7
- mutlunecmettin
- 7 Tem
- 9 dakikada okunur
FBI dosyaya noktayı koydu: Epstein intihar etti, müşteri listesi bulamadık
Trump yönetimi, Jeffrey Epstein’ın şantaj ağı ve cinayet iddialarına dair “kanıt yok” dedi. Adalet Bakanlığı, yayınladığı görüntülerle Epstein’ın intihar ettiğini savundu
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump döneminde Adalet Bakanlığı ve FBI, Jeffrey Epstein’ın güçlü isimleri şantajla sindirdiğine, bir ‘müşteri listesi’ tuttuğuna ya da öldürüldüğüne dair hiçbir kanıt bulunmadığını açıkladı. Axios’un ulaştığı iki sayfalık bir rapora göre, Manhattan’daki hapishanede 2019’da ölen Epstein’ın ölümüne ilişkin de yeni görüntüler yayımlandı. Söz konusu video, tıbbi muayene raporunun işaret ettiği gibi Epstein’ın intihar ettiğini destekliyor.
Neden önemli? Bu bulgular, Trump yönetiminin ilk kez Epstein’ın faaliyetleri ve ölümü hakkındaki komplo teorilerine resmi olarak karşı çıktığını gösteriyor. Söz konusu teoriler, Trump’ın FBI’ın başına getirdiği iki üst düzey yetkili tarafından bile geçmişte dile getirilmişti.
Trump döneminde FBI Direktörü olan Kash Patel ve Yardımcısı Dan Bongino, sosyal medya influencer’ı oldukları dönemde Epstein’ın ölümünün ardında karanlık bir plan olduğunu öne sürmüştü. Ancak her iki isim de daha sonra Epstein’ın intihar ettiğini kabul etti. Buna rağmen, özellikle sağ çevrelerde Epstein’ın suçlarının hükümet yetkililerini, ünlüleri ve iş dünyasının önde gelen isimlerini kapsadığı ve bu nedenle susturulduğu iddiası güçlü şekilde dolaşmaya devam ediyor.
Raporda, Epstein davasında başka kimsenin suçlanmayacağı belirtiliyor. Bilindiği gibi Epstein’ın yardımcısı Ghislaine Maxwell, çocuk istismarı ve insan kaçakçılığı suçlarından 20 yıl hapis cezası almıştı.
'Kimse Epstein’ın hücresine girmedi'
Rapora göre, FBI uzmanları 9 Ağustos 2019’da saat 22:40’tan, Epstein’ın hücresinde tepkisiz bulunduğu ertesi sabah 06:30’a kadar olan güvenlik kamerası görüntülerini detaylı şekilde inceledi.
Görüntülerde, o gece Epstein’ın tutulduğu bölgeye kimsenin girmediği kaydedildi. Adalet Bakanlığı, videonun hem ham haliyle hem de “geliştirilmiş” versiyonuyla yayımlanacağını açıkladı. FBI, görüntülerin kontrastını artırıp renk dengesini düzenleyerek netlik kazandırdığını belirtti.
Raporda, “Epstein’a ait suçlayıcı bir ‘müşteri listesi’, ünlü isimleri şantajla sindirdiğine dair güvenilir bir delil ya da üçüncü şahıslar hakkında soruşturma başlatılmasına yol açacak herhangi bir bulgu bulunmamıştır” denildi.
MAGA dünyasında hayal kırıklığı
Patel ve Bongino, Trump tarafından göreve getirilmeden önce Epstein hakkında en yüksek sesle komplo teorileri yayan isimlerdi. Ancak hükümetteki görevleri sırasında Epstein’ın öldürüldüğü iddiasına mesafeli yaklaşarak, intihar ettiği tezini savundular. Bongino geçtiğimiz mayısta Fox News’te, “Bütün dosyayı gördüm. O kendi hayatına son verdi” dedi.
