsse yönelik saldırılar, patlamalar ve yükselen dumanlar dikkat çekiyor.

Öte yandan, ülkenin kuzeybatısındaki Murmansk yakınlarında bulunan Olenya hava üssünün de hedef alındığı bildirildi. Rus basını, Murmansk’taki saldırıyı doğrularken, hava savunma sistemlerinin devreye girdiğini aktardı. İrkutsk’taki saldırı da Rus medyasında yer aldı.


4 farklı hava üssü ve nükleer denizaltı bölgesine saldırı

Telegram gruplarında ortaya atılan iddialarda ise Sibirya dahil Ukrayna kanadının toplamda 4 farklı Rus askeri hava üssüne saldırı düzenlendiği ifade ediliyor bu üsler kısaca Olenya, Belaya, Ivanova ve Dyagilevo olarak bildiriliyor. Dahası Rusya'nın Murmansk yakınlarındaki Severomorsk'taki nükleer denizaltı üssünden gelen yüksek sesli patlamalar ve büyük yangınlarla ilgili raporlar da bulunuyor.

Kaynak: Gazete Oksijen


Tren tam geçerken patlattılar, çok sayıda ölü ve yaralı var: 'Ukrayna'dan sabotaj saldırısı'

Rus yetkililer, Rusya'nın Ukrayna sınırındaki Bryansk ve Kurskı bölgelerinde iki köprünün Ukrayna'nın sabotaj saldırısı sonrası yıkıldığını ve trenin raydan çıktığını belirtiyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Rusya Acil Durum Bakanlığı ve bölge yetkilileri, dün gece geç saatlerde, Ukrayna sınırına yaklaşık 100 km mesafedeki Bryansk bölgesinde bir otoyol köprüsünün, çöktüğünü ve yaklaşmakta olan bir yolcu treninin raydan çıkması sonucu 7 kişinin öldüğünü söyledi.

Bryansk Valisi Alexander Bogomaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 47 kişinin hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Yaralananlar arasında üç çocuğun da bulunduğunu ve birinin durumunun ağır olduğunu açıkladı. Rus devlet haber ajanslarının sağlık görevlilerine dayandırdığı haberlerde, ölenler arasında lokomotif sürücüsünün de bulunduğu kaydedildi.

Rusya Demiryolları'nın sosyal medya platformundan yapılan açıklamada, Bryansk köprüsünün çökmesinin, “ulaşımın işleyişine yasa dışı bir müdahalenin sonucu olduğu" paylaştı, ancak gönderi daha sonra kaldırıldı. Rus Demiryolları, ayrıca, trenin, Klimovo kasabasından Moskova'ya gitmekte olduğunu bildirdi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Bryansk'taki olayda hayatını kaybedenleri bulma ve kurtarma çalışmalarının gece boyunca devam ettiğini ve operasyona 180 kadar personelin katıldığını kaydetti.

Kursk'taki kazada can kaybı yaşanmadı

Kursk'ta da bir demiryolu köprüsünün çökmesi sonucu yük treni devrildi. Kursk Bölge Vali Vekili Alexander Khinshtein, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kursk bölgesindeki çökmenin de bugün erken saatlerde bir yük treninin, köprüden geçerken meydana geldiğini belirtti ve "Trenin bir kısmı köprünün altındaki yola düştü" dedi. Khinshtein, lokomotifin alev aldığını ve hızla söndürüldüğünü belirterek, makinistlerden birinin bacağından yaralandığını, trendeki personelin yerel bir hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Kursk'ta yaşanan kazada can kaybının yaşanmadığı bildirildi.

Bazı Rus politikacılar "Ukrayna sabotajı" olduğunu iddia etti

Rusya Parlamentosu'nun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin kıdemli üyesi Andrei Klishas da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bryansk'taki olayın, “Ukrayna'nın bir devlet olma niteliğini çoktan kaybettiğini ve terörist bir yerleşim bölgesine dönüştüğünü” gösterdiğini söyledi.

Öte yandan, War Gonzo adını kullanan tanınmış Rus askeri blog yazarı Semyon Pegov, Bryansk'taki çöküşü “sabotaj” olarak nitelendirdi.

Ukrayna'dan ise konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.


