İran İsrail Döngüsü
- mutlunecmettin
- 13 Haz
- 19 dakikada okunur
Türkiye, İsrail'in İran'a yönelik hava saldırısını kınadı
Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in İran'a yönelik hava saldırısının en güçlü şekilde kınandığını bildirdi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği hava saldırısına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
"İsrail'in İran'a düzenlediği hava saldırısını en güçlü şekilde kınıyoruz" ifadesi kullanılan açıklamada, saldırının uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiği ve bunun, İsrail’in bölgede yürüttüğü stratejik istikrarsızlaştırma politikasına hizmet eden bir provokasyon olduğu belirtildi.
Saldırıların, İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmesinin (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümetinin herhangi bir meselenin diplomatik yollarla çözülmesini istemediği ve kendi çıkarları doğrultusunda bölgesel istikrarı ve küresel huzuru riske atmaktan kaçınmadığını gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, İsrail’in daha büyük çatışmalara yol açabilecek saldırgan eylemlerine bir an önce son vermesi gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Orta Doğu’da daha fazla kan ve yıkım görmek istemediğimizi tekraren ifade ediyoruz. Savaşın yayılmaması için uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırıyoruz."
Kaynak: AA
Trump'tan İsrail saldırısı sonrası açıklama: İran'a anlaşma şansı verdik
ABD Başkanı Trump, İsrail'in saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, nükleer anlaşma için İran'a şans üzerine şans verdiklerini savundu
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarına ilişkin yeni bir açıklama yaptı. Trump, İran'a nükleer anlaşma için defalarca kez şans verdiğini belirterek, Tahran yönetiminin buna rağmen anlaşmayı tamamlayamadığını kaydetti. Anlaşmanın yapılmaması durumunda İran'ın kötü şeyler yaşayacağını söylediğini vurgulayan Trump, İsrail'in "çok daha fazlasını yapabileceğini" ifade etti.
Truth Social hesabından paylaşım yapan Trump, bazı İranlı yetkililerin cesurca konuştuğunu bildirerek, "Şimdi hepsi ölü. Ve durum daha kötüye gitmeye devam edecek. Şimdiden çok fazla ölüm ve yıkım yaşandı. Ancak hala bu katliamı durdurmak için zaman var" mesajını paylaştı.
ABD Başkanı, İsrail'in gelecek saldırılarının çok daha sert olacağı bilgisini verdi ve İran'a çok geç olmadan nükleer anlaşmayı kabul etmesi çağrısı yaptı.
'İsrail, ABD'nin en gelişmiş ve ölümcül silahlarına sahip'
Trump, Washington ile Tahran arasındaki nükleer anlaşma müzakerelerine atıfta bulunarak, "İran, geriye hiçbir şey kalmadan önce bir anlaşma yapmalı ve bir zamanlar İran İmparatorluğu olarak bilinen şeyi kurtarmalıdır." görüşünü paylaştı.
ABD'nin en gelişmiş ve ölümcül silahları ürettiğini, İsrail'in bunların çoğuna sahip olduğunu ve kullandığını İran'a ilettiğini kaydetti.
Trump, açıklamasına şu sözlerle devam etti:
"İran, geriye hiçbir şey kalmadan önce bir anlaşma yapmalı ve bir zamanlar İran İmparatorluğu olarak bilinen şeyi kurtarmalıdır. Bazı İranlı şahinler, çok cesur konuştular ama olacaklardan habersizlerdi. Şimdi hepsi öldü. Durum daha da kötüleşecek. Ancak bu katliamın sona ermesi için hala zaman var, bir sonraki planlanan saldırılar daha da acımasız olacak."
İsrail'in saldırısını "mükemmel" olarak nitelendiren Trump, 2 ay önce İran'a yeni bir nükleer anlaşma yapmak için 60 gün süre verdiğini söyledi.
Trump, İsrail'in saldırısının zamanlamasına dikkat çektiği açıklmasında şöyle konuştu:
"2 ay önce 'anlaşma yapmaları' için 60 gün süre verdim. Anlaşmaya varmalıydılar. Ne yapmaları gerektiğini söyledim ama bir türlü kabul etmediler. Bugün 61. gün. Belki de ikinci bir şansları vardır."
Netanyahu’dan Ağlama Duvarı’na ziyaret: Yazdığı nottaki operasyon şifresi ortaya çıktı
İsrail'in, İran’a yönelik Yükselen Aslan operasyonunda İran’ı hazırlıksız yakalamak için bir aldatma operasyonunun düzenlendiği belirtilirken dün Ağlama Duvarı’nı ziyaret eden Netanyahu’nun yazdığı nottaki şifrenin de bu operasyonun bir parçası olduğu ileri sürülüyor
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD merkezli medya kuruluşu CNN International, adı açıklanmayan İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde "İsrail'in İran'ı şaşırtmak için 'aldatma operasyonu' başlattığını" aktardı.
İsrail'in İran yönetimini ve İsrail halkını saldırı olmayacağına inandırmak amacıyla özel bir plan yürüttüğünü belirten yetkili, saldırılar öncesinde yapılan hamleleri "aldatma operasyonu" olarak adlandırdı.
Operasyonun bir ayağının da "analistleri kandırmak" olduğunu aktaran yetkili, "böylece İran'ı şaşırtmayı başardık" dedi.
Yetkili, planın sadece "birkaç gizli tarafı" olduğunu ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisi tarafından İran ve İsrail'deki söylemleri etkilemek amacıyla duyurular ve brifingler yayınlandığını söyledi.
Hürriyet'in haberine göre İsrail medyasında Başbakan Netanyahu'nun dün gerçekleştirdiği Ağlama Duvarı ziyaretinin de Yükselen Aslan Operasyonu'nun şaşırtma hamlelerinin bir parçası olduğu yorumları yapıldı.
