top of page

Putin Trump

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 23 May
  • 10 dakikada okunur

Putin’in diplomatik zaferi, ABD ile ilişkileri normalleştirme çabalarını baltalayabilir

Putin, Ukrayna’daki savaşı kendi şartlarıyla bitirmeyi hedeflerken, Trump’la yaptığı son görüşmede barış için diplomatik üstünlük sağladı. Ancak ekonomik normalleşme, ABD yaptırımları nedeniyle şimdilik ertelenmiş görünüyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Anatoly Kurmanaev / New York Times

2022’de Ukrayna’yı işgal ettiğinden bu yana Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, savaşı kendi şartlarıyla sonlandırmak istiyor. Son haftalardaki karmaşık diplomatik manevralarda ise, savaş sürerken kapsamlı bir barış anlaşması için müzakere yürütme yaklaşımını savunmayı başardı; çünkü savaşın lehine ilerlediğine inanıyor.

Sert tutumu; Ukrayna’dan, Avrupa Birliği’nden ve son zamana kadar Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen ateşkes baskılarına direndi. Pazartesi günü Putin’le telefonda görüşen Başkan Donald Trump, Ukrayna ile Rusya arasında doğrudan barış görüşmelerini memnuniyetle karşıladığını söyledi ve böylece çatışmayı hızlı bir şekilde bitirme yönündeki önceki vaadinden fiilen vazgeçti.

Ancak Putin’in diplomatik zaferi, daha geniş kapsamlı ekonomik hedeflerini — özellikle ABD ile ilişkileri normalleştirme çabalarını — baltalayabilir ya da en azından geciktirebilir.

Trump, Putin ile yaptığı görüşmenin ardından, ABD’nin Rusya ile ekonomik yakınlaşmasının Ukrayna’da barış sağlandıktan sonra gerçekleşeceğini vurguladı. Trump, iki konuyu birbirine bağlı tutarsa, Rusya Batı yaptırımlarından kurtulma ya da Trump’ın vaat ettiği yabancı yatırımları çekme açısından yakın vadede pek umut verici bir tabloyla karşı karşıya kalmaz.

Trump: Rusya bizle ticaret yapmak istiyor

Trump, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada “Rusya, bu yıkıcı ‘kan banyosu’ sona erdiğinde ABD ile büyük ölçekli ticaret yapmak istiyor ve ben de aynı fikirdeyim” dedi.

Başkan Yardımcısı JD Vance, aynı noktaya daha sert ifadelerle dikkat çekti.

Roma’da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmesinden bir gün sonra Vance “Bakın, Rusya ile dünyanın geri kalanı arasında ilişkilerin yumuşamasının sağlayacağı pek çok ekonomik fayda var. Ama bu faydaları, masum insanları öldürmeye devam ederseniz elde edemezsiniz” dedi. 

Kremlin, Putin ile Trump arasında yapılan görüşmede Ukrayna savaşının sadece konuşulan konulardan biri olduğunu, liderlerin daha geniş bir normalleşme sürecine bağlı kaldığını belirtti.

“Başkanlar ikili ilişkilerin mevcut durumunu görüştüler ve her iki başkan da bu ilişkilerin daha da normalleşmesine destek verdiklerini dile getirdiler” diyen Putin’in dış politika danışmanı Yuri Uşakov, görüşme sonrası Rus gazetecilere yaptığı açıklamada “Başkan Donald Trump, Rusya’yı Amerika için ticaret ve ekonomi alanında en önemli ortaklardan biri olarak görüyor” ifadelerini kullandı.

İkili görüşmenin tek somut sonucu tutuklu takası oldu

İki saatlik görüşmenin ardından Uşakov’un bahsettiği somut tek anlaşma, ABD’de tutuklu bulunan 9 Rus mahkûmun, Rusya’da tutuklu bulunan 9 Amerikalı ile takas edilmesine dair plandı.

Bu öneri, Rus iş dünyası elitlerinin ve hükümet yanlısı entelektüellerin yılın başında kurduğu büyük hayallerden çok uzaktı. O dönemde, birçok kişi Trump’ın “anlaşma tutkusu” ve işlem odaklı siyasi yaklaşımının, Rusya’nın dünyanın en büyük ekonomisiyle ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyordu.