Barış görüşmeleri tekrar başlıyor: Zelenski'den İstanbul açıklaması

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, tam ve koşulsuz ateşkes hedefiyle Ukrayna heyetinin pazartesi günü yeniden İstanbul'da Rus tarafını bekleyeceğini açıkladı. Görüşmelerin başında Savunma Bakanı Rüstem Umerov yer alacak

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Ukrayna heyetinin pazartesi günü ateşkes görüşmeleri için tekrar İstanbul'a geleceğini bildirdi.

Ülkesinin bağımsızlığını korumak için çalıştıklarını ifade eden Ukrayna lideri Zelenski, görevlendirdiği heyetin pazartesi günü İstanbul'a gelerek Rus heyetini geçen sefer de olduğu gibi bekleyeceğini söyledi.Zelenski, Telegram hesabı üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, Ukrayna savunma ve dışişleri bakanları ve güvenlik birimlerinin yetkilileri ile toplantı düzenlediğini belirtti. Ukrayna lideri, görüşmelerde "tam ve koşulsuz ateşkes" sağlanması için çabaladıklarını ifade etti.

Zelenski, şunları kaydetti:

"İlk olarak tam ve koşulsuz ateşkes. İkincisi tutukluların serbest bırakılması. Üçüncüsü kaçırılan çocukların geri verilmesidir. Güvenilir ve kalıcı bir barışı sağlamak ve güvenliği garanti altına almak için en üst düzeyde bir toplantı hazırlamalıyız. Sadece liderler temel sorunları çözebilir. Pazartesi günü heyetimize (Savunma Bakanı) Rüstem Umerov başkanlık edecek."

Mayıs ayında neler yaşanmıştı?

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 15 Mayıs 2025 tarihinde Ankara'ya gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Bu görüşme, Rusya ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul'da ayrı ayrı gerçekleştirdiği barış müzakereleriyle paralel olarak yapıldı.

Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin barış sürecinde arabuluculuk rolünü üstlenmeye devam edeceğini belirterek, "Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır" dedi. Zelenskiy ise Türkiye'nin Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne verdiği desteği takdirle karşıladığını ifade etti.

Görüşmelerde, Karadeniz tahıl koridorunun güvenliği, esir takası ve Kırım Tatarlarının durumu gibi insani konular da ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve arabulucu rolünü üstlenmeye devam edeceğini vurguladı. Bu ziyaret, Türkiye'nin savaşın sona erdirilmesi için aktif diplomasi yürütme ve barış sürecine katkı sağlama kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.

O dönem hem Rusya lideri Putin hem de ABD Başkanı Trump'ın da İstanbul'a gelmesi gündemdeydi ancak iki lider de barış görüşmelerine katılmadı.

Kaynak: Gazete Oksijen


ABD, İran’a nükleer anlaşma teklifini sundu

İRAN Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ABD’nin nükleer anlaşma teklifinin Umman aracılığıyla kendilerine iletildiği duyurdu.

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık iki hafta önce sözünü ettiği nükleer anlaşma teklifinin Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi tarafından kendilerine teslim edildiğini bildirdi. Erakçi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli kardeşim Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi, Tahran’a kısa bir ziyaret gerçekleştirerek ABD’nin teklifini sundu. Bu teklife, İran’ın ilkeleri, ulusal çıkarları ve halkının hakları doğrultusunda uygun bir yanıt verilecek” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt de ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un, İran’a ayrıntılı ve kabul edilebilir bir teklif gönderdiğini ve bunu kabul etmenin İran'ın çıkarına olacağını söyledi.

Kaynak: Gazete Oksijen


ABD'den Macron'a: Fransız Rivierası'nda Filistin devleti kurabilirsiniz

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, Fransa ve Suudi Arabistan’ın Filistin devletinin tanınması yönündeki girişimlerine sert sözlerle karşı çıktı. Huckabee, özellikle Fransa’yı hedef alarak, 'Eğer Filistin devleti kurmakta bu kadar kararlılarsa, Fransız Rivierası’ndan bir parça versinler' dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Fox News Digital’a konuşan Huckabee, Gazze Savaşı’nın sürdüğü bir dönemde böyle bir girişimin “son derece uygunsuz” olduğunu belirtti. “7 Ekim sonrası çok şey değişti. İsraillilerin bu tarz önerilere giderek daha fazla karşı çıktığını görüyoruz,” dedi.