Jerusalem Post gazetesinde yer alan habere göre, Yükselen Aslan Operasyonu öncesi, Netanyahu'nun ofisi ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir dizi sahte sinyal gönderdi.
Bu sahte sinyaller arasında saldırının stratejisinin “sızdırılması”, Netanyahu'nun Celile'de ailesiyle tatil yapacağı ve oğlu Avner'in düğününe katılacağı haberlerinin yayılması, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Mossad Direktörü David Barnea'nın İran-ABD nükleer görüşmelerinin "altıncı turu" için ABD elçisi Steve Witkoff ile görüşeceklerinin iddia edilmesi yer aldı.
Netanyahu'nun notu
Haberde Netanyahu'nun dün işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Ağlama Duvarı'nı ziyaret etmesinin de Tahran yönetimini şaşırtmak için atılmış bir adım olduğu belirtildi. Buna kanıt olarak Netanyahu'nun ziyaret sırasında duvara bıraktığı not gösterildi.
Fotoğrafı İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından basınla paylaşılan notta, Netanyahu'nun Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'taki bir ayete atıfla "halk büyük bir aslan gibi ayağa kalkacak" diye yazdığı görülebiliyor.
Jerusalem Post, bu sabah başlayan operasyonun adının da bu ifadeye atıfla seçildiğini ve Netanyahu'nun nota yazdığı bu satırlarla operasyonun sinyalini verdiğini yazdı.
İsrail’in İran’a düzenlediği operasyona dair 10 soru 10 cevap
İsrail’in İran’a yönelik hava saldırısı Orta Doğu'daki gerilimi artırdı. Peki bu operasyon, İran’ın nükleer kapasitesini ne kadar etkiledi? İşte iki ülkenin stratejisi, mühimmat türleri ve olası sonuçlar üzerine 10 soru 10 cevap
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail’in İran’daki nükleer tesislere düzenlediği son saldırı, Orta Doğu’daki gerilimi tehlikeli bir seviyeye taşıdı. Hedef alınan nükleer tesisler, kullanılan mühimmatlar, hava savunma sistemlerinin zafiyetleri ve İran’ın olası misilleme kapasitesi bölgedeki güç dengesini yeniden tartışmaya açtı. İşte tüm dünyanın takip ettiği saldırı ve misilleme denklemine dair 10 kritik sorunun yanıtı...
1- İsrail, İran'ın nükleer tesislerini yok edebilir mi?
İsrail, İran'ın nükleer tesislerini tek başına yok edebilir mi? İsrail, Natanz’ın santrifüjler, elektrik odaları ve diğer altyapılar içeren çok katlı yeraltı tesisine "zarar verdiğini" açıkladı. İkinci nükleer tesis Fordo'nun hedef alınıp alınmadığı henüz net değil. İran her iki nükleer tesisi bu tür saldırıları düşünerek inşa etti. Yakıt zenginleştirme için Fordo tesisi bir dağın altına gömülü. Ayrıca hem Fordo hem de Natanz onlarca metrelik betonarme altında. Böyle bir yapıyı yok etmek, sığınak delici bombalarla ardışık vuruşlar gerektiriyor.
2- İsrail'in elindeki bombalar neler?
ABD'nin bu tür saldırılar için tasarlanmış 30.000 librelik bombaları var. Bu bombalar B-2 gizli bombardıman uçakları tarafından taşınıyor. İsrail’in, eğer tek başına hareket ediyorsa, seçenekleri daha sınırlı.
İsrail F-15 savaş uçakları, her biri 5-6 metrelik betonu delebilen 4.000-5.000 lb'lik GBU-28 sığınak delici bombalar taşıyor.
Emekli ABD Hava Kuvvetleri Generali Charles Wald, iki ay önce yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Fordo ve Natanz'ı yok etmek için "yeterli sayıda 5.000 librelik bombaya sahip olmadığını" söylemişti.
İsrail’in elinde daha çok BLU-109 2.000 libre mühimmat delici bombalar var, bunlar F-35’ler tarafından da taşınabiliyor.
İsrail bu bombaları Ekim 2024'te Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı Beyrut'taki bir yeraltı sığınağında öldürmek için kullandı, ancak o zaman bile suikast için birden fazla bomba kullanılmıştı. İran'ın nükleer programını koruyan takviyeli sığınaklara nüfuz etmek çok daha fazlasını gerektiriyor.
3- İsrail, İran'ı uzaktan vurabilir mi?
İsrail nükleer tesisleri, İran'ın hava savunmasının kalan kısmının menziline bile girmeden, savaş uçaklarından fırlatılan balistik füzeler (muhtemelen Suriye hava sahasının üzerinden uçarak) ile hedef alabilir. Ancak bunlar tek başına yeterli olmaz. Londra'daki Royal United Services Institute'un askeri bilimler bölümünün başkanı Matthew Savill, "İran'ın nükleer programına önemli zararlar verebilirler. Ancak her şeyi tek başlarına yok etmeleri şüpheli, ancak zamanla vurmaya devam etmeye hazır olduklarını düşünüyorum” dedi.
4- İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesi ne?
İsfahan yakınlarındaki Natanz ve Kum yakınlarında bir dağın içine kurulmuş olan Fordo, İran'ın başlıca uranyum zenginleştirme tesisleri. Her iki tesis de çeşitli derecelerde zenginleştirilmiş uranyum üretmek üzere tasarlanmış binlerce santrifüj işletiyor. Sonuç olarak İran'ın nükleer silah yapabilmesi için ihtiyaç duyacağı şey, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın mayıs ayındaki tahminine göre İran'ın toplam stoku 408,6 kg. Natanz ve Fordo'daki gelişmiş santrifüjler ise ayda ortalama 33.5 kg üretim yapıyor.
5- İran ne zaman nükleer silah üretebilir?