Bu vizyona göre, ilişkilerin normalleşmesi; Rus devlet enerji şirketleri ve bankaları üzerindeki yaptırımların kaldırılması ve SWIFT gibi küresel ödeme sistemlerine yeniden erişim gibi somut adımlarla sonuçlanacaktı. Bu tür adımlar, Moskova’nın dış ticaretini kolaylaştıracak ve ucuzlatacaktı. Rus yetkililer ayrıca, Washington ile bir yakınlaşmanın en azından Moskova’nın yaptırımlar altında yerine koyamadığı yüksek teknoloji ürünlerini sağlayan Amerikan şirketlerinin geri dönmesini sağlayacağını umuyordu.

Daha genel anlamda, birçok Rus yetkili ve Kremlin yanlısı düşünür, ABD ile çıkar temelli yeni bir ilişkinin küresel düzeni yeniden şekillendireceğine ve Moskova’ya jeopolitik güç statüsünü yeniden kazandıracağına inanıyor.

Putin Ukrayna ile ABD müzakerelerini ayrı tutmak istiyor

King’s College London’dan Rusya siyaseti profesörü Sam Greene’e göre, Putin hâlâ Ukrayna’yı ABD ile daha geniş bir normalleşme çabalarından ayırabileceğine inanıyor olabilir. Bu nedenle de taviz vermeye istekli görünmeden diplomatik temaslarını sürdürüyor.

 Greene Salı günü yaptığı telefon görüşmesinde “Trump, Ukrayna’da istediğini elde edemez ve bunun sorumlusunun Rusya olduğunu düşünmekten kaçınabilirse, Ukrayna’da çözüm olmadan da Rusya ile normalleşmeye yönelebilir” dedi. Greene, Putin’in Trump’ı, Rusya’nın devasa doğal kaynaklarının, Ukrayna’daki savaşı durdurarak kazanacağı uluslararası takdirin yerini tutabileceğine ikna etmeye çalıştığını da ekledi.

Putin, ekonomik faydalar yerine Ukrayna’nın teslimiyetini tercih ederek, muhtemelen zamanın kendi lehine çalıştığına inanıyor.

Rusya’nın bütçe gelirlerinin ana kaynağı olan petrolün fiyatı Trump’ın nisan ayında küresel tarifeleri duyurmasından sonraki düşüşün ardından yaklaşık 65 dolar seviyesinde istikrar kazandı. Trump’ın bu tarifeleri ertelemesi, Kremlin’in savaş harcamalarında büyük kesintilere gitmek zorunda kalmasını engelledi. Rus ekonomisi yavaşlasa da, bu yıl yaklaşık %1,5 büyümesi bekleniyor. Bu da mali bir krizin olası olmadığını gösteriyor.

Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik son yaptırım paketi — Rusya bağlantılı yaklaşık 200 petrol tankerinin yasaklanması ve devlet kontrolündeki petrol devi Surgutneftegaz’ın kara listeye alınması — Rus yetkililer tarafından zayıf bulundu. Trump ise görüşmelerde ilerleme ihtimaline atıfla ABD’nin yeni yaptırımlardan şimdilik kaçınabileceğini belirtti.

 

Rusya’nın son bütçe verileri, orduya katılım için sunulan yüksek maaşların işe yaradığını gösteriyor. Royal United Services Institute (RUSI) adlı Londra merkezli güvenlik araştırma kuruluşundan Jack Watling’e göre, Kremlin’in 2025 yılı boyunca her ay belirlediği asker alım hedefleri aşıldı.

 

Analistler, Rusya’nın sahadaki bu görece başarılarının, beklenen yaz saldırısının sonuna kadar herhangi bir taviz verme isteğini daha da azaltabileceğini söylüyor.

Bu hafta yayımlanan bir raporda Watling, devam eden saldırıların amacının, Ukrayna’nın müttefiklerini savaşın kazanılamayacağına ikna etmek olduğunu ve bunun sonucunda bu müttefiklerin “Ukrayna’yı, kabul edilemez şartlar altında bile olsa, barışa zorlamaya çalışabileceklerini” belirtti.


