top of page

Çin yüzyılı

  • Yazarın fotoğrafı: mutlunecmettin
    mutlunecmettin
  • 23 May
  • 3 dakikada okunur

Trump bu kafayla devam ederse “Çin yüzyılı” başlayacak

Princeton Üniversitesi’nde Çin’in sanayi politikaları üzerine çalışan Kyle Chan, The New York Times’a konuk yazar olarak yazdığı makalesinde önemli bir tespitte bulundu

A+ Yazı Boyutunu BüyütA- Yazı Boyutunu Küçült

Kyle Chan/The New York Times

Teorisyenler yıllardır “Çin yüzyılından” bahsediyor. Çin’in muazzam ekonomik ve teknolojik potansiyelini nihayet kullanarak ABD’yi geride bıraktığı ve küresel gücü Pekin’in etrafında konumlandırdığı bir dünya kurulacağını söylüyorlar.

Oysa Çin yüzyılının halihazırda başlamış olması mümkün. Geleceğin tarihçileri bugüne bakınca Başkan Donald Trump’ın ikinci döneminin ilk aylarını Çin’in ABD’yi geride bırakıp uzaklaşmaya başladığı günler olarak anabilir.

Çin’le girişilen büyük savaş net bir şekilde kaybedilirken dar görüşlü Trump ve ABD bir yere varmayacak küçük çatışmalara odaklanıyor.

Yol ayrımı nerede?

Trump Amerika’nın gücünü ve inovasyonunu ayakta tutan temellere balyozla saldırıyor. Gümrük vergileriyle Amerikan şirketlerinin global piyasalara ve tedarik zincirlerine erişimini tehlikeye atıyor. Kamu araştırma fonlarını kesip üniversitelerin içini boşalttığı için birçok yetenekli akademisyen ABD’den ayrılmayı düşünüyor. Trump temiz enerji ve yarı iletkenlerin üretimi gibi teknoloji programlarını iptal etmek istiyor ve Amerika’nın dünyanın birçok bölgesindeki yumuşak gücünü sıfırlıyor.

Çin ise bambaşka bir rotada ilerliyor.

Çelik, alüminyum, gemi yapımı, pil, güneş enerjisi, elektrikli taşıtlar, rüzgar türbini, İHA, 5G ekipmanı, tüketici elektroniği, ilaç etken maddeleri ve hızlı tren gibi birçok sektörde global üretimin zirvesinde Çin var. 2030 yılı itibarıyla ülkenin global üretimdeki payı yüzde 45’i bulacak gibi görünüyor. Pekin geleceği kazanmaya da odaklanmış durumda. Mart ayında 138 milyar dolarlık ulusal girişim sermayesi fonu açıklandı. Kamusal Ar-Ge çalışmalarına yönelik bütçe de artırıldı.

Çin’in yaklaşımı göz kamaştırıcı sonuçlar veriyor.

Birçok Amerikalı, Çin’in yapay zeka alanında rekabet edebileceğini ocak ayında Çinli DeepSeek adlı startup yapay zeka sohbet robotunu piyasaya sürünce anladı.

Otomotiv ve tıpta da atılım

Trump’ın siyasi müttefiki Elon Musk’ın bir zamanlar dalga geçtiği Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD’nin küresel satışları geçen yıl Tesla’yı geride bıraktı. Şimdilerde bütün dünyada yeni fabrikalar kuran BYD’nin mart ayı itibarıyla piyasa değeri Ford, GM ve Volkswagen’in toplamından fazla. Çin kanser tedavisi başta olmak üzere ilaç keşiflerini hızlandırdı ve 2023’te dünyanın geri kalanının toplamından daha fazla endüstriyel robotu hizmete aldı. 21. yüzyılın hayati emtiası olan yarı iletkenler uzun süre boyunca ülkenin zayıf noktalarından biriydi. Ama Huawei’nin son atılımları öncülüğünde Çin bu alanda bağımsız bir tedarik zinciri kuruyor.