ABD’nin bu sürece dahil olmayacağını da açıkça dile getiren Huckabee, “Umarım Fransa ve Suudi Arabistan bu karardan vazgeçer. Ama Amerika böyle bir oyunun parçası olmayacaktır,” şeklinde konuştu.

ABD-İsrail ilişkileri sarsılmadı

Fransa’nın önerileriyle birlikte gündeme gelen Washington-Tel Aviv hattındaki olası görüş ayrılıkları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Huckabee, iki ülke ilişkilerinde herhangi bir bozulma olmadığını vurguladı. “Gazzedeki savaşın sonraki adımları, rehinelerin kurtarılması ya da İran ile doğrudan bir savaştan kaçınılması konusunda fikir ayrılıkları olabilir – bu normal. Ama ABD-İsrail ilişkileri asla tehlikede değil, bozulmuş değil, kırılmış değil,” dedi.

İki ülke arasındaki iş birliğinin “hayati” olduğunu söyleyen Huckabee, “Bu bir dostluk değil, bu bir ortaklık. Bu kelimeyi özellikle seçiyorum. İstihbarat paylaşımı, askeri iş birliği gibi birçok alanda birbirimize bağlıyız,” ifadelerini kullandı.

'En büyük tehdit İran'

ABD’nin İran ile diyalog arayışlarını da eleştiren Huckabee, Tahran yönetimini “dünyadaki barışa en büyük tehditlerden biri” olarak tanımladı. İran’ın yalnızca İsrail için değil, Körfez ülkeleri ve nihayetinde ABD için de “ciddi ve acil bir varoluşsal tehdit” oluşturduğunu vurguladı.

Mike Huckabee’nin bu açıklamaları, özellikle Filistin devletine yönelik uluslararası destek çağrılarının arttığı bir dönemde geldi. Büyükelçinin ifadeleri, İsrail’e yönelik dış baskılara karşı Washington’un sert bir duruş sergilemeye devam edeceğini gösteriyor.

Kaynak: Gazete Oksijen


Mit'ten Pakistan sınırında DEAŞ operasyonu

Milli istihbarat Teşkilatı (MİT) ile Pakistan istihbarat teşkilatı ISI'nın ortak operasyonunda, turuncu kategoride aranan DEAŞ'ın sözde sorumlularından Özgür Altun, Pakistan-Afganistan sınırında yakalandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, MİT'in yaptığı istihbari çalışmalar sonucunda; Avrupa ve Orta Asya'dan Afganistan-Pakistan alanına intikal edecek DEAŞ üyelerinin geçişlerinin Türk kökenli bir kişi tarafından organize edildiği, bu kişinin aynı zamanda DEAŞ'ın medya ve lojistik alanında faaliyet yürüten 'En üst düzey Türk DEAŞ yöneticisi' olduğu, ayrıca Türkiye ve Avrupa'da yaşayan sivil halkın toplu halde bulunduğu konser alanlarına yönelik eylem düzenlenmesi talimatları verdiği tespit edildi.

MİT'in yaptığı istihbarat ve risk analizleri sonucunda, bahse konu faaliyetleri DEAŞ adına yürüten, DEAŞ sözde Horasan Vilayeti (ISKP) bünyesinde üst düzey Türk medya sorumlusu olan, Türkiye'den AF-PAK alanına örgüt unsuru aktarımını yöneten, DEAŞ medya organlarında Türkçe yayınlar gerçekleştiren, DEAŞ unsurlarına eylem talimatları veren kişinin, terörden arananlar listesinde 'turuncu' kategoride yer alan 'Abu Yasir Al Turki' kod adlı Özgür Altun olduğu belirlendi.

Türkiye ve Pakistan istihbaratından işbirliği

Pakistan istihbarat teşkilatı ISI ve MİT, terör tehlikesi karşısında iş birliği içinde hareket etti. Ortak operasyon kapsamında, Türkiye'den yasa dışı yollarla Afganistan'a geçtiği belirlenen teröristin Afganistan'da faaliyet gösterdiği ve Pakistan'a geçmeyi planladığını öğrenildi. MİT ile eş güdüm içinde gerçekleştirilen nokta operasyon ile ISI, terörist Altun'u Pakistan-Afganistan sınırında yakalayarak Türkiye'ye sınır dışı etti.

