top of page

Satır araları ukrayna rusya

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 14 Mar
  • 10 dakikada okunur

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, "Ukrayna-Rusya durumuna ilişkin ihtiyatlı iyimser olabiliriz. Ateşkese ilişkin müzakereler sürüyor. Zor ve karmaşık bir durum" dedi. Rubio, Kanada'da düzenlenen G7 toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.

Ukrayna'daki savaşı durdurma müzakerelerinin devam ettiğini dile getiren Rubio, ilk aşamada önce silahların susması için uğraştıklarını söyledi. Rubio, "Ukrayna-Rusya durumuna ilişkin ihtiyatlı iyimser olabiliriz. Ateşkese ilişkin müzakereler sürüyor. Zor ve karmaşık bir durum" ifadesini kullandı.


Rubio, Ukrayna'da devam eden savaşın askeri çözümü olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Ne Rusya ne de Ukrayna maksimalist askeri amaçlarına ulaşabilir. Bu savaşı bitirmenin tek yolu müzakere sürecidir. Müzakereler, ister iş dünyasında, ister ticarette veya jeopolitikte olsun, her iki tarafın da bir şeyler vermesini, her iki tarafın da taviz vermesini içerir, bu çok açık."


Görüşmeler özelinde söz konusu tavizlerin neler olduğuna ilişkin bilgi vermekten kaçınan Rubio, şu anki tek önceliklerinin savaşı bir an önce durdurmak olduğunu bu detayların ikinci aşamada müzakere edileceğini dile getirdi.

"Hedef, uluslararası ticaretin temel çizgisini yeniden belirlemek"

Rubio, ABD ve Kanada arasındaki gümrük vergisi tartışmalarıyla ilgili sorulara yanıt verirken de bu konuların G7 toplantısında tartışılmadığını öne sürdü.

ABD'nin gümrük vergilerini yükseltmek istemesinin hiçbir ülkeye karşı "düşmanca" bir tutum olmadığını savunan Rubio, şöyle devam etti: "Başkanın çok açık bir şekilde belirttiği hedef, uluslararası ticaretin temel çizgisini yeniden belirlemek istemesidir. Bu benim de katıldığım üzere ABD'ye karşı adil değildir. Bu, Japonya'ya, Almanya'ya veya başka bir ülkeye karşı düşmanca bir hareket olarak düşünülmemiştir."


Rubio, Trump'ın, gümrük vergileri konusunda temel çizgiyi sıfırladıktan sonra ilgili ülkelerle adil bir şekilde ikili ticaret için müzakerelere yeniden girmek istediğini söyledi. Trump'ın, Kanada'nın ülkesinin 51. eyaleti olması teklifinin toplantılarda gerginlik oluşturup oluşturmadığı yönündeki soruya da Rubio, bunu Trump'ın ilk kez eski başbakan Justin Trudeau ile konuşması sırasında söylediğini belirtti.

Rubio, "Trudeau, ABD'nin gümrük vergisi uygulaması halinde Kanada'nın ülke olarak varlığını sürdüremeyeceğini söyledi. Başkan Trump da o zaman Kanada'nın ABD'nin eyaleti olmasını teklif etti. Bunun ekonomik açıdan Kanada için daha iyi olacağını düşünüyor. Başkan Kanada'yı çok seviyor." dedi.

"İlerleyen günlerde daha fazla vize iptali bekleyebilirsiniz"

Rubio, Columbia Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi olan Filistinli aktivist Mahmud Halil'in sınır dışı edilmek için tutuklanmasıyla ilgili soruyu yanıtlarken, Hamas'a destek verdiği iddia edilen yabancı öğrencilere en başta vize verilmemesi gerektiğini söyledi ve "İlerleyen günlerde daha fazla vize iptali bekleyebilirsiniz. Bu öğrencileri ülkeye hiç almamalıydık." diye konuştu.

Columbia Üniversitesi protestolarına öncülük eden Filistinli aktivist Halil, 3 Mart'ta eşiyle evine giderken gözaltına alınmıştı. Avukatı Amy Greer, Halil'in, "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" olarak ABD'de bulunmasına ve eşinin Amerikalı olmasına rağmen ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini belirtmişti. ABD'de bir yargıç, Mahmud Halil'in sınır dışı edilmesine ilişkin geçici engel kararı almıştı.