“Ucuz bebekçi Çin”

Trump ise kafayı gümrük vergilerine takmış durumda. Çin’in ne büyük bir tehdit olduğunu bile anlamıyor. Bu ay iki ülke gümrük vergilerini düşürme anlaşmasını açıklamadan önce Trump Çin mallarına aşırı yüksek vergi getirmenin ABD’deki rafları boş bırakacağı yönündeki kaygıları geçiştiriyordu. Ona göre Amerikalılar birkaç oyuncak bebek daha az alarak da yaşayabilirdi. Çin’i hâlâ sadece demode oyuncak ve ucuz ürünler üreten bir yer olarak görüyor.

Gümrük vergileri ve diğer ticari baskılar Çin’i şu ana kadar çok başarılı olmuş devlet güdümlü ekonomik plandan saptırmayacak. Çin Amerikalıların makul gördüğü sanayi ve ticaret politikalarını benimseyivermeyecek. Tam tersine, Pekin devlet öncülüğündeki yaklaşımı güçlendiriyor ve ileri teknoloji sektörlerinde hakimiyet için II. Dünya Savaşı’nda ABD, İngiltere ve Kanada’nın ilk nükleer silah üretimi için giriştiği Manhattan Projesi’ne benzer bir yoğunlaşma içinde.

Çin’in önünde de zorlu engeller var. Gayrimenkulde toparlanma emareleri görülse de sektörde süregelen gerileme ekonomik büyümeye ayak bağı olmaya devam ediyor. İş gücünde daralma ve yaşlanan nüfus gibi uzun vadeli sorunlar da mevcut. Ama yıllardır Çin’in zirveyi gördüğünü ve kaçınılmaz olarak düşüşe geçeceğini söyleyenler her seferinde yanıldı.

Çin nasıl ilerler?

Trump’ın kısa vadeli çözümlere takıntısı ABD’yi güçlü kılan niteliklerin altını oyarken Çin hakimiyetindeki dünyanın doğuşunu hızlandırmaktan başka işe yaramıyor.

İki ülke de bugünkü rotalarında ilerlerse ne olur? Çin’in otomobil, çip, MR cihazları ve ticari jetler gibi ileri teknolojilerin üretiminde tam bir egemenlik kurması muhtemel. Yapay zeka yarışı da ABD ile Çin arasında değil Çin kentleri arasında geçer. Dünya genelinde Çinlilere ait fabrikalar tedarik zincirlerini dünyanın lider teknolojik ve ekonomik süper gücü Çin’i merkeze alacak şekilde düzenler.

ABD nasıl geriler?

Amerika ise ciddi şekilde gerileyebilir. Gümrük vergisi duvarlarının arkasında kalmış Amerikalı şirketler neredeyse sadece yerli tüketiciye satış yapar. Uluslararası satışların düşüşüyle şirket kazançları da geriler ve yatırıma paraları kalmaz. Amerikalı tüketiciler vasat kalitesine rağmen ülkedeki yüksek üretim maliyeti sebebiyle küresel ürünlerden pahalı olan ABD yapımı mallara mecbur kalır. Çalışanlar artan enflasyon ve artmayan gelir gibi sorunlarla karşılaşır. Otomotiv ve ilaç gibi yüksek değer yaratan sektörler halihazırda Çin’in hakimiyetine geçmişken geleceğin önemli sektörleri de elden gider.

Bu karamsar senaryoyu önlemek için olmazsa olmaz görünen ve şimdiden iki partinin de desteğini alan politikaların tercih edilmesi şart. Ar-Ge’ye yatırım, akademik, bilimsel ve kurumsal inovasyona destek, dünya genelindeki ülkelerle ekonomik bağların tesisi ve uluslararası yetenek ve sermaye için cazip bir iklim yaratmak gerekiyor. Ama Trump yönetimi tüm bu alanlarda ters yönde ilerliyor.

İçinde bulunduğumuz çağın Çin yüzyılı mı yoksa Amerikan yüzyılı mı olacağı bize bağlı. Ancak rotayı değiştirmek için vakit giderek daralıyor. 

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Grossi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İsfahan'daki saldırıya uğrayan nükleer tesiste çok az nükleer madde bulunduğunu veya hiç bulunmadığını...

 
 
 
SİBER SAVAŞ

Genel Gündem Bir haftayı geride bırakan İsrail - İran savaşının doğal cephelerinden biri de internetti. Her iki ülkenin de hatırı sayılır...

 
 
 

Comments


©2023 copyright by MD all rights reserved

bottom of page