MİT tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda, DEAŞ'ın Türkiye'ye yönelik eylem planlamalarının akamete uğratılması, DEAŞ'ın unsur kazanımının deşifre olması ve eylem planlamaları ile birlikte örgüte ait dijital materyallerin ele geçirilmesi sağlandı. 

Kaynak: DHA


Alman vatandaşlığına geçişte rekor kırıldı

Almanya’da vatandaşlığa geçişte yeni bir rekor kırılırken, 2024’te çifte vatandaşlığı kolaylaştıran ve başvuru süresini kısaltan düzenleme yürürlüğe girmişti. Düzenleme kapsamında 250 bin kişinin Alman vatandaşlığına geçtiği bildirildi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Almanya'da iktidara yeni gelen Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu koalisyon hükümeti, göçmen politikalarında sıkılaştırmaya gitmeye hazırlanıyor. Buna karşılık, ülkede 2024 yılında şimdiye dek görülmemiş sayıda yabancı asıllı kişi Alman vatandaşlığına geçti. Son rakamlar, vatandaşlık başvurularındaki artışın önceki yıllara kıyasla rekor seviyelere ulaştığını gösteriyor.

Yeni rekor: 249 bin kişi Alman oldu

"Welt am Sonntag" gazetesinin aktardığı resmi verilere göre, 2024 yılı içerisinde Almanya’nın 16 eyaletinden 13’ünde toplam 249 bin 901 kişi Alman vatandaşlığına kabul edildi. Bu rakam, 2023 yılında ülke genelinde kaydedilen 200 bin 95 kişilik bir önceki rekoru da aşmış durumda. Henüz Saksonya-Anhalt, Aşağı Saksonya ve Schleswig-Holstein eyaletleri verilerini açıklamadı.

Peki bu artışın sebebi ne?

Alman Şehirler Birliği Genel Müdürü Helmut Dedy, Welt gazetesine yaptığı açıklamada, artışın temelinde 2024 başında yürürlüğe giren Yeni Vatandaşlık Yasası’nın yattığını belirtti. Dedy, “Vatandaşlık artık Almanya’da beş yıl ikamet sonrası alınabiliyor. Bu da başvuru sayısını ciddi şekilde artırdı,” dedi. Özellikle 2015-2016 yıllarındaki yoğun göç döneminde ülkeye gelen çok sayıda kişinin artık vatandaşlık için başvurduğunu belirten Dedy, çifte vatandaşlık imkânının da önemli bir motivasyon olduğunu vurguladı.

Dedy, “Artık önceki vatandaşlıktan çıkma zorunluluğu her durumda geçerli değil. Bu da pek çok kişiyi başvuruya yönlendiriyor. Federal eyaletlerden gelen verilere göre özellikle Suriye ve Türkiye kökenli göçmenler arasında vatandaşlığa geçiş oranı oldukça yüksek” diye konuştu.

Kaynak: Gazete Oksijen


Kuzey Kore'den kaçırılan telefon: Her şey yasak, 5 dakikada bir otomatik ekran görüntüsü alıyor

Kuzey Kore'den kaçırılan akıllı telefon uluslararası medyada gündem haline geldi. Telefonun akılalmaz özellikleri ve uyguladığı sansür BBC tarafından haberleştirildi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Kuzey Kore’de yönetim vatandaşlarının dış dünyayla olan bağlarını tamamen koparmak için teknoloji üzerinde sıkı bir kontrol uyguluyor. Ülke genelinde Güney Kore kültürüne ait her türlü ifade ve içerik yasaklanırken, cep telefonları dahil tüm dijital cihazlar devletin sansür ve gözetim mekanizmasının bir parçası haline getirilmiş durumda.

Oppa yerine Yoldaş

Güney Kore’ye özgü kelimeler ve ifadeler, Kuzey Kore yapımı akıllı telefonlarda otomatik olarak sansürleniyor. Örneğin, Güney Kore'de hem ağabey hem de sevgili anlamında kullanılan popüler “Oppa” kelimesi, otomatik olarak “Yoldaş” olarak değiştiriliyor. Klavye altında yer alan uyarıda ise bu kelimenin sadece kardeşler arasında kullanılabileceği belirtiliyor.

