top of page

30 Mayıs

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 30 May
  • 17 dakikada okunur

Putin NATO'ya şartlarını iletti: Savaşı bitirmek için 35 yıl önceki anlaşma tekrar masaya kondu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna savaşını sona erdirmek için öne sürdüğü şartlar arasında, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair Batılı liderlerden yazılı güvence verilmesi ve Rusya’ya yönelik bazı yaptırımların kaldırılması yer alıyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en kanlı çatışmayı sona erdirmek istediğini defalarca dile getirdi. Ancak son günlerde Putin’e yönelik eleştirilerini artıran Trump, Rus liderin sahada ilerleme sağlarken Kiev ile ateşkes görüşmelerine yanaşmamasını “ateşle oynamak” olarak nitelendirdi.

Geçen hafta Trump ile iki saatten fazla süren bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Putin, Ukrayna ile bir barış mutabakatı üzerinde çalışmayı kabul ettiğini açıklamıştı. Kremlin, şu anda kendi versiyonlarını hazırladıklarını ve sürecin ne kadar süreceğini tahmin etmenin zor olduğunu belirtiyor.Ancak Kiev ve Avrupa başkentleri, Moskova’yı zaman kazanmak ve askeri avantaj elde etmek amacıyla süreci bilinçli olarak yavaşlatmakla suçluyor.

"Putin barış istiyor ama her bedeli ödemeye razı değil," diyen üst düzey bir Rus yetkili, Kremlin’in üst kademelerindeki yaklaşımı aktardı.

Üç Rus kaynak, Putin’in ABD liderliğindeki NATO ittifakının doğuya doğru genişlemeyeceğine dair büyük Batılı güçlerden yazılı garanti istediğini belirtti. Bu, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gibi eski Sovyet ülkelerinin NATO üyeliğinin resmen reddedilmesi anlamına geliyor.

Ayrıca, Rusya; Ukrayna’nın tarafsız statüde kalmasını, bazı yaptırımların kaldırılmasını, Batı’da dondurulan Rus varlıklarının durumunun çözülmesini ve Ukrayna’daki Rusça konuşanların haklarının korunmasını talep ediyor.

Daha ağır bir barış

Putin’in barış şartlarını kabul ettirememesi durumunda, sahadaki kazanımlarla Ukrayna ve Avrupa’ya daha ağır koşullarla karşılaşacakları mesajını vermeyi amaçladığı ifade ediliyor.

Kremlin, Reuters’in bu haberine ilişkin yorum talebine yanıt vermedi. Putin ve Rus yetkililer daha önce defalarca bir barış anlaşmasının “çatışmanın kök nedenlerini” ele alması gerektiğini belirtmişti. Moskova açısından bu, NATO’nun genişlemesi ve Batı’nın Ukrayna’ya verdiği destek anlamına geliyor.Kiev ise, Rusya’nın NATO’ya üyelik konusundaki hedeflerine veto hakkı tanınmasını kesin bir dille reddediyor. Ukrayna, olası bir Rus saldırısını caydıracak, bağlayıcılığı yüksek güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin ofisi ise yorum talebine yanıt vermedi. NATO da, Moskova’nın talepleri doğrultusunda “açık kapı” politikasından vazgeçmeyeceğini geçmişte açıklamıştı. İttifakın sözcüsü ise Reuters’in sorularını yanıtsız bıraktı.

Putin, 2022 yılı Şubat ayında on binlerce askeri Ukrayna’ya göndererek sekiz yıldır ülkenin doğusunda süregelen ayrılıkçı çatışmayı topyekûn bir savaşa dönüştürmüştü. Bugün itibarıyla Rusya, Ukrayna topraklarının yaklaşık beşte birini kontrol ediyor.

Ekonomik baskı ve savaşın artan nedenleri

Rus ordusunun son bir yılda sahada ilerleme kaydetmesine karşın, savaşın Rusya’ya ciddi ekonomik ve askeri maliyetleri olduğu belirtiliyor. Reuters’in daha önceki haberlerine göre Putin, savaş ekonomisinin neden olduğu dengesizliklerden, iş gücü sıkıntısı ve yüksek faiz oranları gibi etkenlerden giderek daha fazla endişe duyuyor. 2025 yılı itibarıyla petrol fiyatlarının da düşüşte olduğu bildiriliyor.

Trump ise, Putin’le geçmişte kurduğu iyi ilişkilerle övünmesine rağmen, Rus liderin barış çabalarını geciktirmesi halinde yeni yaptırımlar uygulanabileceğini açıkladı. Geçtiğimiz Pazar günü sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Putin’in Ukrayna’ya yönelik hava saldırılarını “tam anlamıyla delilik” olarak niteledi.

İlk kaynak, Putin’in sahada taktik bir fırsat gördüğü takdirde Ukrayna’ya yönelik saldırılarını genişleteceğini, Kremlin’in de Batı’nın uyguladığı ekonomik baskılara rağmen yıllarca savaşmaya hazır olduğunu aktardı.

İkinci kaynak ise Putin’in toprak konusunda artık daha az taviz vermeye yanaştığını, Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson’un tamamını talep etmekte ısrarcı olduğunu ifade etti.

NATO tartışması kızışıyor

Putin’in barış çağrıları ile sahadaki askeri sertliği arasındaki tezat dikkat çekiyor. Reuters, savaşın şiddetinin artmasının ve taleplerin sertleşmesinin, barış görüşmelerinin çöküp çökmediğine dair net bir işaret olup olmadığını belirleyemedi.

Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Putin, Ukrayna’nın NATO üyelik hedefinden vazgeçmesi ve Rusya’nın hak iddia ettiği dört bölgeden tamamen çekilmesi koşuluyla savaşı derhal bitirmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

2014’te ilhak edilen Kırım dışında, Rusya bugün Luhansk’ın neredeyse tamamını, Donetsk’in %70’inden fazlasını, Zaporijya ve Herson’un büyük bölümünü elinde bulunduruyor. Ayrıca Harkiv ve Sumı bölgelerinde küçük cep bölgeleri oluşturmuş durumda; Dnipropetrovsk’u ise tehdit ediyor.

ABD’nin eski Başkanı Joe Biden, Avrupa liderleri ve Ukrayna, bu işgali “emperyal bir toprak gaspı” olarak tanımlarken, Putin bunu Batı’nın Rusya’yı küçük düşürmesinin doğal sonucu olarak sunuyor. Putin, Sovyetler Birliği’nin 1991’deki çöküşünden sonra Batı’nın NATO’yu doğuya doğru genişleterek Rusya’nın etki alanını ihlal ettiğini savunuyor.

2008’deki Bükreş Zirvesi’nde NATO, Ukrayna ve Gürcistan’ın bir gün üye olacağını duyurmuştu. Ukrayna, 2019’da anayasasını değiştirerek NATO ve AB üyeliğini ulusal hedef haline getirmişti.Trump ise geçmişte, Ukrayna’nın NATO üyelik çabalarının savaşı tetikleyen nedenlerden biri olduğunu savundu ve Ukrayna’nın üyelik almayacağını ima etti. ABD Dışişleri Bakanlığı, Reuters’in yorum talebine yanıt vermedi.

Putin, 1999’dan bu yana Kremlin’in zirvesinde ve 2024’te yaptığı kapsamlı barış açıklamalarında yine NATO’nun doğuya genişlememesi konusuna sık sık vurgu yaptı.

Rusya, 2021’de NATO’ya sunduğu bir anlaşma taslağında, ittifakın Ukrayna ve benzeri devletleri bünyesine almaktan kaçınmasını talep etmişti. ABD ve NATO ise Rusya’nın böyle bir veto hakkı olamayacağını açıkça dile getirmişti.

35 yıl önceki anlaşma

İki kaynak, Putin’in yazılı taahhüt istemesinin sebebinin, 1990’da dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Baker’ın Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’a verdiği, NATO’nun doğuya genişlemeyeceğine dair söz olduğunu aktardı. Bu sözün yazılı olmadığı, Sovyetler’in dağılmasından önce verildiği ve resmî bağlayıcılığının bulunmadığı ise geçmişte CIA eski direktörü William J. Burns tarafından da ifade edilmişti.

NATO, 2022’de yayımladığı stratejik belgede Rusya’yı “Avrupa-Atlantik bölgesine yönelik en ciddi ve doğrudan tehdit” olarak tanımlamıştı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Finlandiya 2023’te, İsveç ise 2024’te NATO’ya katıldı.

Kaynak: Gazete Oksijen


Kremlin: Barış görüşmelerinde tercihimiz İstanbul

Kremlin, Ukrayna ile barış görüşmelerinin İstanbul’da sürdürülmesine sıcak bakıyor. Rus yetkililer, "İlk turun ev sahibi olarak Türkiye’yi yeniden tercih ederiz" mesajı verdi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Kremlin'den yapılan açıklamada Ukrayna ile yürütülen barış görüşmelerinin İstanbul'da devam edebileceğini belirtildi. Rus kanadı 'İlk turun ev sahibini görüşmelerin devamı için tercih ederiz' açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz yıl İstanbul’da gerçekleştirilen Ukrayna-Rusya barış görüşmeleri, taraflar arasında anlamlı bir diplomatik temas zemini oluşturmuştu. Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılan bu görüşmeler, ateşkes ve insani koridorlar gibi konularda ilk somut adımların atıldığı bir platform olmuştu. Rusya lideri Putin Türkiye'ye gelmezken, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Erdoğan ile Ankara'da temaslarda bulundu. ABD Başkanı Donald Trump'ın da barış görüşmelerine katılması muhtemeldi. Trump o dönem yaptığı açıklamalarda sık sık 'Putin gelirse ben de geleceğim' ifadelerini kullandı.

Kaynak: Gazete Oksijen


ABD’den ifade özgürlüğünü ihlal edenlere vize kısıtlaması

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’lilerin ifade özgürlüğünü ihlal eden yabancı yetkililere yönelik vize kısıtlama uygulanacağını duyurdu

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yaptığı açıklamada, ABD vatandaşlarına ya da ülkede ikamet eden kişilere yönelik ifade özgürlüğünü ihlal eden yabancı yetkililere yönelik vize kısıtlama uygulanacağını duyurarak, "Kendi ülkemizde sansürü reddetmek için önlemler alırken, bazı yabancı hükümet ve yetkililerin bu boşluğu doldurduğuna dair endişe verici örnekler görüyoruz" dedi.Özellikle sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar nedeniyle yabancı yetkililer tarafından ABD vatandaşlarına yönelik uygulanan baskıcı girişimlerin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Rubio, ABD’de yasal olarak korunan ifade özgürlüğüne yönelik her türlü dış müdahaleye karşı olduklarını ifade ederek, bu tür girişimlerin ABD egemenliğini ihlal ettiğini ve asla hoş görülemeyeceğini belirtti. Rubio, bazı durumlarda ilgili kişilerin aile üyelerinin de kısıtlamalardan etkilenebileceğini açıkladı.İfade özgürlüğünün ABD’nin temel değerlerinden biri olduğu hatırlatan Rubio, "ABD halkı için en kıymetli haklardan biri olan ifade özgürlüğünü sadece içeride değil, dış kaynaklı tehditlere karşı da korumaya kararlıyız" dedi.Yeni vize kısıtlama politikası, Göç ve Vatandaşlık Yasası kapsamına yürürlüğe konulacak. Yasa, Dışişleri Bakanlığı’na "ABD için potansiyel olarak ciddi olumsuz dış politika sonuçları doğurabilecek" yabancıların ülkeye girişini engelleme yetkisi veriyor.

