top of page

2 Mayıs-arabuluculuk çağrısı

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 2 May
  • 15 dakikada okunur

Pakistan'dan Trump'a arabuluculuk çağrısı

Pakistan, ABD Başkanı Trump'ı Hindistan ile gerilimin düşürülmesinde arabulucu olmaya çağırdı. Newsweek dergisine konuşan Pakistan'ın Washington Büyükelçisi Şeyh, "Savaşları sonlandırmayı, çatışmaları çözmeyi kendisine miras olarak görmek istiyorsa, Keşmir bundan daha flaş bir mesele olamaz" dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Pakistan'ın Washington Büyükelçisi Rıdvan Said Şeyh, ABD BaşkanıDonald Trump'tan Pahalgam'daki "korkunç terör saldırısının" ardından Hindistan ile tırmanan gerilimin düşürülmesinde arabulucu rol üstlenmesini istedi. Şeyh, Newsweek dergisine verdiği röportajda, Keşmir sorununu "nükleer anlamda dünyanın en büyük gerilim noktası" olarak tanımlayarak, Pakistan'ın Hindistan'la barışçıl komşuluk ilişkileri kurmak istediğini söyledi.

26 kişinin öldüğü turistlere yönelik saldırı tansiyonu yükseltmişti: Hindistan ve Pakistan gerilimine yakın bakış

İki ülkenin küresel güvenlik açısından büyük önem taşıdığı gerekçesiyle gerilimin düşürülmesinde Trump'ı arabuluculuk rolü üstlenmeye davet eden Şeyh, "Eğer elimizde dünya barışını amaç edinmiş bir başkan varsa ve bu başkan (Trump) savaşları sonlandırmayı, çatışmaları çözmeyi kendisine miras olarak görmek istiyorsa, Keşmir bundan daha flaş bir mesele olamaz." ifadelerini kullandı.

"Her türlü saldırıya hazırız"

Pakistan ordusu ise Hindistan ile gerilim sürerken geniş çaplı askeri tatbikat gerçekleştiriyor. Pakistan Ordusu Halkla İlişkiler Birimi (ISPR) tarafından yapılan açıklamada, tatbikatın amacının "savaş hazırlığı, muharebe uyumu ve yeni nesil silah sistemlerinin sahaya entegrasyonunu test etmek" olduğu belirtildi.

Tatbikat alanında konuşan Pakistan ordusunun başındaki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Asım Munir de ordunun acil durumlara karşı yüksek hazırlık seviyesini takdir ederken, "Herhangi bir askeri macera, kararlı ve güçlü karşılıkla anında bertaraf edilecektir. Pakistan Silahlı Kuvvetleri, ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü her ne pahasına olursa olsun savunmaya hazırdır." dedi. Pakistan'ın bölgesel barışa bağlılığını sürdüreceğini belirten Munir, herhangi bir provokasyon veya saldırı girişiminin aynı kararlılıkla karşılık bulacağını kaydetti.

Hindistan'dan terör saldırısının faillerinin bulunması çağrısı

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ise ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Pahalgam terör saldırısının faillerinin bulunması çağrısı yaptı. Jaishankar, X'teki hesabından yaptığı paylaşımda, "Dün ABD ile Pahalgam terör saldırısını görüştük. Saldırının failleri, destekçileri ve planlayıcıları adalete teslim edilmelidir" ifadelerini kullandı.

Pahalgam'daki terör saldırısı

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan'da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Saldırıyı düzenleyenlerin "Pakistan'dan geldiği" suçlamasında bulunan Hindistan "İndus Suları Anlaşması"nı askıya almış, Yeni Delhi'de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan'ın İslamabad'daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, "İndus Suları Anlaşması"nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri "savaş nedeni" sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Kaynak: AA


Ukrayna: İmzalanan anlaşma ABD'den yeni silah tedarikini garanti ediyor

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, ABD ile imzalanan 'ekonomik ortaklık' anlaşmasına ilişkin, "Anlaşma, hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere yeni Amerikan silahlarının tedarikini garanti ediyor. Bunların maliyeti ortak fona yatırılacak" açıklamasını yaptı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, ABD ile ülkesi arasında bugün imzalanan 'Ortaklık Anlaşması'nın Amerikan silahlarının Ukrayna'ya yeni tedarikini garanti ettiğini söyledi. Mihail Podolyak, X hesabı üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, ABD ile Ukrayna arasında nadir toprak elementlerinin kullanımını da kapsayan 'ekonomik ortaklık' anlaşmasının imzalanmasını değerlendirdi.

