Denklem Yeniden Harris-Trump
- mutlunecmettin
- 28 Tem 2024
- 5 dakikada okunur
Biden çekildi, Trump şaşırdı
Evet, Biden bir açıklama ile başkanlık yarışından çekildi. Aslında bu çekilme Biden-Trump münazarasından beri bekleniyordu ama Biden cephesinden yarışa devam mesajları geldikçe soru işaretleri artmıştı. Neticede, ortaya çıkan bir aday da yoktu.
Bu süreçte çok heyecanlı gelişmeler oldu. Geçen hafta da yazdım: ABD siyasi tarihinin gerçekten en ilginç dönemlerinden birini yaşıyoruz. Trump’ın kulağını sıyıran kurşun, onu Cumhuriyetçi seçmenin bir kısmı için adeta bir mesihe dönüştürdü. Yaşlanmış ve konuşurken sürekli hata yapan Biden karşısında, yine yaşlı ama çok daha dinç, ama en önemlisi müesses nizamın gayrimeşru yollardan önünü kesmeye çalıştığı bir kurtarıcı vardı. Trump ve kampanyası suikast girişiminden sonra bu seçimi kazanacaklarına artık emindiler.
Bu inançla Trump, merkezdeki seçmene seslenmek yerine, kendi gittiği yolu daha da güçlendirmek istedi. Nasıl olsa yaşlı Biden’a karşı kazanacaktı. Kazanmışken büyük kazanmak gerekmez miydi? Devrim kapıdaydı. Başkan yardımcısı olarak seçtiği, geçen hafta üzerine yazdığım J.D. Vance tam da Trump’ın açtığı yoldan yürüyecek, o yolu genişletecek bir yol arkadaşıydı. Evet, belki radikal-sağ ve büyük sermaye karşıtı popülist görüşlerinden dolayı bazılarını rahatsız edebilirdi. Ama Pence gibi gelenekten gelen sıkıcı bir Cumhuriyetçi yerine, bir zamanlar Trump’a “halkın afyonu” demiş olsa bile Vance gibi bir köktenci, hele iyi eğitimli, ağzı laf yapan bir sağ radikal, Trump’ın tarihsel iddiasını güçlendirecekti.
İşte tam bu aşamada Biden yarıştan çekildi ve yardımcısı Kamala Harris’i başkan adayı olarak desteklediğini ilan etti. Harris Demokrat Parti’nin başkan adayı olursa, ki bu artık neredeyse kesinleşti, Trump’ın kurduğu oyun büyük oranda boşa düşecek. Hatta düştü. Trump Biden-Harris adaylığına karşı kendi stratejisini kurmuşken, şimdi Harris, seçeceği başkan yardımcısı ile, Trump-Vance adaylığına karşı yeni bir strateji kuracak.
Kim bu Kamala?
Kamala Harris’in Trump’a karşı avantaj ve dezavantajlarını sıralamadan önce onu biraz tanıyalım:
Bugün 59 yaşında olan Kamala San Francisco Körfezi’nde doğmuş büyümüş, kariyerini burada başlamış ve geliştirmiş bir siyasetçi. Akademik bir göçmen ailenin çocuğu. Annesi Shyamala Gopalan Madras doğumlu, yüksek bir kasttan gelen Hint bir bilim insanı. Berkeley’de biyomedikal alanında doktora yapmış, daha sonra onun da hayatını genç yaşta alan kanser üzerine çalışmış. Babası ise Jamaikalı bir siyah olan Donald Harris. Harris bilinen bir iktisat profesörü. Yıllar boyu benim de öğretim üyesi olduğum Stanford Üniversitesi’nde hocalık yapmış. O hala sağ. Kamala’nın annesi ve babası o çocukken boşanıyorlar. Kamala ve kız kardeşi Maya’yı annesi yetiştiriyor.
Kamala bir süre Montreal’de yaşıyor. Annesi McGill’de araştırmacı olarak bulunuyor. (Şaka maka derken benim ve Kamala arasında tuhaf bir bağlantı var. Ben de McGill’de yüksek lisans yapmıştım! Neyse ciddi olalım). Baba tarafından siyah, anne tarafından Hint Kamala daha çok siyahların gittiği Washington’daki Howard Üniversitesi’nde (Türkiye’de bazen Harvard ile karıştırılır) siyaset bilimi okuyor. Arkasından San Francisco’ya geri dönüyor ve Kaliforniya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk tahsil ediyor.