ABD, sosyal medya incelemesi için öğrenci vize randevularını durdurmuştu

ABD basınında dün yer alan haberlerde, Rubio’nun tüm büyükelçilik ve konsolosluklara, öğrenci vizesi başvurusu yapanlara yönelik vize randevusu verilmesinin durdurulması yönünde talimat verdiği belirtilmiş, söz konusu başvuru sahiplerinin sosyal medya hesaplarının incelenmesinin ardından randevuların yeniden verilmeye başlanacağı ifade edilmişti. Mevcut randevuların söz konusu karardan etkilenmeyeceği belirtilmişti.


Avrupa Merkez Bankası 'erken veda' haberlerini yalanladı: Başkan Lagarde görev süresini tamamlamaya kararlı

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Lagarde'ın görev süresini tamamlamadan başkanlıktan ayrılacağı ve Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) başına geçeceği yönündeki haberleri yalanladı. Açıklamada, "Başkan Lagarde, görev süresini tamamlamaya kararlı" denildi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Başkan Christine Lagarde'ın görev süresini tamamlamaya kararlı olduğunu bildirdi. Lagarde'ın görev süresinin bitiminden önce Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) başkanı olmak için görüşmelerde bulunduğuna dair iddialara ECB'den yanıt geldi. ECB Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, "Başkan Lagarde, her zaman misyonunu yerine getirmeye bağlıdır ve görev süresini tamamlamaya kararlıdır" ifadesi kullanıldı.

Financial Times'ın WEF kurucusu Klaus Schwab'a dayandırdığı haberinde, Christine Lagarde'ın ECB'deki başkanlık görevinin süresini tamamlamadan WEF'in başkanlığına geçmeyi görüştüğü aktarılmıştı. Usulsüzlük iddialarının ardından geçen ay forumun icra kurulu başkanlığından ayrılan Schwab'ın daha önce de WEF'in başına geçmesi için Lagarde'ı en büyük aday olarak değerlendirdiği kaydedilmişti. ECB'de başkanlık görevine 2019'da gelen Lagarde'ın görev süresi 2027'de doluyor.

Kaynak: AA


JPMorgan Türk hisseleriyle ilgili tavsiyesini düşürdü

JPMorgan, MSCI Türkiye için tavsiyesini "ağırlığını artır"dan "nötr'e indirdi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

JPMorgan, enflasyon beklentilerinin yukarı gittğini ve faiz indirimlerinin ötelendiğini işaret ederek MSCI Türkiye için tavsiyesini "ağırlığını artır"dan "nötr" seviyesine indirdi.

Düşük yabancı sahipliği ve düşük değerlemelerin hisse senedi piyasası için orta vadede güçlü yükselişe işaret ettiğini belirten JPMorgan, ancak Türk lirasında hızlı değer kaybının hisse senedi piyasası için önemli bir kısa vadeli risk olmaya devam ettiğini vurguladı.

JPMorgan ayrıca, ABD'nin yüksek tarifeleri karşısında Çin'in ihracatını Avrupa ve Ortadoğu Afrika bölgesine yönhendirmesi olasılığının Türkiye'nin orta teknoloji imalat mekezini risk altına soktuğunu da belirtti.


Rusya'dan Ukrayna’ya yeni tur müzakere teklifi: 2 Haziran’da İstanbul’u önerdi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya yeni tur müzakereleri 2 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirmeyi teklif ettiklerini açıkladı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Lavrov, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’ın desteğiyle Ukrayna ile doğrudan müzakerelere tekrar başlandığını belirtti.

Müzakerelerin ilk turunun, İstanbul’da 16 Mayıs’ta gerçekleştiğini anımsatan Lavrov, orada varılan anlaşmalarla 1000 kişiye karşılık 1000 kişilik esir takasının yapıldığını ifade etti.

Rusya’nın, müzakereler sonucunda sürdürebilir bir çözüme ulaşılması için memorandum hazırladığına işaret eden Lavrov, "Vladimir Medinskiy başkanlığındaki heyetimiz, bu memorandumu Ukrayna heyetine sunmaya ve önümüzdeki 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul'da yeniden başlayan doğrudan müzakerelerin ikinci turunda gerekli açıklamaları yapmaya hazırdır" bilgisini verdi.

Türkiye’ye sürece verdiği katkıdan ötürü teşekkür eden Lavrov, "Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın dün Moskova ziyareti sırasında onayladığı gibi misafirperver bir Türk platformu sağladığı için Türk ortaklarımıza şükranlarımı bir kez daha ifade etmek istiyorum" ifadesini kullandı.

Lavrov, barış sürecinin başarısıyla ilgilenen herkesin, İstanbul'da yeni bir doğrudan Rusya-Ukrayna müzakeresini desteklemesi gerektiğinin altını çizdi.