Tarımda küresel Trump fırtınası

ABD Başkanı’nın gümrük tarifelerine yönelik hamlesine Çin, Kanada ve Meksika kayıtsız kalmadı. Dört ülke arasındaki misillemeler tarımın küresel ticaretinde de dengeleri bozacak gibi duruyor. ABD’nin 176 Milyar dolarlık tarımsal ihracatının yüzde 75’i ilk 10 pazara yapıldı


ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci kez göreve gelmesiyle beklenen oldu. Onun başlattığı gümrük tarifelerine yönelik hamlelere Çin, Meksika ve Kanada’dan sert karşılık gelince tansiyon iyiden iyiye yükseldi.

İşin nereye varacağını şimdiden kestirmek güç olsa da tarım ve gıda sektörü açısından dengeler değişecek gibi duruyor. Fillerin tepiştiği bir ortamda olan yine çimlere olacak.

Yukarıda bahsi geçen dört ülke küresel tarım üretimi ve ihracatında hatırı sayılır paylara sahip.

ABD yıllardır dünyanın en büyük tarım ihracatçısı konumunu koruyor. Tarımsal üretiminin yüzde 20’den fazlasını dış pazarlara satan ABD, 2024’te 176 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirdi.

Tarımsal ihracat, tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi ABD’li çiftçilerin ekonomik refahı ve kırsal kalkınma açısından hayati önem taşıyor.

Bunu ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) yaptığı çalışmalar da teyit ediyor. ABD’nin ortalama her 1 dolarlık tarımsal ihracatı, yerel ekonomisine 2.09 dolarlık katkı sağlıyor. Bu, aynı zamanda istihdam anlamına da geliyor. Yine USDA’in hesaplamasına göre her 1 milyar dolarlık tarımsal ihracat sayesinde 6 binden fazla istihdam yaratılıyor. Bu da söz konusu ihracatın 1 milyonu aşan istihdam sağladığı anlamı taşıyor.

1.4 milyar nüfusa sahip Çin, dünyanın en büyük tarım üreticisi ve ithalatçısı konumunda. Önceki yıllara kadar ABD’nin tarımsal ihracatında en büyük pazar konumunda yer alıyordu. Ancak 2024 itibarıyla Çin’in yerini Meksika almış görünüyor.

Zira ABD geçen yıl 176 milyar doları bulan tarımsal ihracatının yüzde 17.2’sine denk gelen 30.3 milyar dolarlık kısmını Meksika’ya gerçekleştirdi. ABD’nin ikinci büyük ihracat pazarı ise 28.3 milyar dolar ile yüzde 16.1 pay alan Kanada. Ardından da 24.7 milyar dolar ve yüzde 14’lük pazar payı ile Çin geliyor. Bu üç ülkeye gerçekleştirilen 83.3 milyar dolarlık tarımsal ihracat ABD’nin toplam rakamının yüzde 47.3’üne denk geliyor.


Çin Trump 1.0’dan ders çıkarmış

Çin’in ABD tarım ürünleri ithalatına baktığımızda yıllar içinde anlamlı bir düşüş görüyoruz.

Bu trendi Çin’in Trump 1.0 döneminden önemli dersler çıkardığı şeklinde yorumlamak mümkün. Özellikle Pekin yönetiminin 2017’den itibaren uygulamaya koyduğu ve pandemi sonrası daha da ön plana çıkan tarım ve gıdada yerli üretimi destekleme ve kendine yeterlilik oranını artırma politikası meyvelerini yavaş yavaş veriyor. Aynı zamanda ithalatta alternatif pazar çeşitliliğine yönelen Çin, deyim yerindeyse bir süredir yumurtaları farklı sepetlere koyma yolu izliyor.

Bu durumu veriler de teyit ediyor. Çin’in ABD’den tarım ürünleri ithalatı 2022’de 40.9 milyar dolar iken, 2023’te 34 milyar dolara gerilemiş. 2024’te ise söz konusu değer 24.7 milyar dolara kadar düşmüş.

Buna bir de ürün bazında örnek verelim. Çin’in yıllık soya ithalatı 110 milyon ton seviyelerinde. Çin, 2016’da toplam soya ithalatının yüzde 40’ını ABD’den gerçekleştirirken, 2024 yılı itibarıyla bu oran yüzde 18’e kadar gerilemiş görünüyor.

Bu durum, Çin’in hem içeride soya üretimini artırması hem de alternatif tedarik için Brezilya ve Arjantin gibi ülkelere yönelmesinden kaynaklanıyor.

