Film senaryosu gibi saldırı

İsrail’in 5 bine yakın Hizbullah militanının çağrı cihazlarını eşzamanlı patlatarak gerçekleştirdiği saldırı, istihbarat alanında eşi benzeri görülmemiş bir girişim oldu. Sızan bilgiler bu saldırının yıllar süren ve filmlere konu olacak bir planla hazırlandığını ortaya koyuyor

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyon birinci yılını doldurmaya yakınken dikkatler bir anda Gazze’den Lübnan’a kaydı. Son haftalarda İsrail’in kuzeyinden bu ülkeye Gazze misillemesi için füzeler yağdıran Hizbullah, eşi benzeri görülmemiş bir istihbarat operasyonunun hedefi oldu. İsrail, 5 bine yakın Hizbullah militanı, İran askeri ve bazı diplomatların hedef olduğu çağrı cihazı saldırısını üstlenmedi. Ancak hemen hemen herkes bu planın arkasında Mossad’ın olduğu konusunda hemfikir. Nitekim ortaya çıkan bazı detaylar da bunu gösteriyor.

New York Times, Washington Post ve İsrail basınında çıkan haberlere göre Mossad’ın Macaristan’da kurduğu iddia edilen BAC Consulting KFT şirketi saldırının ana aktörü olarak gösteriliyor. Haberlere göre Budapeşte merkezli şirket Tayvanlı haberleşme cihazları üreticisi Gold Apollo ile 3 yıl önce iş yapmaya başladı. Geçen yıl AR924 model cihazları kendisi üretmek için Tayvanlı firmadan lisans aldı.

Telefon yasaklanmıştı

Ardından Hizbullah’ı felç edecek olan plan yürürlüğe konuldu. Hizbullah lideri Nasrallah şubat ayında tüm örgüt üyelerine takip edilme riskine karşılık cep telefonu kullanmayı yasaklamıştı. Bu nedenle Hizbullah uzun süredir örgüt üyeleri arasında güvenli haberleşmeyi sağlayacak bir yöntem arayışı içindeydi. İran’a sızan Mossad ajanları, Hizbullah’ın hamisi olan Tahran’a bu cihazları ‘İsrail’in dinleme yeteneğinden uzak teknoloji’ olarak pazarladı. İran, Hizbullah’ın güvenli iletişimini sağlamak için 5 bin çağrı cihazı siparişi verdi. Talebi Macar BAC, yani Mossad karşıladı. İsrailli mühendisler tarafından üretilen her bir çağrı cihazının bataryasının hemen yanına 56 gram patlayıcı ve bir tetikleyici mekanizma yerleştirildi.

Savaşın ilk günü patlatacaklardı

5 ay önce tüm cihazlar Hizbullah militanlarına ve örgütle İran arasında koordinasyonu sağlayan Lübnan’daki İran büyükelçisine dağıtıldı. Tabi örgüt üyeleri arasındaki bütün yazışmalar da İsrail tarafından izlenmeye başlandı. Ana plan, Lübnan’da Hizbullah’a yönelik geniş kapsamlı bir operasyon kararı alınıp harekete geçildiğinde harekatın ilk günü cihazları patlatarak Hizbullah’ı şoka uğratmaktı. Ancak iki Hizbullah militanın cihazlardan şüphelendiğine dair istihbarat bilgisi üzerine İsrail güvenlik kabinesi kararıyla düğmeye basıldı.

‘Hizbullah Komutanlığı’ mesajı

Aynı anda tüm cihazlara ‘Hizbullah Merkez Komutanlığı’ başlığıyla bir mesaj geldi. Bu mesaj açıldığında çağrı cihazı içindeki patlayıcı tetiklendi. Hizbullahçıların cihazı eline alıp mesajı okumak için yüzlerine doğru tutmaları için 2 saniyelik bir gecikme süresi ayarlanmıştı. Bu nedenle yüzlerce militan yüzlerine çok yakın patlayan cihazlar nedeniyle kör oldu. BBC’ye göre Lübnanlı bir doktor, “25 yıllık kariyerim boyunca yapmadığım kadar göz çıkarma operasyonunu bir günde yapmak zorunda kaldım” dedi.

Görülmemiş istihbarat operasyonunda 9 Hizbullah üyesi, Suriye’deki 19 İran askeri, iki çocuk öldü. 4 binden fazla Hizbullah militanı ve İran büyükelçisi yaralandı.

Cihazlar hiçbir zaman Macaristan’da olmadı

Macaristan hükümet sözcüsü Zoltan Kovacs, BAC isimli şirketin “bir ticaret aracısı olduğunu, Macaristan’da herhangi bir üretim veya operasyonel tesisinin bulunmadığını” söyledi. Kovacs, X’te yaptığı açıklamada, “Söz konusu cihazlar hiçbir zaman Macaristan’da bulunmadı” dedi. Olayın “ulusal güvenlik açısından herhangi bir tehdit oluşturmadığını” ve Macaristan’ın daha ileri soruşturmalarda “tüm ilgili uluslararası ortak kurum ve kuruluşlarla” işbirliği yaptığını sözlerine ekledi.