Trump yanlısı medya ve bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ise Adalet Bakanlığı’nın Epstein dosyalarını şubat ayında kamuoyuna açıklamasından bu yana memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Açıklanan belgelerin “yeni bir bilgi içermediğini” savunan muhafazakâr isimler, daha fazlasını talep ediyor. Florida Temsilcisi Anna Paulina Luna, “Bu, bizim ya da Amerikan halkının istediği şey değil. Büyük bir hayal kırıklığı,” diyerek tepki gösterdi.
Musk-Trump gerilimi ve Epstein
Geçen ay Elon Musk, Trump ile yaşadığı gerilim sırasında Trump’ı “Epstein belgelerinde yer almakla” suçlamıştı. Trump ise Truth Social’daki paylaşımında, Epstein’ın eski avukatı David Schoen’in “Trump hiçbir suça karışmamıştır” açıklamasına yer verdi. Schoen, daha önce Trump’ın azil davasında da avukatlığını üstlenmişti. Musk ise daha sonra bu iddialarını silerek “Çok ileri gittim” dedi.
Trump, Epstein’la 1990’larda bazı partilere katılmış olsa da 2019’da yaptığı açıklamada, “Epstein’ın hayranı değilim, 15 yıldır konuşmadık,” demiş ve kendisini golf kulüplerinden uzaklaştırdığını söylemişti. Demokratlar ise Trump-Epstein ilişkisinin detaylandırılmasını talep ediyor.
'Daha fazla açıklama olmayacak'
Adalet Bakanlığı ve FBI, Epstein’a dair daha fazla materyalin paylaşılmasının “uygun ve gerekli olmadığını” belirtti. Raporda, mevcut belgelerin çocuk istismarına, mağdurların detaylı ifadelerine ve masum bireyleri yanlış suçlamalara maruz bırakacak bilgilere dair olduğu kaydedildi.
“Bu incelemede söz konusu materyallerin yeniden paylaşılmasını gerektirecek bir durum bulunmadı. Çocuk istismarına ilişkin görüntülerin yayımlanmasına da izin verilmeyecek,” denildi.
İngiltere'nin F-35'i Hindistan'da mahsur kaldı | Mühendisler arızayı bulamadı: Söküp getirin
Kerala eyaletindeki Thiruvananthapuram Havalimanı’na üç hafta önce zorunlu iniş yapan F-35B, teknik arıza nedeniyle kalkış yapamıyor. İngiltere’den gönderilen mühendisler sorunu çözebilmiş değil
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
14 Haziran’da Hint Okyanusu üzerindeki bir sortide kötü hava koşulları nedeniyle Kerala eyaletindeki Thiruvananthapuram Havalimanı’na yönlendirilen F-35B, teknik bir arıza bildirerek İngiliz donanmasına ait HMS Prince of Wales uçak gemisine geri dönemedi.
Dalga konusu oldu
Modern savaş uçağının bu kadar uzun süre yabancı bir ülkede mahsur kalması merak uyandırırken, uçağın Thiruvananthapuram havalimanındaki varlığı sosyal medyada da espri konusu oldu. Kerala muson yağmurları altında park halinde görüntülenen uçak için, turizm broşürlerinde “Tanrı’nın Ülkesi” olarak tanımlanan eyaleti terk etmek istemediği yönünde paylaşımlar yapıldı.
İngiltere Yüksek Komiserliği’nden yapılan açıklamada, “F-35B’yi değerlendirmek ve onarmak üzere Thiruvananthapuram’a mühendis ekibi sevk edildi. Ekip, uçağın taşınması ve tamiri için gerekli özel ekipmanları getirdi” denildi.
110 milyon dolarlık uçağı 6 subay koruyor
Lockheed Martin tarafından üretilen ve 110 milyon dolar değerindeki F-35B, kısa mesafeden kalkış ve dikey iniş kabiliyeti ile biliniyor. Uçak, havalimanında Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne bağlı altı subay tarafından 24 saat esasına göre korunuyor.