ABD, Ukrayna ile Değerli Madenler Anlaşması’nın imzalandığını duyurdu

İki ülke arasında tarihi bir anlaşmanın imzalandığını kaydeden Podolyak, "Bu stratejik başarı, Ukrayna'nın süper güçlerle tam anlamıyla eşit düzeyde söz hakkı kazandığını teyit ediyor" ifadesini kullandı. Anlaşmaya göre petrol, gaz ve lityum gibi diğer minerallerin Ukrayna'nın mülkiyetinde kalmaya devam edeceğini ve ortak bir fonun kurulmasını öngördüğünü belirten Podolyak, şu bilgiyi verdi: "Anlaşma, hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere yeni Amerikan silahlarının tedarikini garanti ediyor. Bunların maliyeti ortak fona yatırılacak."

"Moskova kaybetti"

Podolyak, en az 2034 yılına kadar tüm yatırım gelirlerinin Ukrayna'da bir yatırıma dönüştürüleceğini belirterek şunları kaydetti: "Özetle, bu anlaşmanın en önemli sonucu, dünyanın önde gelen devletinin Ukrayna'da ortak yatırımcı haline gelmesidir. Moskova kaybetti. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in ABD'ye, işgal altındaki Donbas'ın mineral zenginliğinden pay teklif etme girişimi başarısız oldu."

ABD-Ukrayna ekonomik ortaklık anlaşması

ABD ve Ukrayna, uzun müzakerelerin ardından nadir toprak elementlerinin kullanımını da kapsayan "ekonomik ortaklık" anlaşmasının imzalandığını duyurmuştu. Söz konusu ekonomik ortaklık anlaşması, "ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu" kurulmasını öngörüyor.

İki ülke arasında imzalanan "ekonomik ortaklık" anlaşması, bugüne kadarki askeri ve finansal desteği karşılığında ABD'ye Ukrayna'nın doğal kaynaklarına erişim imkanı sağlayacak. ABD Başkanı Trump, anlaşmayla ilgili son açıklamasında, ABD ile Ukrayna arasında imzalanan ekonomik ortaklık anlaşmasının Kiev için bir "güvenlik garantisi" olacağını ve Rusya'yı "engelleyebileceğini" söylemişti.

Kaynak: AA


'Signal' krizi sonunu getirdi: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz görevinden ayrılıyor

Yemen savaş planlarının paylaşıldığı Signal grubuna 'yanlışlıkla' gazeteci Jeffrey Goldberg'i eklediği ortaya çıkınca eleştirilerin hedefi olan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ile yardımcısı Alex Wong'un görevlerinden ayrılıyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Yemen savaş planlarının paylaşıldığı Signal grubuna "yanlışlıkla" ABD'li bir gazeteciyi eklemesinin ardından eleştirilerin odağı olan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un görevinden ayrılacağı bildirildi. ABD medyasına yansıyan ve adı açıklanmayan Beyaz Saray kaynaklarına dayandırılan haberlere göre Waltz, görevinden ayrılıyor.

NYT: ABD Savunma Bakanı, bir Signal grubunda daha Yemen saldırısının ayrıntılarını paylaştı

İlk olarak CBS News kanalının verdiği habere göre, Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz ile yardımcısı Alex Wong görevlerinden ayrılıyor. 

Yerine geçici olarak Rubio geliyor

ABD Başkanı Donald Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'u ABD'nin BM Daimi Temsilciliğine aday göstereceğini ve bu görevi, geçiş sürecinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun yürüteceğini açıkladı.  Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz'un görevinden ayrılmasına ilişkin, Truth Social hesabından açıklama yaptı.

"BM Daimi Temsilciliğine aday göstereceğim"

Trump, açıklamasında, "Mike Waltz'u ABD'nin bir sonraki BM Daimi Temsilcisi olarak aday göstereceğimi açıklamaktan memnuniyet duyuyorum. Mike Waltz, üniformasıyla savaş alanında, Kongre'de ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca ulusumuzun çıkarlarını ön planda tuttu. Yeni görevinde de aynısını yapacağından eminim." ifadelerini kullandı. Trump, geçiş sürecinde, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Ulusal Güvenlik Danışmanlığını üstlenirken bakanlık görevini de sürdüreceğini belirtti.

Signal krizi

Waltz, Yemen savaş planlarının paylaşıldığı Signal grubuna "yanlışlıkla" Amerikalı gazeteci Jeffrey Goldberg'i eklemiş, olayın ortaya çıkmasının ardından eleştirilerin odağı olmuştu. ABD Başkanı Donald Trump, Waltz'un "bir hata yaptığını", "olayın büyütülmemesi gerektiğini" ve "danışmanından memnun olduğunu" ifade etmişti.


Zelenski ABD ile olan anlaşmayı değerlendirdi: Vatikan toplantısının ilk sonucunu aldık

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD ile imzaladıkları "Ekonomik Ortaklık" anlaşmasını, onaylanması için Ukrayna Parlamentosuna göndereceklerini söyledi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Zelenski, Telegram hesabından paylaştığı görüntülü mesajında, ABD ile Ukrayna arasındaki "Ekonomik Ortaklık" anlaşmasının imzalanması hakkında konuştu.

