AfD ve BSW, hükümetin göç ve Ukrayna politikasını eleştirerek puan topluyor
- mutlunecmettin
- 1 Eyl 2024
- 3 dakikada okunur
AfD ve BSW, hükümetin göç ve Ukrayna politikasını eleştiriyor
Thüringen ve Saksonya'da yükselişte olan AfD ve BSW, hükümetin göç ve Ukrayna politikasını eleştirerek puan topluyor. Sahra Wagenknecht liderliğindeki BSW, Avrupa ve ABD'nin Ukrayna'ya silah yardımı yapılmasını eleştiriyor ve Rusya'nın Avrupa'nın güvenlik mimarisine dahil edilmesini ve bu ülke ile ticaret yapılmasını istiyor. AfD'de benzer şekilde Almanya'nın Ukrayna'ya silah yardımı yapmasını eleştiriyor ve Rusya ile ticaretin yeniden canlandırılmasını ve yoğunlaştırılmasını talep ediyor.
İki partinin milletvekilleri, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy'nin haziranda Federal Mecliste yaptığı konuşmayı protesto etmişti. Bu tutum, Soğuk Savaş döneminde Rusya'nın etkisi altında olan Thüringen ve Saksonya gibi eski Doğu Almanya (DDR) topraklarında yer alan eyaletlerdeki kişilerden destek buluyor.
Göç politikasında da iki parti benzer taleplerde bulunuyor
BSW, düzensiz göçün durdurulmasını ve suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesini talep ederken AfD de sığınmacıların sosyal sistemden faydalanmasının sınırlandırılmasını ve düzensiz göçün Yabancılar Yasası'nın katı şekilde uygulanarak sonlandırılmasını istiyor. Bu talepler, toplumsal değişime çok fazla açık olmayan ülkenin doğu eyaletlerinde ilgi görüyor.
Öte yandan AfD ve BSW, ülkenin doğusunda kendilerine değer verilmediği ve kendilerinin yeterli düzeyde temsil edilmediği hissiyatı taşıyan insanları temsil ettiklerini savunarak puan topluyor. Haziranda düzenlenen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AfD'nin ve BSW'nin doğu eyaletlerinde yüksek oy alması hatta AfD'nin doğu eyaletlerin tümünde birinci olması, 1990'da iki Almanya'nın birleşmesinden önceki ülkenin "Doğu ve Batı" olarak bölündüğü tabloyu ortaya çıkardı.
Yani doğuda AfD'nin, batı eyaletlerinde de özellikle muhafazakar CDU/CSU'nun ve diğer partilerin güçlü olduğu bir durum söz konusu. AfD ve BSW’nin özellikle kırsal kesimde oy aldığı görülüyor. Ülkedeki bu eğilimin bir sonraki genel seçimlerde de sürmesi bekleniyor. Bu durum Berlin Duvarı'nın yıkılışının 35'inci, iki Almanya'nın birleşmesinin 34'üncü yılında Alman halkının hala tam olarak birleşemediğini gösteriyor.
FRANSA SEÇİMİNDEKİ SENARYO TEKRARLANABİLİR
Eyaletlerde hükümetlerin kurulması zor olacak
AfD’nin anketlerin öngördüğü gibi iki eyaletten birinde en fazla oyu alması durumunda bu parti ilk kez bir eyalet parlamentosunda en fazla sandalyeye sahip olacak. AfD, mecliste sandalye sayısının 3'te 1'ne ulaşması durumunda birçok kararı bloke edebilme fırsatı ve siyaseti çok daha fazla etkileme şansı bulacak. Bu durumda ayrıca yargıda hakim ve savcıların atamalarını AfD'nin bloke etmesinden endişe duyuluyor.
Diğer taraftan iki eyalette de diğer partilerin AfD ile kesin şekilde işbirliği yapmayacaklarını açıklamalarından dolayı eyaletlerde hükümet kurulması da zorlaşacak. CDU'nun, Sol Parti ile de koalisyon yapmayacağına ilişkin kararı dikkati çekerken Sol Parti de AfD ile koalisyon kurmayacağını açıkladı.
Böylelikle eyalet meclislerinde çoğunluğun sağlanması için CDU'nun BSW ile koalisyon kurması gerekecek. Sol Partiden ayrılanların yer aldığı BSW'ye çok fazla sıcak bakmayan ve federal düzeyde bu parti ile işbirliğine gitmeyeceğini açıklayan CDU yönetimi ülkenin doğusundaki koşulları göz önünde bulundurarak yerel düzeyde BSW ile koalisyona yeşil ışık yaktı. Thüringen ve Saksonya'da AfD'nin iktidarın bir parçası olmasının önlenmesi için de başka şans bulunmuyor. Ancak CDU ve BSW'nin anlaşıp anlaşamayacağı seçimlerden sonra ortaya çıkacak.
Geçmiş seçimleri hükümetin sonunu getirmişti
Geçmişte eyalet seçimlerinde alınan sonuçlar, ülkede federal hükümetin sonunu getirmişti. 2005’te federal hükümette yer alan SPD ve Yeşiller, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yenilgiye uğramasının ardından dönemin Başbakanı Gerhard Schröder erken seçime gitmek istediğini belirterek meclisten güvenoyu istedi. Schröder'in güvenoyu alamamasının ardından erken seçime gidildi. Düzenlenen genel seçimlerde Schröder iktidarı kaybetti ve seçimlerden galip çıkan CDU Genel Başkanı Angela Merkel başbakan oldu. Merkel de 2018'de Hessen eyaletinde yapılan seçimlerde partisi CDU'nun ciddi oy kaybetmesinin ardından bir kez daha CDU Genel Başkanlığı ve genel seçimde başbakanlık için aday olmayacağını açıkladı.
2021'de yapılan genel seçimlerde yeniden aday olmayan dönemin Başbakanı Merkel'in 16 yıllık iktidarı son buldu. Geçmişte yaşanan bu tecrübeler, Saksonya ve Thüringen'de yarın yapılacak seçimleri önemli kılıyor. İki eyaletteki seçimlerde SPD ile iktidar ortakları Yeşiller ve FDP’nin oy kaybı yaşaması durumunda Başbakan Scholz'un selefleri gibi hükümetin fişini çekip çekmeyeceği merak konusu.
コメント