Eğer mühendisler uçağı uçuşa elverişli hale getiremezse, F-35B’nin sökülerek bir C-17 Globemaster tipi kargo uçağıyla taşınabileceği belirtiliyor. Konu, İngiltere Parlamentosu’nda da gündeme getirildi.
Rusya: İHA saldırıları nedeniyle 287 uçuş iptal edildi
Ukrayna ordusunun, başkent Moskova dahil Rusya’nın çeşitli şehirlerine İHA’larla düzenlediği saldırılar nedeniyle 287 uçuşun iptal edildiği belirtildi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı’ndan (Rosaviatsiya) yapılan yazılı açıklamada, ülkede önceki günden bu yana devam eden yoğun insansız hava araçları (İHA) saldırılarına ilişkin bilgi verildi. Açıklamada, devam eden saldırılar nedeniyle çok sayıda havalimanında uçuşların iptal edildiği ya da ertelendiği bildirildi.
Başkent Moskova, St. Petersburg ve Nijniy Novgorod’daki havalimanlarında toplam 287 uçuşun iptal edildiği bilgisine yer verilen açıklamada, "Ülkenin çeşitli bölgelerindeki hava sahasının kullanımına ilişkin geçici olarak ortaya çıkan kısıtlamalar ışığında, iç hava taşımacılığına ilişkin gelişmeler izleniyor. Durum yönetilebilir halde" ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: DHA
Netanyahu ve Trump'tan Orta Doğu çıkarması: Suriye ile barış yok, ana konu İran ve Gazze
İsrail medyası, ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun görüşmesindeki detayları yayınladı
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD ziyaretiyle ilgili bilgi sahibi kaynaklar, Netanyahu ile Donald Trump arasındaki görüşmenin ana gündem maddesinin İran meselesine ilişkin yeni adımların belirlenmesi olacağını bildiriyor. Doha’daki müzakereleri ve gelişmeleri Witkoff’un yürüttüğü süreçte, Netanyahu’nun odak noktasının ise İran’ın nükleer programına karşı ortak çabaları sürdürmek olduğu belirtildi.
Suriye ile barış masada yok
Öte yandan, Suriye ile barışın bu ziyaretin ya da önümüzdeki haftaların gündeminde yer almadığı öğrenildi. Doha’daki durumla ilgili olarak ise, müzakerelerin üç ana başlıkta yeniden başlaması bekleniyor: IDF askerlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesi, insani yardımın dağıtımı ve savaşı sona erdirecek mekanizma ya da bu yönde yürütülecek görüşmeler. Hamas, Katar’ın sunduğu önerideki bu başlıkların her birine ilişkin ifadeleri reddetti.
Müzakereler hakkında bilgi sahibi olan Filistinli yetkiliye göre Katar'ın başkenti Doha'da iki ayrı binada yapılan görüşmeler yaklaşık 3,5 saat sürdü.
İsrailli yetkililer, görüşmelerin “yapıcı” olarak tanımlanmasına rağmen, İsrail’in söz konusu üç başlıkta esnekliğinin sınırına ulaştığını dile getirdi. Tel Aviv yönetiminin, halihazırda masada olan güncellenmiş Witkoff çerçevesine Katar’ın önerdiği değişiklikleri kabul ettiğine dikkat çekildi.
Görüşmede neler konuşulacak?
Binyamin Netanyahu, Trump ile yapacağı görüşmenin, daha fazla rehinenin serbest bırakılması ve Gazze'de ateşkes sağlanması için anlaşmaya varılması çabalarının ilerlemesine yardımcı olacağını düşündüğünü söyledi.
Cumartesi akşamı İsrail'de bir kez daha çok sayıda İsrailli sokaklara döküldü ve Netanyahu'ya, rehinelerin serbest bırakılması için anlaşmaya varması çağrısı yaptı.
Ancak Netanyahu'nun kabinesinde Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gibi sertlik yanlısı isimler var.
Bu bakanlar, Hamas tamamen ortadan kaldırılmadan Gazze'deki savaşın noktalanmasına karşı olduklarını bir kez daha dile getirdiler.