Güney Kore: Kukla Devlet

Kullanıcılar "Güney Kore" yazmak istediğinde ise sistem otomatik olarak bu ifadeyi “Kukla Devlet” şeklinde değiştiriyor. Rejim, bu ifadeyi Güney Kore’yi ABD'nin kontrolünde bir yapı olarak göstermek için kullanıyor.Sansür yalnızca kelimelTüm telefonlar, tıpkı radyolar gibi, devlete ait propaganda içerikleriyle önceden yüklenmiş olarak halka sunuluyor.

Cihazlar mühürlü şekilde geliyor ve dışa açık hale getirme çabaları ağır suç olarak değerlendiriliyor. Ülkede internet erişimi ise yalnızca rejim tarafından yetkilendirilmiş çok dar bir kesime tanınıyor. Halkın büyük bölümü için internet, ulaşılması mümkün olmayan bir kavram.

Son yıllarda kaçan yüzlerce Kuzey Koreli vatandaşın ifadelerine göre, Kim Jong Un yönetimi “yabancı kültürel etkilere” karşı mücadelesini sertleştirmiş durumda. Telefonlar, düzenli olarak kontrol edilerek şüpheli isimler, ifadeler ve Güney Kore’ye özgü argo kullanımlar açısından inceleniyor.

Telefonlar her beş dakikada bir otomatik olarak ekran görüntüsü alıyor. Bu görüntüler, kullanıcıların erişemeyeceği gizli bir klasöre kaydediliyor ancak yetkililer tarafından görüntülenebiliyor. Böylece, kullanıcıların tüm dijital hareketleri düzenli olarak denetleniyor.

K-pop'un cezası idam

Güney Kore dizileri (K-dramalar) ve K-pop müziği ise rejimin özellikle hedef aldığı içerikler arasında. Bu tür materyallerin izlenmesi ya da paylaşılması ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Öyle ki, sadece K-pop müziği dinlediği ve paylaştığı için 22 yaşındaki bir genç kamuoyunun önünde idam edildi.

Kuzey Kore’de dijital mahremiyet diye bir kavram bulunmuyor. Rejim, iletişim araçlarını hem propaganda aracı hem de gözetleme sistemi olarak kullanıyor. Güney Kore kültürü ve diliyle en ufak bir temas dahi, vatandaşlar için büyük bir risk anlamına geliyor.

Kaynak: Gazete Oksijen


İsrail tankları yardım sırasındaki Filistinlileri vurdu: 26 ölü, 150 yaralı

İsrail tankları Refah'ta yardım bekleyen sivilleri vurdu. Saldırıda en az 26 kişi hayatını kaybetti, 150 kişi yaralandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Güney Gazze’deki Refah kentinde, bir yardım dağıtım merkezinin yakınlarında İsrail tanklarının açtığı ateş sonucu en az 26 Filistinli öldü, 150'si yaralandı. Olay yerinden BBC'ye konuşan sağlık ekipleri ve yerel sakinler, saldırının yardım almak için toplanan kalabalığın üzerine geldiğini bildirdi.

Refah’ta bulunan yerel gazeteci Muhammed Garib, BBC’ye yaptığı açıklamada, ABD destekli bir insani yardım merkezinin yakınlarında binlerce Filistinlinin toplandığını ve bu sırada İsrail tanklarının yaklaşarak kalabalığa ateş açtığını söyledi.

Yerel gazeteciler ve aktivistler, saldırının ardından cesetlerin ve yaralıların eşek arabalarıyla Refah’ın el-Mawasi bölgesindeki Kızılhaç sahra hastanesine taşındığını gösteren çarpıcı görüntüler paylaştı. Kurtarma ekiplerinin olay yerine ulaşamadığı bildirildi. Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Bassal, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, “İsrail araçlarının açtığı ateş sonucu binlerce sivil arasında 100’den fazla kişi yaralandı” dedi.

Açlık kaosa sebep oluyor

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı ise Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze’de açlık ve umutsuzluk nedeniyle sivillerin yardım kamyonlarına akın ettiğini, bunun da kaotik ve tehlikeli sahnelere yol açtığını duyurdu.