Dolayısıyla Pekin yönetimi yıllar itibarıyla Amerikan tarım ürünlerine olan bağımlılığını ciddi oranda azaltma yoluna gitmiş.

Şimdi gelinen noktada Çin, Trump’ın yeni gümrük vergilerine karşı 21 milyar dolar değerinde Amerikan tarım ve gıda ürününü kapsayan ithalat vergilerini artırarak bir misilleme yapacağını açıkladı.

Daha da detaylandırmak gerekirse Pekin yönetimi, ABD’den ithal edilen tavuk, buğday, mısır ve pamuğa yüzde 15, soya fasulyesi, sorgum, domuz eti, sığır eti, su ürünleri, meyve ve sebze ile süt ürünlerine yüzde 10 ek gümrük vergisi getirme silahını çekti.

Kazanan üçüncü ülkeler olacak

Şu an “Ticaret Savaşı 2.0”ın daha başlangıcındayız.

Zaman ne getirir göreceğiz ama bu restleşmelerden üçüncü ülkelerin fayda sağlayacağı net.Örneğin Çin, ABD’den tedarik ettiği soya ve mısırı Brezilya, Arjantin, Ukrayna gibi ülkelerden daha fazla almaya yönelirken, buğday ithalatı için Avustralya ve Rusya gibi ülkelerin kapısını daha fazla çalacak gibi duruyor.

ABD Et İhracat Federasyonu’na göre kırmızı ette Kanada, Meksika ve Çin geçen yıl ABD’den 8.4 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Burada da rota yine Uruguay, Brezilya, Arjantin gibi ülkelere kayabilir.

Süt ve süt ürünleri tarafında da tablo farklı değil. ABD, süt ve türevlerinin yaklaşık yüzde 20’sini ihraç ediyor ve ihracatın yaklaşık yüzde 40’ı Kanada, Meksika ve Çin’e gerçekleştiriliyor. Kanada, ABD’nin çeşitli süt ürünlerine şimdiden yüzde 250 ila 390 oranında tarife uygulama kararı aldı. Dolayısıyla ihracatın sekteye uğraması halinde arz-talep dengesinde yaşanacak bozulma ABD’de fiyatları aşağıya çekerek üreticileri zora sokabilir.

ABD’li tarım ihracatçıları ise Meksika, Çin ve Kanada’da kaybettikleri pazarı Güneydoğu Asya, Afrika ve Hindistan’a daha fazla yönelerek ikame etmeye çalışacak gibi duruyor.

Hatırlayacağınız üzere FAO Gıda Fiyat Endeksi şubatta aylık bazda yüzde 1.6 artarken, yıllık bazda yüzde 8.2 yükseldi.

Tüm bu gelişmeler başroldeki dört ülkenin iç piyasasında ürün bazında dalgalanmalara yol açsa da küresel gıda fiyatlarında da arz-talep-stok dengesine göre sert oynaklıklar yaratacaktır. 

Türkiye’nin çıkaracağı dersler

Bölgesel savaş ve çatışmalarla jeopolitik krizlerin tavan yaptığı, küresel ticaret savaşlarının alevlendiği bu dönem artık dünyanın yeni normaline dönüşmeye başladı.

İşte bu dönemde herhalde en kritik mesele dönüp dolaşıp tarım ve gıdaya geliyor.

Hem riskleri yönetmek hem de dünyadaki mevcut krizi fırsata çevirmenin anahtarı yine elimizde.

Zira, şimdilik ABD, Meksika, Çin ve Kanada arasında gibi gözüken ve Avrupa Birliği’ne de sıçrayan bu gerginlikte bahse konu olan tüm tarım ve gıda ürünleri Türkiye’de yetiştirilebiliyor.

Ama buna rağmen bazı ürünlerde ciddi oranda net ithalatçıyız. Örneğin geçen yıl soya ve mısır ağırlıklı yem hammaddesi ithalatına ödediğimiz toplam döviz 5.1 milyar dolar.

Özellikle tahıl ve yağlı tohumlar piyasasında yaşanabilecek sert hareketler Türkiye gibi net ithalatçı ülkeler açısından maliyetleri artırabilir.

Bazı ürünlerde ise net ihracatçıyız. Örneğin yaş meyve ve sebze grubu. Geçen yıl 3.4 milyar dolarlık bir yaş meyve ve sebze ihracatı gerçekleştirdik.