NYT yeni yaptırımları yazdı: AB, Rusya'yı müzakereye çekmeye çalışıyor

AB, Rusya’nın gizli petrol ihracatını hedef alan 17. yaptırım paketini onayladı. Yeni tedbirler, gölge filo olarak bilinen tanker gemilerine yönelik yaptırımları genişletirken, enerji gelirlerini sınırlamayı amaçlıyor. AB, Putin’i müzakere masasına çekmek için ekonomik baskıyı artırmayı planlıyor


Jeanna Smialek / New York Times

Avrupa Birliği, salı günü Rusya’ya yönelik yeni bir yaptırım paketini onayladı. Bu paket, Rusya’nın gizli petrol ihracatını hedef alıyor. AB Komisyonu Başkanı’nın daha sert yaptırımların yolda olduğunu açıklamasından sadece birkaç gün sonra geldi.

Amaç, Rus ekonomisine verilen zararı artırmak ve bu yolla Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Ukrayna savaşını sona erdirmek için barış görüşmelerine zorlamak. Bu hamle, ABD’nin gelecekteki yaptırımlar konusundaki yaklaşımına dair soru işaretlerinin arttığı bir döneme denk geliyor.

Pazartesi günü ABD Başkanı Donald Trump ile Putin arasında yapılan görüşmenin ardından Beyaz Saray, Rusya’nın derhal ateşkes ilan etmesi yönündeki talebinden geri adım attı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Avrupa ile birlikte yaptırımları artırıp artırmayacağının belirsiz olduğunu söyledi.

AB ülkeleri, 2022’deki geniş çaplı işgalden bu yana Rusya’ya çok sayıda yaptırım uyguladı. Salı günü onaylanan yaptırımlar, bu kapsamda on yedinci paketi oluşturuyor. Bu paket, Moskova’nın dünya çapında petrol taşıyıp satmak için gizlice kullandığı yaşlı tanker filosunu —“gölge filo” olarak biliniyor— hedef alıyor.

Bir paket daha hazırlanıyor

Yetkililer, şimdiden on sekizinci paket üzerinde çalışıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçen hafta yaptığı açıklamada, doğalgaz boru hatlarının hedef alınabileceğini, bankalara yaptırım uygulanabileceğini ve Rusya’nın enerji ihracatının daha da kısıtlanabileceğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin üst düzey diplomatı Kaja Kallas, “Barış istemek iki tarafın da rızasını gerektirir, savaş içinse bir taraf yeterlidir. Rusya’yı da barış istemeye zorlamak için üzerindeki baskıyı artırmamız gerekiyor" dedi.

Ancak yaptırımların ne kadar etkili olduğu ve Putin’in politikasını değiştirip değiştirmeyeceği sorusu hâlâ gündemde.

AB’nin mevcut yaptırımları ne durumda?

Salı günü onaylanan tedbirlerle birlikte Rusya’nın gölge filosundaki 189 gemi yaptırım listesine alındı. Toplam sayı 342’ye çıktı. Bu adım, AB’nin 2022’den bu yana Rus ekonomisini adım adım sıkıştırmak amacıyla yürürlüğe koyduğu çok geniş kapsamlı tedbirlerin bir parçası.

Genel olarak, AB yaptırımları 2.400’den fazla kişiyi hedef alıyor. Bu kişiler hakkında banka hesaplarının dondurulması ve seyahat yasakları gibi önlemler uygulanıyor. Avrupa yetkilileri, Rusya Merkez Bankası’na ait 200 milyar euro'dan (yaklaşık 225 milyar dolar) fazla varlığı dondurdu. Rusya, Avrupa’ya lüks tüketim malları ithal edemiyor ve çelik ile dökme demir gibi kilit ürünleri AB’ye ihraç edemiyor.

Petrol ve doğalgaz satışları —Rusya ekonomisi için hayati öneme sahip— da ciddi şekilde sınırlandırıldı. AB, bu ay Rusya’dan doğalgaz ithalatını 2027’ye kadar tamamen sonlandırma planını açıkladı.

Bu çabalar, küresel ölçekte yürütülen bir girişimin parçası. Avrupa dahil birçok büyük güç, Rusya’nın petrolü küresel piyasalarda varil başına 60 doların üzerinde satmasını engellemeyi kabul etti. Amaç, piyasalarda arz sıkıntısı ve fiyat artışına neden olmadan Rusya’nın gelirlerini kısmak.

Von der Leyen, gelecek yaptırım paketi kapsamında bu fiyat tavanının daha da düşürülmesinin gündeme gelebileceğini belirtti.

Yaptırımlar ne kadar etkili oldu?

Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ciddi zararlar verdi; ancak bu zararlar sınırlı kaldı.

Rus ekonomisi 2022’de keskin şekilde daraldı ancak toparlanma gösterdi. Analistler, bu yıl da yavaş da olsa büyümenin süreceğini öngörüyor. Bunun başlıca nedenlerinden biri yüksek düzeydeki askeri harcamalar.

Bir diğer neden de Rusya’nın yeni pazarlara yönelmesi. Gümrük verilerine göre, Çin ile ticaret rekor seviyeye ulaştı.

Rus şirketleri ayrıca gölge filoya yatırım yaparak petrol ve gaz yaptırımlarını aşmayı başardı. Kiev Ekonomi Okulu’nun geçen yıl sonundaki tahminlerine göre, Rusya’nın deniz yoluyla yaptığı petrol ihracatının yaklaşık %70’i bu gemilerle gerçekleştirildi.

Yine de yaptırımların kalıcı etkileri de oldu. Takip sistemlerine göre, Rusya’nın fosil yakıt ihracatından elde ettiği gelir ciddi oranda düştü. Ülkede enflasyon arttı; ürün ve işgücü sıkıntısı nedeniyle merkez bankası faiz oranlarını önemli ölçüde artırmak zorunda kaldı.

Avrupa Politika Analizi Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Alexander Kolyandr, bu yıl yayımladığı analizde, “Rusya’nın askeri harcamalara bağımlılığı, düşük teknolojili ihracat yapısı ve yüksek enflasyon, ekonomik durgunluğa yol açabilir” dedi.

Kaja Kallas ise ekonomik etkilerle ilgili olarak, “Artık propagandayla bile bunu gizleyemiyorlar” yorumunu yaptı.

AB, Rusya için özellikle önemli bir partnerdi. Savaş öncesinde Rusya’nın başlıca ticaret ortaklarından biriydi; bugün bu ilişki büyük ölçüde azaldı. ABD ile ticaret ise çok daha sınırlıydı: 2021’de ABD’nin ihracatının yalnızca %0,4’ü Rusya’ya gidiyordu.

Yeni yaptırımlar neleri hedef alabilir?

Gelecek yaptırımlar, Rusya’nın doğalgaz arzını tamamen kesmeye yönelik uzun vadeli önlemler içerebilir. Hedef alınması planlanan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım2 boru hatları halihazırda faal değil: İlki sabote edildi, ikincisi ise hiç devreye alınmadı. Ancak bu projelere dair iş yapılmasının engellenmesi, gelecekteki yatırımları ve anlaşmaları da önleyebilir.

Avrupa Komisyonu’nun baş sözcüsü Paula Pinho geçen hafta yaptığı açıklamada, “Amaç, özellikle yatırımcıların ilgisini caydırmak” dedi.

Bu adım, Avrupa’nın bir barış anlaşması kapsamında yeniden Rusya’dan enerji almaya dönmesi ihtimalini ortadan kaldırabilir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a göre, Moskova Trump yönetimiyle yaptığı görüşmelerde Nord Stream hattını yeniden devreye alma fikrini gündeme getirdi.

Ancak Brüksel, Rus yakıtını tamamen devre dışı bırakma konusunda kararlı görünüyor.

G7 ülkelerinin desteğini gerektirecek olan daha düşük bir petrol fiyat tavanı, Rusya’nın gelirlerini daha da azaltabilir.

Von der Leyen, geçen hafta yaptığı açıklamada, “Başkan Putin’i müzakere masasına getirmek için daha fazlasını yapmaya hazırız. Bu savaş sona ermeli" dedi. 


New York Times yazdı: Trump Ukrayna'dan uzaklaşıyor, Rusya ile normalleşmenin yollarını arıyor

Ukrayna-Rusya savaşını 24 saatte bitireceğini önceleri çok kez dile getiren Trump, Putin'le yaptığı telefon görüşmesinin ardından çark etti ve sözlerinin arkasında durmadı. Trump Rusya ile normalleşmeyi hedeflerken, Rusya'ya yönelik yaptırımlar noktasında Avrupa'dan farklı bir tutum sergiliyor


Aylar boyunca Başkan Donald Trump, Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes için sürdürülen ve giderek daha can sıkıcı hale gelen müzakerelerden basitçe çekilmekle tehdit ediyordu.