Washington DC merkezli Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü'nün bu ayki raporuna göre, İran üç hafta içinde "dokuz nükleer silaha yetecek” kadar uranyum zenginleştirebilir. ISIS raporuna göre, zenginleştirilmiş uranyum stoklarının çoğu, Isfahan'daki Yakıt Plaka Üretim Tesisi'ne (FPFP) taşınmış olabilir. IAEA, önceki yıllarda İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokunun %83'ünün FPFP'de tutulduğunu iddia etmişti.
6- İran'ın gizli tesisleri var mı?
Nükleer silahlar uzmanı Darya Dolzikova, İsrail'in İran'ın nükleer zenginleştirme kapasitesini tamamen yok etmesinin zor olacağını söyledi: "Natanz, İran'ın tek zenginleştirme tesisi değil; en sertleştirilmiş sahası Fordo da etkilenmedi, ülke genelindeki diğer önemli nükleer sahalar da etkilenmedi. İran nükleer silah üretme kararı alırsa, bunu muhtemelen güçlendirilmiş ve potansiyel olarak hala gizli tesislerde yapacaktır."
7- İsrail'in amacı ne?
İsrail, İran'ın nükleer silah geliştirme çabalarını etkisiz hale getirme nihai amacına ek olarak, İslam Devrim Muhafızları Ordusu Başkomutanı Tümgeneral Hüseyin Selami de dahil olmak üzere bir dizi üst düzey askeri lider, politikacı ve bilim insanını öldürdü. Bu, İsrail’in hedefleri arasında rejim değişikliği olabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, İsrail'in bu iddialı hedeflerden herhangi birini tek başına gerçekleştirebileceğine şüpheyle yaklaşıyor. 20’nci yüzyılda gerçekleştirilen bombardıman operasyonlarını inceleyen Bombing to Win kitabının yazarı ve ABD askeri tarihçisi Robert Pape da "İsrail hava kuvvetleri İran'ın nükleer programını kesin olarak ortadan kaldıramaz. Saldırıdan kurtulan parçalar gizlice bir araya getirilebilir ve İran'ın nükleer misillemesine ilişkin korkular kesinlikle artacaktır; tıpkı 2003'te Irak'ta olduğu gibi, muhtemelen bir kara savaşını hızlandıracaktır…” dedi.
Ayrıca İsrail'in herhangi bir hava bombardımanının Tahran'daki hükümeti devirmekte başarılı olma ihtimalinin düşük olduğu konusunda da uyararak "Hava gücü tek başına hiçbir zaman bir hükümeti devirmemiştir" diye ekledi.
8- İran'ın hava savunma sistemleri nasıl performans gösteriyor?
Geçen yıl İsrail İran’a, İran'ın en gelişmiş hava savunmalarının çok ötesinden havadan fırlatılan balistik füzeler kullanarak saldırmıştı. Bu saldırı İran'ın en gelişmiş hava savunmalarını, özellikle Rus S-300 hava savunma sistemlerini ciddi şekilde zayıflattı ve geriye ne kaldığı belli değil. Cuma sabahı İsrail ordusu, "İran rejiminin Batı İran'daki hava savunma sistemine yönelik geniş çaplı bir saldırının tamamlandığını" ve "düzinelerce radar ve karadan havaya füze rampasının" imha edildiğini duyurdu. İsrail, nükleer tesislere sığınak delici bombalarla saldırmadan önce, muhtemelen radarı hedeflemek ve mürettebatın SAM (uçaksavar füzeleri) sistemlerini açmasını engellemek için tasarlanmış radyasyon önleyici füzeler kullanarak İran'ın hava savunma sistemlerinin geri kalanını yok etmiş veya engellemiş olmalı. Ancak İran, yıllardır tam da bu türden bir saldırıya hazırlanıyor. Rusya veya Çin tarafından tedarik edilen birçok hava savunma sistemine ve ilk saldırı dalgasını atlatabilecek birçok mobil fırlatıcıya sahip. Bunlar önümüzdeki günlerde devreye girebilir. İran'ın daha az gelişmiş hava savunması bile İsrail uçakları için tehlikeli olabilir. Örneğin, Suriye 2018'de 1960'ların sonlarında hizmete giren bir Rus sistemi olan S-200 yüzeyden havaya füzesiyle bir İsrail F-16'sını düşürdü.
9- İran'ın cevabı ne olacak?
İsrail, İran'ın şu ana kadar 100'den fazla insansız hava aracı fırlattığını söyledi, bunların çoğu Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sıklıkla kullandığı türden 136-Şahedler gibi görünüyor. Bunlar düşük hızlı drone’lar, hedeflerine ulaşması saatler sürüyor, bu da İsrail hava savunmasının onları kolayca yok etmesini sağlıyor. Yine de, İran stratejisi İsrail'in önleyici füze stoklarını tüketmek ve ardından daha gelişmiş ve vurulması daha zor balistik füzelerini göndermek olabilir. Demir Kubbe'yi de kapsayan ve geçen yıl sonlarında ABD'nin Thaad füze savunma sistemiyle güçlendirilen İsrail'in üç katmanlı füze savunma sistemi güçlü bir yapıya sahip.
10- İsrail'in yaşadığı sorun ne?
İran'ın 2024'te İsrail'e yönelik gerçekleştirdiği önceki saldırılarda neredeyse kusursuz bir performans gösterdi. Ancak, iki ABD donanma muhribi ve iki RAF jeti de dahil olmak üzere ABD ve İngiltere askeri varlıkları, bu saldırılar sırasında gelen füzeleri takip ederek ve ABD örneğinde olduğu gibi bazılarını düşürerek İsrail'in hava savunmasını güçlendirdi.
