NYT gizli istihbarat belgesine ulaştı: Entente-4 | Rusya-ABD ittifakı netleşiyor, ortak 'düşman' Çin
- mutlunecmettin
- 6 gün önce
- 7 dakikada okunur
NYT gizli istihbarat belgesine ulaştı: Entente-4 | Rusya-ABD ittifakı netleşiyor, ortak 'düşman' Çin
Gizli bir Rus istihbarat belgesi, Çin’i “düşman” ilan eden Moskova’nın perde arkasındaki endişelerini gün yüzüne çıkardı. Kremlin içindeki bazı çevreler Çin’e karşı ABD ile yeniden yakınlaşma fikrine resmi olarak sıcak bakıyor
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Jacob Judah, Paul Sonne and Anton Troianovski / New York Times
Kamuoyuna verdiği mesajlarda Çin’le “sarsılmaz” bir dostluk içinde olduklarını söyleyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in söylemleriyle, ülkesinin iç istihbarat kurumu FSB’nin gizli raporları arasında çarpıcı bir çelişki olduğu ortaya çıktı.
The New York Times tarafından ele geçirilen gizli bir FSB belgesine göre, Rusya’nın iç güvenlik kurumuna bağlı gizli bir birim, Çin’i açıkça “düşman” olarak tanımlıyor ve Pekin’in Rusya’ya yönelik artan casusluk faaliyetlerini ciddi bir tehdit olarak değerlendiriyor.
FSB'nin gizli planlama belgesinde, Çin’in özellikle Ukrayna’daki savaş üzerinden Rus askeri teknolojisine ulaşmaya çalıştığı, Batı’ya karşı kullanılan savaş yöntemlerini analiz ettiği ve disiplinden kopmuş Rus bilim insanlarını devşirme girişimlerinde bulunduğu belirtiliyor.
“Altın Çağ” değil gölge savaş
Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, yıllardır kamuoyuna “sınırsız ortaklık” mesajı veriyor. Ancak sekiz sayfalık ve tarihi net olmayan FSB belgesi, bu dostluğun perde arkasında büyük bir güvensizlik olduğunu gözler önüne seriyor. Belgenin 2023 sonu ya da 2024 başında kaleme alındığı tahmin ediliyor.
Belgeyi ele geçiren ve kamuoyuna sızdıran siber suç grubu Ares Leaks, nasıl ulaştıklarını açıklamadı. Ancak Times, belgeyi altı Batılı istihbarat kurumuna inceletti ve hepsi de içeriğin gerçek olduğuna kanaat getirdi.FSB’nin analizine göre Çin, yalnızca askeri sırları değil, aynı zamanda Arktik bölgesindeki kaynaklar ve Orta Asya’daki nüfuz savaşı üzerinden de Rusya’yı sistematik şekilde hedef alıyor.
“Entente-4”: Sözde dostuğun kod adı
Putin’in 2022’de Ukrayna’ya saldırmasından yalnızca üç gün önce FSB’nin yeni bir karşı istihbarat programı başlattığı ortaya çıktı. Kod adı: Entente-4. Bu programın esas amacı, Çin casusluğunu engellemek.Belgede, Çinli ajanların Moskova’daki yetkililer, bilim insanları, gazeteciler ve iş dünyasındaki etkili isimleri hedef aldığı ve bu isimlerden stratejik bilgileri toplamaya çalıştığı belirtiliyor.
Çin’in WeChat gibi uygulamalar üzerinden bilgi topladığına dikkat çekilen belgede, FSB personeline hedef kişilerin telefonlarını ele geçirme ve veri analiz yazılımları kullanma talimatı veriliyor.
Bilimsel savaş: Dronlar ve yazılımlar
Çin’in Ukrayna’daki savaştan edindiği bilgilerle, Tayvan ya da Güney Çin Denizi’nde Batı ile olası bir çatışmaya hazırlanmak istediği ifade ediliyor.
Belgede, Pekin’in özellikle drone savaşları, yazılım modernizasyonları ve Batı silahlarına karşı geliştirilen taktiklerle ilgilendiği açıkça yazıyor.
Ayrıca Çinli savunma firmaları ve askeri enstitülerin savaştan hemen sonra Rusya’ya akın ettiği, savaş alanlarını ve teçhizatları gözlemlemeye çalıştığı bildiriliyor.
Rus topraklarında Çin hayalleri
FSB’nin en çarpıcı tespitlerinden biri ise Çin’in tarihsel gerekçelerle Rus topraklarında hak iddia etmeye yönelik faaliyetlerde bulunduğuna dair.