Pazartesi günü Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleşen bir telefon görüşmesinin ardından, Amerikan başkanının tam da bunu yaptığı görülüyor. Asıl soru ise artık ABD’nin Ukrayna’yı destekleme yönündeki üç yıllık projesinden de vazgeçip geçmediği.

Trump, Putin ile yaptığı görüşmeden sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve diğer Avrupalı liderlere, Rusya ve Ukrayna’nın savaşa kendi başlarına bir çözüm bulmaları gerektiğini söyledi. Bu, sadece günler önce bu konuda yalnızca kendisi ve Putin’in bir anlaşmaya varabileceğini söylemesinin hemen ardından geldi. Ayrıca, Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları da içerecek bir Avrupa baskı kampanyasına katılma yönündeki tehditlerinden geri adım attı. Bu bilgiyi, özel görüşmeyi anlatmak için isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuşan altı yetkili verdi.

24 saat içinde Ukrayna'da savaşını bitiririm diyen Trump'tan 'U' dönüşü

Bu son gelişme, Trump’ın daha önce yalnızca 24 saat içinde çözebileceğini vaat ettiği barış sürecinden ellerini çekmeye karar verdiğini ortaya koyuyor. Ve eğer yeniden fikir değiştirmezse, Pazartesi günü yaşanan gelişmeler Putin’in tam da istediği şeyi gerçekleştirmiş oldu: Amerikan baskısının sona ermesi ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) içinde ABD ile geleneksel Avrupa müttefikleri arasında derin bir çatlak oluşması. Avrupa ülkeleri ise yaptırımlara tek başlarına da olsa devam edeceklerini söylüyor.

Pek çok kişiye göre Trump’ın bu kararı önceden belliydi — önce Oval Ofis’te Zelenski ile yaptığı hararetli, televizyonda yayınlanan görüşmede, ardından da ABD’nin Kiev büyükelçisinin istifasında ipuçları görülmüştü.

Geçen ay Kiev’den ayrılan eski büyükelçi ve deneyimli bir Dışişleri yetkilisi olan Bridget A. Brink “Trump yönetiminin başından beri izlediği politika, saldırgan olan Rusya yerine, mağdur olan Ukrayna’ya baskı yapmak oldu. Her koşulda barış, barış değildir. Bu yalnızca boyun eğmektir” sözlerini kaydetti.

Ancak Trump, her koşulda barış elde edemeyeceğini anlamış görünüyor çünkü Putin onun girişimlerini reddetti. Trump’ın savunma bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’nın asla NATO’ya katılmayacağını ve Rusya’nın ele geçirdiği tüm toprakları geri alma hayallerinden vazgeçmesi gerektiğini ilan etmiş olsa da, bu bile bir ateşkes sağlamak için yeterli olmadı.

Trump genellikle ekonomik baskıyı sever: Müttefiklerine ve rakiplerine karşı sıklıkla tarifeler ve yaptırımlar tehditleri savurur. Ancak New York Times’a yapılan bir açıklamada, bir Beyaz Saray yetkilisi bunun farklı bir durum olduğunu söyledi. İsminin gizli kalmasını isteyen yetkili, Rusya’ya yönelik ek yaptırımların ticari fırsatları engelleyeceğini ve başkanın ABD için ekonomik fırsatları en üst düzeye çıkarmak istediğini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da dahil olmak üzere Amerikalı yetkililer, eleştirilere mevcut yaptırımların hâlâ yürürlükte olduğunu ve Ukrayna ile istihbarat paylaşımının devam ettiğini söyleyerek karşılık verdiler.

“Vladimir Putin bu sabah uyandığında, bu çatışmanın başından beri üzerinde olan aynı yaptırım seti yürürlükteydi” diyen Rubio, “Ukrayna’ya ABD ve müttefiklerinden silah gönderilmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.

Trump’ın ise “iki tarafın da kazanamayacağı kanlı ve maliyetli bir savaşı sona erdirmeye çalıştığı” konusunda ısrar etti.

Ukrayna için dengeler değişti

Yine de Trump’ın Zelenski ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmenin alt metni, ABD’nin Kiev lehine diplomatik hamleleri, Ukrayna’ya yeni silahlar gönderilmesi ve Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlar çağının hızla sona yaklaştığını gösteriyor. Birkaç Avrupalı yetkili, görüşmeden çıkardıkları mesajın, ABD’nin kısa vadede Putin’e karşı mali baskı uygulamalarına katılmayacağı yönünde olduğunu söyledi.