ABD ve İsrail destekli yeni bir kuruluş olan Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF), Hamas’ın yardımları çaldığı yönündeki İsrail iddiaları sonrası kurulan bir sistem kapsamında belirlenen noktalarda yiyecek dağıtımı yapıyor. Hamas ise bu suçlamaları reddediyor.

GHF, bu hafta boyunca iki milyon öğün yemek dağıttığını açıkladı ancak bu iddia bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanmadı. GHF'ye yönelik hali hazırda birçok sosyal kuruluş eleştiride bulunuyor çünkü Gazze'deki ortalama nüfusun yarısına yetecek kadar gıda dağıttıkları belirtiliyor. Ayrıca GHF'nin İsrail yönetimi ile de yakın bir teması var. Geçtiğimiz hafta ortaya atılan iddialarda İsrail'in açlığı kullanarak Gazzelileri bölgeden sürmeye çalışacağı ve bu planın ana odağının GHF olacağı öne sürülmüştü.

Kaynak: Gazete Oksijen


Trump yasayı geçirdi: Herkese 5000 dolarlık ikramiye | ABD-Çin geriliminde çelik krizi, vergiler yüzde 50'ye yükseltildi

ABD Başkanı Donald Trump, çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan gümrük vergilerini iki katına çıkaracağını açıkladı. Yerli üretimi canlandırmayı hedefleyen karar, mahkeme engeline takılsa da Beyaz Saray geri adım atmıyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, Pennsylvania’da düzenlenen bir mitingde yaptığı açıklamada, çelik ve alüminyum ithalatında mevcut yüzde 25 olan gümrük vergilerinin 4 Haziran Çarşamba gününden itibaren yüzde 50’ye yükseltileceğini duyurdu. Trump, bu adımın yerli üreticiyi koruma ve Çin'e olan ekonomik bağımlılığı azaltma amacı taşıdığını ifade etti.

Trump, “US Steel ve Japon Nippon Steel arasındaki ortaklık aracılığıyla çelik üretimine 14 milyar dolarlık yatırım geliyor,” diyerek, bölgede istihdam yaratacak bu adımın kritik önemde olduğunu söyledi. Ancak aynı konuşmasında gazetecilere yaptığı açıklamada, bu yatırım anlaşmasının nihai halini henüz görmediğini ve resmi olarak onaylamadığını da ekledi.

Her birinize 5000 dolarlık ikramiye

Göreve başladığı Ocak ayından bu yana gümrük vergileri konusunda adımlarını sıklaştıran Trump, çelik işçilerine hitaben yaptığı konuşmada “Hiçbir işçi işten çıkarılmayacak, dış kaynak kullanımı yapılmayacak. Her birinize yakında hak ettiğiniz 5.000 dolarlık ikramiye geliyor,” dedi.

Ancak Beyaz Saray’ın bu adımı, yargıdan dönme tehlikesiyle karşı karşıya. New York’taki Uluslararası Ticaret Mahkemesi, Başkan’ın acil durum yetkisine dayanarak uygulamaya koyduğu tarifelerin yasal dayanağının zayıf olduğunu belirterek 28 Mayıs’ta vergilere fren koydu. Mahkeme, yabancı ülkelerle ticareti düzenleme yetkisinin Kongre’ye ait olduğuna, başkanın bu konuda tek başına hareket edemeyeceğine hükmetti.

Trump yönetimi karara itiraz ederek temyize gitti ve Yüksek Mahkeme’ye başvurma sinyali verdi. Federal temyiz mahkemesi ise dava süresince tarifelerin uygulanmaya devam edebileceğine hükmetti.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ticaret mahkemesinin kararı “hukuki açıdan savunulamaz” olarak nitelendirildi. Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, “Bu savaşı mahkemede kazanacağız,” dedi. Sözcü Kush Desai ise kararı, “Ulusal bir acil durumu nasıl yöneteceğimize seçilmemiş yargıçlar karar veremez,” sözleriyle eleştirdi.

Buna karşın karar, aralarında Trump’ın atadığı bir hakimin de bulunduğu yargıçlar tarafından alındı. Karar, Trump’ın uyguladığı vergilerin yürütme yetkisinin yasa dışı kullanımına örnek teşkil ettiğini savunan Demokrat Kongre Üyesi Gregory W. Meeks tarafından “gecikmiş bir adalet” olarak yorumlandı.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Meeks, “Trump, küresel ticaret savaşını meşrulaştırmak için uydurma bir ulusal kriz ilan etti. Bu, yürütme gücünün açıkça suistimalidir,” dedi.

