top of page

İran 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın taahhütlerinden hiçbirine uymayacağını açıkladı

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 4 Ağu 2024
  • 4 dakikada okunur

İran, 2015'te ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile imzaladığı ve ABD'nin 2018'de çekildiği nükleer anlaşmanın hiçbir taahhüdünü yerine getirmeyeceğini açıkladı.

Tahran'da yapılan kabine toplantısı sonrası, uranyum zenginleştirme, zenginleştirme oranı, depolayabileceği zenginleştirilmiş uranyum miktarı ve araştırma çalışmalarına nükleer anlaşma ile getirilen kısıtlamaların artık uygulanmayacağı bildirildi.

İran devlet televizyonunda yapılan açıklamada "İran, teknik ihtiyaçları temelinde ve hiçbir kısıtlama olmadan nükleer zenginleştirme programına devam edecek" dendi.

Açıklamada İran'ın anlaşmadan çekilip çekilmediği belirtilmezken, Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile iş birliğini sürdüreceği aktarıldı. Ayrıca ABD'nin mevcut yaptırımları kaldırması halinde bu karardan geri adım atılabileceği de belirtildi.


İran'ın açıklaması sonrası Almanya, İngiltere ve Fransa liderleri bir ortak açıklama yaparak İran'ı 2015 anlaşmasına aykırı uygulamalardan vazgeçmeye çağırdı.

Anlaşma 2015'te P5+1 olarak bilinen BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında yapılmış, ABD Başkanı Donald Trump Mayıs 2018'de anlaşmadan çekilme kararı almış ve İran'a yönelik yeni yaptırımları devreye sokmuştu. Sonrasında ise İran anlaşmanın bazı taahhütlerini yerine getirmeme kararı almıştı.

Nükleer anlaşma kapsamında ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığı İran bazı hassas nükleer faaliyetlerini sınırlandırmayı kabul etmiş ve uluslararası gözlemcilere denetim izni vermişti.

Anlaşma temel olarak, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetleriyle nükleer silah geliştirmesinin önüne geçmek için yapılmıştı. İran ise nükleer programının barışçıl olduğunu savunuyor.

Nükleer faaliyetleri gerekçesiyle İran'a uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle İran'ın petrol ihracatı büyük yara aldı, İran riyali değer kaybetti ve ciddi enflasyon artışı yaşandı.

İran, nükleer anlaşma ile ilgili kararını haftasonunda vereceğini daha önceden açıklamıştı. Ancak karar, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 3 Ocak'ta ABD'nin Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlediği hava saldırısıyla öldürülmesiyle tansiyonun yükseldiği bir döneme denk geldi.

İran'da Pazar günü onbinlerce kişi sokaklara çıkarak Süleymani'nin öldürülmesi protesto etti. Süleymani, Salı günü memleketi Kirman'da toprağa verilecek.


Donald Trump nükleer anlaşmayı 2015'te eleştirmeye başlamıştı

Beyaz Saray'daki yakın çalışma ekibinde de Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo gibi İran'a şahin bir tutum alınması gerektiğini savunan isimler bulunuyor.

Pek çok kişi, ABD'nin anlaşmadan tamamen çekilmeyeceğini, anlaşmanın daha katı bir şekilde uygulanması ve mevcut yaptırımların sıkılaşması için basınç uygulayacağını düşünüyor. Bazı yorumculara göre bu adım Tahran'ın anlaşmayı çiğnemesine ve böylece anlaşmanın geçersiz hale gelmesine yol açabilir.

İran ve anlaşmayı imzalayan diğer ülkeler ne düşünüyor?

ABD dışındaki P5+1 ülkeleri anlaşmanın devamından yana. ABD'ye giderek Trump'ı anlaşmadan çekilmemeye ikna etmeye çalışan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, "İran'ın nükleer silahlara sahip olmaması için elimizdeki seçeneklerden en iyisi bu anlaşma" diye konuştu.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile uzun bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da anlaşmanın devamından yana.