Trump için bu bir geri dönüş anlamına geliyor. Son aylarda sosyal medya paylaşımlarında, Rusya’nın koşulsuz 30 günlük bir ateşkesi kabul etmemesi halinde yeni yaptırımlarla tehdit etmişti.

Zelenski ile yaptığı görüşme sonrası Trump,  8 Mayıs’ta Truth Social hesabında “Eğer ateşkese uyulmazsa, ABD ve ortakları yeni yaptırımlar uygulayacak” diye yazmıştı. Aynı duruşunu, 10 gün önce Kiev’i ziyaret eden İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile yaptığı görüşmede de yinelemişti. O görüşmede Putin’e ateşkesi imzalaması için bir son tarih verilmişti.

Ancak Trump’ın Pazartesi günü Putin ile yaptığı görüşmenin ardından bu taahhütler havada kaldı. Amerikan başkanı, hem kamuya açık konuşmalarında hem de Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmelerde, bu tehdidi sürdürmeyi reddetti.

Trump, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, Putin ile yaptığı görüşmenin bir tür ilerleme sağladığını ima etti. Ancak Ukraynalılar ve Avrupalılar için kısa sürede anlaşıldı ki, Putin Trump’a müzakereler dışında hiçbir taviz vermemişti. Zaten Rusya, geçen hafta İstanbul’da Ukraynalılarla görüşmek üzere düşük düzeyli bir heyet göndermek suretiyle, göstermelik de olsa müzakerelere katılıyor.

Trump seçim kampanyasında, Rusya ile Ukrayna arasında barışı yalnızca 24 saatte sağlayacağını büyük bir özgüvenle vaat etmişti — bunu usta bir müzakereci için kolay bir iş gibi göstermişti. Şimdi ise bunun hayal ettiğinden çok daha zor olduğunu fark ettiğini ve bu zaman çizelgesini dile getirirken “biraz alaycı” davrandığını söylüyor.

Trump Rusya ile yakınlaşmak istiyor

Yavaş ilerleme ve Putin’in uzlaşmaz tavrı nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan Trump, müzakerelerden çekilmeyi kamuya açık şekilde dile getirdi. Trump, Pazartesi günkü paylaşımında, ABD’yi bu tartışmalardan çekmek ve Rusya ile ticari anlaşmalar yapmaya geçmek istediğini açıkça ortaya koydu.

Trump sosyal medya hesabında savaşı bitirecek koşulların iki taraf arasında müzakere edileceğini, çünkü yalnızca onların bu müzakerelerin detaylarını bileceğini yazdı.

Sonrasında ise bazı Avrupalı liderlerin Trump’ın asıl hedefi olduğunu düşündüğü konuya yöneldi: Washington ile Moskova arasında ilişkilerin normalleştirilmesi.

“Savaş sona erdiğinde, Rusya ABD ile büyük ölçekli ticaret yapmak istiyor, ve ben katılıyorum” şeklinde paylaşım yapan Trump sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya’nın devasa miktarda iş ve servet yaratma potansiyeli var. Potansiyeli sınırsız”

ABD ile Avrupa arasındaki Ukrayna’ya destek konusundaki görüş ayrılığı, muhtemelen art arda yapılacak iki büyük zirvede doruk noktasına ulaşacak: Haziran ortasında Kanada’da düzenlenecek G7 zirvesi ve bir hafta sonra Lahey’de yapılacak NATO zirvesi. Özellikle ikinci zirve, Ukrayna’ya uzun vadeli destek ve Rus güçlerinin daha zayıf bir NATO üyesine saldırmasını engellemek için atılacak adımları gündeme getirecek ve Trump’ın NATO anlaşması uyarınca bu üyeyi savunup savunmayacağını test edecek.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Dünyadan

CFR'nin Günlük Haber Özetine hoş geldiniz. Bugün ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı olası askeri eylemlere hazırlığını ve......

 
 
 
13 ton

Fordow'u yok edecek silah sadece Washington'da: 13 tonluk bombaları getirdiler, İran'a 45 bin özel asker ABD Başkanı Donald Trump, Orta...

 
 
 

Comentários


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page