1990-2017 arasında Kaliforniya’da parlak bir hukuk kariyeri var. Seçimle bölge savcılığına, arkasından San Francisco başsavcılığına, 2011’de ise Kaliforniya eyaleti başsavcılığına kadar yükseliyor. Seçimle kazanılan bu pozisyonu aslında 60 milyonluk Kaliforniya’nın adalet bakanlığı gibi düşünmek gerekiyor.
Savcılığı zamanında önemli reformlara imza atıyor. Savcılığın ilk bölümünde oldukça solda görülüyor. İdam cezasına karşı kuvvetli bir duruş sergiliyor. Suçluların topluma kazandırılması için farklı reform paketleri hazırlıyor. Yine Silikon Vadisi’nin büyük şirketlerinin özel hayatla ilgili bilgileri korumalarına yönelik bu şirketleri oldukça zorlayan bazı sınırlamalara imza atıyor. Bazıları Harris’i fazla solda görürken, aynı Harris soldan, özellikle kariyerinin bir aşamasında suç oranını düşürmek için aldığı sert tedbirlerden dolayı da ciddi eleştiriler alıyor.
Bu süreçte Demokrat Parti’nin efsane ismi Nancy Pelosi ile yakınlaşıyor. Biz 2011’de Doğu Yakası'ndan San Francisco Körfezi’ne taşındığımızda Harris Kaliforniya başsavcısı/adalet bakanıydı. 2017’de ise Senato’ya seçildi. O seçimlerde çok büyük bir oy almıştı. O günlerde Harris’in Reagan’dan sonra Kaliforniya’dan çıkacak bir başkan olacağı konuşulmaya başlanmıştı bile.
Harris Senato’da sert mizacı ile öne çıktı. Trump’ın Anayasa Mahkemesi adaylığına seçtirdiği Brett Kavanaugh’u özel oturumda toplumsal cinsiyet hakları konusunda nasıl “silkelediği” hala akıllarda.
Harris 2020 başkanlık seçimlerinde aday adayı oldu. Pelosi’nin desteğini almıştı ama tabii bu yetmedi. Sonunda ön seçimlerde çok sert eleştirdiği Joe Biden’ın başkan yardımcısı oldu ve seçildi.
Harris o günden beri kayıplardaydı. Başkan yardımcısı olarak öne çıkmadı, çıkartılmadı, çıkamadı... Bilmiyorum. Adeta onu unuttuk. Joe Biden tarafından sınır güvenliği, yüksek mahkeme ya da kürtaj hakkı konusunda bazı inisiyatiflerin başına geçirildi ama genel itibari ile Biden’ın arkasında saklandı. O kadar ki, son dönemde Biden’ın adaylıktan çekileceği tartışmaları içinde doğal olarak gündeme gelmesi gereken Harris ismi ancak son iki üç haftada güçlü şekilde ortalıkta dolanmaya başladı.
Kamala Harris avantajlı mı?
Joe Biden çekilip Harris’i desteklediğini açıklayınca, herkes Harris üzerine konuşmaya, yazmaya, çizmeye koyuldu. O da bu desteği kabul etti ve kampanyasına Trump’a çok sert saldırdığı Wisconsin’de start verdi. Bu arada iki üç gün içinde Demokrat Parti tabanından 100 milyon dolarlık rekor bir seçim bağışına tanık olduk. Biden’ın onurlu bir şekilde çekilip, Harris’in aday olması, parti tabanında büyük bir heyecan ve mobilizasyon yaratmışa benziyor.
Evet, bir anda öne çıkan Harris'in önemli avantajları var. Birkaç örnek verelim. Biden’in çekilmesi ile Trump bir anda ABD seçimlerine giren en yaşlı aday olarak ortada kaldı. Halbuki Trump kampanyasının ciddi bir kümesi Biden’ın yaşlılığı üzerine kurulmuştu.
Yine Biden’ın çekilmesi ile Trump yeniyi değil eskiyi, geçmişi simgeleyen bir aday oluverdi. Dört yıl boyunca Biden’ın arkasında saklanmış, çok da görünür olmamış Kamala Harris profili çok da bilinmiyor dedik. Yani aslında Harris hem biliniyor (başkan yardımcısı), hem bilinmiyor (çünkü seçildiğinden beri üç buçuk senedir ortada yok). Bu Harris için avantaja dönüştürülebilecek bir durum. Harris şimdi topluma kendini anlatacak. Bir anlamda kendi hikayesini kuracak. Bunun için zaman az olsa bile, sosyal medyayı çok iyi kullanabileceğini gösteren Kamala Harris bunu başarabilir.