Trump haberleri doğruladı: Netanyahu'yu İran'la müzakereleri bozacak adımlar atmaması için uyardım

ABD Başkanı Trump, "Geçen hafta yaptığınız görüşmede Netanyahu'ya, İran'la görüşmeleri aksatabilecek adımlar atmaması konusunda uyarıda bulundunuz mu?" sorusuna, "Dürüst olmak gerekirse, evet, bulundum" yanıtını verdi. Trump, "İran ile çok iyi görüşmeler yapıyoruz" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, "İran'la nükleer müzakereleri bozabilecek karşı adımlar atmaması" konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi. ABD Başkanı Trump, Oval Ofis'te düzenlenen bir törende İran'la nükleer müzakerelerle ilgili gündemi değerlendirdi. Trump, İran'la görüşmelerin iyi gittiğini ve buradan olumlu bir sonucun çıkmasını umduklarını dile getirdi.

ABD Başkanı, "Geçen hafta yaptığınız telefon görüşmesinde Başbakan Netanyahu'ya, İran'la görüşmeleri aksatabilecek türden adımlar atmaması konusunda uyarıda bulundunuz mu?" şeklindeki bir soruya, "Dürüst olmak gerekirse, evet, bulundum" yanıtını verdi. Netanyahu'ya nasıl uyarıda bulunduğuyla ilgili detaylara girmeyen Trump, bu konudaki soruları yanıtsız bıraktı. "İran ile çok iyi görüşmeler yapıyoruz. Bunun ne anlama geldiğini göreceğiz ama şu anda görüşmelerimiz iyi gidiyor" diyen Trump, İran'la gelecek haftalar içinde bir anlaşma sağlanabileceğini düşündüğünü belirtti.

Kaynak: AA


Zelenski'den 'Lahey Zirvesi' çıkışı: Ukrayna'nın katılmaması Putin'in NATO'ya karşı zaferi olur

Ukrayna lideri Zelenski, Berlin'de Almanya Başbakanı Merz ile ortak basın toplantısında konuştu. Gelecek ay yapılacak NATO'nun Lahey Zirvesi'ne değinen Zelenski, "Ukrayna NATO zirvesine katılmazsa bu Putin'in zaferi olacak ama Ukrayna'ya karşı değil, NATO'ya karşı" ifadelerini kullandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ülkesinin NATO'nun Lahey Zirvesi'ne katılmamasının, Rusya'nın NATO'ya karşı bir zaferi olacağını söyledi. Resmi temaslarda bulunmak üzere Almanya'yı ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.


Zelenski, Berlin'deki başbakanlık binasında düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, Merz'in kısa bir süre önce Kiev'e geldiğini anımsatarak, bunun Ukrayna'ya verilen destek olduğunu ifade etti. Rus ordusunun Ukrayna'ya yoğun hava saldırıları düzenlemeyi sürdürdüğünü dile getiren Zelenski, savaşın sonlandırılması için Moskova'ya yönelik yaptırımların artırılması gerektiğini söyledi.

ABD Senatosu'na 'yaptırımları onayla' çağrısı

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, söz konusu yaptırımlarla baskının arttırılmasına Almanya'nın da destek verdiğini kaydetti. Zelenski, ABD Senatosu'nu da Rusya'ya karşı yaptırımları onaylamasına davet ederek, "Rusya ateşkese gitmiyor. Bence bugün, siyasi iradenin ve (ABD) Senato'daki oylamanın bu paketi kabul etmesinin önünde hiçbir engel yok." diye konuştu.

Konuşmasında, gelecek ayda yapılacak NATO'nun Lahey Zirvesi'ne Ukrayna'nın katılma ihtimaline değinen Zelenski, zirveye katılmanın kendileri için önemli olduğunu belirtti. Müttefiklerden, Ukrayna'nın NATO zirvesine katılmasına yönelik belirli "sinyalleri" aldıklarını kaydeden Zelenski, şu ifadeleri kullandı: "Bana göre, Ukrayna NATO zirvesine katılmazsa bu (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in zaferi olacak ama Ukrayna'ya karşı değil, NATO'ya karşı."

Rus tarafının, ateşkesin sağlanması için Ukrayna'ya iletilmek üzere üzerinde çalıştığı memorandum hakkında konuşan Zelenski, bir haftadır söz konusu memorandumu beklediklerini kaydetti. Zelenski, Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov'un memorandumla ilgili Rusya Devlet Başkanı Müşaviri Vladimir Medinskiy ile telefonda görüştüğünü aktardı. Rusya'dan şimdiye kadar sadece "eski ültimatomları" dinlediklerini belirten Zelenski, "Ukrayna, ateşkes için hiçbir ön koşul olmaması gerektiğine inanıyor" şeklinde konuştu.

"Savaşı bitirmemek için sebepler arayacaklar"

Zelenski konuşmasında, savaşı sonlandırmak için Rusya ile her türlü formatta görüşmeye hazır olduklarını söyledi. İstanbul, Cenevre veya Vatikan'da Rusya ile görüşmeye hazır olduklarını ifade eden Zelenski, sonuç verebilecek bir toplantı yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. Rusya'nın, müzakerelerin yapılacağı yerler konusunda sürekli "yeni sebepler aradığını" savunan Zelenski, "Sürekli olarak savaşı bitirmemek için sebepler arayacakla." sözlerine ekledi.

Merz ile ikili görüşme sırasında iki ülkenin ortak silah üretimini de ele aldıklarını aktaran Zelenskiy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün ülkelerimizin ortak projeler konusunda yeni anlaşmaları olmasından memnunum. Tüm detayları kamuoyuna açıklamayacağız ancak bugün, Ukrayna'da üretime yatırım konusunda anlaşmalarımız var. Her şeyden önce silahlar. Bu insansız hava araçlarının üretimidir." Zelenski ayrıca, hava savunma sistemleri alanında da Almanya ile önemli bir anlaşmaya varıldığını kaydetti.