İngiltere, bu kez İsrail'in savunmasına katılmayacağını ilan etti. İsrail'in füze savunma sistemleri tedariki sorun haline geldi ve ülke, Yemen'de İran, Hizbullah ve Husi militanlarının yoğun saldırılarıyla geçen bir yılın ardından hava savunma sistemlerini yeniden tedarik etmekte zorlanıyor. Geçtiğimiz ekim ayında, balistik füzeleri düşürmek için kullanılan Arrow füze savunma sistemlerini üreten devlet şirketi Israel Aerospace Industries, üretim hatlarını tam kapasitede çalıştırmak için üç vardiya çalışmak zorunda kaldığını açıklamış ve "Stokları yenilememiz gerektiği bir sır değil" demişti. İran'ın son aylarda balistik füze üretimini ayda yaklaşık 50'ye çıkardığı ve bu sayede İsrail'in kendisini savunabileceğinden daha fazla füze fırlatabilmeyi hedeflediği bildiriliyor. İran'ın şu anki balistik füze ve insansız hava araçları stokları sıkı bir şekilde korunan bir sır. Aancak ABD istihbaratının tahminlerine göre ülkenin, 2.000 libre veya daha üstü patlayıcı taşıyabilen savaş başlıklı yaklaşık 2.000 balistik füzesi var.
NYT zaman çizelgesini yayınladı: İsrail-İran çatışmasının geçmişi
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği son saldırı, Orta Doğu'daki en güçlü iki ordunun savaşa sürüklenebileceği endişelerini artırdı. Ancak iki ülke arasındaki çatışmanın geçmişi daha eskiye dayanıyor. New York Times İsrail-İran çatışmasının zaman çizelgesini yayınladı
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Ephrat Livni, Cassandra Vinograd, Eve Sampson / New York Times
İsrail’in İran’ın nükleer programına yönelik büyük bir saldırı düzenlemesiyle Tahran’da patlamalar meydana geldi. İsrailli yetkililer saldırıyı doğruladı.
Bu saldırılar, iki ülke arasında uzun süredir devam eden gerilimin, Orta Doğu’nun en güçlü ordularını karşı karşıya getirecek bir savaşa dönüşebileceği yönündeki kaygıları artırdı.
İran’ın yönetimi, İsrail’i yok etme hedefini açıkça dile getiriyor ve bu amaca ortak olan bölgesel milis gruplarını uzun süredir destekliyor. İsrail ise İran’ı varoluşsal bir tehdit olarak görüyor ve Tahran’ın nükleer bomba üretmesini engelleme sözü veriyor.
Geçtiğimiz yıl, iki ülke karşılıklı hava saldırıları düzenlemeye başladı. Uzun zamanda gizlice yürütülen bu savaş artık açık bir şekilde ilerliyor.
İşte son yıllarda yaşanan gelişmeler:
2019: İran’ın müttefiklerine yönelik saldırılar
İsrail, İran’ın müttefiklerini gelişmiş silahlarla donatmasını engellemek için Suriye, Lübnan ve Irak’ta bir dizi saldırı düzenledi. İsrail, İran’ı Irak ve kuzey Suriye üzerinden Lübnan’a bir silah hattı kurmaya çalışmakla suçladı. İran’ın uzun süredir desteklediği Hizbullah da bu hatta dahildi.
İsrail ayrıca, Doğu Akdeniz ve Kızıldeniz’den geçen İran petrolü ve silah taşıyan gemilere de saldırdı.
2020: Uzaktan kumandalı suikast
Kasım ayında, İsrail İran’ın önde gelen nükleer bilim insanı Muhsin Fahrizade’yi uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle öldürdü.
2021: Denizlerde çatışmalar
İran ve İsrail, birbirlerine yönelik deniz saldırılarını artırdı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Umman açıklarında araç taşıyan İsrail'e ait bir gemide şubat ayında meydana gelen patlamadan İran’ı sorumlu tuttu. Mart ayında ise İran, İsrail’in, kıyılarının yaklaşık 80 km açığında bir İran kargo gemisini hedef aldığını öne sürdü. Nisan ayında, Kızıldeniz’de konuşlu bir İran askeri gemisi, muhtemelen İsrail’in döşediği bir mayınla hasar aldı. Bu tür saldırılar yıl boyunca sürdü.
2022: İranlı bir subayın suikasti
Mayıs ayında, motosikletli iki kişi, İran Devrim Muhafızları’na bağlı Albay Seyyad Hodayi’yi vurdu. İsrailli yetkililer, Hodayi’nin suikast ve kaçırma operasyonları yürüten gizli bir birimin komutanı olduğunu söyledi. İsrail, suikasttaki rolünü ABD’ye teyit etti.
İran bir 'Mossad ajanı'nı idam ettiğini duyurduİran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansına göre, İsrail’e casuslukla suçlanan İran vatandaşı Muhsin Lengernişin bu sabah idam edildi.https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iran/300420251
İki Bilim İnsanı Öldü
Mayıs ayında, askeri bir araştırma tesisinde görev yapan havacılık mühendisi Ayub Entezari ve jeolog Kamran Aghamolaei, gıda zehirlenmesi semptomları sonrası hayatını kaybetti. İran, İsrail’in bu kişileri zehirlediğini öne sürdü. İsrail ise yorum yapmadı.
2023: 7 Ekim saldırıları
İran destekli Hamas’ın önderliğinde Filistinli militanlar İsrail’e saldırdı. Bu saldırılar, Gazze Şeridi’nde kanlı bir savaşın başlamasına neden oldu. Hamas’a destek vermek amacıyla İran destekli diğer gruplar da İsrail’i hedef aldı.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, 7 Ekim saldırılarına İran’ın katılmadığını söyledi. Ancak Hamas yetkilileri bölgesel müttefiklerinden destek aldıklarını belirtti ve bazı belgelerde İran’la planların paylaşıldığı görüldü.
Suriye’de hava saldırısı
Aralık ayında İran, İsrail’i Suriye’de üst düzey bir İranlı subayı füze saldırısıyla öldürmekle suçladı.
