Bardella Profili: Avrupa'da gençler neden sağa kayıyor?
- mutlunecmettin
- 21 Haz 2024
- 4 dakikada okunur
Gençler neden sağa kayıyor? Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrası analizlerde en sık sorulan sorulardan biri de bu. Bir iki jenereasyon önce solun sosyal adalet ve cinsel devrim bayraklarını taşıyan gençlik bugün neden göç karşıtı, muhafazakar, popülist sağa meylediyor?
Beş yıl önceki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde gençlerin Yeşiller’e desteği, çevreyle ilgili, kozmopolit, özgürlükçü yeni nesillerin Avrupa siyaset sahnesinde gittikçe daha fazla nüfuz sahibi olacakları şeklinde yorumlanıyordu. Ay başında yapılan son AP seçimleri ise farklı bir gençlik imajı sundu.
AP seçimlerinin ulusal siyasete en net ve direkt etki gösterdiği ülke olan Fransa’da oyların demografik dökümü çarpıcı bir tablo ortaya çıkardı: 18-34 yaş arası Fransız seçmenin yüzde 32’si, 28 yaşındaki Jordan Bardella liderliğindeki göç karşıtı, ulusal muhafazakar, aşırı sağcı Ulusal Birlik’e (RN) oy verdi.
Bu oran soldaki Boyun Eğmeyen Fransa için yüzde 20, Sosyalist Parti için yüzde 10, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un liberal Rönesans Partisi için yüzde 5 oldu.
Şeytandan arındırılmış prezantabl parti
Le Pen hanedanının 1970’lerde Ulusal Cephe adıyla kurulan partisi, son yıllarda sürdürdüğü yükselişi bu AP seçimlerinde zirveye çıkardı ve yüzde 31.4 oy aldı. Aşırı sağcı partinin bu görülmemiş başarısında, gençliğe ve daha geniş kitlelere hitap edebilmek için “Z jenerasyonundan”, İtalya göçmeni kökenli bir temsilciyi parlatması etkili oldu.
Partinin şatoda yaşayan 96 yaşındaki eski lideri Jean-Marie Le Pen ile, CV’sinde Paris’in bir banliyösünde geçen çocukluğunun altı özenle çizilen Bardella arasındaki -ve bu iki liderin hitap ettiği kesim arasındaki- fark daha net olamazdı.
2022’de Ulusal Birlik başkanı olan Jordan Bardella’nın, partiyi baba Le Pen’in ırkçı, Yahudi karşıtı söylemlerinden arındırma projesi için özellikle seçildiği anlaşılıyor (Fransızlar buna Ulusal Birlik’in şeytandan arındırılması süreci diyor). Babasını partiden uzaklaştırarak bu süreci başlatan Marine Le Pen’in, daha prezantabl bir parti imajı çizmek amacıyla Bardella’yı himayesi altına aldığı konusunda görüş birliği hakim.
Bardella, partinin Le Pen soyadını taşımayan ilk lideri. 30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde yapılacak seçimler sonrası da Fransa’da Vichy rejiminden bu yana aşırı sağcı ilk başbakan olabilir. Birçok genç için başlıca haber kaynağı ve siyasetle haşır neşir oldukları yegane alan haline gelen sosyal medya Bardella’nın en büyük silahı. TikTok’ta 1.6 milyon takipçisi var. Milyonlarca kez izlenen videolarında özellikle gençlere “Oy verin, çevrenize de verdirin” diyor, hayranlarıyla selfie’ler çekiyor, partiye yeni üye olanlara imzalı fotoğrafını hediye ediyor.
Aşırı sağın sosyal medyayı kullanma şekli ve sosyal medya platformlarının algoritmalarının daha ziyade aşırı sağın başvurduğu iddialı, etkileşim çeken içerikleri güçlendirmesi genç seçmen üzerindeki başarılarında etkili.
Bardella da bu sosyal medya etkisini kabul ediyor: “Sosyal ağlara çok yatırım yaptık. Gençlere seslenmenin yolu bu. Gençleri politize etmeye çalışıyorum.”
Bardella’cı gençlere karşı “Merdella” gençliği
1980’lerden beri solcu gençliğin tekrarladığı aşırı sağ karşıtı “Gençlik Ulusal Cephe’yi ***” (La jeunesse emmerde le Front National) nakaratı, Bardella etkisiyle bugün tersine mi dönüyor? Gençlik Bardella’yı iktidara mı taşıyor?
“Bardella jenerasyonunun” karşısında, aşırı sağın yıldızına “dışkı” yakıştırmasıyla “Merdella” diyen gençler var.
Paris’in Cumhuriyet Meydanı (Place de la Republique) AP seçimlerinden sonra hemen her gün aşırı sağa karşı gösteri yapan gençlerle doluyor. Meydanın ortasında, elinde insan hakları beyannamesini tutan Marianne heykeline her gün “Merdella” yazıları, Ulusal Birlik ve faşizm karşıtı sloganlar yazılıyor.
AP seçimleri ve Macron’un Fransa’da erken genel seçim ilan etmesinden birkaç gün sonra aşırı sağa karşı bu meydana gelen gelen göstericiler “Gençlik Bardella’ya ait değil” mesajını veriyor.