Kaynak: AA


ABD'de bankacılık sektörünün karı ilk çeyrekte yüzde 5,8 arttı

ABD'de bankacılık sektörünün karı, bu yılın ilk çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla yüzde 5,8 artarak 70,6 milyar dolara ulaştı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), 2025'in ilk çeyreğine ilişkin Üç Aylık Bankacılık Profili verilerini açıkladı. Kurumdan yapılan açıklamada, FDIC sigortası kapsamındaki 4 bin 462 ticari banka ve tasarruf kurumunun net karının bu yılın ilk çeyreğinde 70,6 milyar olduğu bildirildi.

Bankaların karının yılın ilk çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla yüzde 5,8 arttığı kaydedilen açıklamada, bu artışa faiz dışı gelirlerdeki yükselişin öncülük ettiği aktarıldı. Açıklamada, bankaların varlık kalitesi göstergelerinin genel olarak olumlu seyrettiği ancak bazı portföylerde zayıflıkların devam ettiği belirtildi. Kredi büyümesinin ise sınırlı kaldığı kaydedildi.

Kaynak: AA


Fed raporu: Enflasyon başlıca endişe kaynağı olmayı sürdürüyor

Fed, ülkede mali refahın 2024'te bir önceki yıla benzer olduğunu, enflasyon ve fiyatların ise en önemli finansal endişe kaynağı olmaya devam ettiğini bildirdi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Merkez Bankası (Fed), 12 binden fazla yetişkinin katılımıyla geçen yıl ekim ayında gerçekleştirdiği anketin sonucunda hazırlanan 'ABD Hanehalkı Ekonomik Refahı' raporunu yayımladı. Geçen yıl yetişkinlerin yüzde 73'ünün ya "iyi durumda" olduklarını ya da "mali açıdan rahat yaşadıklarını" bildirdiği kaydedilen raporda, bunun 2023'teki yüzde 72'lik orana benzer olduğu ancak 2021'deki yüzde 78'lik seviyenin altında kaldığı vurgulandı.

Raporda, fiyatlarla ilgili endişelerin devam ettiği ve iş gücü piyasası koşullarının sağlam kaldığı ifade edildi. Enflasyon ve fiyatların en önemli finansal endişe kaynağı olmaya devam ettiğine dikkatin çekildiği raporda, yetişkinlerin çoğunun bir önceki yıla göre ödedikleri fiyatlardaki değişikliklerin mali durumlarını daha da kötüleştirdiğini söylediği, ancak bunu söyleyenlerin oranının 2023'e göre azaldığı aktarıldı.

Raporda, yüksek fiyatlara yanıt olarak çoğu kişinin bir önceki yıla göre harcamalarını ayarlamak gibi önlemler aldığı bildirildi. Acil durum tasarruf tedbirlerinin önceki iki yılla benzerlik gösterdiği belirtilen raporda, emekliliğe hazırlığın hafif iyileştiği ifade edildi. Raporda, beklenmedik bir 400 dolarlık harcamayı nakit veya eşdeğeriyle ödeyeceğini söyleyen yetişkinlerin oranının 2022 ve 2023'e göre değişmediği, 3 aylık harcamalarını karşılayacak "kara gün fonları" olduğunu söyleyenlerin oranının ise azaldığı kaydedildi.

"Genel olarak kötümserlik devam ediyor"

Yetişkinlerin yüzde 21'inin geçen yıl finansal sahtekarlık veya dolandırıcılığa maruz kaldığı vurgulanan raporda, en yaygın finansal dolandırıcılık şeklinin "kredi kartı dolandırıcılığı" olduğu belirtildi. Raporda, ulusal ekonomiye ilişkin algı iyileşmeye devam etse de genel olarak kötümserliğin devam ettiği vurgulandı. Yetişkinlerin yüzde 29'unun geçen yıl ulusal ekonomiyi "iyi" veya "mükemmel" olarak değerlendirdiği kaydedilen raporda, bunun 2023'teki yüzde 22 seviyesinin üstünde ancak 2019'daki yüzde 50 seviyesinin altında olduğu ifade edildi.


Trump'ın temsilcisi Witkoff: Gazze'de ateşkes ve barışçıl çözüm konusunda çok iyi hislerim var

ABD Başkanı Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Gazze'de ateşkes konusunda iyimser konuştu. Witkoff, "Geçici bir ateşkes ve uzun vadeli bir çözüm sağlanması; bu çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi konusunda çok iyi hislerim var" ifadelerini kullandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD BaşkanıDonald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Gazze'de olası ateşkes sürecine ilişkin yeni anlaşma taslağını Başkan Trump'ın inceleyeceğini belirterek, "Bu çatışmanın önce geçici bir ateşkese ve uzun vadeli, barışçıl bir çözüme ulaşılacağına dair çok iyi hislerim var" dedi. Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Oval Ofis'te düzenlenen bir etkinlikte, ABD adına kendisinin yürüttüğü Gazze'de olası ateşkes sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Witkoff, "Yakın zamanda teslim edilecek olan yeni anlaşma taslağını göndermek üzere olduğumuzu düşünüyorum. Bugün Başkan bunu inceleyecek. Geçici bir ateşkes ve uzun vadeli bir çözüm sağlanması; bu çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi konusunda çok iyi hislerim var" diye konuştu. Salonda bulunan Trump ise Gazze'deki duruma ilişkin, süreci bir bütün olarak ele aldıklarını ve hem Gazze hem de İran ile müzakereler konusunda iyi gittiklerini söylemekle yetindi. Hamas, bugün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff ile Gazze'de bir ateşkes için genel çerçeve üzerinde anlaştıklarını duyurmuştu.