Anlaşmanın bugün başkent Washington'da imzalandığını hatırlatan Zelenskiy, şu ifadeleri kullandı:

"Anlaşma orada (ABD'de), imzalandı ve onaylanması için Ukrayna Parlamentosuna gönderilecek. Anlaşmada herhangi bir gecikmenin olmamasını sağlamakla ilgileniyoruz."

Zelenski, anlaşma metninin daha önce birkaç kez değiştiğini belirterek "Anlaşmada bir borç yok. Ukrayna'ya yatırım sağlayacak ve burada para kazandıracak bir kalkınma fonu oluşturuluyor." diye konuştu.​​​​​​​

ABD, Ukrayna ile Değerli Madenler Anlaşması’nın imzalandığını duyurdu

Katoliklerin ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'un cenaze törenine katılmak üzere geçen hafta gittiği Vatikan'da ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldiğinde bu anlaşma hakkında da sohbet ettiklerini aktaran Zelenskiy, "Aslında şu anda Vatikan toplantısının ilk sonucunu aldık, bu da onu gerçekten tarihi kılıyor." dedi.

Zelenskiy, Trump ile Vatikan'da gerçekleştirdiği görüşmeden "diğer sonuçları da merakla beklediklerini" ifade etti.

ABD-Ukrayna ekonomik ortaklık anlaşması

ABD ve Ukrayna, uzun müzakerelerin ardından nadir toprak elementlerinin kullanımını da kapsayan "ekonomik ortaklık" anlaşmasının imzalandığını duyurmuştu.

Söz konusu ekonomik ortaklık anlaşması, "ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu" kurulmasını öngörüyor.

İki ülke arasında imzalanan "ekonomik ortaklık" anlaşması, bugüne kadarki askeri ve finansal desteği karşılığında ABD'ye Ukrayna'nın doğal kaynaklarına erişim imkanı sağlayacak.

ABD Başkanı Trump, anlaşmayla ilgili son açıklamasında, ABD ile Ukrayna arasında imzalanan ekonomik ortaklık anlaşmasının Kiev için bir "güvenlik garantisi" olacağını ve Rusya'yı "engelleyebileceğini" söylemişti.


Beyaz Saray ABD-Ukrayna ekonomik ortaklık anlaşmasının detaylarını paylaştı

Beyaz Saray, ABD ile Ukrayna arasında imzalanan "ekonomik ortaklık" anlaşmasıyla Ukrayna'daki doğal kaynak projelerinden elde edilen imtiyaz ücretleri, lisans gelirleri ve benzeri ödemelerin yüzde 50'sinin kurulacak fona aktarılacağını duyurdu

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Beyaz Saray, "ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu" kurulmasına yönelik dün imzalanan anlaşmaya ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, anlaşmanın Ukrayna'nın yeniden inşası ve uzun vadeli ekonomik başarısı için türünün ilk örneği olan bir ortaklığı başlattığı aktarıldı.

Söz konusu ortaklığın ABD'nin Ukrayna için özgür, barışçıl ve egemen bir gelecek sağlamaya ekonomik olarak da katkı sunduğunu gösterdiği belirtilen açıklamada, anlaşmanın uzun vadeli yeniden yapılanma ve modernizasyon için ABD ile Ukrayna arasındaki stratejik ortaklığı güçlendireceği kaydedildi.

Açıklamada, ortaklık kapsamında Ukrayna'daki doğal kaynak projelerinden elde edilen imtiyaz ücretleri, lisans gelirleri ve benzeri ödemelerin yüzde 50'sinin aktarılacağı bir fon kurulacağı bildirildi.

Doğal kaynak projeleri, mineraller, hidrokarbonlar ve ilgili altyapı projelerini içerecek

Söz konusu kaynağın, Ukrayna'da yeni projelere yatırılacağı ve bunların hem Amerikan hem de Ukrayna halkı için uzun vadeli getiriler sağlayacağı belirtilen açıklamada, fonun Ukrayna'da ekonomik büyüme, istihdam ve kalkınma öncelikleri için kullanılacağı aktarıldı.

Zelenski ABD ile olan anlaşmayı değerlendirdi: Vatikan toplantısının ilk sonucunu aldık

Açıklamada, fonun 3 Ukraynalı ve 3 Amerikalı üyeden oluşan eşit temsilli yönetim kurulu tarafından yönetileceği ve kararların ortak bir süreçle alınacağı belirtildi.

Doğal kaynak projelerinin mineraller, hidrokarbonlar ve bunlarla ilişkili altyapı geliştirme projelerini içereceği kaydedilen açıklamada, ABD'nin bu kaynakları kendi adına edinmeye karar vermesi halinde bunları satın almak ya da kimin satın alacağını belirlemek konusunda öncelik hakkına sahip olacağı kaydedildi.