2024: Şam’a saldırı ve karşılıklar
Nisan ayında İsrail, Şam’daki İran Büyükelçiliği binasına hava saldırısı düzenledi; üç üst düzey İranlı komutan ile dört subay öldü. Haftalar sonra İran, İsrail’e 300’den fazla füze ve insansız hava aracı gönderdi. Bunların neredeyse tamamı etkisiz hale getirildi.
İsrail ardından İran’daki bir nükleer tesisi koruyan hava savunma sistemini hedef aldı.
Tahran’da suikast
Temmuz ayında Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, Tahran’da Devrim Muhafızları’na ait bir misafirhanede patlama sonucu öldü. İsrail saldırıyı üstlendi.
Pager saldırısı
Eylül ayında İran’ın Lübnan büyükelçisi Mücteba Amini, Hizbullah üyelerine yönelik eşzamanlı bir elektronik saldırıda gözünü kaybetti. Ardından benzer cihazlara yönelik saldırılarda onlarca kişi öldü, binlercesi yaralandı. İsrail, saldırıların sorumluluğunu üstlendi.
Hizbullah lideri öldürüldü
Aynı ay İsrail, Lübnan’ın başkenti Beyrut yakınlarında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı hava saldırısıyla öldürdü.
İran İsrail’i vurdu
Ekim ayında İran, İsrail’in Nasrallah, Haniye ve bir İran komutanına yönelik suikastlarına misilleme olarak 180 balistik füze fırlattı. Çoğu önlendi.
İsrail İran’ın hava savunmasını hedef aldı
Ekim ayı sonunda İsrail, İran’daki kritik altyapıları koruyan hava savunma sistemlerine hava saldırısı düzenledi.
Nisan ve Ekim’deki saldırılarda, İran’ın Rusya’dan aldığı hava savunma sistemlerinin hedef alındığı bildirildi. Bunlardan biri İran’ın merkezinde yer alıyor ve nükleer programı koruyor.
2025: Diplomasiye geri dönüş mü?
İsrail Başbakanı Netanyahu, eski ABD Başkanı Donald Trump’a İran nükleer tesislerine saldırı planı sundu. Trump yönetimi bu öneriyi aylarca tartıştıktan sonra, nisan ayında diplomasiye dönme kararı aldı.İran, uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurma talebini reddetti. Ancak müzakereler sürüyor.Perşembe günü Trump, İsrail’in İran’a saldırmasının görüşmeleri bozabileceğini söyleyerek "Bence bu görüşmeleri mahveder. Belki de yardımcı olur ama mahvedebilir de" dedi.
© 2025 The New York Times Company
İsrail, İran'ı vurdu: Üst düzey isimler hayatını kaybetti
İsrail, İran'ın nükleer programını hedef alan 'önleyici, hassas ve birleşik' bir saldırı başlattığını duyurdu. İran'ın farklı bölgelerindeki nükleer tesisler de dahil olmak üzere onlarca askeri hedefi vuran İsrail, saldırı kapsamında üst düzey askeri yetkilileri ve 6 nükleer bilimciyi öldürdü
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Dünyanın tedirginlikle beklediği gelişme yaşandı ve İsrail, İran'a yönelik hava saldırısı başlattı. İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu başlattıkları saldırının adının "Yükselen Aslan" olduğunu duyurarak "İran'ın nükleer zenginleştirme programının kalbine saldırdık. Natanz'daki İran'ın ana zenginleştirme tesisini hedef aldık." dedi. Saldırıda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami'nin hayatını kaybettiği kaydedildi. İran devlet medyası, silahlı kuvvetlerin bir diğer rütbeli komutanı General Gülam Ali Reşid'in de saldırılarda ölenler arasında olduğunu söyledi.
Kimliklerine dair detaylar ortaya çıktı: İşte İsrail'in hedeflediği askeri ve nükleer yetkililer
İsrail’in geniş çaplı saldırısında, İran’ın en üst düzey komutanları ve bilim insanları hedef alındı. Öldürülen isimler arasında Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve nükleer fizikçiler var
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail’in son dönemde gerçekleştirdiği en kapsamlı saldırılardan birinde, İran’ın askeri ve güvenlik yapılanmasının kilit isimleri hedef alındı. Aralarında Genelkurmay Başkanı Muhammed Bagheri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Salami ve İran'ın nükleer programına yön veren bilim insanlarının da bulunduğu çok sayıda üst düzey isim hayatını kaybetti. Öldürülen yetkililere dair detaylar ortaya çıktı.
Tümgeneral Muhammed Bakıri
İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı olarak ülkenin en kıdemli askeri komutanıydı. Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü adlı düşünce kuruluşuna göre, 1960 yılında doğan ve 1979 yılında üniversite öğrencisiyken ABD büyükelçiliğine düzenlenen baskına katılan, İran-Irak savaşı sırasında İslam Devrim Muhafızları Ordusu'na (DGM) katılan bir isim. Uzun bir askeri istihbarat kariyerinin ardından, İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından gölgelerden çıkarıldı ve 2016 yılında silahlı kuvvetler genelkurmay başkanlığına getirildi. 2019 yılında ABD tarafından "İran'ın dini liderini çevreleyen seçilmemiş yetkililerden biri" olarak kendisine yaptırım uygulandı.
Tümgeneral Hüseyin Selami
65 yaşındaki Selami, 2019'dan beri İran'ın birincil askeri gücü olan Devrim Muhafızları Ordusu başkomutanıydı. Geçtiğimiz ay İran'a saldırılması halinde "cehennemin kapılarını açacağını" söyleyerek İsrail ve ABD'ye karşı düzenli olarak sert söylemler kullanıyordu. Selami, 1980'de muhafızlara katıldı ve sonunda hava kuvvetlerine komuta etti. 2006'da BM ve 2007'de ABD tarafından İran'ın nükleer programına dahil olduğu gerekçesiyle yaptırımlara tabi tutuldu. 2009'da komutan yardımcısı oldu ve on yıl sonra komutanlığa terfi etti. 2020'de bir ABD insansız hava aracı saldırısıyla İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymaniye öldürdükten sonra Selami misilleme tehdidinde bulundu ve kısa süre sonra Irak'ta ABD askerlerinin bulunduğu iki üsse füzeler fırlattı. Selami, geçen yıl İran'ın İsrail'e yönelik ilk doğrudan saldırısının bölgede "yeni bir denklem" yarattığını söylemişti.