1980’lerin punk şarkısı “Gençlik Ulusal Cephe’yi ***” (La jeunesse emmerde le Front National) meydanda hâlâ coşkuyla söyleniyor.
“Hepimiz antifaşistiz” sloganı alkışlarla tekrarlanıyor.
Meydanda konuştuğumuz göstericiler ağırlıkla, aşırı sağın karşısındaki herhangi birine oy vermeyi tercih edeceklerini söylüyor. Soldaki birlik çabaları da genel olarak hevesle karşılanıyor.
Ellerinde, 19. yüzyılın sonundaki devrimci Paris Komünü’ne atıfla “Komün, 2. Perde” yazılı bir karton tutan iki öğrenci, “Tüm gençliğin Bardella’nın yanında olmadığını göstermek için buraya geldik” diyor.
Bas isimli genç “Sol cephenin hâlâ hayatta olduğunu göstermek istiyoruz. Fransa’da ve Avrupa’da aşırı sağın yükselişini frenlemek zorundayız. Bu çok korkutucu. Gelecekten korkuyoruz” diyor.
Onu başıyla onaylayarak dinleyen Alexandra da Bardella’nın başbakan olması halinde “Fransa’da hümanizmin ve tüm hakların çöküş yaşayacağını” söylüyor ve o da endişeyle “Bu korkunç olur” demekten geri duramıyor.
“İktidar olurlarsa halk sokağa dökülür”
Gösteri için meydana gelse de korkuya pek de mahal olmadığını düşünenler de var. 20’lerinin sonlarındaki Cezayir asıllı Yasin, Bardella’nın Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki başarısını genel seçimlerde tekrarlayabileceğine inanmıyor. Halkın antifaşist reflekslerine güvendiğini söylüyor: “Üstelik seçilse bile bu ülkede ifade özgürlüğü var. Görüyorsunuz şimdi bile bu meydanlar doluyor. Olur da Ulusal Birlik iktidara gelirse bile istedikleri her şeyi yapamazlar, insanlar sokaklara dökülür.”
Askeri okulda okuduğu için ismini vermek istemeyen bir genç de aşırı sağı iktidara getirmemek için hiç hoşlanmasa da Macron’un partisine bile oy vermeyi tercih edeceğini söylüyor.
Macron’un basında “kumar” diye nitelenen erken seçim kararı da sıklıkla bu “koz” ile açıklanıyor. Seçmen kendisinden bıkmış olsa da ülkenin yönetimini aşırı sağa vermek istemeyeceğini hesapladığı yorumu sık duyuluyor.
Genel seçimlere katılımın AP seçimlerine kıyasla daha yüksek olması beklentisi, ayrıca iki turlu seçim sisteminin aşırı sağı dezavantajlı konuma sokabileceği görüşü de oldukça yaygın.
10 gençten sadece 3’ü oy veriyor
Şimdiki gençler sağcı mı solcu mu tartışmasında unutulmaması gereken başka bir unsuru, Sciences Po Üniversitesi Siyasi Araştırmalar Merkezi yöneticisi Anne Muxel vurguluyor: Gençler arasında seçimlere ve siyasete ilginin düşüklüğü.
Le Monde gazetesine konuşan Muxel “Her 10 gençten sadece 3’ü sandık başına gidiyor. Yani gençlerin hepsi Ulusal Birlik’e oy vermiyor” diyor. Ancak o da Jordan Bardella’nın genç seçmen tercihlerinde önde olmasının “anlamlı” olduğunu teslim ediyor.
Gençlerin popülist, muhafazakar sağa yönelmesi ile mutsuzluk arasında bağ kuranlar da var. 2024 Dünya Mutluluk Raporu, Batı’da gençlerin ortalama mutluluk seviyesinin düşüşte olduğunu, 1980’den sonra doğanların 1965’ten önce doğanlara kıyasla daha mutsuz olduğunu gösteriyordu.
Pandemi, Ukrayna’daki savaş ve etkileri, iş güvencesizliği ve hayat pahalılığındaki artış gibi faktörler Avrupa’da gençlerin mutsuzluğunda etkili görülüyor.
Sol birleşti
İdeolojik bağlılıkları önceki nesillere göre daha gevşek olan gençlerin, sorunlara sosyal medya post’larında özetlenebilen basit çözüm vaatleri sunan tarafa ilgi duyması bir yorum olabilir. Ancak merkez ve solun çözümden uzak olması da bu yoruma eklenmeli.
Fransa solu şimdi aşırı sağ tehdidine karşı birleşme adımları atıyor. Ülkenin en büyük sol partileri, Sosyalistler, Komünistler, Yeşiller ve “aşırı sol” diye tanımlanan Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) “Yeni Halk Cephesi” adıyla seçime birlikte girme kararı aldı.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde üçüncü parti olan Sosyalistlerin liste başı Raphael Glucksmann, Cumhurbaşkanı Macron’un “sorumsuzca cehennemin kapılarını açması” üzerine aşırı sağın iktidarı ele geçirmesini önlemenin elzem olduğunu, bunun için birleştiklerini açıkladı. Soldaki bu birlik aşırı sağa karşı etkili bir baraj oluşturabilecek mi, gençleri yeniden umudu solda aramaya çekebilecek mi diye görmek açısından Fransa seçimleri bir siyaset laboratuvarı olacak.
Kommentare