Bir kez daha ateşkes anlaşmasına doğru gerçek bir ivme görülüyor ancak İsrail hükümetinin ya da Hamas'ın şu ana dek ortaya koydukları temel koşulların gerisinde kalabilecek bir anlaşmaya hazır olup olmadıkları konusunda belirsizlik var.
Öte yandan her ne kadar kısmi ateşkes ve savaşın bitmesi için çabalar sürse de İsrail kanadı Gazze'deki sivillere yönelik saldırılarına devam ediyor.
Trump: 9 Temmuz'a kadar tarifeler konusunda çoğu ülkeyle anlaşmış olacağız
ABD Başkanı Donald Trump, 9 Temmuz'a kadar birçok ülkeyle tarifeler konusunda anlaşmış olacaklarını belirtti
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, bir havaalanında ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile ABD'nin diğer ülkelere uygulayacağı tarifelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ticaret anlaşmalarıyla ilgili mektupların yaklaşık 12 ila 15 ülkeye gönderileceğini söyleyen Trump, "Bence 9 Temmuz'a kadar çoğu ülkeyle anlaşmış olacağız. Evet. Ya bir mektup ya da bir anlaşma olacak" dedi.
"Başkan şu an oranları ve anlaşmaları belirliyor"
Lutnick ise, ABD'nin diğer ülkelere uygulayacağı tarifelere ilişkin, "1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek ancak başkan şu anda oranları ve anlaşmaları belirliyor" ifadelerini kullandı.
Daha önce 200'den fazla ülkenin hepsiyle anlaşma yapamayacaklarına işaret eden Trump, bu ülkelere mektup göndererek ABD ile iş yapabilmek için ödemeleri gereken tarife oranlarını bildireceklerini söylemişti.
ABD Başkanı Trump, "Herkese sadece 'Tebrikler, yüzde 20, 25, 40, 50 tarife ödüyorsunuz' diye mektup göndermek isterim" demişti.
Kaynak: AA
Trump Elon Musk'ın parti kurmasına ilişkin konuştu: Can sıkıcı
ABD Başkanı Donald Trump, Elon Musk'ın parti kurma çalışmalarından hoşnut olmadığını belirterek, bu fikrin ‘can sıkıcı’ ve ‘saçma’ olduğunu söyledi
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
ABD Başkanı Donald Trump, havaalanında gazetecilere, milyarder iş insanı Elon Musk'ın üçüncü parti kurma fikrini 'saçma' bulduğunu ifade etti. Uçağına binmeden önce basın mensuplarının sorularını cevaplayan Trump, "Sanırım üçüncü bir parti kurma fikri can sıkıcı” dedi.
Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin başarısını vurgulayarak, üçüncü bir partinin ‘karışıklığa yol açacağını’ kaydetti.
Kaynak: DHA
Akdeniz'de dengeleri değiştirecek hamle: Libya, Türkiye ile deniz anlaşmasını onaylamaya hazırlanıyor
2019’da imzalanan anlaşmayı altı yıl sonra gündemine alan Libya Temsilciler Meclisi, hem Ankara hem de Doğu Akdeniz'de yeni bir dönem başlatabilir
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Libya’da Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi, Türkiye ile 2019 yılında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını altı yıl aradan sonra onaylama planları yapıyor. Anlaşma, imzalandığı dönemde doğu Libya’daki yönetim tarafından sert şekilde eleştirilmişti.
Söz konusu gelişme, yalnızca sembolik bir adım olmayacak. Anlaşmanın Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması halinde, Türkiye Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerini Libya içinde kriz yaratmadan sürdürmeyi hedefliyor.
Ankara-Doğu Libya hattında dikkat çekici temaslar
Libya uzun süredir fiilen iki ayrı yönetim tarafından kontrol ediliyor. Başkent Trablus’ta Birleşmiş Milletler’in (BM) meşru kabul ettiği Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) görev yaparken, doğudaki Tobruk’ta Halife Hafter’e bağlı Temsilciler Meclisi etkili.