Belgede, Çinli akademisyenlerin Rusya’nın Uzak Doğu bölgelerinde “antik Çin halklarının izlerini” aradığı ve bu şekilde yerel halk arasında Çin yanlısı bir bilinç oluşturmaya çalıştığı belirtiliyor.
Çin’in 2023 yılında yayımladığı resmi haritada, Rus şehirlerine tarihî Çin adları verilmişti. FSB, bu girişimleri “revansist faaliyetler” olarak nitelendiriyor ve sınır bölgelerinde yapılan tüm bu araştırmalara karşı sıkı önlem alınması gerektiğini vurguluyor
Arktik ve Orta Asya
FSB belgesinde Çin’in yalnızca Uzak Doğu’da değil, Orta Asya ve Arktik bölgesinde de etkisini artırdığı ve Rusya’yı köşeye sıkıştırdığı kaydediliyor.
Çin’in Özbekistan’da başlattığı “insani değişim” temelli yeni bir stratejiyle bölgede yumuşak güç oluşturmayı hedeflediği; bu stratejinin detayları belgede yer almasa da, Kremlin’in Sovyet etkisini yeniden tesis etme hayalleri açısından ciddi risk teşkil ettiği ifade ediliyor.
Arktik bölgesinde ise Pekin’in, iklim değişikliğiyle birlikte önemi artan Kuzey Deniz Yolu’nu kontrol etmek istediği ve bu amaçla Rus altyapısına ortak olmaya çalıştığı vurgulanıyor.
FSB, Çinli ajanların üniversiteler ve madencilik firmaları üzerinden Arktik’te casusluk faaliyeti yürüttüğünü de iddia ediyor.
İkiyüzlü dostluk
FSB, tüm bu tehditlere rağmen Çin’le olan ilişkileri zedelemenin daha büyük bir stratejik kayıp olacağını kabul ediyor.
Belgeye göre, Çin'e karşı alınacak her türlü hassas önlem öncesinde, Rus güvenlik aygıtının en üst düzeylerinden onay alınması gerekiyor. Ayrıca kamuoyunda Çin istihbaratına dair herhangi bir düşmanca ifade kullanılmaması da net bir şekilde talimatlandırılıyor.
ABD'nin yeni hesapları
Washington'da bazı isimler, Trump’ın Putin ile olan ilişkisini kullanarak Çin-Rusya ittifakını parçalayabileceğini öne sürüyor.
Başkan Donald Trump, seçim öncesi yaptığı açıklamada, “Onları ayırmak zorundayım ve bunu başarabileceğime inanıyorum,” demişti.
Ancak gerçek tablo, Rusya'nın Çin'e ekonomik ve teknolojik olarak ne denli bağımlı hale geldiğini ve bu ilişkiyi siyasi olarak sorgulamanın Moskova için ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Her ne kadar Kremlin kamuoyuna Pekin’le “sınırsız iş birliği” mesajı verse de, FSB'nin gizli belgeleri Çin’e karşı derin bir güvensizlik ve stratejik kaygının Rus istihbaratının merkezinde yer aldığını ortaya koyuyor. Bu durum, Çin-Rusya ittifakının dışarıdan göründüğü kadar sağlam olmadığını ve gölge savaşların çoktan başlamış olabileceğini gözler önüne seriyor.
c.2025 The New York Times Company
Kaynak: Gazete Oksijen
Göçmenler ABD bayrağını yakıp, üzerine tükürdü: İşler çok kötü gidiyor, askerleri getirin
ABD'nin Los Angeles kentinde göçmenlere yönelik ani baskınlara karşı başlayan protestolar üçüncü gününde şiddetlendi. Amerikan bayraklarının yakıldığı gösterilerde, Ulusal Muhafızlar göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etti
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD'nin Los Angeles kentinde göçmenlere yönelik baskınlarla başlayan protestoların üçüncü gününde eylemlerin şiddeti arttı. California eyaleti valisi ve Los Angeles Belediye Başkanı'nın itirazına rağmen kente konuşlandırılan Ulusal Muhafızlar eylemcileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandı. Protestoların nedeni ise göçmenlere yönelik ani baskınların olması.
Amerikan bayrağını yaktılar
Protestolarda göçmenler ABD bayrağını yakıp üzerine tükürdü. Russia Today ise bu görüntüleri canlı yayınladı. Dahası eylemlere katılan bazı kişilerin üzerlerinde Sovyetler Birliği bayrağı görüldü.Polis tarafından yapılan açıklamada şehirde yağmaların başladığı belirtilerek dükkan sahiplerine dikkatli olunması yönünde çağrılarda bulundu.