Ali Şemhani
İran'ın en üst düzey güvenlik görevlisi ve Hamaney'in kıdemli danışmanı olarak görev yaptı. 2023'teki görevden alınmasına kadar on yıl boyunca Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi sekreterliği görevini üstlendi ve o yıl Suudi Arabistan ile yapılan görüşmelerde Tahran'ı temsil etti ve bu görüşmeler yedi yıllık bir anlaşmazlığın sona ermesine ve diplomatik bağların yeniden kurulmasına yol açtı.
Tümgeneral Gulamali Raşid
1953 doğumlu Raşid, 2016'ya kadar 17 yıl boyunca silahlı kuvvetlerin başkomutan yardımcısı olarak görev yaptı. Daha sonra İran silahlı kuvvetleri arasında ortak askeri operasyonları planlamak ve koordine etmekle görevli stratejik bir merkez olan Khatam al-Anbia Merkez Karargahı'nın komutanı oldu. Raşid, 2019'da ABD tarafından Hamaney'in "yakın çevresi" üyesi olarak ve geçen yıl da AB tarafından Ukrayna'ya karşı savaşında Rusya'ya insansız hava araçları tedarik etmesine yardım ettiği için yaptırıma tabi tutuldu. Feridun Abbasi 1958 doğumlu Abbasi, İran Atom Enerjisi Örgütü'nün eski başkanı ve Devrim Muhafızları Ordusu üyesiydi. 2010 yılında İsrail'in bir motosikletçinin arabasına bomba yerleştirmesiyle gerçekleşen suikast girişiminde yaralandı. 2007 yılında BM tarafından "nükleer veya balistik füze faaliyetleri"ne karıştığı gerekçesiyle ve 2012 yılında ABD tarafından uranyum zenginleştirme üzerinde çalıştığı gerekçesiyle yaptırımlara tabi tutuldu. ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre nükleer fizik alanında doktora yapmış bir "lazer" ve "nükleer izotop ayırma uzmanı"ydı. Shahid Beheshti Üniversitesi'nde profesördü.
Muhammed Mehdi Tahrançi
1965 yılında Tahran'da doğan Tehranchi, teorik fizikçi ve Tahran'daki İslam Azad Üniversitesi'nin başkanı, aynı zamanda Şahid Beheşti Üniversitesi'nde profesördü.
İran ABD'ye tepki olarak İsviçre'nin Tahran Büyükelçisi'ni Bakanlığa çağırdı
İran, İsrail'in bugünkü saldırıları nedeniyle ABD’nin İran’daki diplomatik faaliyetlerini yürüten İsviçre’nin Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İran’ın resmi ajansı IRNA’ya göre, ABD’nin İran’daki diplomatik faaliyetlerini yürüten İsviçre’nin Tahran Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.
Büyükelçinin, İran’a yönelik bugün yapılan saldırıların protesto edilmesi için Dışişleri Bakanlığına çağrıldığı kaydedildi.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog: İran nükleer kapasiteye sahip olmamalı
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin, "Bu, Orta Doğu'nun ve dünyanın güvenliği için verilen bir mücadeledir. Bu, Orta Doğu'da daha barışçıl bir gelecek için verilen bir savaştır. İran'ın nükleer kapasiteye sahip olmaması gerekir" dedi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail'in İran'a saldırısına ilişkin açıklama yaptı. Herzog, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
"Özgürlük sadece kelimelerle korunmaz; cesaret, teyakkuz ve gerektiğinde harekete geçme kararlılığı gerektirir. İran'ın nükleer tehdidinin her gecikmesi, her önlenen İran füzesi, her etkisiz hale getirilen insansız hava aracı, sadece İsrail'de değil, tüm bölgede ve ötesinde masum hayatları savunmaya ve korumaya yardımcı olur. Bu yükü cesaret ve kararlılıkla taşıyan cesur İsrailli askerlere derin minnettarız.
On yıllardır İran rejimi, terör yaymak, bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve Yahudi toplulukları ve diğer ulusları saldırmak için çalıştı, aynı zamanda hem söylemleriyle hem de eylemleriyle Yahudi devletinin varlığını açıkça tehdit etti. 7 Ekim katliamını gerçekleştiren bu kötülük imparatorluğunun vekil güçleri, hala Gazze'de 53 masum rehineyi zalimce koşullar altında tutuyor. Onların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Bu, Orta Doğu'nun ve dünyanın güvenliği için verilen bir mücadeledir. Bu, Orta Doğu'da daha barışçıl bir gelecek için verilen bir savaştır. Bu, özgür dünyanın değerleri için verilen bir savaştır. İran'ın nükleer kapasiteye sahip olmaması gerekir"
İran’ın başkenti Tahran’da yeniden patlama sesleri duyuluyor
İsrail'in İran'a saldırıları devam ederken başkent Tahran'da yeniden patlama sesleri duyuldu
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İran medyasında paylaşılan görüntülere göre, şiddetli patlamalar Tahran'ın batısında meydana geldi.
İsrail, İran'da birçok kente saldırı düzenledi
İsrail, sabaha karşı İran'ın başkenti Tahran, Tebriz, İsfahan'daki Natanz Nükleer Tesisi ile Loristan, Kirmanşah, Şiraz, Huzistan, Hemedan ve Kum kentlerine saldırılar düzenlemişti.