Öte yandan üst düzey bir ABD Hazine Bakanlığı yetkilisi, dün imzalanan anlaşmanın iki ay önce imzalanacak olandan çok daha kapsamlı olduğunu söyledi. Yetkili, Ukrayna parlamentosunun anlaşmayı "bir hafta içinde" onaylamasının beklendiğini belirtti.


Trump 'dini özgürlükler komisyonu' kuruyor: Ülkemize dini geri getiriyoruz

ABD Başkanı Trump, dini özgürlükler komisyonunun kurulmasını öngören kararnameyi imzaladı. Hristiyan, Yahudi ve Müslüman din adamlarının da katıldığı imza töreninde konuşan Trump, "Biz ülkemize dini geri getiriyoruz ve bu önemli bir mesele" ifadelerini kullandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD BaşkanıDonald Trump, dini özgürlükler komisyonunun kurulmasını öngören kararnameye imza atarken, "Ülkemize dini geri getiriyoruz" dedi. ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'ın bahçesinde düzenlenen etkinlikte, Hristiyan, Yahudi ve Müslüman din adamlarının da katıldığı imza töreninde konuştu. Amerikan dini değerlerinin toplumsal yapı içinde en önemli yere sahip olduğunu dile getiren Trump, kendisinin dini yeniden Beyaz Saray'a getirdiğini söyledi.

"Beyaz Saray'da olmanız gereken yerdesiniz"

Trump, "Beyaz Saray'da daha önce böyle bir şey hiç yapılmadı. Başka hiçbir başkan buna izin vermedi. Kilise ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyorlar. Ancak ayrılık olsun ya da olmasın, siz şu anda Beyaz Saray'da olmanız gereken yerdesiniz. Biz ülkemize dini geri getiriyoruz ve bu önemli bir mesele." diye konuştu.

Donald Trump, başkanlık kararnamesiyle kurulacak dini özgürlükler komisyonu ile ABD'deki tüm dinlerin özgürce yaşanabilmesi, ancak bununla beraber özellikle antisemitizmle mücadele edilmesi yolunda önemli bir adım attıklarını ifade etti.

ABD Başkanı'nın konuşmasının ardından kürsüye gelen bir Hristiyan, bir Yahudi ve bir Müslüman din adamı, dua etti. Trump'ın "İmam Habeş" ismiyle kürsüye davet ettiği Amerikalı Müslüman din adamı, "ulusal ve küresel barışı" içeren bir dua etti. Daha sonra hazırlanan masada başkanlık kararnamesine imza atan Trump, dini özgürlükler komisyonunun Amerika için önemli bir adım olduğunu söyledi.

Kaynak: AA


Trump: İran'dan petrol alan ülkelere yaptırım uygulanacak

ABD Başkanı Trump, “İran’dan petrol satın alanlar ikincil yaptırımlara tabi tutulacaktır” dedi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya üzerinden İran'a yönelik açıklamada bulundu.

Trump, açıklamasında “İran petrolü veya petrokimya ürünlerinin tüm satın alımları hemen durdurulmalıdır! İran'dan herhangi bir miktarda petrol veya petrokimyasal satın alan herhangi bir ülke veya kişi, derhal ikincil yaptırımlara tabi tutulacaktır. Amerika Birleşik Devletleri ile hiçbir şekilde, biçimde veya formda iş yapmalarına izin verilmeyecektir” ifadelerini kullandı.


Pakistan Hindistan ile artan gerilime karşı diplomatik temaslarını yoğunlaştırdı

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'in, Hindistan ile artan gerilime karşı diplomatik temaslarını yoğunlaştırdığı açıklandı

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Pakistan Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Şerif ofisinde, Çin'in İslamabad Büyükelçisi Jiang Zaidong ile bir araya gelerek bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.

Görüşmede Şerif'in, Güney Asya'daki mevcut durumda Pakistan'a verdiği güçlü ve kararlı destek dolayısıyla Çin'e teşekkür ettiği bildirildi. Pakistan basınına göre, Dışişleri Bakanı İshak Dar da Güney Kore, Slovenya ve Somali dışişleri bakanlarıyla ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirerek, bölgedeki son durum hakkında bilgi verdi.

Öte yandan Başbakan Şerif, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile yaptığı telefon görüşmesinde, Pahalgam bölgesindeki terör saldırısına ilişkin, güvenilir, şeffaf ve tarafsız uluslararası bir soruşturma önerisini yineleyerek, terörizmin her türünü kınadığını belirtmişti.

Katar Emiri Al Sani ise Güney Asya'da barış çabaları konusundaki tutumundan ötürü Pakistan'ı takdir ederek, kriz ortamının yatıştırılması için İslamabad ile işbirliği yapmak istediklerini söylemişti.