Trump'tan yeni açıklamada
Sahibi olduğu Truth Social üzerinden açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Donald Trump 'İşler gerçekten kötü gözüküyor, askerleri getirin. Maskeli olan herkesi tutuklayın' açıklamasında bulundu. ABD polisi bölgedeki göçmenleri dağıtmak için biber gazının yanı sıra plastik mermi de kullanmaya başladı.
BBC'nin haberine göre Beyaz Saray, Trump'ın nadiren kullanılan ve Ulusal Muhafızlar'ın "Birleşik Devletler hükümetine karşı isyan ve isyan tehlikesi" durumuna federal ölçekte kullanılmasına izin veren 10. maddeyi işlettiğini söyledi.
ICE nedir?
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi (ICE) ABD'de yasa dışı olarak bulunan kişileri tespit eden, tutuklayan ve sınır dışı işlemlerini yürüten federal bir kurum.
Donald Trump, Ocak ayında yeniden göreve geldikten sonra, düzensiz göçmenlerin kitlesel şekilde sınır dışı edileceğini vadetmişti.
Geride kalan aylarda gözaltı ve sınır dışı edilme konusunda artış yaşandı. BBC'nin ABD'deki ortağı CBS'in verilerine göre, Trump'ın ikinci döneminde ICE tarafından yapılan gözaltı sayısı 100 bini geçti.
New York Times yazdı: Putin Trump'ı kandırdı mı?
Trump’ın Putin’e yönelik övgü dolu sözleri, görevde olduğu dört ay boyunca barış getirmedi. Rusya saldırılarını sürdürürken Trump, kandırıldığını ima ediyor ama hâlâ somut adım atmıyor. Cumhuriyetçiler ise Başkan’ın sonunda gerçeği görmesi gerektiğini söylüyor
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Zolan Kanno-Youngs, Luke Broadwater / New York Times
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'yı işgali nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i “kurnaz” ve “dahi” olarak nitelendirirken, otoriter liderle “çok çok iyi bir ilişkisi” olduğunu defalarca övünerek söyledi.
Trump, Kremlin’in Ukrayna’yı savaşta mağdur değil, suçlu olarak yeniden konumlandırmasına yardımcı oldu; Başkan Volodimir Zelenski’yi Oval Ofis’te alenen azarladı ve çatışmayı başlatmakla, barış görüşmelerini baltalamakla suçladı.
24 saatte bitireceğini söylediği savaş 4 aydır sürüyor
Ancak görevdeki dördüncü ayında Trump’ın Putin’i öven ve onu mazur gören tavrı savaşın kan dökülmesini durdurmadı. Trump seçim zaferinden önce ve sonrasında pek çok kez bu savaşı 24 saat içinde sona erdireceğini övünerek söylemişti.
Haftalarca, ilişkisini kullanarak Putin’i barışa zorlayabileceğini iddia eden Trump, Rus liderin devam eden saldırganlığı karşısında nihayet kandırılmış olabileceğinden şüphe etmeye başladı.
Trump Çarşamba günü Oval Ofis’te gazetecilere “Putin bizi oyalıyor olabilir, bunu öğreneceğiz ve eğer öyleyse farklı şekilde karşılık veririz” dedi.
Geçen hafta Amerikan ve Rus liderler arasında yapılan bir telefon görüşmesinden sonuç çıkmayınca, Trump müzakerelerden uzaklaşmaya hazır görünüyordu ve çatışmayı sona erdirmenin artık Rusya ve Ukrayna’ya kaldığını söyledi.
Bunun ardından Rusya, hafta sonu Ukrayna’daki sivil hedeflere yönelik en büyük hava saldırılarından birini gerçekleştirdi. Bu saldırı Trump’ın Putin’i “tam anlamıyla 'deli'” olarak nitelendirmesine ve Rusya’nın “ateşle oynadığı” uyarısını yapmasına yol açtı. Putin’in sözcüsü ise Trump’ın sözlerine “duygusal bir tepki” diyerek karşılık verdi.
Bu sürtüşmenin, Trump ile Rus lider arasında temel bir kopuşu işaret edip etmediği belirsizliğini koruyor. Putin, Trump’ın her iki döneminde de merkezi bir figür oldu. Trump 2018’de, Moskova’nın 2016 seçimlerine müdahale ettiğine dair Amerikan istihbaratından çok Putin’e inandığını öne sürmüştü ve sık sık Putin’e hayranlıkla bahsetmişti.