Vekilin oğluna görkemli cenaze

Lübnan genelinde çağrı cihazlarının patlatılması sırasında öldürülen Lübnan parlamentosu Hizbullah üyesi Ali Ammar’ın oğlu Muhammed Mehdi Ammar’ın tabutu 18 Eylül 2024 tarihinde Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen geniş katılımlı cenaze töreninde taşındı.

1 milyar dolarlık tazminat davası

Hizbullahçıların patlayan çağrı cihazlarının Tayvanlı üreticisi Gold Apollo olaydan sonra 1 numaralı hedef haline geldi. Şirketin CEO’su Hsu Ching-kuang Taipei’de gazetecilere açıklamalarda bulundu. Hsu gazetecilere Gold Apollo’nun son üç yıldır BAC ile bir temas sürdürdüğünü söyledi. Ancak Associated Press, Hsu’nun herhangi bir destekleyici belge sunamadığını belirtti. Yine de Hsu ilgi çekici bir ayrıntı verdi: “BAC’ın ödeme şekli çok garipti” dedi ve ödemelerin Orta Doğu üzerinden gönderildiğini ekledi. Daha fazla ayrıntı vermedi.

Bir gün sonra telsiz saldırısı

Daha bu saldırının şoku atlatılmadan çağrı cihazı patlamalarında ölen militanların cenazesi kaldırılırken bu kez Hizbullahçıların ellerindeki telsizler patladı. Bu telsizlerin de aynı çağrı cihazları gibi 5 ay önce İran tarafından Hizbullah’ın kullanımı için tedarik edilen haberleşme araçları olduğu ortaya çıktı.

İlk haberler 500’den fazla telsizin aynı anda patladığını gösterdi. Hem başkent Beyrut’taki Hizbullah’ın kalesi Dahie’de hem de Şii grubun baskın olduğu ülkenin güney kesiminde telsizlerin bulunduğu arabalar ve apartmanlar da dahil olmak üzere çeşitli yerlerde yangınlar çıktı. Lübnan hükümeti telsiz cihazı patlamalarında dokuz kişinin öldüğünü, 300’den fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Gold Apollo’dan yapılan açıklamada, “İşbirliği anlaşmasına göre, BAC’ye belirlenen bölgelerde ürün satışı için markamızı kullanma yetkisi veriyoruz, ancak ürünlerin tasarımı ve üretimi tamamen BAC’nin sorumluluğundadır. Şirketimiz sadece marka yetkisi vermekte olup, bu ürünün tasarım veya üretimine dahil değildir” denildi. Gold Apollo marka değerini yerle bir eden İsrail’e karşı 1 milyar dolarlık tazminat davası açacaklarını duyurdu.

Hedefteki Macar şirketin gizemli kadın CEO’su ortalarda yok

Lübnan’da patlatılan çağrı cihazlarının Gold Apollo logosu taşıdığının ortaya çıkmasının ardından Tayvanlı şirketin topu Macar BAC firmasına atması sonrası tüm gözler bu şirketten yapılacak açıklamaya çevrildi. Ancak BAC, tahmin edileceği gibi bir Mossad paravan şirketi gibi görünüyor.

Şirketin web sitesinin incelenmesi bu muammayı daha da derinleştiriyor. Macar ticari kayıt hizmeti, BAC’nin 19 Mayıs 2022’de kurulduğunu ve iş danışmanlığından mücevher satışına kadar uzanan çeşitli bir portföye sahip olduğunu gösteriyor. Faaliyetleri arasında telekomünikasyon da yer alsa da, Macar haber sitesi 24.hu tarafından yapılan bir araştırmada çağrı cihazı teknolojisiyle ilgili herhangi bir bulguya rastlanmadı.

UNESCO, Atom Enerjisi Ajansı referansları

Şirketin kayıtlı adresi iki katlı özel bir konut ve sitesi yayından kaldırılmış durumda. BAC’ın tek bir sahibi görünüyor. Macar ve İtalyan kökenli olduğunu iddia eden 49 yaşındaki Cristiana Arcidiancono-Barsony. 24.hu’nun araştırması, şahsi adresinin Budapeşte’nin Ujpest semtindeki bir konut kompleksinde sekizinci kattaki bir daire olduğunu ortaya çıkardı. Bu daire, iddia edilen başarılarıyla çelişkili görünen bir mülk.

Çevrimiçi biyografisine göre Berson-Arcidiacono, University College London’da felsefe alanında doktora yapmış, London School of Economics’te doktora sonrası çalışmalarını tamamlamış ve Avrupa Komisyonu, UNESCO ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı için danışmanlık yapmış. İlginçtir ki Arcidiancono-Barsony, şirketin Macaristan’daki resmi kuruluşu 2022 yılında gerçekleşmiş olmasına rağmen, 2019 yılından bu yana BAC’yi yönettiğini iddia ediyor. Çarşamba günü öğlen saatlerinde BAC’ın web sitesi bir bakım bildirimi göstererek çevrimdışı oldu.