Pakistan'ın Washington Büyükelçisi Rıdvan Said Şeyh ise ABD Başkanı Donald Trump'tan Pahalgam'daki "korkunç terör saldırısının" ardından Hindistan ile tırmanan gerilimin düşürülmesinde arabulucu rol üstlenmesini istemişti.

⁠Pahalgam'daki terör saldırısı

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan'da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin "Pakistan'dan geldiği" suçlamasında bulunan Hindistan, "İndus Suları Anlaşması"nı askıya almış, Yeni Delhi'de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan'ın İslamabad'daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, "İndus Suları Anlaşması"nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri "savaş nedeni" sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Kaynak: AA


New York borsasına 'bilanço' dopingi: Günü yükselişle tamamladı

ABD'nin gümrük vergisi politikasına ilişkin belirsizlik sürerken, teknoloji şirketlerinin güçlü bilançolar açıklaması sonrasında pay piyasalarında pozitif seyir izlendi

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

New York borsası, teknoloji şirketlerinin güçlü bilançoları sonrasında günü yükselişle tamamladı. Kapanışta Dow Jones endeksi, yüzde 0,21 artarak 40.752,96 puana ulaştı. S&P 500 endeksi, yüzde 0,63 artışla 5.604,14 puana ve Nasdaq endeksi, yüzde 1,52 kazançla 17.710,74 puana çıktı.

Microsoft ve Meta'nın geliri ocak-mart döneminde beklentileri aştı

Dün piyasalar kapandıktan sonra finansal sonuçlarını yayımlayan Microsoft ve Meta'nın geliri, ocak-mart döneminde beklentileri aştı. Analistler bu sonuçların, yatırımcıların ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergileri ve ülke ekonomisindeki daralmanın yapay zeka ticaretini tehdit edeceği yönündeki endişelerini hafiflettiğini belirtti. Microsoft'un hisseleri güne yüzde 8'e yakın, Meta hisseleri de yüzde 4'ün üzerinde yükseldi.

ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 26 Nisan ile biten haftada 241 bine çıkarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşirken, 9 haftanın en yüksek seviyesini kaydetti. Devam eden işsizlik maaşı başvuru sayısı ise 1 milyon 916 bin ile Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

ABD'de inşaat harcamaları beklentilerin aksine azaldı

ABD'de inşaat harcamaları, martta artış beklentilerinin aksine yüzde 0,5 düştü. Ülkede Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayisi Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) de nisanda 48,7 değerine gerileyerek sektörde daralmaya işaret etti. Analistler, dün açıklanan zayıf gayrisafi yurt içi hasıla verilerine işaret ederek, yarın açıklanacak istihdam raporunun da yatırımcılarca beklendiğini kaydetti. Öncü tahminlere göre, ABD ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 0,3 ile 2022'den bu yana ilk kez küçülmüştü.

Bugün bilançosunu yayımlayan ABD'li hızlı servis restoran zinciri McDonald's'ın küresel satışları, yılın ilk çeyreğinde yüzde 1 azaldı. Şirketin hisseleri yaklaşık yüzde 2 geriledi.

Kaynak: AA



1958’de başlayan Büyük İleri Atılım, Çin’i hızla tarım toplumundan modern, sanayileşmiş bir komünist devlete dönüştürmeyi hedefliyordu. Ana fikir, ülkenin devasa nüfusunu harekete geçirerek aynı anda hem çelik üretimini hem de tarımsal üretimi artırmaktı. Hiçbir bilimsel dayanak aranmadan milyonlarca köylü tarlalardan çekilip arka bahçelere kurulan ilkel fırınlarda çelik üretimine yönlendirildi. Tencereler, tavalar ve hurda metaller eritilerek kullanılabilir çelik elde edileceği sanıldı. Elde tonla işe yaramaz cüruf kaldı. Tarımla uğraşabilecek vakti kalanlar “Aynı türden bitkiler sınıf dayanışması içindedirler; birbirleriyle rekabet etmezler” gibi zırva öngörüleri olan evrim karşıtı palavra “bilimsel” teorilere dayanan sık dikim yöntemlerine teşvik edildi. Pirinç tarlalarına zarar verdikleri suçlamasıyla serçeler (yanlış okumadınız) ülke çapında katledildi; ertesi yıl meydanı boş bulan çekirgeler tarlaları bastı. Bu dahiyane kararların doğrudan sonucu olan Büyük Kıtlık’ta açlıktan ölenlerin sayısının 15 ile 55 milyon arasında olduğu hesaplanıyor.




Ruslar asıl NATO’yla savaşa hazırlanıyor

Tahminlere göre Rus ordusu, savaşın başlangıcında olduğundan daha büyük, harcamalar arttı, fabrikalar gece gündüz üretim yapıyor, sınırda yeni üsler kuruluyor. WSJ’ye konuşan uzmanlara göre tüm bunların nedeni, Moskova’nın NATO ile bir savaşa hazırlanması

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Dünya liderleri Ukrayna’daki savaşla meşgul olsa da bazı Avrupalılar, Rus ordusunun Avrupa ile olan sınırında sessizce neler yaptığı hakkında endişeli. 

