ABD Seçimlerinde 3.İhtimal
- mutlunecmettin
- 15 Haz 2024
- 4 dakikada okunur

ABD’de 1912’den beri ilk kez bir eski başkan mevcut başkanın karşısına çıkacak. Adayları herkesin çok iyi tanımasına rağmen seçmenin yüzde 12’si henüz kararını vermiş değil. Başa baş yarışın kaderi kararsız seçmenin elinde olabilir. 2000’den önceki altı seçimde kazananlar ortalama dokuz puan fark atmıştı. 2000 yılından beri ortalama fark üç puana indi. Ama bugünkü seçimlerin ne kadar yakın geçtiğini anlatmakta bu rakam bile yetersiz kalıyor. Kasımda sadece altı eyalette rekabet yaşanacak. Son seçimde 160 milyon Amerikalı sandığa gitmiş ancak Joe Biden kritik eyalet Wisconsin’i 20 bin oyla, yani toplam oyların yüzde 0.013’ü ile kazanmıştı. Yarış bu kadar yakın olunca çok küçük farklar bile dünyayı değiştirecek sonuçlar getirebiliyor.
Bu yüzden seçimde ibre birçok sebepten dolayı Başkan Biden’a veya Donald Trump’a dönüverebilir. Ekonomi, sınır ve kürtaj gibi belli meseleler var. Seçime katılım oranı, ikna faaliyetleri, bağışçılar ve gönüllüler gibi etkenler de söz konusu. Ama bu seçimde üç büyük belirsizlik etkili olacak.
Kennedy rekor kırabilir mi?
İlki, iki partinin dışında kalanların rolü. Birçok Amerikalı iki partiyi de biraz tuhaf buluyor. Teoride bu iki başlılığı kırmak harika olur.
Bu yılki seçimlerde iki parti dışındaki isimlerden biri Jill Stein. Çevreci Stein’in Amerika’ya muhtemelen tek katkısı 2016’da Trump’ın zaferine yol vererek başkanın Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesini kolaylaştırmak olmuştu. Bir diğer isimse Biden ile Trump arasında fazla fark bulunmadığını düşünen sol görüşlü profesör Cornel West. Bir de Robert Kennedy Junior var.
İki büyük parti mevcut sistemi sürdürmekte kararlı. Ralph Nader’ın Florida’da George W. Bush’a avantaj getirmeye yetecek kadar oy aldığı 2000 yılından beri partiler başkanlık seçimindeki oy pusulasında kimlerin yer alabileceğine dair kuralları sıkılaştırdı. Stein ve West her ne kadar Biden’a zarar verme ihtimalleri olsa da her eyalette yarışabilecek gibi görünmüyor. Kennedy’nin durumu ise farklı. Dışarıdan adayları da içeren anketlere göre yüzde 12 oy alıyor. Bu da çoğu eyalette pusulada yer alması için yetecek imzayı toplayacağı anlamına geliyor. Anketlerdeki rakamlar kasımdaki seçime yansırsa, 1992’deki Ross Perot’tan bu yana iki partiden de olmayıp en yüksek oy alan isim olabilir.
Kennedy’nin kimden daha fazla oy çalacağını kesin olarak bilmek zor. Soyadı Demokratlara cazip gelebilir gibi görünse de Cumhuriyetçiler tarafından daha çok tutuluyor. Çevreciliği ve aşı şüpheciliği sebebiyle sol ile sağın karışımı gibi. En büyük destekçisi ise yıkıcılığın özü itibarıyla iyi olduğunu düşünen Silikon Vadisi tayfası. Tüm bunlar Kennedy’nin Trump zaferine katkı vereceği bir senaryoyu rahatsız edici derecede olası gösteriyor.
Cumhuriyetçiler “sabıkalı başkan” istemiyor
Bu seçimlere özgü ikinci büyük belirsizlik ise Trump duruşmaları. Yüksek Mahkeme bu hafta Colorado eyaleti aleyhindeki 9-0’lık kararıyla seçime karışmayacağına dair net bir sinyal vermiş oldu. Dolayısıyla Trump’ın ismi her oy pusulasında yer alacak. Son iki yıldır seçimden önce hapse gireceği, hatta yeniden seçilmesi halinde ülkeyi hücresinden yöneteceği yönünde spekülasyonlar var. Öyle olmayacak. Temyizler de düşünülünce aleyhindeki davaların büyük bölümü 5 Kasım’a kadar karara bağlanmayacak. Hüküm çıkması en muhtemel dava ise en önemsiz olanı: Trump 2016 yılında porno yıldızı Stormy Daniels’a sessiz kalması için para verip bunu hukuki masraf olarak göstermekle suçlanıyor.