Kaynak: AA


Filistin'i tanıyan dört Avrupa ülkesinden ortak açıklama

İspanya, İrlanda, Norveç ve Slovenya, Filistin'i tanımalarının yıldönümünde yaptıkları ortak açıklamada, "Filistin ve İsrail'i tanımamış olanların bunu yapması, Filistin'in BM'ye tam üye kabul edilmesi ve Filistin'le İsrail arasında karşılıklı tanımayı içeren anlaşmaya destek" çağrısını yineledi


Kanada 'başka ittifaklara' yelken açıyor: İlişkilerimizi derinleştireceğimiz yeni ortaklara bakıyoruz

Kanada Başbakanı Carney, ülkesinin dış politikada ABD dışındaki aktörlerle işbirliğine açık olduğunu belirtti. Carney, "Kendine güvenen bir ülke olarak, dışa bakıyoruz, Avrupa'ya bakıyoruz, Asya'ya bakıyoruz, ilişkilerimizi derinleştireceğimiz yeni ortaklara bakıyoruz" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Kanada Başbakanı Mark Carney, ülkesinin ABD ile işbirliği yapmasının zorunlu olmadığını belirterek, Avrupa, Asya ve yeni stratejik ortaklara yönelmeyi hedeflediklerini bildirdi. Kanada Yayın Kurumu'nun (CBC) Power&Politics programında konuşan Carney, Kanada'nın dış politikası konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Carney, ülkesinin çıkarlarına uygun olması durumunda başka ittifaklarla ve ülkelerle işbirliği yapacaklarını ifade ederek, "Kendine güvenen bir ülke olarak, dışa bakıyoruz, Avrupa'ya bakıyoruz, Asya'ya bakıyoruz, ilişkilerimizi derinleştireceğimiz yeni ortaklara bakıyoruz" dedi. Ülkesinin gerektiğinde ABD ile işbirliği yapacağını ancak bunun zorunluluk olmadığını dile getiren Carney, "ABD'ye olan ekonomik ve güvenlik bağımlılığının risklerini artık net şekilde görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Kanada'nın uzun yıllar ABD ile 'yakın entegrasyon' sürecinde olduğunu belirten Carney, bir dönem ortak gümrük birliği tartışmalarının yapıldığını ancak artık bunun gerçekçi olmadığını savundu. Savunma politikalarında da çeşitlendirme ve yerli üretime öncelik vereceklerini aktaran Carney, "Sınırlarımızı, Kuzey Kutbu'nu ve egemenliğimizi daha etkin korumak için daha fazla yatırım yapacağız. Bu yatırımlar Kanada içinde istihdamı da artırmalı" ifadelerini kullandı. Carney, Avrupa ile savunma sanayi alanında işbirliklerinin artırılacağını kaydederek, "Avrupalı ortaklarımızla savunma ortaklığı kurarak onların sanayi altyapısının genişlemesine katkı sağlayacağız" dedi. Öte yandan Carney, NATO Zirvesi öncesinde Avrupa Birliği (AB) ile Kanada arasında zirve düzenleneceğini açıkladı.

Kaynak: AA


Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin NATO Askeri Komite Başkanı Amiral Dragone: Türkiye barış sürecinin başlıca aktörlerinden olacak

NATO Askeri Komite Başkanı Amiral Giuseppe Cavo Dragone, Türkiye'nin, Rusya ile Ukrayna arasında barışın sağlanması için en başından beri çaba gösterdiğini ve barış sürecinin başlıca aktörlerinden biri olacağını belirtti

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Dragone, İstanbul'da düzenlenen "18. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı"nın ardından değerlendirmelerde bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Türkiye'ye "olağanüstü şaşırtıcı organizasyon ve misafirperverliği için" teşekkür eden Dragone, bu konferansın bölgedeki tüm askeri liderleri bir araya getirmek için harika bir fırsat olduğunu kaydetti.

Dragone, konferansta fikir alışverişinde bulunulduğunu ve bölgenin güvenliği ve istikrarı için ortak bir anlayışın elde edildiğini ifade etti.

"NATO'nun duruşu her zamankinden daha güçlüdür." diyen Dragone, konferansta, bölgenin ihtiyaç duyduğu denge ve istikrar sürecine katkı sağlama ruhunun hakim olduğunu dile getirdi.

NATO'nun genel savunma stratejisinin Ukrayna savaşıyla mı belirlendiği sorusuna yanıt veren Dragone, "NATO, düşmanımızın her türlü hareketine hazır" dedi.

İttifakın karşı karşıya bulunduğu iki temel tehdidin "Rusya ve terörizm" olduğunu söyleyen Dragone, "NATO'nun stratejisi hazır olmak, biz de bunu artırıyoruz" ifadesini kullandı.