Finlandiya sınırının yaklaşık 100 mil doğusunda, Rusya’nın Petrozavodsk kentinde, askeri mühendisler Kremlin’in önümüzdeki birkaç yıl içinde on binlerce askeri denetlemek üzere yeni bir ordu karargahı kurmayı planladığı ordu üslerini genişletiyor.

Batılı asker ve istihbarat kaynaklarına göre çoğu şu anda Ukrayna’da savaşan o askerlerin, NATO ile yüzleşmeye hazırlanan Rus ordusunun omurgasını oluşturması bekleniyor. Kremlin orduya alımları genişletiyor, silah üretimini güçlendiriyor ve bölgede demiryollarına yatırım yapıyor. 1940 yılında Sovyetler Birliği’ne topraklarını teslim etmek zorunda kalan Finlandiya, on yıllardır Moskova ile çatışmaktan kaçınmaya çalıştı. Şimdi ise Ukrayna’nın işgalinin ardından NATO’ya katılan ülke, sınırlarını elektronik savunma sistemleri ve dikenli tel çitlerle güçlendiriyor.

WSJ’nin aktardığına göre Rusya’daki askeri uzmanlar, Fin sınırı yakınlarındaki aktiviteleri Kremlin’in NATO’yla potansiyel bir savaşa hazırlığı olarak niteliyor. Savunma üzerine çalışmalar yapan Moskova merkezli düşünce kuruluşu Strateji ve Teknoloji Analizi Merkezi Direktörü Ruslan Pukhov, “Askerler Ukrayna’da döndüğünde hasım olarak gördükleri bir ülkenin sınırına bakıyor olacaklar. Son on yılda ortaya çıkan mantık NATO’yla bir çatışma beklediğimize işaret ediyor” dedi. 

Rusya NATO’nun doğu sınırındaki askeri varlığını yükseltmeye hazırlanırken Putin ordunun 1.5 milyon askere genişletilmesini emretti. Ukrayna’nın işgalinden önce bu sayı 1 milyon civarıydı. Rusya, savaş öncesinde GSYİH’sinin yüzde 3.6’sı olan askeri harcamalarını bu yıl yüzde 6’nın üzerine çıkardı. Buna karşılık, ABD geçen yıl GSYİH’sinin yüzde 3.4’ünü, AB ülkeleri ise ortalama yüzde 2.1’ini askeri harcamalara ayırdı. Harcamaların artması sonucunda fabrikalarda üretim arttı, savunma sanayi firmaları imalat hatlarını genişletti ve hatta yeni tesisler açtı. Batı istihbarat tahminlerine göre, 2021’de, işgalden önce Rusya, ana muharebe tanklarından olan T-90M’den yaklaşık 40 adet üretmişti. Şu anda ise yılda yaklaşık 300 adet üretiyor. Finlandiyalı üst düzey bir askeri yetkili, bunların neredeyse hiçbirinin Ukrayna’daki cepheye gönderilmediğini, daha sonra kullanılmak üzere Rusya topraklarında tutulduğunu söyledi. 

5 yıl içinde savaş uyarısı

Topçu silahları ve mühimmat üretiminin bu yıl yaklaşık yüzde 20 artması beklenirken, insansız hava aracı kalitesi ve üretimi de önemli ölçüde artış gösterdi. ABD’nin Avrupa’daki kuvvetlerinin komutanı General Christopher Cavoli bu ay bir Senato komitesine, “Rus ordusu, çoğu analistin öngördüğünden daha hızlı bir şekilde yeniden yapılanıyor ve büyüyor. Ordu, bugün savaşın başında olduğundan daha büyük” demiş. 

Danimarka istihbarat teşkilatı şubat ayında yayınladığı bir raporda, Rusya’nın NATO’yu zayıf gördüğü takdirde beş yıl içinde Avrupa’da büyük çaplı bir savaş başlatabileceği uyarısında bulundu. Batılı askeri yetkililer, Ukrayna’da ateşkesin Rusya ordusunun daha da hızlı hazırlık yapmasına olanak tanıyacağı konusunda uyarıda bulundu. Bazı NATO ülkeleri, tanklara karşı sınırlarını güçlendiriyor, hendekler kazıyor ve ejderha dişi olarak bilinen piramit şeklindeki engeller kuruyor. 