Ancak duruşmalar yine de önemli. Economist/YouGov anketlerimize göre Cumhuriyetçi seçmenin üçte biri adayın “sabıkalı” olmasını istenmeyen bir özellik olarak görüyor. Negatif taraflılık, yani sizin taraf ne yaparsa yapsın karşının çok daha kötü olduğu kanaati, geçmişte Trump’a oy verenlerin büyük çoğunluğunun yine aynı şeyi yapacağı anlamına geliyor. Ancak 6 Ocak 2021’deki Kongre Baskını’ndaki rolüne ilişkin duruşma bittiğinde, tam da kararsız seçmenin karar vereceği günlerde, ilk Trump döneminin nasıl bittiği sürekli hatırlatılacak. Çoğu Cumhuriyetçi seçmenin Trump’a yönelik suçlamalara mazeret ve gerekçe bulacağı doğru. Yine de duruşmalar aleyhine işleyecek.
Üçüncü belirsizlik ise adayların yaşı konusunda. Biden ve Trump kayıtlara geçmiş en yaşlı iki aday olacak. Dolayısıyla kibar ifadesiyle “sağlık sorunu” ihtimali normalden daha yüksek. Cumhuriyetçiler cephesinde Trump’ın herhangi bir siyasi varisi görünmüyor. Kampanya amirini partinin operasyon direktörü, gelinini ise onunla birlikte eşbaşkan olarak atayacak. Bu oldukça kırılgan bir güç yapısı. Parti içindeki hakimiyeti öyle güçlü ki başkan olamaması halinde kargaşa yaşanır.
Demokratlar cephesinde ise Biden’ın yaşı sebebiyle seçimi kazanıp kazanamayacağına dair tartışma sürüyor. Ekonominin güçlü gidişatı düşünülünce anket sonuçları tuhaf şekilde düşük. Beyaz Saray buna cevaben anketlerin yanlış olduğunu ve seçmenin ilgisi arttıkça başkanın talihinin değişeceğini söylüyor. Belki de öyledir. Ama Amerikalıların yüzde 85’i, Demokratların ise yüzde 70’i Biden’ı bir dönem daha başkanlık yapamayacak kadar yaşlı görüyor. Bu görüşün değişmesi zor.
Trump’ın alternatifi yok ama Biden’ın var
Biden ağustosta partinin adayı belli olmadan önce çekişmeli eyaletlerde geride görünmeye devam ederse lehindeki en büyük argümanı, yani ikinci Trump dönemine karşı en iyi engel olduğu iddiasını savunmak zorlaşacak. Ancak o gün Biden’ın yerine başka birini tayin etmek de riskli olur ve kaos getirebilir. Biden’ın kendi isteğiyle kenara çekilmesi de mümkün ama olası görünmüyor. Başkan yardımcısı ve olası halefi Kamala Harris ise daha da zayıf bir aday olur.
Demokratlar için sorunu aşmanın yollarından biri parti meclisini bir nevi yetenek yarışmasına dönüştürmek olabilir. Ama bu durumda da adayların aktivist katılımcılara hoş görünmek için sola kayma riski var. Partinin önde gelen isimleri için bir diğer seçenek ise Michigan’dan Gretchen Whitmer gibi genç bir valiye veya Georgia’dan Senatör Raphael Warnock gibi karizmatik hatiplere yönelmek olabilir. Böyle bir durumda Trump’ın 6 Ocak duruşması sürerken medyanın yoğun ilgisi altında kampanya yürütmek için iki ay süreleri olur.
2024 seçimlerinin Biden ile Trump arasında geçmesi kaçınılmaz görünüyor olabilir. Ama bu seçime özgü tuhaflıklar göz önüne alınınca, sandığınızdan bile büyük belirsizlikler olası.
Commentaires