Dragone, "Çünkü Ukrayna'dan alınan derslerden yola çıkarak ve belki de gelecekte değişen ortama, değişen tehdide ayak uydurmaya hazır olmak için onu (genel savunma stratejisini) iyileştirmemiz gerektiğine karar verdik. Çünkü tehdidin de zamanla değişeceğini kabul etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, İttifak için çok şey yapıyor"

Türkiye'nin operasyonel kabiliyetleri ve özellikle çatışma bölgelerinde NATO misyonlarına katkısına değinen Dragone, "Türkiye, güçlü bir dayanak, güçlü bir referans, güçlü ve güvenilir bir müttefik. Türkiye, İttifak için çok şey yapıyor. İttifakın ikinci (en büyük) ordusu. Bunu göz ardı edemeyiz. Bu, bir şey ifade ediyor. Türkiye'nin silahlı kuvvetlerinin harbe hazırlık durumu ve verimliliği şüphesiz en üstte." diye konuştu.

Dragone, öte yandan Türkiye'nin, İttifakın genel stratejisinin temel bir unsuru olduğunu ve NATO'nun Kosova'daki Barış Gücüne (KFOR) etkili ve güçlü bir şekilde katıldığını, ekim ayından itibaren operasyonu komuta edeceğini belirtti.

Türkiye'nin NATO için önemini vurgulayan Dragone, "Türkiye'nin bizim için, İttifak için ne kadar önemli, ne kadar güçlü olduğunu ve İttifakın Türkiye'ye ne kadar güvendiğini hissedebilirsiniz. Bu bir gerçek. Ve sadece KFOR örneği birçok örnekten biri" ifadelerini kullandı.

"Türkiye, barış sürecinin başlıca aktörlerinden biri olacak"

Dragone, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesi konusunda verdiği diplomatik çabaları hakkındaki soruya yanıtında, "Türkiye en başından beri çok şey yaptı. Sadece esir değişimini düşünelim. Muhtemelen bunlar Türkiye sayesinde yapıldı. Türkiye toplantılara ev sahipliği yaptı ve bu nedenle katılımı ve barış sürecinde güçlü bir rol oynama isteği çok açık" dedi.

Dragone, "Dürüst olmak gerekirse, şu anda (Rusya-Ukrayna) müzakereler konusunda iyi durumda değiliz. Ancak mesele şu ki biz Türkiye'nin stratejik konumu nedeniyle ön planda olduğuna inanıyoruz. Çünkü savaşın tam kenarında olan ülkelerden biri. Türkiye'nin çabalarına devam edeceğini ve herhangi bir şey olursa iyi sonuçlar çıkacağını düşünüyoruz. Türkiye, barış sürecinin başlıca aktörlerinden biri olacak." değerlendirmesini yaptı.

NATO'nun çok daha güçlü bir şekilde Ukrayna'yı desteklediğini ve destekleyeceğini vurgulayan Dragone, "Çünkü bir saldırganın, yani Rusya'nın, bir kurbanın, yani Ukrayna'nın olduğunu aklımızda tutmalıyız. Bu başlangıç ​​noktası. Ukrayna'yı güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bunu elimizden gelenin en iyisi olarak yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Dragone, belirli bir noktada Ukrayna'nın müzakere masasına güçlü bir pozisyonda oturup kendini savunabilmesini ve uzun süreli ve adil bir barış elde edebilmesini istediklerini belirterek "NATO gerçekten barışçıl bir müzakere çözümü bulmaya, onları masaya oturtmaya istekli. Ancak o noktaya kadar NATO Ukrayna'yı güçlü bir şekilde desteklemeye devam edecek çünkü Ukrayna haklı ve Rusya haksız. Ukrayna iyi ve Rusya kötü" ifadelerini kullandı.

"Türkiye, insansız hava araçlarının önemini ilk anlayan ülkelerden biri"

Türk insansız hava araçlarının (İHA) NATO ülkelerinin envanterine girmesiyle ilgili soruya yanıt veren Dragone, "Türkiye, insansız hava araçlarının önemini ve büyüme potansiyelini anlayan ilk ülkelerden biriydi" diye konuştu.

Dragone, insansız hava araçları sayesinde çok fazla hayat kurtarıldığına da işaret ederek "Bunun gelecek olduğunu söylemek istemiyorum ama bu, savaş alanı için dikkate alınması gereken kritik bir unsur olacak." ifadesini kullandı.

Türk İHA'larının popülerliğine işaret eden Dragone "Sizinkiler zirvede. Sizinkiler savaşta kanıtlanmış ki bu bir şey ifade ediyor" dedi.

Dragone, "Bu (insansız hava araçları), ayrıca savaşta başarılı bir şekilde kullanılıyor. Bu, bir şey ifade ediyor. Bu, bunun savaş alanında mükemmel bir şekilde, yüzde 120 savaşmaya hazır ve harika ve önemli bir unsur olan bir sistem olduğu anlamına geliyor" değerlendirmesini yaptı.

İHA'ların hem havada, hem denizde hem de karada işlevsel olarak kullanıldığına işaret eden Dragone, bunların denizde kullanımının yeni ve kritik olduğunu söyledi.

İnsansız su altı araçlarıyla düşük maliyetlerle deniz altında devriye, müdahale, caydırıcılık görevlerinin yapılabildiğini vurgulayan Dragone, bunun önemine işaret etti.

Savunma sanayisi endüstrisinden beklentilerine de değinen Dragone, beklentisinin, NATO'nun operasyonel yeteneğini ve gereksinimlerini düşük fiyata zamanında yapmak olduğunu belirtti.