Türkiye, yıllardır Trablus’taki yönetimle yakın askeri ve diplomatik ilişkiler yürütürken, son dönemde Tobruk ile de dikkat çekici temaslar kurdu. Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih Aralık 2023’te Ankara’yı ziyaret ederek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşürken, Libya Ulusal Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Saddam Hafter de Nisan 2025’te Ankara’da temaslarda bulundu.
Haziran ayında Hafter’e bağlı komutanlar Ankara’da Milli Savunma Bakanlığı yetkilileriyle “eğitim, yardım ve danışmanlık” konularında görüşmeler gerçekleştirdi.
Doğu Akdeniz’de denklemler değişiyor
2019’da imzalanan Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması, Doğu Akdeniz’deki denklemi kökten değiştirmişti. Ankara, bu adımla kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinin batı sınırını belirlemiş, bu sınır Yunanistan’ın Girit Adası’na 45 deniz mili mesafede çizilmişti.
Anlaşma Yunanistan ve Mısır’ın sert tepkisini çekmişti. Atina, Türkiye ile Libya arasındaki mutabakatın kendi deniz yetki alanını ihlal ettiğini savunurken, Kahire de anlaşmayı tanımayacağını açıklamıştı.Öte yandan Mısır ve Yunanistan, Türkiye’nin tezlerine karşı 2020’de kendi deniz yetki alanı anlaşmasını imzalamıştı.
“Onay tehdidi, onayın kendisinden daha güçlü”
İngiltere’nin eski Libya Büyükelçisi Peter Millett, Temsilciler Meclisi’nin anlaşmayı onaylama planını değerlendirirken, “Asıl koz, onaylama tehdidinin kendisidir” diyor.
Millett’e göre, Doğu Libya’daki yönetim bu hamleyle Ankara’dan ekonomik ve siyasi tavizler koparmayı hedefliyor. Öte yandan Mısır, Yunanistan ve Batılı aktörlerle pazarlık masasına güçlü bir kart koymak istiyor.Alman Uluslararası ve Güvenlik İlişkileri Enstitüsü’nden (SWP) Nebahat Tanrıverdi Yaşar da Türkiye’nin Libya’nın doğusuyla ilişkilerini stratejik düzeye taşımak istediğini vurguluyor:
“Ankara bu sayede Libya’nın doğusundaki siyasi ve askeri aktörlerle yeni bir denge kurmayı hedefliyor. Doğu Libya ise hem Türkiye hem de diğer bölgesel güçler karşısında elini güçlendirmek istiyor.”
Enerji aramaları hız kazanabilir
Haziran 2025’te Trablus’taki Ulusal Petrol Şirketi, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Doğu Akdeniz’de dört parselde sismik araştırma yapmak üzere yeni bir anlaşma imzalamıştı.
Mısır, söz konusu anlaşmanın kendi deniz yetki alanını ihlal edebileceği gerekçesiyle itirazlarını sürdürüyor.Diplomatik kaynaklar, Temsilciler Meclisi’nin 2019 mutabakatını tanımasının, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji planlarını daha da hızlandırabileceğini belirtiyor. Ancak sahadaki gelişmelerin Libya içindeki güç dengeleri ve bölgesel müzakerelere bağlı olarak şekilleneceği ifade ediliyor.
Kaynak: Gazete Oksijen
Trump ikinci başkanlık döneminde Netanyahu'yu üçüncü kez ağırlayacak
ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yapılan ateşkesin ardından ve Gazze'deki ateşkes görüşmeleri sürecinin başlamasından sonra, yarın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu başkent Washington’da ağırlayacak
A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült
Trump, Gazze’de ateşkes sağlanması yönünde baskı yaptığı Netanyahu ile başkanlık görevine ikinci kez başladığı ocak ayından bu yana Beyaz Saray’da üçüncü kez bir araya gelecek.