Dolayısıyla Türkiye küresel tarım pazarındaki bu değişimde iki yönlü avantaj sağlayabilir.

İlki ithalatı yoğun olan ürünlerin yurtiçinde arzını artırarak bağımlılığını azaltır ve riskleri minimize edebilir.

İkincisi ise ülkeler arasındaki restleşme sonucu pazarda oluşan boşlukları dolduracak bir ihracat stratejisi izleyebilir.

İşte bu noktada Türkiye’nin “alternatif” bir ülke olarak öne çıkabilmesi için kendi içinde istikrarlı ve rekabetçi bir yapıya kavuşması ilk öncelik.

Türkiye, bu senaryolara ne kadar hazırlıklı?

Belirsiz ve öngörülemez bir süreç

Trump’ın ülkeden ziyade aile şirketi yönetir gibi aldığı karar ve uygulamalar Amerikan çiftçisi ve ihracatçısını da tedirgin ediyor.

Sektör paydaşları Trump’ın hamlelerinin ülkenin tarımsal ihracatında kayıp yaratacağını ve bunun da düşük mahsul fiyatlarıyla mücadele eden çiftçilerin zarara uğraması anlamına geldiğini biliyor.

Trump, Kanada ve Meksika’ya yönelik 4 Mart’ta yürürlüğe giren yüzde 25’lik gümrük vergisini her ne kadar nisan ayına kadar ertelediğini açıklasa da ok yaydan çıktı bir kere.

Trump’ın hamlesine Kanada 20.8 milyar dolar değerindeki ABD ithalatına yönelik misilleme kartıyla karşılık verdi.

Kanada da tıpkı Çin gibi misilleme vergileriyle buğday ve kümes hayvanları dahil olmak üzere Amerikan gıda ürünlerini hedef alıyor.

850 milyon dolarlık ithalat askıda

Washington ve Ottawa arasında ticaret tarifeleri savaşında son hamle Kanada’dan geldi.

Kanada, ABD’nin en büyük domuz eti işleme tesisi Smithfield Foods şirketinden gerçekleştirdiği ithalatı askıya aldığını açıkladı. Kanada domuz eti açısından ABD’nin beşinci büyük ihracat pazarı. ABD’nin geçen yıl Kanada’ya gerçekleştirdiği domuz eti ihracatının ekonomik büyüklüğü yaklaşık 850 milyon dolar değerindeydi.

Kanada misilleme tarifeleriyle ABD’nin kahverengi ve öğütülmüş pirincini de hedef aldı. Meksikalı pirinç tedarikçileri de rotayı ABD’den Güney Amerika ülkelerine kaydırdı. Gümrük tarifesine ilişkin restleşmelerin etkisiyle ABD pirinç piyasasında fiyatlar iki yılın en düşük seviyesini test etti.

Üstüne üstlük Hindistan’ın 2022’de iç piyasada pirinç fiyatlarını kontrol altına almak amacıyla uyguladığı ihracat yasağı da sona erdi. Bu gelişme ABD’nin elini daha da zayıflatırken ithalatçı ülkeler için avantaj yaratacak.

Çiftçiler zora düşebilir

Kanada ile restleşmeye yönelik bir uyarı da gübre sektörü temsilcilerinden geldi. Kanada’dan ithal edilecek hammaddelere uygulanacak gümrük vergileri Amerikan çiftçisinin gübre maliyetlerini artırabilir. Sektör verilerine göre, ABD’nin potasyum gübresi ithalatının yaklaşık yüzde 85’i Kanada’dan geliyor.

Bu da aslında ABD çiftçisi için daha yüksek girdi maliyeti ile üretim yapması anlamına geliyor. İhracat pazarının daralması sonucu düşecek fiyatlara karşın ülkenin en büyük emtia ürünleri olan mısır ve soya fasulyesi tarafında maliyetlerdeki artış ABD’li üreticileri zora düşünebilir. Her ne kadar Beyaz Saray’dan bir yetkili Kanada potasyumu için bir istisna olabileceği yönünde açıklama yapsa da tüm bu gelişmeler ışığında şu an süreç tam bir muamma.

Uzmanlar, tarifelere ilişkin erteleme hamleleri ile sürecin daha belirsiz ve öngörülemez hale getirildiğini savunuyor. Gümrük vergileri ve misilleme endişeleri bazı Kanadalı tüccarların geçtiğimiz ay Amerikalı üreticilerden aldıkları siparişleri iptal etmelerine ve diğer ülkelerdeki tedarikçilere yönelmelerine yol açtı.