Batılı yetkililer, Moskova’nın Batı’yı istikrarsızlaştırma ve Ukrayna’ya verdiği desteğin intikamını alma kararlılığının kanıtı olarak, Rusya’nın son yıllarda Avrupa’da gerçekleştirdiği gizli operasyonları gösterdi. Rus askeri istihbaratının, nakliye devi DHL’in uçaklarına yangın çıkaran cihazlar yerleştirme ve bir Alman silah üreticisinin CEO’sunu öldürme planlarının arkasında olduğu düşünülüyor.

Bir Avrupa istihbarat yetkilisi, Rusya’nın, önemli bir Rus nüfusa sahip Estonya gibi küçük bir NATO ülkesine saldırarak ittifakın bütünlüğünü test etmeye çalışabileceğini söyledi.

Rusya’nın NATO’ya karşı koyma kabiliyeti, kısmen Ukrayna savaşından sonra kuvvetlerini yeniden inşa etme kabiliyetine bağlı olacak. Bu savaş, subay kadrosunu zayıflattı, ancak hassas ateşleme konusunda deneyim kazandırdı. 



İsrail, 15 sağlık çalışanını katlettiğini kabul etti: Üç buçuk dakika aralıksız ateş etmişler

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Gazze’de geçen ay yardım çalışanlarını öldüren İsrailli askerlerin katliamdan önce bahsi geçen yolda artan ambulans trafiği hakkında bilgilendirildiği ortaya çıktı. Haaretz’in aktardığına göre İsrail ordusu, 15 yardım ve sağlık çalışanının öldürüldüğü, katliam ile ilgili soruşturmasının bulgularını ilk kez kamuyla paylaştı. İsrail ordusu daha önce saldırıyı “Hamaslıları hedef aldığını” söyleyerek savunmaya çalışmış, toplu mezara gömülen yardım çalışanlarının birinin telefonundan saldırı anında ambulansın sirenlerinin açık olduğu ve yardım çalışanlarının silahsız olduğunu gösteren görüntüler ortaya çıkınca geri adım atmıştı. 

İsrail ordusunun sunduğu özette “Golani Tugayı” üyelerinin 23 Mart’ı 24 Mart’a bağlayan gece saat 2 sularında, Hamas savaşçılarının kullanacağını düşündüğü yola konumlandı. 

Ancak pusunun kurulduğu gece aynı yolun yardım personelleri ve siviller tarafından kullanılmasına izin verilmişti. Dolayısıyla ambulansların yolu kullanmak için izin alması gerekmiyordu. İsrail ordusu ilk başta bu iddiayı reddetmiş ve kendilerine önden haber verilmemesini saldırının gerekçelerinden biri olarak göstermişti. Soruşturma özetine göre 3.30 sularında “Golani Tugayı”, yolda ambulans trafiği olduğuna dair uyarıldı. 3.57 sularında askerler sirenleri yanan ambulansı yolda gördü. İsrail ordusu, “Golani Tugayı”nın komutanının “tamamen kendi inisiyatifiyle” bu noktada ambulansa ateş açılmasını emrettiğini belirtti. Askerler ateş açarak konvoyu durdurdu, sonra araca doğru ilerledi. Bu noktada 2 yardım çalışanı öldürüldü ve bir kişi alıkonuldu. Arapça konuşmayan bir İsrail askeri, alıkonulan kişiyi sorguladı ve “öldürülenlerin Hamas üyesi olduğu” sonucuna vardı. Bu saldırıdan sonra askerler ambulansın ışıklarını söndürdü, cesetleri gizledi ve pozisyonlarına döndü.

Daha sonra 5.06 sularında kurtarma araçları, ambulanslar ve itfaiyeden oluşan bir konvoy aynı yolu kullandı. Raporda bu araçların ışıklarının yandığı ve karanlıkta fark edilmemelerinin mümkün olmadığı belirtildi. Konvoy, saldırıya uğrayan ambulansın yakınlarında durdu. Bu noktada komutan yine ateş emri verdi. Raporda saldırı anında konvoy ve askerler arasında 20-30 metre olduğu, dolayısıyla bu kişilerin silahsız olduğunun rahatlıkla anlaşılabileceği belirtidli.

Bulgulara göre saldırıya geçen askerler birkaç saniye içinde yardım ekibine ulaştı ve yaklaşık üç buçuk dakika boyuncaaralıksız ateş etti. Askerler, karşıdan ateş açılmaması ve kendilerini tanıtmaya çalışan yardım görevlilerinin çığlıklarına rağmen, şarjörlerini yeniden doldurup ateş etmeye devam etti. 