Natanz'daki nükleer tesiste sızıntı olmadığı bilgisi verilmişti.
Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Hatemul Enbiya Merkezi Karargah Komutanı Gulamali Reşid, Devrim Muhafızları Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade dahil üst düzey askeri yetkililer ile 6 nükleer bilim insanı hayatını kaybetmişti.
İsrail'in Tahran'daki saldırılarında sivil yerleşim yerleri de vurulurken aralarında kadın ve çocukların da olduğu 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 329 kişinin de yaralandığı belirtilmişti.
Tebriz'deki saldırılarda da şu ana kadar 8 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi yaralandı.
İsrail, saldırıların devam edeceğini açıklamıştı.
Kaynak: AA
CNN: ABD Başkanı Trump, İsrail saldırısından önce Netanyahu ile birkaç kez görüştü
ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarından önce ve sonra olmak üzere Perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birkaç kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD merkezli CNN’e konuşan bir kaynak, Trump’ın İsrail’in İran’a yönelik “emsalsiz” saldırılarından önce Netanyahu ile görüştüğünü doğruladı. Görüşmelerin içeriği açıklanmazken, ABD’li ve İsrailli yetkililere göre Trump’ın Netanyahu ile bugün tekrar görüşmesi bekleniyor.
Beyaz Saray yetkilileri ise Trump’ın İran ile yürütülen nükleer müzakereleri sonuca bağlama konusunda kararlı olduğunu savunmaya devam ediyor. Kaynak, ABD’nin Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff’un, İranlı yetkililerle görüşmeye hazır olduğunu ve bunun daha önce planlandığı gibi pazar günü Umman’da ya da başka bir tarihte gerçekleşebileceğini ifade etti. ABD merkezli ABC'nin haberine göre ise ABD, İran'a saldırı düzenlemesi için İsrail'e yüksek hassasiyetli istihbarat verileri sağladı.
İsrail İran'ın Fordo'daki nükleer tesisini hedef aldı
İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, İsrail saldırılarının sürdüğü İran’da, Fordo nükleer tesisinin hedef alındığını duyurdu
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Fars Haber Ajansına göre, kısa süre önce Fordo'daki nükleer saha alanından iki patlama sesi duyuldu ve tesisteki iki nokta hedef alındı.
İsrail, İran'da birçok kente saldırı düzenledi
İsrail, sabaha karşı İran'ın başkenti Tahran, Tebriz, İsfahan'da bağlı Natanz bölgesindeki nükleer tesis ile Loristan, Kirmanşah, Şiraz, Huzistan, Hemedan ve Kum kentlerine saldırılar düzenlemişti.
Natanz'daki nükleer tesiste sızıntı olmadığı bilgisi verilmişti.
Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Hatemul Enbiya Merkezi Karargah Komutanı Gulamali Reşid, Devrim Muhafızları Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade dahil üst düzey askeri yetkililer ile 6 nükleer bilim insanı hayatını kaybetmişti.
İsrail'in Tahran'daki saldırılarında sivil yerleşim yerleri de vurulurken aralarında kadın ve çocukların da olduğu 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 329 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
Tebriz'deki saldırılarda da şu ana kadar 18 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi yaralandı.
Başkent Tahran dahil olmak üzere saldırılar aralıklarla devam ediyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'a saldırı düzenlediklerini belirterek "tehlike ortadan kalkana kadar" saldırıların süreceğini söylemişti.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkede olağanüstü hal ilan ettiklerini duyurmuştu.
İsrail ordusu saldırılara 200’den fazla savaş uçağının katıldığını açıklarken insansız hava araçlarının da kullanıldığı kaydedilmişti.
New York Times derledi: İsrail'in İran saldırısına dair neler biliniyor?
İsrail ordusu, İran’ın nükleer tesisleri ve askeri hedeflerine geniş çaplı saldırı düzenledi. Üst düzey bilim insanları ve generallerin öldüğü saldırılar bölgesel savaş endişesini artırdı. New York Times saldırıya dair bilinenleri derledi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Patrick Kingsley, Aaron Boxerman, Farnaz Fassihi, Ephrat Livni / New York Times
İsrail ordusu, cuma sabahı erken saatlerde İran’ı vurduğunu açıkladı. Açıklamaya göre, nükleer tesisler de dahil olmak üzere onlarca hedefe saldırı düzenlendi; üst düzey İranlı askeri yetkililer ve bilim insanları hayatını kaybetti.
Saldırıların boyutu ve verdiği hasar hemen netleşmedi. Ancak bu gelişme, uzun süredir devam eden gerilimin, Orta Doğu’nun en güçlü iki ordusunu kapsayan açık bir savaşa dönüşebileceği endişesini artırdı.
İran’da ne oldu?
Dört üst düzey İranlı yetkiliye göre İsrail, Tahran çevresindeki en az altı askeri üsse, üst düzey askeri komutanlara ait yüksek güvenlikli iki yerleşkede bulunan evlere ve Tahran çevresindeki çok sayıda konuta saldırdı.
İran devlet medyası, Tahran genelinde patlamalar ve binalardan yükselen dumanlarla alevleri gösterdi. Sivil uçuşlar kısa sürede hava sahasından çekildi.
İsfahan, Arak ve Kirmanşah gibi askeri ve sanayi tesislerine ev sahipliği yapan şehirlerde de patlama sesleri duyulduğu bildirildi.
Tahran’da bir çatıdan gözlem yapan Muhammed Cemali, İran Devrim Muhafızları’na ait bir hava üssüne İsrail’e ait iki jetin saldırı düzenlediğini söyleyerek “Doğu Tahran’daki iki askeri üsten yükselen iki büyük alev ve dumanı görebiliyorum” dedi.
Üst düzey bir İranlı yetkili, kıdemli askeri komutanların yaşadığı Şehrek Şehid Mahalati adlı yerleşkenin hedef alındığını ve üç konut binasının yıkıldığını söyledi.