ABD’nin arka bahçesi Meksika

ABD ile Meksika arasındaki ilişkiyi sadece ticari açıdan değerlendirmek çok eksik olur. ABD’nin işgücü piyasasında Meksika etkisi göz ardı edilemez. Trump’ın göçmen politikası bu açıdan ülkenin istihdam piyasası ve işçilik maliyetleri açısından belirleyici olacak.

Ama konuya yine tarım ve gıda ticareti açısından bakarsak Meksika’yı ABD’nin arka bahçesi diye tanımlamak yanlış olmaz. Bunu birkaç veri ile somutlaştıralım. ABD’nin ithal ettiği domateslerin yüzde 86’sı Meksika’dan gelirken yüzde 13’ü de Kanada’dan tedarik ediliyor.

Gıda enflasyonu tetiklenebilir

İthal edilen marulun yüzde 88’i Meksika’dan, yüzde 11’i Kanada’dan geliyor. Amerikan marketlerindeki ithal havuçların yüzde 49’u Meksika’dan, yüzde 39’u Kanada’dan geliyor. İthal edilen soğan ve sarımsağın yüzde 52’si, taze fasulye ve bezelyenin yüzde 56’sı Meksika’dan geliyor.

Toplam avokado ithalatının yüzde 70’i Meksika’dan sağlanırken ithal çilek, yaban mersini, ahududu ve böğürtlenin yüzde 63’ü Meksika menşeli. Dolayısıyla ABD’nin yaş meyve ve sebze ithalatında Meksika en büyük tedarikçi konumunda. Buradaki restleşme ABD’nin gıda enflasyonunu tetikleyebilir.

Öte yandan dünyanın en büyük mısır ithalatçıları arasında yer alan Meksika, ABD açısından ciddi bir pazar.

Trump’ın gümrük vergileri hamlesi ile Meksika’nın mısır tedarik rotası alternatif ülkelere kayabilir.


Trump, şu anda binlerce Ukrayna askerinin Rus ordusu tarafından tamamen çevrelendiğini, çok kırılgan ve kötü durumda olduklarını yazarak, "⁠Putin'den Ukrayna askerlerinin hayatını bağışlamasını istedim. Yoksa 2. Dünya Savaşı'ndan beri görülmemiş düzeyde korkunç bir katliam olur. Tanrı hepsini korusun." ifadesini paylaştı.


Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD BaşkanıDonald Trump'ın Kursk'taki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik çağrısını anlayışla karşıladıklarını belirterek, "Silahlarını bırakıp teslim olmaları durumunda hayatları garanti altına alınacaktır." dedi. Putin, başkent Moskova'da düzenlenen Rusya Güvenlik Konseyi toplantısında konuştu.


Trump'ın Kursk'taki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik bugünkü çağrısını değerlendiren Putin, "Ukraynalı savaşçıların işgal bölgesindeki sivil nüfusa karşı çok sayıda suç işlediğine dikkat çekiyoruz" diye konuştu.

Silah bırakıp teslim olurlarsa hayatları garanti altına alınacak

Rusya'nın söz konusu suçları terör kapsamında değerlendirdiğine işaret eden Putin, şöyle devam etti: "Aynı zamanda, Trump'ın bu askerlerle ilgili insani düşünceler çağrısını anlayışla karşılıyoruz. Silahlarını bırakıp teslim olmaları durumunda hayatları garanti altına alınacaktır. Uluslararası hukuk normlarına ve Rus yasalarına uygun olarak onurlu muamele görecekler."

Putin, Ukrayna yönetimine de çağrıda bulunarak "ABD Başkanı'nın çağrısının etkin bir şekilde uygulanması için Ukrayna yönetiminin, askeri birliklerine silahlarını bırakmalarını ve savaş esiri olarak teslim olmalarını emretmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

Kaynak: A

Rusya savaşı uzatacak şartlar arıyor' diyen Zelenski: Daha fazla baskı kurmalıyız

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Tüm dünya barış istiyor. Ancak sadece Rusya savaşı sona erdirmek istemiyor. Bunun yerine savaşı uzatacak şartlar arıyor. Barış yönünde adımlar atmalı ve savaşın hala devam etmesinin tek nedeni üzerinde baskı kurmalıyız" dedi


Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Patrik Bartholomeos ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Zelenski görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Ekümenik Patrik Bartholomeos ile görüştüm ve özellikle bu günlerde ve haftalarda devletimiz, halkımız ve geleceğimiz için ettiği dualar için minnettarlığımı ifade ettim. Ukrayna halkı Patrik Hazretlerinin manevi desteğini derinden takdir etmektedir" dedi.Suudi Arabistan’da Ukraynalı ve ABD’li ekipler arasında yapılan görüşmeler hakkında konuştuklarnı kaydeden Zelenski, "ABD’nin havada, denizde ve karada 30 günlük şartsız tam geçici ateşkes önerisini destekledik. Adil ve kalıcı bir barışa yönelik ilk adımlar, savaş esirlerinin ve sivillerin serbest bırakılmasının yanı sıra sınır dışı edilen Ukraynalı çocukların geri dönüşünü de içermelidir" ifadelerini kullandı.Ukrayna’nın barış istediğine vurgu yapan Zelenski, "Ukrayna bunu mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirmek için hiçbir çabadan kaçınmıyor. Tüm dünya barış istiyor. Ancak sadece Rusya savaşı sona erdirmek istemiyor, bunun yerine savaşı uzatacak şartlar arıyor. Barış yönünde adımlar atmalı ve savaşın hala devam etmesinin tek nedeni üzerinde baskı kurmalıyız" açıklamasını yaptı.

"Dünya, Rusya’nın kasıtlı olarak sadece süreci zorlaştıran şartlar oluşturduğunu görüyor"

Zelenski sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Vatikan Başbakanı Kardinal Pietro Parolin ile de görüştüğünü bildirdi. Zelenski, Vatikan’ın Rusya’daki hapishane ve kamplarda tutulan Ukraynalıların bir listesini aldığını belirterek, "Onların serbest bırakılması için desteğinize güveniyoruz. Tutukluların değişimi ve 30 günlük şartsız geçici ateşkes, bizi adil ve kalıcı bir barışa önemli ölçüde yaklaştırabilecek ilk hızlı adımlardır. Ukrayna bu adımları atmaya hazır çünkü Ukrayna halkı barışı herkesten çok istiyor. Bu arada dünya, savaşın devam etmesini ve diplomasinin çökmesini isteyen tek taraf Rusya olduğu için, Rusya’nın kasıtlı olarak sadece süreci zorlaştıran ve sürüncemede bırakan şartlar oluşturduğunu görüyor" dedi.Vatikan’ın sesinin barışa giden yolda çok önemli olduğunu kaydeden Zelenski, "Ortak hedefimiz doğrultusunda çaba sarf etmeye hazır olduğunuz için minnettarım. Ukrayna ve barış için ettiğiniz dualar için teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.


Grönland'da seçimin galibi Nielsen: Trump'ın ilhak çabaları kabul edilemez

Grönland'da seçimleri kazanan Demokraatit (Demokratlar) Partisi lideri Jens-Frederik Nielsen, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ada'nın ilhak edileceğine yönelik ifadelerinin "kabul edilemez" olduğunu bildirdi


Trump tehditleri altındaydı: Grönland'de yeni dönem

Trump'ın "ele geçirme" tehditlerinin sürdüğü Grönland'da parlamento seçimleri sonuçlandı. Demokraatit (Demokratlar) Partisi yüzde 29,9 oyla birinci, Grönland Başbakanı Egede'nin liderliğindeki Inuit Ataqatigiit (Halk Topluluğu) Partisi yüzde 21 oyla üçüncü parti oldu


Macaristan 'AB’nin Rusya’ya yaptırımına' yönelik vetosunu kaldırdı

Macaristan, Avrupa Birliği (AB) ile hafta boyunca süren pazarlıkların ardından vetosunu kaldırarak, AB’nin Rusya’dan 2 bin 400’den fazla kişiye ve kuruluşa uyguladığı yaptırımların süresinin 6 ay daha uzatılmasını kabul etti

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
18

Beyaz Saray: Rusya 50 gün içinde anlaşmaya varmazsa ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacak Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, Başkan Trump’ın...

 
 
 
17

Savaşları bitireceğim' demişti: Trump'ın ilk 5 ayındaki saldırı sayısı, Biden'ın 4 yılını geçti ABD Başkanı Trump, ikinci döneminde...

 
 
 

Comments


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page