Trump, Putin'in barış görüşmelerine yanaşmaması halinde yeni yaptırımlar uygulayabileceğini ima etti ancak henüz herhangi bir adım atmadı. Çarşamba günü Trump, Rusya ile müzakereye kararlı olduğunu ve önümüzdeki iki haftadaki gelişmeleri görmek istediğini söyledi.
Trump kandırıldı mı?
Ancak Trump üzerindeki baskı artıyor. Dış politika uzmanları ve Kongre üyeleri, Trump’ın kandırıldığını düşünmeye başladıklarını söylüyor.
Senato Cumhuriyetçileri, Trump’a Putin’e yönelik dostane yaklaşımını terk etmesi ve Rusya’ya yaptırım uygulaması çağrısını artırıyor. Trump’a yakınlığıyla bilinen ve iki partili bir yaptırım girişimini yürüten Senatör Lindsey Graham bile, “Putin hepimizi kandırıyor” dedi.
Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat lideri New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen şu sözleri kaydetti: “Trump, Vladimir Putin’in bir barış anlaşması istemediğini anlayan son kişi oldu. Putin zaman kazanıyor, başkanı oyalıyor ve başkanın artık uyanıp bunu anlaması gerekiyor” dedi
Beyaz Saray, Trump’ın Putin’le nasıl devam edeceği ya da şimdiye kadar izlenen yaklaşımın ne kadar etkili olduğu konusunda sorulara yanıt vermekten kaçındı.
“Başkan Trump, müzakere edilmiş bir barış anlaşması görmek istediğini açıkça belirtti” diyen Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, ayrıca Biden yönetimini suçlayan bir açıklama yaparak “Başkan Trump ayrıca tüm seçenekleri akıllıca masada tutuyor” dedi.
Şu ana kadar Trump’ın tercih ettiği seçenek, Putin’i cazip hale getirmek olmuş gibi görünüyor. Zelenski’yi alenen azarladıktan sonra Trump, özel elçisi olarak Steve Witkoff’u Moskova’ya Putin ile müzakere etmeye gönderdi. Witkoff, Trump’ın iyimser dilini benimsedi ve toplantının 'sıcak bir ortamda' geçtiğini söyledi.
Oval Ofis’te Trump’la yaşadığı gerilimin ardından Zelenski, Trump’ın yaklaşımını eleştirmekten kaçındı, bu da yönetimin onu günah keçisi yapmasını zorlaştırdı. Zelenski bu hafta kendisi, Trump ve Putin’in üçlü bir zirve yapması çağrısında bulundu. Trump, gerekirse bu görüşmeye katılmaya hazır olduğunu söyledi. Şimdilik yönetim, Putin ile görüşmelere odaklandığını belirtti.
Aynı zamanda Trump, Ukrayna’ya ek dış yardım ya da silah gönderme konusunda isteksiz bir tavır sergiliyor.
Trump zaman zaman Putin’le aralarında ortak bir bağ varmış gibi konuşuyor.
Trump, Oval Ofis’te Zelenski’nin yanında otururken “Şunu söyleyeyim, Putin benimle birlikte çok zorlu şeyler yaşadı” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerle Trump, kampanyasının 2016 seçimlerini Trump lehine etkilemeye çalışan ve istihbarat kurumları tarafından yürütüldüğü belirtilen Rus operasyonlarıyla iş birliği yapıp yapmadığını soruşturan incelemelere atıfta bulundu.
Bu yıl Trump, Ukrayna’daki Rus savaş suçlarına dair kanıt toplamakla görevli Adalet Bakanlığı girişimini de feshetti.
Dış politika uzmanlarına göre, bunun sonucu daha da cesaretlenmiş bir Putin oldu ve savaşın sona ermesi için bir teşviki kalmadı. Uzmanlar, Trump’ın bu sonucu en başından öngörmesi gerektiğini söylüyor.
Eski bir Cumhuriyetçi ulusal güvenlik yetkilisi olan Richard Fontaine “Trump’ın çeşitli açıklamalarından, başından beri açık olan şeyi nihayet anlamaya başladığı anlaşılıyor: Sorun Rusya. Engel Rusya, bu savaşın çıkmasının sebebi Rusya, Ukrayna değil” dedi.
Maine Senatörü Susan Collins, Rusya’ya karşı daha sert bir tutumu destekliyor. Trump’ın “Vladimir Putin’in acımasız bir diktatör olduğunu kabul etmesini” memnuniyetle karşıladı. Bu, Rusya’nın sebepsiz işgalinden bu yana Ukraynalıların her gün yaşadığı bir gerçek.
Ancak Trump, geçmişte de Rusya’ya ekonomik yaptırım tehdidinde bulunup sonra geri adım atmıştı.
© 2025 The New York Times Company
Comentários