Ruhani ise anlaşmanın müzakere edilemez olduğunu, İran'ın anlaşma maddelerinin yeniden görüşülmesine izin vermeyeceğini söylüyor.

Anlaşmanın ardından yaptırımların kalkması ekonomiyi nasıl etkiledi?

Nükleer anlaşma öncesinde İran ekonomisi zor dönemler yaşıyordu.

2006'da başlayan yaptırımlar, ülkenin yüzde 8'e varan büyüme oranını bazı yıllar azaltmış, bazı yıllar ise ekonomide yüzde 6'yı aşan küçülmeye yol açmıştı.

Kaynak,AFP

Fotoğraf altı yazısı,Tahran'daki halı satıcıları

2015'te imzalanan anlaşmanın ardından IMF verilerine göre 2016'da İran ekonomisi yüzde 12,5 büyüdü. Bu hızlı büyümenin ardından petrol ticaretine yönelik kısıtlamaların kaldırılması yatıyordu.

Yaptırımlar kaldırılmadan önce günlük 1,1 milyon varil ihraç eden İran bugün, 2,5 varil ihraç ediyor.

IMF, İran'ın bu yıl da yüzde 4 büyümesini bekliyor. Bu oran çoğu ülkeden fazla olsa da İran'ın anlaşmanın ardından her yıl ortalama yüzde 8 büyüme hedefinin altında kalıyor.

İran yalnızca petrol ürünlerinin değil, petrol dışı ürünlerin de ihracatını artırmayı başardı.

Mart 2018 öncesi 12 ayda İran'ın ihracatı 47 milyar dolar oldu. Bu, nükleer anlaşma öncesine göre 5 milyar dolar daha fazla.

Tarım ürünleri ihracatı ülkedeki kuraklık nedeniyle bir artış gösteremese de, ABD'nin lüks ürünlere ambargosunu kaldırmasının ardından halı ve havyar gibi lüks ürünlerin bu ülkeye ihracı yüzde 30 arttı.

ABD'nin yanı sıra AB ile de ticareti artıran İran'ın en büyük üç ticaret partneri ise Çin, Güney Kore ve Türkiye.

Anlaşma İran Riyali'nin değer kaybının önüne geçti mi?

İran Riyali 2012 yılında üçte iki oranında değer kaybetmişti.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, anlaşma sayesinde ülkenin para biriminin "saat başı değer kaybetmeyeceğini" açıklamıştı.

İran Riyali 2017'ye kadar değerini korusa da, bu tarihten itibaren ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmayı iptal etme ihtimali nedeniyle tekrar değer kaybetmeye başladı.

Riyal, Amerikan Doları karşısında Eylül 2017'den bu yana neredeyse yüzde 50 oranında değer kaybetmiş durumda.

Pek çok İranlı, tekrardan yaptırım ihtimaline karşı ellerindeki parayı dolara çeviriyor.

2018'in ilk çeyreğinde 30 milyar dolarlık sermayenin ülkeyi terk ettiği, özellikle Kafkasya ve komşu ülkelere gittiği belirtiliyor.

Sıradan İranlılar anlaşma sayesinde daha müreffeh mi?

BBC Farsça Servisi'nin İran Merkez Bankası verilerinden yola çıkarak yaptığı analize göre hane halkı bütçesi 2007'deki 14 bin 800 dolar seviyesinden 2017'de 12 bin 500 dolar seviyesine geriledi.

Bu gerilemeden en çok etkilenen ise İran'ın orta sınıfı oldu.

Hane halkı bütçesi ortalama yüzde 15 azalırken orta sınıf ailelerde bu oran yüzde 20'ye ulaştı.

Uzmanlar bu gerilemede hem ulusal ekonominin yönetimindeki hataların hem de uluslararası yaptırımların payı olduğunu söylüyor.

2015 sonrası petrol satışındaki artıştan gelen gelirin büyük bir kısmı hükümetin kasasına girdi ve bu paranın oradan halkın cebine ulaşması zaman alacak.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page