Saldırıda kimler öldü?
İran devlet medyası, İsrail’in evlerine düzenlediği saldırılar sonucu iki önemli nükleer bilim insanı, Muhammed Mehdi Tehrançi ve Fereydun Abbasi’nin hayatını kaybettiğini bildirdi.
İran Devrim Muhafızları komutanı General Hüseyin Selami’nin ve İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Gulamali Raşid’in de saldırılarda öldüğü açıklandı. Aynı şekilde nükleer bilim insanı Abbasi’nin de ölümüne yer verildi.
İsrail, bu saldırılarla İran’ın kritik personeline yönelik saldırılarında yeni bir aşamaya geçmiş görünüyor. Yıllardır İran’ın üst düzey askeri liderleri ve nükleer bilim insanlarını bireysel suikastlarla hedef alan İsrail, bu kez bu kişileri topluca öldürmeyi amaçlamış olabilir.
İran’ın resmi haber ajansı IRNA, Tahran’daki saldırılarda en az bir düzine sivilin de öldüğünü bildirdi.
İsrail neden saldırdı?
İsrailli yetkililer, saldırının “önleyici” nitelikte olduğunu belirtirken, İran’ın yakın vadede bir saldırı planladığına dair herhangi bir işaret sunulmadı. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, “İran rejiminin İsrail’e yönelik süregelen saldırganlığına karşılık olarak” harekete geçildiğini belirtti ve saldırının “ilk aşama” olduğunu vurguladı.
Kimliğinin gizli kalması koşuluyla gazetecileri bilgilendiren bir İsrailli askeri yetkili, saldırıların İran’ın nükleer programı ve uzun menzilli füze kapasitesine yönelik olduğunu söyledi.
İsrail istihbaratına göre İran, gizli bir nükleer silah üretim programını ilerletiyor ve birkaç gün içinde 15 nükleer bomba yapabilecek malzemeye sahip. Yetkili bu değerlendirmeyi destekleyecek ayrıntılar vermedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yayımladığı video açıklamasında İran’ın nükleer programını “İsrail’in varoluşuna yönelik açık ve yakın bir tehdit” olarak tanımladı.
Uzmanlara göre İran’ın nükleer programı son on yılda önemli ölçüde ilerledi.
Perşembe günü Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüklerine uymadığını belirten bir karar aldı. Bu, ajansın İran’a yönelik yirmi yıl içindeki ilk kınama kararı oldu. İran bu oylamayı kınayarak UAEA’nın “inandırıcılığını ve itibarını tamamen sorgulanır hale getirdiğini” savundu.
ABD saldırıya dahil miydi?
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio yaptığı açıklamada, “ABD, İran’a yönelik saldırılarda yer almamıştır” dedi. İsrail’in, bu eylemin kendini savunmak için gerekli olduğuna inandığını ABD’ye bildirdiğini ekledi. Rubio, İran’ı bölgede bulunan ABD personeline yönelik misilleme yapmaması konusunda uyardı: “Açık olayım: İran, ABD çıkarlarını ya da personelini hedef almamalı.”
İsrail’in saldırısı, Başkan Donald Trump ile Netanyahu arasında İran konusunda aylardır süren anlaşmazlıkların ardından geldi. Trump, ABD-İran nükleer görüşmeleri devam ederken İsrail’in İran’a saldırmasını caydırmaya çalışıyordu.
Saldırıdan saatler önce Trump, böyle bir saldırının diplomatik çözüm şansını ortadan kaldırabileceğini söyleyerek "Bence bu işi mahveder. İşe yarayabilir de mahvedebilir de" dedi.
Bölgesel gerilimin tırmanacağı beklentisiyle ABD, çarşamba günü Irak’taki diplomatlarını tahliye etti ve Orta Doğu’daki diğer üslerde görevli ABD askerlerinin ailelerinin gönüllü olarak ayrılmasına izin verdi.
ABD’nin Orta Doğu’da, başta İsrail olmak üzere bölgedeki üs ve çıkarlarını savunmak amacıyla, Basra Körfezi ve çevresinde yaklaşık 40 bin askeri bulunuyor. F-35 savaş uçakları taşıyan Carl Vinson uçak gemisi de Arap Denizi’nde görev yapıyor.
En kritik soru, ABD’nin İran’ın olası bir misillemesine karşı İsrail’i savunmakta aktif rol oynayıp oynamayacağı. Geçtiğimiz yıl yaşanan hava saldırıları karşılıklı olduğunda Biden yönetimi böyle bir savunma üstlenmişti. Ancak Rubio yaptığı açıklamada böyle bir rolü anmadı ve “önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumaktır” dedi.
ABD-İran nükleer görüşmeleri ne durumda?
ABD’li ve İranlı müzakereciler, pazar günü Umman’da İran’ın nükleer programına ilişkin altıncı tur görüşmeler için bir araya gelmeyi planlıyordu. Ancak bu görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz.
Taraflar, İran’ın kendi sınırları içinde uranyum zenginleştirmeye devam edip edemeyeceği konusunda çıkmazda.
Trump, ilk başkanlık döneminde, Barack Obama döneminde imzalanan 2015 tarihli İran nükleer anlaşmasından ABD’yi çekmiş ve bu anlaşmayı “tek taraflı” diye nitelemişti. Bu kez, Orta Doğu’da büyük çaplı bir çatışmaya sürüklenmek istemediği görülüyor.
Bu hafta yaptığı açıklamalarda Trump, İran’ın “kabul edilemez” bir müzakere pozisyonu aldığını söyledi ve anlaşma ihtimalini küçümsedi. çarşamba günü New York Post’a verdiği podcast röportajında “Anlaşma konusunda her geçen gün daha az umutluyum. Zaman kazanmaya çalışıyorlar gibi görünüyorlar ve bu yazık" demişti.


Yorumlar