59 yaşında olmasına rağmen, Biden-Trump yarışında birden “genç” aday olarak ortaya çıktı. Bu seçimde Biden’ın partiden uzaklaştırdığı gençleri partiye ve sandıklara yeniden taşıyabilir. Aynı şekilde siyah, Asyalı, Hispanik ve hatta Biden’ın İsrail’e koşulsuz desteğinden dolayı DP’den uzaklaşmış Müslüman seçmenler de Harris’e yönelebilir. Müslüman seçmen özellikle en kritik eyaletlerden birinde, Michigan’da kayda değer bir oy oranına sahip.
Harris başkan yardımcısı olarak kimi seçecek göreceğiz. Pennsylvania valiliğinde yeni yıldızlaşan Josh Shapiro’dan Arizona senatörü akil insan Mark Kelly’ye (benim en çok beğendiğim Amerikalı siyasetçilerden biri) kadar birçok isim konuşuluyor. Kim olursa olsun, Trump’ın seçtiği 39 yaşındaki aşırı sağcı J.D. Vance bir anda çok marjinal, uçuk bir başkan yardımcısı olarak ortada kalabilir. Trump’ın olur da darülbekaya intikali halinde bu köktenci oportünist ama tecrübesiz adamın ABD başkanı olma ihtimali aklı az çok başında olan merkez seçmeni korkutabilir.
Harris savcı. Harris’in karşısında birçok suçu mahkemece sabitlenmiş bir adam olacak. Tabii bu konuda Kamala’nın dikkat etmesi gerekiyor. Trump’ın narsisist kişiliğine karşı, onun eski bir savcı olarak “üstten bakışı" seçmeni çok rahatsız etmeyebilir. Ama bu işler belli olmaz.
Kürtaj meselesi bu seçimin belirleyenlerinden biri olacak. Kamala kesinlikle genç kadın seçmenleri arkasına alacaktır. Karşısında tacizciliği mahkemece sabit bir başkan adayı ve onun yanında kürtaja karşı, hatta belki bu karşıtlığını Katolikliğe geçerek doktrinleştirmiş ve ailenin yıkılmaması için kadına şiddeti açıkça meşru gören bir başkan yardımcısı olacak.
Başka avantajlar da sayılabilir. Mesela Biden’ın çekilmesi ile Trump’a karşı suikast girişiminin tuhaf bir şekilde hızla gündemden düşmesi, Trump kampanyasının bu dramatik olayı yeterince kullanmasını engelliyor olması ilginç bir konu.
Kamala’nın dezavantajları
En başta Kamala’nın kendini anlatması, toplumda onun hakkında net bir fikrin oluşması için zaman sınırlı. Daha önemlisi, Kamala’nın siyasi görüşleri, ideolojik tutumu net değil. Joe Biden’ın ABD işçi sınıfı ile bağlantısı onun en önemli gücüydü. Obama gençlerle, kadınlarla ve azınlıklarla geldi. Kamala’nın ne ideolojik ne tabansal net bir karşılığı var. Daha çok taktik hamlelerle ilerlemiş bir siyasetçi izlenimi veriyor. Türkiye tabiri ile bir “davası” yok. Trump kampanyası onu aşırı solda gösterecek. Bu bir avantaj olabilir aslında. Cesur, solda olmaktan çekinmeyen, siyah ve çok parlak bir kariyere sahip bir kadın başkan adayı. Ama ideolojik pozisyonunu gerçekten benimser ve içselleştirirse bu anlamlı olabilir. Henüz burada bir netlik göremiyoruz.
Malum ABD seçim sistemi çok arkaik. Çoğunluk sağlamanız yetmiyor. Seçimi almanız için bazı anahtar eyaletlerde avantaj sağlamanız da gerekiyor. Orta Batı’daki Michigan, Pennsylvania, Wisconsin, güneyde Georgia, Arizona, Nevada gibi eyaletlerin en az yarısında Demokratlar'ın avantajlı çıkmaları gerekiyor ki başkanı seçen ve eyaletleri temsilen gelen 270 kişilik heyette çoğunluk kazansınlar. Bu hiç kolay değil. Güneydeki eyaletler sınır ve göçmen krizinden dolayı Demokratlar'a çok mesafeliydi. Orta Batı'daki eyaletlerde ise Biden’ın bazı yerlerde başarılı sonuçlar doğuran ekonomik reformları yeni yeni kendini hissettiriyor.
ความคิดเห็น