Dragone, "(Savunma sanayisi endüstrisi) Fikirlerini değiştirmeleri gerekiyor. Artık sadece paraya bakmamaları, savunma sisteminin bir parçası olmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA


Trump duyurdu: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack 'Suriye Özel Temsilcisi' görevini de yürütecek

ABD Başkanı Trump, Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın 'Suriye Özel Temsilcisi' görevini de yapacağını açıkladı. Trump, "Tom, Suriye ile işbirliği yaparak radikalizmi durdurmak, ilişkileri iyileştirmek ve Orta Doğu'da barışı sağlamak için büyük bir potansiyel olduğunu biliyor" ifadelerini kullandı


Trump yine Harvard'ı hedef aldı: Büyük saygısızlık içindeler ve her geçen gün daha da batıyorlar

ABD Başkanı Trump, Harvard'ın yabancı öğrenci kontenjanını yüzde 15 ile sınırlaması gerektiğini savundu. Trump, "Harvard kendine çeki düzen vermeli. Ülkemize büyük bir saygısızlık içindeler ve her geçen gün daha da batıyorlar" ifadelerini kullandı



Trump vergi tasarısını müzakere edeceklerini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump, Senato'nun gündemindeki vergi tasarısının bazı hükümlerinden memnun olmadığını söyleyerek, bunun müzakere edileceğini belirtti

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Trump, Oval Ofis'te düzenlenen bir törende, Elon Musk'ın "Bir Büyük Güzel Yasa Tasarısı" olarak adlandırılan vergi tasarısının "ABD'nin bütçe açığını azaltma çabalarına zarar vereceğine" dair ifadelerine ilişkin soruyu yanıtladı.

Tasarının geçmesi için "çok fazla" oy almaları gerektiğinin altını çizen Trump, "Kesinti yapamayız, biliyorsunuz, çok fazla destek almamız gerekiyor" diye konuştu.

Trump, "Bu tasarıyı müzakere edeceğiz. Bazı yönlerinden memnun değilim ama diğer yönleri beni heyecanlandırıyor. Bu işler böyle yürür." değerlendirmesinde bulundu.

Tasarıya Temsilciler Meclisi'nde hiçbir Demokratın oy vermediğini anımsatan Trump, bu nedenle neredeyse tüm Cumhuriyetçilerden oy almaları gerektiğini söyledi.

Elon Musk, tasarının Hükümet Verimliliği Departmanının (DOGE) çabalarını baltalayacağını ifade etmişti.

Musk, "Açıkçası bütçe açığını azaltmak bir yana artıran ve DOGE ekibinin yaptığı işi baltalayan devasa harcama tasarısını görmek beni hayal kırıklığına uğrattı" şeklinde konuşmuştu.

Konuya ilişkin endişelerini dile getiren Musk, "Bence bir yasa tasarısı büyük ya da güzel olabilir ama ikisi birden olabilir mi bilmiyorum" demişti.

Trump'ın seçim kampanyasında vadettiği vergi indirimlerinin hayata geçirilmesini amaçlayan yasa tasarısı, ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilmesinin ardından Senato'ya gönderilmişti.

Kaynak: AA


İsrail'in Gazze'ye saldırılarında bir gazeteci daha öldürüldü: 7 Ekim'den bu yana 221 gazeteci hayatını kaybetti

Gazze Şeridi'ndeki hükümet, gazeteci Mutez Muhammed Receb'in İsrail'in düzenlediği saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından İsrail tarafından 7 Ekim 2023'ten bu yana öldürülen gazeteci sayısının 221'e yükseldiğini duyurdu


Ukrayna: Rusya'ya memorandum için Ukrayna'nın tutumunu yansıtan belgeyi ilettik

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, ateşkesin sağlanması yönünde hazırlanacak memorandumla ilgili Rusya'ya Ukrayna tarafının tutumunu yansıtan bir belge ilettiklerini bildirdi


Bütün Avrupa’nın gözü bu seçimde

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Polonya bu pazar iki adaydan birini cumhurbaşkanı seçecek: AB yanlısı Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski ya da milliyetçi tarihçi Karol Nawrocki. Belediye başkanını iktidardaki merkezciler, tarihçiyi ise muhalefetteki Hukuk ve Adalet Partisi destekliyor. Çeşitli anketlerde başa başlar. 

Trzaskowski pazar günkü mitinginde halka birleştirici olma sözü verdi. 53 yaşındaki Trzaskowski’nin zaferi, 2023 parlamento seçimlerinde yeniden iktidara gelen eski Avrupa Konseyi Başkanı Başbakan Donald Tusk için büyük bir zafer olacak. Nawrocki’nin kazanması Polonya’nın komşusu Ukrayna’ya verdiği güçlü desteğe gölge düşürebileceğinden, seçim tüm Avrupa’da yakından takip ediliyor.

42 yaşındaki Nawrocki, Kiev’in NATO üyeliğine ve Polonya’da yaşayan 1 milyon Ukraynalı mülteciye sağlanan yardımlara karşı çıkıyor. Trzaskowski ilk turu yüzde 1 farkla kazandı. Fakat aşırı sağcı adaylar toplamda yüzde 21.15 oy alarak Nawrocki’nin elini güçlendirdi. 

Nawrocki geçen pazartesi günü Onet medya kuruluşunun kendisinin 20 yıl kadar önce güvenlik görevlisi olarak çalıştığı Sopot’taki bir işletmede otel müşterilerini seks işçileriyle buluşturduğu haberiyle sarsıldı. Nawrocki iddiaları reddetti. 

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Dünyadan

CFR'nin Günlük Haber Özetine hoş geldiniz. Bugün ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı olası askeri eylemlere hazırlığını ve......

 
 
 
13 ton

Fordow'u yok edecek silah sadece Washington'da: 13 tonluk bombaları getirdiler, İran'a 45 bin özel asker ABD Başkanı Donald Trump, Orta...

 
 
 

Comments


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page