Federal mahkemenin ayrıca Çin, Meksika ve Kanada’ya yönelik ayrı vergi paketlerini de engellemiş olması, Washington'daki ticaret savaşlarının yargı boyutunun daha da büyüyeceğine işaret ediyor.

Trump cephesi kararlı görünse de, hukuk mücadelesinin sonucu ABD’nin ekonomik ve diplomatik geleceği açısından kritik önem taşıyor.

Kaynak: Gazete Oksijen


İsrail basını: Hamas, Witkoff'un ateşkes önerisinde 3 değişiklik istedi

Hayom gazetesi, ABD'li bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Hamas'ın ateşkes anlaşmasının genel çerçevesini kabul ettiğini, bununla birlikte teklifte 3 değişiklik talebinde bulunduğunu yazdı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Hamas'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ateşkes önerisinde 3 değişiklik yapılmasını istediği iddia edildi. İsrail Hayom gazetesinin ismini vermediği ABD'li bir kaynağa dayandırdığı haberde, Hamas'ın, "serbest bırakılacak İsrailli esir ve serbest bırakılacak Filistinli tutuklu sayısı ile 60 günlük ateşkes" dahil olmak üzere anlaşmanın genel çerçevesini kabul ettiği belirtildi.

Haberde, Hamas'ın daha önce 90 günlük ateşkes talebiyle karşılaştırıldığında tavrında değişiklik olduğu ancak yine de ateşkes teklifinde 3 değişiklik talep ettiği aktarıldı. Hamas'ın, "esirlerin serbest bırakılmasının 60. güne kadar devam etmesi, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi için daha net bir takvim belirlenmesi ve ABD'nin, ateşkes önerisinin savaşı kesin olarak sonlandıracağına ve İsrail'in ateşkes sona erdikten sonra müzakereler tamamlanmasa bile savaşı devam ettirmeyeceğine dair garanti vermesini" istediği ifade edildi.

Haberde, Hamas'ın ateşkes önerisini tam olarak kabul etmemiş olsa bile büyük oranda olumlu bir cevap verdiği kaydedildi. Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Witkoff'un önerisine verilen cevabın, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, Gazze Şeridi'nden tam bir geri çekilmeyi ve Filistinlilere yönelik insani yardımların kesintisiz akışını temin etmeyi amaçladığı belirtilmişti.​​​​​​​ ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ise ABD'nin ateşkes teklifine Hamas'ın verdiği cevabın, "hiçbir şekilde kabul edilemez" olduğunu açıklamıştı.

Kaynak: AA


İsrail ordusundan Han Yunus'taki Filistinlilere sürgün emri

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Han Yunus kentindeki Filistinlilere sürgün emri yayımladı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X sosyal medya platformundan, tüm Han Yunus kenti, Beni Suheyla ve Abesan bölgesi sakinlerine, acilen bulundukları bölgeleri boşaltmaları ve batıdaki El-Mevasi bölgesine doğru gitmeleri emri verdi. Adraee, söz konusu bölgelere saldırı düzenleneceğini belirterek, buraların "tehlikeli çatışma bölgeleri" olduğunu ve Filistinli grupların İsrail'e roket atmayı sürdürdüğünü iddia etti.

İsrail ordusu daha önce Gazze'yi kalıcı olarak işgal edeceği 'Gideon Savaş Arabaları' ismini verdiği kara saldırısına başladığını duyurmuştu. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirmek için uygulamaya başladığı saldırı planıyla Filistinlilerin Gazze'nin güneyindeki "toplama kamplarına” sürülmesi öngörülüyor. İsrail basınında geçen hafta yer alan haberlerde ise ordunun, 2 ay içinde Gazze'nin yüzde 75'ini işgal etmeyi planladığından bahsedilmişti.