Söz konusu görüşme, Trump’ın İran’ın nükleer tesislerine yönelik ABD saldırısının ardından Tahran ile Tel Aviv arasında sağlanan ateşkesten sonra, Gazze’de de benzer bir ateşkesin sağlanması ve tüm esirlerin serbest bırakılması için Netanyahu’ya baskılarını artırdığı bir dönemde gerçekleşecek.
İki liderin yarın akşam saatlerinde Beyaz Saray'da buluşması beklenirken, ABD basınında, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in ABD'li bazı üst düzey yetkililerle bilgi alışverişinde bulunmak üzere Washington'da olduğu bilgisine yer verildi.
Trump-Netanyahu görüşmesinin, haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik İsrail ve ABD'nin ortak saldırısının ardından "bir çeşit zafer turu" niteliği taşıyacağı öngörülüyor.
ABD medyasında, bu görüşmenin aynı zamanda İsrail'de seçimlerin yaklaştığı ve Netanyahu hakkındaki yolsuzluk davasının gündemden düşürülmeye çalışıldığı bir dönemde, İsrail Başbakanı’nın elini güçlendireceğine dikkati çekiliyor.
Trump, cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki hafta içinde Gazze'de ateşkes sağlanacağını düşünüyoruz." demişti.
Aynı gün Hamas, Katar ve Mısırlı arabuluculara, son ateşkes önerisine ilişkin "olumlu" yanıtını iletmişti.
Kaynak: AA
Başkan Trump'ın Büyük ve Güzel Tasarısı Artık Yasa
Beyaz Saray
4 Temmuz 2025
Başkan Donald J. Trump bugün resmen Tek Büyük Güzel Yasa Tasarısı'nı yasalaştırdı. Bu, nesilde bir kez çıkan, kampanya vaatlerini yerine getiren ve Amerika'yı Öncelikli Yapan bir yasa tasarısı.
İşte sıradan Amerikalılar için bunun anlamı:
Orta ve işçi sınıfı Amerikalılar için tarihin en büyük vergi indirimi
Ortak Vergi Komitesi'ne göre , vergi tasarısı en çok yılda 50.000 dolardan az kazanan çalışanlara ve ailelere fayda sağlayacak.
Ailelere yıllık net maaş olarak 10.000$ ve üzeri daha fazla maaş ödenmesi.
Bahşişlerde vergi YOK.
Fazla mesai için vergi YOK.
Sosyal Güvenlik'ten vergi YOK.
Hava trafik kontrol sistemimizin 12,5 milyar dolarlık modernizasyonu .
40 milyondan fazla aile için Çocuk Vergi Kredisi'ni kalıcı olarak artırmak.
Sınır duvarını tamamlayarak ve binlerce yeni ICE memuru ve Sınır Devriyesi görevlisi işe alarak sınırlarımızı kalıcı olarak güvence altına almak.
Yurt içi petrol ve doğalgaz üretim kapasitesinin büyük çaplı artırılmasıyla enerji maliyetlerinin düşürülmesi.
Amerika'da üretilen otomobil kredisi faizinde vergi indirimi.
İki milyon aile çiftliğinin cezalandırıcı çifte vergilendirmeden korunması.
Her Amerikalı yenidoğan için Trump Hesapları oluşturmak.
Harcamalarda 1,5 trilyon dolar kesinti yaparak mali aklın yeniden sağlanması.
İsrafı, dolandırıcılığı ve suistimali ortadan kaldırarak ve yasadışı göçmenlerin Medicaid'e erişimini engelleyerek Medicaid'i güçlendirmek.
21. yüzyılın tehditlerine karşı koymak için Altın Kubbe füze savunma sisteminin finansmanı .
Biden dönemindeki dört yıllık zayıflığın ardından, hazır ve ölümcül bir savaş gücü olabilmesi için gerekli kaynaklara sahip olmasını sağlamak amacıyla ordumuzu modernize ediyoruz.


Yorumlar