İsrail ordusunun saldırısı bittikten sonra bölgeye bu sefer ışıkları açık bir Birleşmiş Milletler aracı geldi. Araçtan inmemesine rağmen komutan ve bir asker ateş açıp BM çalışanını da öldürdü. Daha sonra cesetler ve araçlar toplu olarak gömüldü


Güney Kore'de Maliye Bakanı Choi istifa etti, Eğitim Bakanı Lee geçici devlet başkanı oldu

Güney Kore Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Choi Sang-mok, hakkındaki azil önergesinin Ulusal Meclis’te oylamaya sunulmasına dakikalar kala görevlerinden istifa etti. Geçici devlet başkanlığı görevini ise Eğitim Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Lee Ju-ho üstlendi



Trump'ın yasa kapsamında Venezuelalı göçmenleri sınır dışı etmesi 'hukuka aykırı'

ABD'de yargıç, Başkan Donald Trump yönetiminin Venezuelalı göçmenleri sınır dışı etmek için savaş dönemlerinde başvurulan "Yabancı Düşmanlar Yasası"nı kullanmasının "hukuka aykırı" olduğuna hükmetti


ABD Başkan Yardımcısı Vance, Rusya-Ukrayna savaşının yakında bitmeyeceğini söyledi

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Ukrayna’daki savaşın yakın zamanda sona ermeyeceğini söyledi. Trump yönetimi arabuluculuğunda süren barış müzakereleri sürerken, Rusya kısa süreli bir ateşkes ilan etti. Ancak taraflar arasındaki güvensizlik derinleşiyor

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Fox News’e verdiği röportajda Ukrayna’daki savaşın “her iki taraf da birbirinin barış şartlarını bilmesine rağmen” yakın zamanda sona ermeyeceğini söyledi.

“Bu çok acımasız bir savaş ve şu an her şey Ruslar ve Ukraynalılara bağlı” diyen Vance, tarafların bir anlaşmaya varmasının kolay olmadığını ifade etti.

Trump’ın barış planı: Kırım ve Luhansk tavizi gündemde

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’nın bir barış anlaşması kapsamında Kırım’ı Rusya’ya bırakmayı kabul edebileceğini öne sürdü. Trump, Zelenski’nin bu konuda istekli olabileceğini belirtti: “Öyle sanıyorum.”Reuters ise ABD’nin hazırladığı planın, Rusya’nın Kırım üzerindeki kontrolünü tanımasının yanı sıra, Luhansk’taki fiili durumu da kabul ettiğini aktardı.

Ancak Avrupa tarafı ve Ukrayna, bu plana karşılık, işgal altındaki topraklara dair müzakerelerin ancak ateşkes yürürlüğe girdikten sonra yapılmasını öneriyor. Avrupa ayrıca Ukrayna’ya NATO benzeri somut güvenlik garantileri verilmesini istiyor ve ABD’nin Ukrayna'yı NATO dışında tutma planını reddediyor.

Zelenski: Ateşkes, Putin’in törensel hamlesi

Kremlin, 8-11 Mayıs tarihleri arasında geçici bir ateşkes ilan etti. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, bu hamleyi “İkinci Dünya Savaşı’nın anma törenlerini huzur içinde geçirmek isteyen Putin’in bir manevrası” olarak değerlendirdi.

Zelenski, ateşkesin ardından uzun soluklu bir barış sürecinin başlaması çağrısında bulunurken, mevcut teklifleri “teslimiyet” olarak nitelendiriyor.

Vatikan görüşmesi ve tartışmalı anlaşma

Trump ile Zelenski, Papa Francesco’nun 26 Nisan’daki cenazesi öncesinde Aziz Petrus Bazilikası’nda 15 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Bu, Şubat ayında Oval Ofis'te yaşanan gerginlik sonrası iki liderin ilk yüz yüze teması oldu.

Görüşme sonrası ABD ile Ukrayna arasında nadir toprak elementleri üzerine bir anlaşma imzalandı. Bu gelişme, müzakerelerin ekonomik boyutunun da barış sürecine entegre edildiğini gösteriyor.

Putin ve Trump'ın elçisi görüştü: "Anlaşmaya yakınız" mesajı

Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff, 25 Nisan’da Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Görüşmeye Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov ve Rusya Varlık Fonu Başkanı Kirill Dmitriev de katıldı.

Putin, Witkoff’a “ön koşulsuz doğrudan görüşmelere açık olduklarını” iletti. Uşakov, üç saat süren görüşmenin yapıcı geçtiğini açıkladı.



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
1710

1️⃣ COGAT ve Gazze Sonrası Plan İsrail’in COGAT birimi (Coordination of Government Activities in the Territories) Gazze sonrası “askeri-sivil geçiş modeli” kuruyor. • COGAT artık sadece “işgal koordin

 
 
 
410

Avrupa’nın aşırı sağcı partileri ekonomide solcu oldu Çünkü daha küçük devlet çağrısı, oylarının büyük bölümünü aldıkları işçi sınıfında...

 
 
 
4010

Trump, Hamas'ın Gazze Ateşkes Teklifine Yanıt Vermesi İçin Pazar Günü Son Tarihi Belirledi Anlaşma sağlanamazsa Trump, 'Daha önce hiç...

 
 
 

Yorumlar


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page