Kaynak: AA


Trump'ın temsilcisi Witkoff: Hamas'ın ateşkes teklifine verdiği cevap hiçbir şekilde kabul edilemez

ABD Başkanı Trump'ın Özel Temsilcisi Witkoff, Hamas'ın ateşkes önerisine cevabına ilişkin, "Hiçbir şekilde kabul edilemez ve bizi sadece geriye götürüyor" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, ABD'nin ateşkes teklifine Hamas'ın verdiği cevabın, "hiçbir şekilde kabul edilemez" olduğunu belirtti. Witkoff, resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Hamas'ın ABD'nin önerisine verdiği cevabı aldım. Hiçbir şekilde kabul edilemez ve bizi sadece geriye götürüyor" ifadelerine yer verdi.

Özel Temsilci Witkoff, Hamas'a yeni bir mesaj gönderdiği paylaşımında, "Hamas, önümüzdeki hafta hemen başlayabileceğimiz dolaylı (arabulucu) görüşmelerin temeli olarak sunduğumuz çerçeve önerisini kabul etmeli" ifadelerini kullandı. Witkoff, ölen ve hayatta kalan esirlerin yarısının ailelerine döneceği dolaylı görüşmelerin kalıcı olması için 60 günlük bir ateşkes sağlanmasının tek yolunun bu önerinin kabul edilmesinden geçtiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, anlaşmanın bir gün veya daha kısa süre içinde açıklanabileceğini söylemişti. Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Witkoff'un önerisine verilen cevabın, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, Gazze Şeridi’nden tam bir geri çekilmeyi ve Filistinlilere yönelik insani yardımların kesintisiz akışını temin etmeyi amaçladığı belirtilmişti.​​​​​​​

Kaynak: AA


Zelenski: Rusların İstanbul müzakerelerinde ne yapmayı planladığına dair net bir bilgi yok

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, İstanbul'da gerçekleşmesi beklenen ikinci tur müzakerelere ilişkin, "Şimdilik, Rusların İstanbul'da ne yapmayı planladığına dair net bir bilgi yok. Bizim yok, Türkiye'nin yok, ABD'nin yok ve diğer ortakların da yok" yorumunu yaptı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya'nın, İstanbul'da düzenlenmesi beklenen yeni tur barış müzakerelerinde hangi konuları gündeme getireceklerine dair bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Zelenski, gece paylaştığı geleneksel görüntülü mesajında, halka hitaben yaptığı konuşmasında, Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.

Savaşı sonlandırmak için müttefik ülkelerle iletişim kurarak yeni diplomatik adımları atmaya hazırlandıklarını ifade eden Zelenski, şunları kaydetti: "Şimdilik, Rusların İstanbul'da ne yapmayı planladığına dair net bir bilgi yok. Bizim (bilgimiz) yok, Türkiye'nin yok, ABD'nin yok ve diğer ortakların da yok. Şu ana kadar çok ciddi görünmüyor."

"Herkes, Rusya'nın diplomasiyle oynamayı bırakıp savaşı bitirmesini istiyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dün telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini kaydeden Zelenski, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'la dün bunu görüştük. Elbette dünyadaki herkes diplomasinin işe yaramasını ve gerçek bir ateşkes sağlanmasını istiyor. Herkes, Rusya'nın diplomasiyle oynamayı bırakıp savaşı bitirmesini istiyor. Herkes ciddi bir barışı istiyor ve Rusya bunu yapmalı. Toplantıların gündemi tam olarak bu olmalı. Biz gündemimizi ilettik."

Zelenski konuşmasında, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Oleksandr Sırskiy'den cephedeki son durum hakkında bilgi aldığını kaydetti. Rusya'nın ülkesine yönelik saldırıları artırarak sürdürdüğünü ifade eden Zelenski, "En ciddi çatışmalar Pokrovsk yönünde, Liman yönünde ve Kupyansk'ta var" diye konuştu. Zelenski ayrıca, Ukrayna ordusunun Rusya'nın Kursk bölgesindeki askeri harekatın devam ettiğini kaydetti.

Kaynak: AA

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Nato hazırlıksız yakalandı

İtalya'daki Tuscia Üniversitesi'nde büyük çaplı yangın çıktı İtalya'nın Viterbo kentindeki Tuscia Üniversitesi'nde sabah saatlerinde...

 
 
 
2 Haziran 2

Ukrayna Rusya'nın stratejik seyir füzesi taşıyıcılarının yüzde 34'ünü vurduğunu iddia etti Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Rusya'nın...

 
 
 

コメント


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page